Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/520 E. 2022/1281 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
YAZIM TARİHİ : 21/09/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan istirdat davasında 03/03/2022 tarihinde tesis edilen davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Erkek kuaförü işletmecisi olduğunu, davalı kurumun … tesisat numaralı abonesi olduğunu, 26/03/2021 tarihinde davalı kurum görevlilerinin kendisine kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle tutanak düzenlediklerini ve elektriği kullanıma kapattıklarını, kaçak elektrik kullanımının bilgisi dışında olduğunu, kaçak elektrik kullanım nedeniyle kesilen 26.030,58 TL bedelindeki faturayı ödediğini, bu faturanın fahiş olduğunu, salgın hastalık nedeniyle çalışamadıklarını, bu nedenle kaçak kullanıma ilişkin bilirkişi raporu alınarak fazla ödediği tutarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kaçak elektrik kullandığını, müvekkili şirket tarafından kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, müvekkili şirket tarafından EPDK ve EPTHY maddelerine uygun alarak kaçak kullanım hesaplaması yapılmış ve fatura edilmiş olduğunu, davacının faturanın içeriği hakkında süresi içinde itirazda bulunmadığından bu içeriği kabul etmiş sayılacağını, davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… davanın haksız tahsil edilen tutarın iadesine ilişkin istirdat istemine ilişkin olduğu, davacının aboneliğinin ticarethane aboneliği niteliğinde olduğu, bu bakımdan davanın ticari dava niteliğinde olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca ticari davalarda davadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, davacı tarafça arabulucuya başvurulmadan eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar …” gerekçesiyle karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asliye hukuk mahkemelerinde ikame edilecek davalarda arabuluculuk dava şartı bulunmadığını, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararına müteakip asliye ticaret mahkemesine geldiğinin sabit olduğunu, bu aşamada asliye ticaret mahkemesinin işin esasına girmeden arabuluculuk şartı noksanlığı gerekçesiyle usulden ret kararı vermesinde hukuki yarardan bahsedilemeyeceğini belirterek istinaf talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince 03/03/2022 tarihli ek kararı ile kararın kesin olarak verilmiş olmasından dolayı HMK 346/1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
EK KARARA YÖNELİK İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı asıl karara yönelik istinaf dilekçesini aynen tekrar ederek, mahkemenin başvurularının reddine yönelik kararı ile arabuluculuk şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ilişkin kararırın kaldırılmasını istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; istirdat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL dava değeri gösterilerek kısmi dava olarak açıldığı, mahkemenin davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi kararına karşı, davacı vekilince istinaf isteminde bulunulduğu, 03/03/2022 tarihli ek karar ile de HMK 346/1.maddesi uyarınca kesinlik nedeniyle istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL üzerinden açılmış olup, kısmi davada, temyiz/istinaf sınırı alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenecek olup, dava dilekçesinde davacının istirdat talebinin 26.030,58 TL bedelli ve ödemek zorunda kaldığı faturadan kaynaklandığı, mahkemece istirdada konu miktarında belirlenmemiş olduğu gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin 03/03/2022 tarihli istinaf dilekçesinin reddi kararının yerinde olmadığından, davacının ek karara ilişkin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca, davacının GİB sorgusunda, erkekler için kuaför ve berber işletmeleri faaliyetinde bulunduğu, vergi dairesinden celp edilen kayıtlara göre basit usulde vergilendirildiği ve dava tarihi itibariyle yıllık kazancına göre tacir sayılan kişilerden olmadığı görülmüştür.
Asliye Ticaret Mahkemeleri 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında hükme bağlanmış ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemelerin, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. TTK’nın 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacaktır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Yapılan açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa gelindiğinde ise, taraflar arasında elektrik aboneliği sözleşmesi bulunduğu, nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması gerektiği, Gelir İdaresi Başkanlığına yazılan müzekkere cevabına göre davacının basit usulde vergilendirildiği ve tacir olmadığı, davanın nispi ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, yine uyuşmazlığın TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarından olmadığından mutlak ticari dava olarak da kabulünün mümkün olmadığı, davacının esnaf olduğu ve mesleki faaliyet gösterdiği iş yerinde bulunan elektrik aboneliğinden kaynaklı olarak eldeki davanın açıldığı, davacının 6502 sayılı yasanın 3/1-k maddesi uyarınca tüketici de olmadığı, bu sebeple davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerekirken, görev hususu dava şartı olup, re’sen nazara alınması gerektiğinden anılan husus nazara alınmaksızın işin esasının incelenmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi ek kararının yukarıda anlatılan sebeplerle ve asıl kararının HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin diğer istinaf istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/03/2022 tarih … Esas … Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Davacı vekilinin esas karara yönelik istinaf isteminin kabulü ile, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/09/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.