Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/46 E. 2022/500 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2019
NUMARASI : …. Esas – …. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/04/2022
YAZIM TARİHİ : 05/04/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 17/05/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilinin borçlu olduğu 12.07.2017 tanzim ve 30.12.2017 vade tarihli 105.000 TL. bedelli bono senedine istinaden Konya …İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra dosyasında takip yapıldığını, sonrasında Konya .. Asliye Hukuk Mahkemesinde …. Esas sayılı dosyada tasarrufun iptali davasının açıldığını, takibe konulun bono senedindeki borcun müvekkili tarafından ödenmesi üzerine müvekkilinde bulunan senet fotokopisine borcun ödendiği ve tarafların birbirinden alacağı kalmadığının yazıldığını, ancak senet aslının iade edilmediğini, açıklanan nedenlerle bonoya dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, alacaklının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava menfi tespit davası olup borcun varlığını değil de ibra, ödeme gibi bir olgu ile sona erdiğini iddia eden davacının ispat yükü altında olduğunu, karşı tarafın ileri sürdüğü ibra sözleşmesinin tarihi belli olmadığı gibi ıslak imzaların da senet suretini kapsayacak bir biçimde atılmadığını, ibranın bütün kapsamlarıyla kesin olarak belirlenmesi gerektiğini, ibra belgesi olarak ileri sürülen bono fotokopisine açıkça ve kesin olarak itiraz ettiklerini, davacı davasını net ve kesin bir ibra ile ispat edemediğinden davanın reddi gerektiğini, İİK m.72 uyarınca %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…..ticari teamüller dikkate alındığında borcu ödenen senedin alacaklıda bırakılması gibi bir hususun söz konusu olmadığı, senedin üzerindeki ifadeler ve imzaların dava konusu senede ilişkin düzenlendiğinin sabit olduğundan bahsedilemeyeceği gibi tarih, bedel, hangi borca ilişkin düzenlendiği belli olmayan ifadelerin usulüne uygun bir ibra sözleşmesi olarak da değerlendirilemeyeceği, tüm bu hususlar gözetildiğinde davacı tarafça dava konusu senetteki borçtan dolayı borçlu olmadığı iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılmış, dava dilekçesinde açıkça yemin delili de belirtilmiş olmadığından yemin deliline ilişkin prosedür işletilmemiş ve ispatlanamayan davanın reddine ve şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebi ile salt olarak kötü niyetli hareket edildiği…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka uygun olmadığını, bono senedinin renkli fotokopisi üzerine el yazısı ile “…………..’dan alacağımız ve borcumuz yoktur” şeklindeki açık ve net ifade ile alacaklı S,,,,,,,,,,,,ç’ın müvekkilinden alacağının olmadığını beyan ederek altını imzaladığını, alacaklının bu imzayı inkar etmediğini, bu yazı ve imzadan sonra özellikle yazının ve imzanın üzerine yazıldığı bono senediyle ilgili alacak iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığını, bu yazının bononun düzenlenmesinden sonra yazıldığının kesin olduğunu, borcun olmadığına dair alacaklıdan imzalı belge alan borçludan bu belge dışında başka bir delil ve belge istemenin hukuk ve hakkaniyete uygun olmadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan Yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/3521 Esas 2019/1844 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda davacının davalı tarafından Konya …İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyasında takibe konulan senedi ödediğini, bu hususu davacı alacaklının senedin renkli fotokopisi üzerine “….’dan alacağımız ve borcumuz yoktur” yazdığını ve imzaladığını belirterek bu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davacı tarafından sunulan belgenin borcun ödendiğini gösterdiği, bu durumda ispat yükünün senetten dolayı davacının borçlu olduğunu iddia eden davalıya düştüğü, davalının yemin deliline de dayandığı, yemin delilinin HMK’nın 225 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, yeminin kesin delil olduğu, yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlü olduğu, şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemeyeceği, ispat yükü davalı üzerinde olduğundan davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından; davacının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2019 tarih ….. Esas …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/04/2022 tarihinde oy çokluğuyla HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır
(Muhalif)

A.G

MUHALEFET ŞERHİ: 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesine göre senede karşı ileri sürülen her türlü iddia ve def’inin yazılı delille kanıtlanmasının zorunlu olduğu, Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 29/02/2016 tarih ….esas … karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi takibe dayanak yapılan senedin alacaklının elinde bulunmasının, borcun ödenmediğine karine teşkil ettiği, her ne kadar davacı davalının senet fotokopisi üzerine alacağının bulunmadığını yazdığını beyan etmiş ise de bu ibranamede tarihin bulunmadığı, davacının senedin ibraname kapsamında kalıp kalmadığının yazılı delille ispat edemediği, açıkça yemin deliline de dayanmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye
e-imzalıdır