Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/455 E. 2022/962 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 03/02/2022
NUMARASI : … Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
Av. … –

İSTİNAF EDEN
KARŞI TARAF DAVALI : 1-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –
2- …
TALEP : İhtiyati Tedbir

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
YAZIM TARİHİ : 07/06/2022
İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından karşı taraf davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan davada 03/02/2022 tarihinde tesis edilen ara karara karşı, karşı taraf davalı … vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, davalı Kooperatif ile diğer davalı ve hissedarları arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davalı kooperatif tarafından taşınmaz üzerinde inşaat yapılmaya başlandığını, müvekkilinin dava konusu taşınmazı kooperatifin karar defterinde üyeliği kabul edilen ve üye olduğu sabit olan dava dışı …’den 28.6.2012 tarihli hisse devir sözleşmesi ile satın alındığını, mahkeme kararı ile müvekkilinin dava konusu taşınmaza malik ve zilyet olduğu tespit edilerek adına tahsisine ve kooperatif üyesi olduğuna karar verildiğini, buna rağmen davalı kooperatifin hukuka aykırı olarak tapuya diğer davalı adına tescil ettirdiği taşınmaz ile müvekkiline ait olduğuna karar verilen taşınmazın aynı taşınmaz olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatif genel kurulunda alınan kararların geçersiz olduğunun tespiti ile iptalini, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilini, talebin kabul edilmemesi halinde emsal bir dairenin tahsisi ile tapuya tescili veya bu dairenin rayiç değeri ile müvekkilinin uğradığı veya uğrayacağı tüm mağduriyet veya parasal değerlerin belirlenip davalılardan müştereken ve müteselsilen faiziyle tahsilini, dava sonuna ve hüküm kesinleşinceye kadar devrinin ve üzerine ayni-şahsi hak tesisinin önlenmesi için taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince 12/02/2021 tarihli ara karar ile; “… 6100 s. HMK’nın 390/3. maddesine göre ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”
6100 s. HMK.nın 394. maddesi gereğince de, “… (2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler…”
Somut olayda ; Davanın Tapu İptali ve Tescile ilişkin olduğu dosya kapsamı uyarınca haklılığın yaklaşık olarak ispat edildiği anlaşılmakla; şimdilik dava değeri olan 30.000,00 TL’nin %20’si oranında teminat mukabilinde kabulüne, kararın tebliğinden itibaren 1 hafta kesin süre içinde 6.000,00TL tutarındaki teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ibrazı ve taşınmazın davalılar adına kayıtlı olması halinde … İli … İlçesi … ada … parsel … Konutları … Blok … Kat … nolu bağımsız bölümün iradi olarak devrinin ve üzerine ayni – şahsi hak tesisinin engellenmesine yönelik tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, taşınmazın değeri tespit edildiğinde teminatın taşınmaz değerin % 20’sine tekabül edecek şekilde davacı tarafça tamamlanmasına…” karar verilmiştir.
İTİRAZ: Karşı taraf davalı … vekili, dava konusu taşınmazın kat irtifakının tesisinden önce arsa halindeyken dahi müvekkiline ait olup, müvekkilinin dava konusu taşınmazın kök maliki olduğunu, davacının taşınmaz mülkiyetini müvekkiline karşı ileri sürebileceği bir hukuki durumun bulunmadığını ileri sürerek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF EDİLEN ARA KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…6100 sayılı HMK 394.maddesi “İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir” hükmünü içermekte olup; ihtiyati tedbire itirazın ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak yapılabilecek olması, tedbire itiraz edenin itirazını dayandırdığı savunmaların yargılamayı gerektirmesi ve daha önce alınan teminatın yeterli olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karşı taraf davalı … vekili, HMK’nın 389. maddesinde aranan ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmediğini, müvekkilinin davaya konu taşınmaz üzerindeki tasarrufunun ihtiyati tedbir kararı ile imkansız hale geldiğini, davacı tarafından yaklaşık ispatın sağlanmadığını, teminat oranının daha yüksek olması gerektiğini, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi veya hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkiline husumet düşmeyeceğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinde ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır. ” hükmü düzenlenmiştir.
HMK’nın 390. maddesinde de” İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” hükmü yer almaktadır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri nazara alındığında, somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nın 389. madde koşullarının oluştuğu, talep eden tarafça yaklaşık ispatın sağlandığı, HMK’nın 396. maddesi uyarınca da durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebileceği ve bu itibarla, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından, karşı taraf davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Karşı taraf davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran karşı taraf davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/06/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T