Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : … Esas … Karar
DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Banka Düzenlemelerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/06/2023
YAZIM TARİHİ : 05/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 20/01/2022 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı banka tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkiline yapılmış bir tebligatın bulunmadığını, icra dosyasından yapılan incelemede ise yıllar önce dava dışı … ile davalı banka arasında yapılan kredi sözleşmesine kefilliği nedeniyle hakkında takip yapıldığını, ancak kefaletin geçerli olması için eş rızası gerektiği ve müvekkilinin eşinin rızasının bulunmadığını, bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin kefalet sözleşmesinde imzası bulunsa da kefalet sözleşmesine sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihi gibi unsurların müvekkilinin el yazısı ile yazılmadığını, davalı bankanın kötü niyetli olarak takip yaptığını belirterek öncelikle tedbiren icra takibinin durdurulmasına, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalı bankanın % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiş, cevap süresinden sonra verdiği … tarihli beyan dilekçesinde; müvekkil Banka ile dava dışı … arasında 17.04.2015 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşmeye aynı tarihte attığı imza ile 25.000,00 TL’ye kadar müteselsil kefil olduğunu, dava dışı … ‘ın müvekkil Banka’ya sunduğu çiftçilik belgesi üzerine kendisine imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında 10.000,00 TL’lik Bitkisel Üretim Kredisi kullandırdığını, bu kredinin ödenmemesi üzerine dava dışı … ve davacı hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun eş rızasına ilişkin 584/3. Maddesi gereğince dava dışı …’a kullandırılan Bitkisel Üretim Kredisinin 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullandırıldığını ve kefil için eş rızası aranmayacağını, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…icra takibine konu borcun 17/04/2015 tarihinde Kredi Genel Sözleşmesine olan kefaletten kaynaklandığı, kefil olarak imzası bulunan davacının kefaletinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583. Maddesine uygun olarak alınmadığı, yine az yukarıda bahsedilen eş rızasının gerekmediği bir kredi durumunun da söz konusu olmadığı, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ve dahi bilirkişi raporu ile bu durumun açıklığa kavuştuğu, davacı eşinin krediye rızasının alındığına ilişkin bir belgenin de davalı yanca sunulmuş olmadığı, davacı yanca kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması durumunda bu tazminata hükmedilebileceği, her ne kadar takibin haksız olduğu düşünülecek olsa da davalının kötüniyetli olarak hareket ettiğinin ispatlanamadığı…” gerekçesiyle, davacının davasının kabulüne, davacının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takipten dolayı davalı yana borçlu olmadığının tespitine, şartlar oluşmadığından dolayı davacı tarafın tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; beyan dilekçesini tekrarla, dava dışı …’a kullandırılan Bitkisel Üretim Kredisinin 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullandırıldığını ve TBK 584/3. Maddesi gereğince kefillik sözleşmesinin geçerliliği için davacının eşinin rızasının aranmayacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı, dava dışı …’ın kullandığı krediye kefil olduğunu, ancak kefalet sözleşmesinin TBK 583 ve 584 maddede belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenmediğini, kefalet sözleşmesinde sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihi gibi unsurların müvekkilinin el yazısı ile yazılmadığını, eş rızasının da alınmadığını iddia etmekte; davalı, kredinin 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullandırıldığını ve TBK 584/3 maddesi gereğince eş rızası aranmayacağını savunmaktadır.
Dosya icerisinde bulunan kredi sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin genel kredi sözleşmesi olduğu, kullandırılan kredinin 5570 sayılı Kanun kapsamında faiz destekli kredi olduğuna dair herhangi bir kayıt içermediği görülmüştür. Bankacı bilirkişiden aldırılan raporda, tüm bankaların kullandırdığı tarımsal kredilerin ticari kredi olarak verildiği, bu konudaki kredi sözleşmelerinin genel kredi sözleşmesi olarak düzenlendiği, davalı bankanın …tr adresinden gönderdiği mailde …’ın kullandığı “Bitkisel Üretim Kredisi”nin tarım kredisi olup 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar tarafından yürütülen faiz destekli kredilerden olmadığının ifade edildiği bildirilmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere ve özellikle Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporuna göre, davacının dava dışı …’ ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesine kefil olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin genel kredi sözleşmesi olarak düzenlendiği, eş rızası bulunmasının istisnası olan 5570 sayılı Kanun kapsamında faiz destekli kredi olmadığı, bu durumun bankanın mail yazışmaları ile de sabit olduğu, bankaca kefalet sözleşmesi düzenlenirken davacının eşinin rızasının alınmadığı ve TBK 584 maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı, açıklanan nedenlerle davalının ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.109,02 TL harçtan peşin alınan 277,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 831,76 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan… Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
D.A.Ç