Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/410 E. 2022/761 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR :

VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
YAZIM TARİHİ : 13/05/2022
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 19/01/2022 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket hakkında Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamı ile konkordatonun tasdikine karar verildiğini, bu şirket ile davalı banka arasında kredi ilişkisinin bulunduğunu, diğer davacıların da davacı şirketin kullandığı krediye kefil olduklarını, davalı banka tarafından davacı şirket aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sırası üzerinden çekişmeli alacak davası açılarak 1.267.882,44 TL. alacağın da davacı şirketten alınarak konkordato ödeme takvimine uygun olarak bankaya ödenmesinin talep edildiğini, açılan davanın halen derdest olduğunu, davalı banka tarafından ayrıca, kredi sözleşmesine kefil olan diğer iki davalı aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatılarak, takibe itiraz üzerine de yine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını ve 1.849.710,92 TL. üzerinden itirazın iptalinin istenildiğini, bu davanın da derdest olduğunu, davacılar ile davalı banka arasındaki alacak borç ilişkilerinde herhangi bir netlik bulunmadığını beyan ederek, davacı şirketin geçici mühlet tarihi itibariyle, diğer iki davacının ise Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip tarihi itibariyle olmak üzere, bütün davacıların davalı bankaya 1.238.625,59 TL. borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın açılmasında hukuki yarar olmadığını, Konya … ATM … E. Sayılı dosyasında … ile kefiller hakkında açılan davaların dava değerlerinin farklı olmasının nedeni davacıların talebi üzerine alınan bilirkişi raporunda açıklandığını, müvekkili banka davacılardan alacaklı olduğunu, davanın esasına girilmesi halinde bilirkişi marifetiyle müvekkilinin alacaklı olduğu tespit edileceğini belirterek davanın reddi ile davacılar aleyhine dava değerinin %20’si oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “..Dava, “Menfi Tespit” davasıdır. Somut olayda ; öncelikle çözülmesi gereken sorun aynı zamanda dava şartı olup, re’sen değerlendirilmesi gereken hukuki yararın bulunup bulunmadığı sorunudur. Davalı taraf da ayrıca hukuki yarar itirazında bulunmuş, davacı taraf ise taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinde netlik bulunmadığı için, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki itirazın iptali ve çekişmeli alacak davalarından sonra bu menfi tespit davasını açtıklarını bildirmişlerdir. Yargıtay 19. HD’nin 16.06.2020 gün ve 2018/1702 E. 2020/1048 K. sayılı emsal içtihadına göre, “Menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle davalının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürülebilecek hususlar itirazın iptali davasında da ileri sürülebilecektir. Hukuki yararın varlığı dava şartlarından olup, mahkemece de bu hususun resen dikkate alınması gerekmektedir.” Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında, davacı …. tarafından, davalı …. aleyhine çekişmeli alacak davası açılarak, konkordato dosyasında kabul edilmeyen 07/11/2018 tarihi itibariyle 1.267.882,44 TL. alacağın da davalıdan tahsili istenilmiştir. Konkordatodan kaynaklanan çekişmeli alacak davalarında alacağın, konkordato davasına bakan mahkemenin talimatına göre konkordato dosyasına alacak bildiriminin yapıldığı geçici mühlet veya kesin mühlet tarihi itibariyle tespiti gerekmektedir. Mahkememizin … E. … K. sayılı ilamında da alacaklıların kesin mühlet tarihi olan 23/01/2019 tarihi itibariyle alacaklarını bildirmeleri istenilmiş, konkordato dosyasından bu tarih itibariyle alacak borç durumu (konkordato nisabına etkili olacak şekilde belirlenmiş, tarafların maddi hukuktan kaynaklanan hakları saklı kalmak kaydıyla) alacak tespiti 23/01/2019 tarihi itibariyle yapılmıştır. Davacı bankanın … E. sayılı davada, 23/01/2019 tarihi itibariyle çekişmeli alacak talebinde bulunması gerekirken 07/11/2018 tarihi itibariyle talep bulunmasına rağmen, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında alınan ek rapor ile taraflar arasındaki çekişmeli alacağa ilişkin alacak borç durumunun kesin mühlet tarihi olan 23/01/2019 tarihi itibariyle belirlenmesi sağlanmıştır. Mahkememizdeki bu davada tavzih dilekçesiyle davacı taraf, davacı şirketin geçici mühlet tarihi olan 01/11/2018 tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespitin istemiş ise de; davacılardan … ile davalı … arasındaki ihtilaf, konkordato davasındaki uygulama nedeniyle, kesin mühlet tarihi olan 23/01/2019 tarihi itibariye çıktığından davacı tarafın geçici mühlet tarihi itibariyle menfi tespit istemekte hukuki yararın bulunmadığı gibi, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı çekişmeli alacak davasında da kesin mühlet tarihi olan 23/01/2019 tarihi itibariyle davacı şirket ile davalı banka arasındaki alacak borç durumu belirleneceğinden, yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında da belirtildiği üzere sonradan bu menfi tespit davasının açılmasında davacı şirket yönünden hukuki yararın bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı taraf, davacılardan kefil sıfatına sahip … ve … yönünden, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip tarihi itibariyle davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitini istemiş ise de; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı itirazın iptali iptali davası, davacı … ile davalılar … ve … arasındaki aynı icra takibine ilişkin bir dava olup, ilgili davada icra takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki ihtilaf çözüleceğinden, yine yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında da belirtildiği üzere sonradan bu menfi tespit davasının açılmasında davacılar … ve … yönünden de hukuki yararın bulunmadığı sonucuna varılmıştır. 6100 sayılı HMK’nin 114/1-h maddesine göre hukuki yarar dava şartı olup, HMK’nin 115/1. maddesine göre de her aşamada ve re’sen değerlendirilmesi gerektiğinden davacıların davasının davasının hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacıların davasının hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay 19. HD’nin 16.06.2020 tarih ve 2018/1702 Esas 2020/1048 Karar sayılı içtihadının konkordato hukukuna göre değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu, anılan karar incelendiğinde bir icra takibine dayalı olarak itirazın iptali davası açıldığını, müteselsil kefilin de borçlu olmadığının tespitinden bahisle menfi tespit davası açıldığının görüldüğünü, oysa işbu dosyada taraflar arasında mevcut itirazın iptali davasının yanında, konkordato sonrası alacak davası ve konkordatonun kısmen feshi davasının söz konusu olduğunu, bu dosyaların varlığı ise mevcut durumu emsal içtihattan daha da komplike bir hukuksal soruna dönüştürmekte olduğunu, sorunun özü davalı bankanın konkordato tasdik kararı nedeniyle adi alacaklı olarak sadece anapara alacağıyla yetinmek istememesi konkordato tasdik kararı ile sağlanan hukuksal güvenceyi müşterek borçlu müteselsil kefillere icra baskısı yaparak dolanmak ve alacağını bunlar üzerinden “faiz ve diğer alacak kalemleri ile birlikte tahsil etmeye çalıştığını” konunun özünün bu olduğunu, geçici mühletin kesin mühlet ile hukuksal sonuçlarının aynı olduğunu, mahkeme delil listelerinde gösterdikleri ve yine aynı mahkemede reddolan … Esas sayılı dosyayı gerekçeli kararında değerlendirmediğini, menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar olduğunu, hukuki dinlenilme hakkı açısından değerlendirme yapıldığında da hukuki yarar olduğu hususunun izahtan vareste olduğunu, müvekkili şahısların müşterek borçlu/müteselsil kefil olması ve genel kredi sözleşmesinin İİK m.68, 68A ve 68B hükmünde belge olması karşısında hukuksal yarar olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine lişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında, davalı banka tarafından konkordato talep eden davacı şirket aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan çekişmeli alacak davasında ve yine davalı banka tarafından konkordato talep eden davacı şirketin kefilleri konumunda bulunan diğer davacılar aleyhine başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali davasında davalı banka ile davacılar arasındaki alacak borç durumunun belirleneceği, davacıların bu davalardan bağımsız olarak ayrı bir menfi tespit davası açmalarında hukuki yararlarının bulunmadığı, konkordatonun kısmi feshi için davalı banka tarafından Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davanın da alacak ve itirazın iptali davalarında değerlendirileceği bu itibarla ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından davacıların istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar tarafından yatırılan 21.472,63 TL istinaf karar harcından alınması gereken (Her bir davacı için 80,70 TL olmak üzere ) 242,10 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 21.230,53‬ TL harcın talep halinde davacılara iadesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 12/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

A.Ç