Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/387 E. 2022/871 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2021
NUMARASI :… Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
:

DAVA : Şirketin İhyası

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirketin ihyası davasında 29/12/2021 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı bir kısım davalıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığını, yargılama sırasında Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevabı ile dava konusu taşınmazda hissesi bulanan Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin 10/02/2006 tarihinde kaydının silindiğinin bildirildiğini, kooperatifin ihyası davası açılması için ilgili mahkeme dosyasından yetki aldıklarını beyanla, kooperatifin ticaret sicilindeki terkin işleminin iptali ve ihya edilmesine, kooperatifin son tasfiye memurları olan …, …. ve …’un tasfiye memuru olarak atanmalarına yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce verilen 20/08/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kooperatifin 6102 sayılı TTK’nun 636. ve devamı maddelerine istinaden ve tasfiye sonucu ortaklar kurulu kararıyla 10/02/2006 tarihinde tescil ve terkin edildiği, TTK’nun 547. maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verme konusunda takdirin mahkememizde olduğu, müdürlüklerinin usulen ve yasa gereğince yasal hasım durumunda davalı olduğu, dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden sorumluluğunun olmadığı, sorumluluğun son tasfiye memurlarında olduğu bildirilmiştir.
Davalı …. vekilinin vermiş olduğu 13/09/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu kooperatifin kurucu başkanı olup 2006 yılında tasfiye işlemlerinin tamamlandığını, müvekkilinin açılan iş bu davada davalı sıfatının olmadığını, ilgili kanun gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresininde dolduğunu beyanla öncelikle davanın reddini, aksi kanaat olursa davacı tarafa ihya sebebinin açıklattırılarak sınırlı olmak kaydıyla karar verilmesini, dava açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
Davalı …’un vermiş olduğu 21/09/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kooperatifin usulüne uygun olarak tasfiye edildiğini, asliye hukuk mahkemesinde açılan davaya konu taşınmazda kooperatifin payı olduğunu ancak tasfiye edildiği dönemde böyle bir payının olmadığını, taşınmazın bulunduğu bölgede 2015 yılında belediyenin imar kanununun 18. maddesini uyguladığını, kooperatifin bulunduğu taşınmaza bu payın geldiğini ancak davacı tarafın tapu sicil kayıtlarını düzeltmek için dava açmak yerine iş bu ihya davasını açtığını, hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini, tasfiye işlemleri daha önceden tamamlandığından açılan davaya sebebiyet vermediğini bu sebeple yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …’ın usulüne uygun yapılan tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davaya konu kooperatifin kendisi tarafından fesih ve tasfiye sürecine girişilerek ve bir kısım tasfiye işlemlerini de yaparak tüzel kişiliğini sonlandırdığı ve 10/02/2006 tarihinde de ticaret sicilinden terkin edildiği (silindiği) ve işbu davanın herhangi bir süreye tabi olmaksızın açılabileceği, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
1163 Kooperatifler Kanununun 98. maddesi: “Bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketler ile ilgili ek tasfiye başlıklı 547. maddesi; “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2)Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü amirdir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalara göre; Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında dava konusu kooperatifin temsil edilebilmesi ve ek tasfiyesinin tamamlanabilmesi için şirketin ticaret sicilindeki terkin kaydının silinmesine, ihyasına ve son tasfiye memurlarının ek tasfiyeyi sağlamak üzere yeniden tasfiye memuru olarak atanmalarına ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken terkin edilen, T.H. SINIRLI SORUMLU … KOOPERATİFİ’NİN Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı davasına konu olan ihtilafla sınırlı olarak İHYASINA ve Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yeniden TESCİLİNE,
2-İhya edilen kooperatifin temsili ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için, terkin öncesi tasfiye memurları olan;
a)… T.C. Kimlik Numaralı …,
b)…. T.C. Kimlik Numaralı … ve
c)… T.C. Kimlik Numaralı …’un birlikte ve yeniden TASFİYE MEMURLARI olarak TAYİN EDİLMESİNE,
3-Kararın Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce TESCİL VE İLANINA,
4-Tasfiye memurlarına ücret takdirine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde, karardan bir suretin re’sen Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,…”
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; TH Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin usulüne uygun şekilde tasfiye edildiğini, ilk derece mahkemesince yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin taraflarına bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece toplanmasını talep ettikleri delillerin toplanmadığını, ilk derece mahkemesince tasfiye memurlarına ücret takdir edilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, yargılama esnasında 5 yıllık hak düşürücü sürenin dikkate alınmadığını belirterek istinaf talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; TH Sınırlı Sorumlu … Kooperatifinin usulüne uygun şekilde tasfiye edildiğini, yargılama esnasında 5 yıllık hak düşürücü sürenin dikkate alınmadığını, ilk derece mahkemesi tarafından tasfiye memurları aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, ilk derece mahkemesince tasfiye memurlarına ücret takdir edilmemesinin doğru olmadığını belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatifin ihyası talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde, ihyasını talep ettikleri kooperatifin, Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında görülen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasına konu taşınmazda hissesi bulunması nedeniyle, kooperatifin ihyasını gerçekleştirmek için dava açma hususunda yetki aldıklarını belirterek, 10/02/2006 tarihli terkin kaydının silinerek ihyasına, kooperatifin son tasfiye memurları olan …, … ve …’nin tasfiye memuru alarak atanmasına karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verip dava dilekçesinde belirtilen kişilerin tasfiye memuru olarak tayin etiği, verilen kararı davalı tasfiye memurları …. ile …’ın istinaf ettikleri görülmüştür.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. Maddesinde bu kanunda aksine açıklama bulunmayan hususlarda TTK’daki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş, 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde ise tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde, şirketin yeniden tescilinin istenebileceği ve mahkemece istemin yerinde görülmesi halinde ek tasfiye için yeniden tesciline ve son tasfiye memurlarını tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilebileceğini hüküm altına almıştır.
Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf; şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhya davalarında davalı taraf ise şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir.
Dosyanın incelenmesinde 16/07/2021 tarihinde Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. Numaralı dosyası üzerinden davalı kooperatifin ihyasının sağlanması için dava açmak üzere davacı vekiline yetki verildiği görülmüştür.
Ticaret sicil kaydının incelenmesinde, ihyası talep edilen kooperatifin 23/12/2004 tarihli tescil işlemleriyle tasfiyeye girdiğini, 10/02/2006 tarihli tescil işlemleriyle terkin olup kaydının silindiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler, tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Somut olayda söz konusu kooperatif oy birliği ile 28/01/2006 tarihinde tasfiye kararı aldığı, davada taraf olarak gösterilen tasfiye memurlarının daha önceki kooperatif kararıyla tespit edilmiş olduğu, terkin işleminin ticaret sicil gazetesince 10/02/2006 tarihinde yayınlanarak kooperatifin tüzel kişiliğine son verildiği, kooperatifin tüzel kişiliğine son verilmesine rağmen, kooperatifin hissesi bulunan gayrimenkulde kamulaştırılması işlemi nedeniyle bedel tespiti ve tescili davası açıldığı, ticaret sicilden terkin ile tüzel kişiliği sonlandırılan kooperatifin ihya edilerek yeniden ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi, bedel tespiti ve tescil davasının kesinleştikten sonra ise tekrar sicilden terkin edilmesi gerektiği, ihyanın TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye niteliğinde olduğu, her ne kadar istinaf eden davalılar istinaf dilekçelerinde; delillerin toplanmaması ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini iddia etmiş iseler de ek tasfiyede hak düşürücü sürenin söz konusu olamayacağı, delillerin toplandığı ve ilk derece mahkemesince sınırlı olarak kooperatifin ihyasına ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay 6. HD’nin 21/03/2022 tarih, 2021/2017 E. 2022/1503 Karar sayılı içtihadının da bu yönde olduğu, istinaf eden davalıların, istinaf sebeplerinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu anlaşıldığından, istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalılar … ve …’un istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Davalılar tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 24/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

M.Ç.