Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/385 E. 2023/848 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

ASIL DAVA DOSYASINDA
İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
FER’İ MÜDAHİL : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

BİRLEŞEN KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASINDA
İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
YAZIM TARİHİ : 24/04/2023
Asıl ve birleşen dosya davacısı tarafından asıl ve birleşen dava davalısı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … ve … Esas sayılı dosyaları ile açılan itirazın iptali davasında 19/10/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile … arasında akdedilen 14.05.2014 tarihli Kredi Genel Sözleşmesine istinaden kredi açıldığını ve kullandırıldığını, davalı … ‘ün söz konusu sözleşmeyi 500.000,00 TL limitli olarak müşterek borçlu mütesilsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçluların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine asıl borçlu ile kefillere Ankara … Noterliği’nin 30.06.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine başlandığını, davalının itirazı üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 12.02.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacı bankaya hiçbir borcunun bulunmadığını, dava konusu kredi sözleşmesine dayanılarak müvekkilinin oğlu … tarafından kredi çekildiğini, kefilliğin söz konusu olmadığı gibi kefalet sözleşmesinin TBK 583 maddesinde yazılı yasal unsurları taşımadığını, müvekkilinin kefalet sözleşmesindeki kefalet tarihini, müteselsil kefil olduğunu, kefalet miktarını elle yazmadığını, ayrıca Kefalet Sözleşmesinin TBK madde 584 madde kapsamında yasal unsurları taşımadığını, kefalet sözleşmesinin geçerliliği için gerekli eş rızasının bulunmadığını ve kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek, davanın reddine, %20 tazminatın davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Fer’i Müdahil … vekili 27.03.2018 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davacı bankanın kefalet akdinin yer aldığı sözleşmede GKS içeriğindeki yazılara kendi taraflarından yapılmayan eklemelerin yapıldığını, GKS’nin içerisinde yer alan kefalet sözleşmelerindeki yazıların, müvekkili … ve eşi …’e ait olmadığını, 14.05.2014 tarihli eş rıza belge içeriğine itirazlarının bulunduğunu, kefalet sözleşmesinin kurulması için gerekli şartların oluşmadığını, Genel Kredi Sözleşmesinde müvekkili …’ün kefilliğine dayalı metinlerinde yer aldığı içeriklerin, müvekkilinin el yazısı ile yazılı olmadığını, krediyi kullanan …’e verilen kredilerin ne tür kredi olduğunun açıklanmadığını belirterek; …’ün davaya fer’i müdahil olarak kabulüne, tahkikat aşamasına geçilmesini, akabinde genel kredi sözleşmesi içeriğindeki yazıların müvekkili ve fer’i müdahil müvekkilinin eşine ait olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmasını ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile … arasında akdedilen 14.05.2014 tarihli Kredi Genel Sözleşmesine istinaden kredi açıldığını ve kullandırıldığını, davalı …’ün ise söz konusu sözleşmeyi 500.000,00 TL limitli olarak müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirilmemesi üzerine borçlu ile kefillerine Ankara …Noterliği’nin 17.05.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak verilen süre içerisinde ihtarname gereğinin yerine getirilmemesi üzerine borçlular hakkında Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine başlandığını, davalının itirazı üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini beyan ederek, davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili birleşen dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankaya hiçbir borcunun bulunmadığını, davaya konu sözleşmeye bağlı kredinin müvekkilinin oğlu … tarafından çekilmiş kredi olduğunu, kefilliğin söz konusu olmadığı gibi kefalete ilişkin yasal unsurları taşımayan bir sözleşme olduğunu, müvekkilinin kefalet tarihini, müteselsilen kefil olduğunu, kefalet miktarını el yazısı ile yazmadığını, kredi sözleşmesi metnindeki hiçbir yazının müvekkili tarafından doldurulmadığını, TBK 583.maddesine göre yükümlülük altına girildiğinin kefalet sözleşmesinde el yazısı ile belirtilmesinin şart olduğunu, ayrıca müvekkilinin eşinin dava konusu banka sözleşmesinde kefil olmasına muvafakatının olmadığını, bu nedenle kefalet sözleşmesinin TBK’nun 584.maddesine aykırı olarak düzenlendiğini ve geçersiz olduğunu belirterek davanın reddi ile %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; “….Davacı tarafından takibe konu yapılan ve davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı … tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 31. Sayfasında bulunan imzanın … Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin 16.10.2019 tarih ve … nolu raporu ile davlının elinin ürünü olduğu, rakam ve yazıların … Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin 26.05.2021 tarih ve … no’lu raporu ile davalının elinin ürünü olmadığının anlaşıldığı, davalının müteselsil kefaletinin TBK’nun 583. Maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uygun olmadığından geçerli olmadığı, aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı, davacının mahkememizin kök dosyasına konu Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki ve mahkememiz dosyası ile birleşen Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasına konu Konya …İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında takip yapmakta haksız olduğu ancak kötü niyetli olduğunun mahkememiz dosyası ve mahkememiz dosyası ile birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında davalı tarafından ispatlanamadı, tazminat talebinin şartlarının oluşmadığı, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.10.2020 tarih ve 2020/2415 Es. 2020/4050 Kar. Sayılı ilamı benzer doğrultuda) davacı tarafça haksız olarak dava açıldığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacının sorumlu olduğu anlaşılmakla…” gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığında, davalının asıl ve birleşen davadaki kötüniyet tazminatı talebinin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ortada davalının imzalarının bulunduğu bir kefalet sözleşmesi olduğunun sabit olduğunu, eş rıza belgesi ile davalının eşi/feri müdahil …’ün, müşterek çocukları …’ün müvekkili bankadan aldığı krediye davalının kefil olmasına rıza gösterdiğini, bankada davalının el yazısının bulunduğu bir metnin olmadığını, bu halde müvekkilinin dava açılmasında haksız sayılamayacağını, müvekkili bankanın davalının gerçek imzasını taşıyan sözleşmenin varlığına istinaden açtığı itirazın iptali davasında kötü niyetli sayılamayacağı gibi dava açmakta haksız da sayılamayacağını, nitekim kefalet sözleşmesinde yer alan yazı ve rakamların davalıya ait olmadığının ancak davanın açılmasından yaklaşık 4 yıl sonra adli tıp raporu ile gündeme geldiğini, sözleşmedeki yazıların aslen Adli Tıp yerine Polis Kriminal Labratuvarından da incelenmesinin gerektiğini, davanın açıldığı tarih itibari ile haklılığın gözetilmesi gerektiğini, davalı kefil … ‘e 03.07.2017 tarihinde tebliğ edilen kat ihtarına davalı tarafından itiraz edilmemesinin de mahkemece göz ardı edildiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının müvekkil banka aleyhine hükmedilen vekalet ücreti bakımından kaldırılmasını, davanın konusuz kaldığından “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilerek müvekkil aleyhine davalılara vekalet ücreti ödenmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İtiraz ettikleri Konya …İcra Müdürlüğü … E. Ve … E. nolu dosyaların dayanağı olarak belirtilen genel kredi sözleşmelerinin kefalete ilişkin kısımlarının müvekkilinin el yazısıyla yazılmadığını, davalı bankaca kefalet sözleşmesinin zorunlu unsurları eklenerek müvekkilinin borçlandırıldığını, davacının aynı genel kredi sözleşmesine istinaden müvekkile iki adet takip yönelttiğini, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. nolu dosyasında müvekkil hakkında açılan icra takibine ilişkin itirazın iptali davası devam ederken, davacının tahsil etmiş olduğu paraları ne ilamsız icra takiplerine ne de mahkeme’ye bildirmediğini, bu yönüyle hiç tahsilat yapılmamış olarak gözüktüğünü, bu sebeple tahsil harcı ödenmediğinden davanın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceğini, mahkemenin müvekkilin kötü niyet tazminatını Yargıtay …. Hukuk Dairesi 13.10.2020 tarih … E. … K. sayılı ilam gereğince red ettiğini, ancak davacı Medeni Kanununun 2 ve 3. Maddesinde düzenlenen dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı davrandığından müvekkil lehine kötü niyet tazimatına hükmedilmesini, davacı tarafından açılan rehin ve ilamsız icra takipleri arasında bağlantı kurulmadığından, mahkeme’nin davanın konusuz kaldığı yönünde vermiş olduğu kararın kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı, davalının genel kredi sözleşmesinde kefil ve müteselsil borçlu olduğunu iddia etmekte, davalı ise genel kredi sözleşmesindeki kefilliğinin TBK 583 maddesi ile TBK 584 maddesindeki şartları taşımadığını ve geçersiz olduğunu savunmaktadır.
Davacı, genel kredi sözleşmesine dayanmakta olup, genel kredi sözleşmesi gereğince dava dışı …’e kredi kullandırıldığı, sözleşmede dava dışı …’ün asıl borçlu, davalının ise kefil olarak bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı ile eş rızası formunda imzası bulunan … ‘ün imza örnekleri celbedilmiş, yazı ve imza örnekleri alınarak ATK’dan rapor aldırılmıştır. ATK raporunda Genel kredi sözleşmesine ek kefalet sözleşmesindeki imzaların davalıya ait olduğu, eş rızasındaki imzanın da …’e ait olduğu, ancak yazıların davalı …’ün eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. 6098 Sayılı TBK’nın 583. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, bu hususların da kefilin el yazısıyla belirtilmesi gerekir. ATK raporunda kefalet sözleşmesindeki yazıların davalı/kefil …’ün eli ürünü olmadığının kesin şekilde tespit edildiğinin bildirildiği, bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
ATK raporuyla kefalet sözleşmesindeki imzaların davalıya ait olduğu kesin olarak tespit edilmiş olup, kefalet sözleşmesinin şekli şartlarının bulunmaması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacının takip yapmakta haksız olmasının yanı sıra kötü niyetli de olması gerektiği, kefalet sözleşmesinin şekli şartlarının bulunmaması nedeniyle davacının kötü niyetli hareket ettiği kabul edilemeyeceğinden mahkemece kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davalının bu hususa ilişkin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, açıklanan nedenlerle taraflarca ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Birleşen dava yönünden davacıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Asıl dava yönünden davalıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Birleşen dava yönünden davalıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcını davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına
9-Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 14/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

D.A.Ç