Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/364 E. 2023/1251 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas -…Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten ticari ilişki neticesinde 03.10.2019 tarihli irsaliyeli faturaya dayalı alacağının bulunduğunu ancak, faturaya dayalı 37.050,69 TL alacağını tahsil edememesi nedeniyle davalı aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, müvekkili firmanın alacağına ilişkin takip tarihinden itibaren ticari avans faiz yürütülmesine, davalı şirket aleyhine itiraz ettiği 37.050,69 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin icra takibine dayanak gösterilen faturadan icra takibi ile haberi olduğunu, davacının kötüniyetli olarak fatura hazırladığını, müvekkili şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir borcunun olmadığını, ibraz edilen çek suretinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin yapmış olduğu ticari iş neticesinde 100.000,00 TL ödeme yaptığını, davacının ise haksız ve kötü niyetli olarak ödeme yapıldıktan sonra işbu faturayı kestiğini, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini, söz konusu faturada ne bir kaşe ne bir imza bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile haksız ve kötüniyetli olan davacının aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre de davalı firmanın, 100.000.32 TL davacı firmaya borçlu olduğunun tespit edildiğini, ancak icra ve dava tutarının 37.050,69 TL. olduğunun görüldüğünü, dolayısı ile davacı firma ticari defter ve kayıtlarına göre davacı firmanın, davalı firmadan 100.000,32 TL. alacaklı olduğu tespit edildiğinden ve ödenen çek ile davacı defterlerinde kayıtlı borç miktarı da uyuştuğundan davalının davacıya ödeme yaptığının ve davacının davalıdan alacağının bulunmadığı mahkememizce tespit edildiğinden davacının davasının reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına kanaat getirilmiştir.
Ayrıca; İcra ve İflas Kanununun 67 maddesinin 2.fıkrasına göre; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir.
Somut olayda, davacı taraf davalı yandan 100.000,00 TL bedelli çeki ciro yoluyla teslim alarak ödemenin gerçekleştiğini bilmesine rağmen takip yaptığından takipte kötüniyetli görülmüştür. Açıklanan miktar uyarınca kötüniyet tazminatı hükmedilmiştir….” gerekçesiyle, davanın reddine, 37.050,69 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 7.410,14 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, borcun ifa edildiği iddia edilen çekin, müvekkili şirkete dava konusu alacak karşılığında değil, başkaca bir ilişkiden kaynaklı olarak … adına verildiğini, davalı şirket tarafından borca karşılık verildiği iddia edilen işbu çekin …’a 15.04.2019 tarihinde teslim edildiğini, davalı şirket her ne kadar söz konusu borcun 15.07.2019 tarihli çek ile ifa edildiğini ileri sürmüş olsa da borcun 03.10.2019 tarihinde doğduğunu, borç doğmadan 15.04.2019 tarihinde teslim edilen çek ile borcun ödenmiş olmasının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının ticari defterlerinin usule uygun tutulmadığını, bu nedenle delil niteliği taşıyamayacağını, davalı şirketin ticari defterlerinde sözde ödediğini iddia ettiği 100.000,00 TL bedelli çeki dahi yazmadığını, davalının ticari defterleri birbirini doğrular nitelikte olmadığından sahibi aleyhine delil teşkil edeceğini, ticari defterler sahibi aleyhine delil teşkil edeceğinden ispat yükünün davalıya geçtiğini, davalının iddialarını ispatlayamadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Mahkemece, taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak benimsenen bilirkişi raporu ve 15.07.2019 keşide tarihli, 100.000,00 TL bedelli …A.Ş. çekinin 16.07.2019 tarihinde dava dışı … Şti. tarafından ibrazı sonrasında ödendiği de anlaşılmakla, davacının takip konusu faturadan kaynaklı alacağı olduğunu ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, davacının işbu çekin dava konusu alacak ile ilgili olmayıp başka bir ilişkiden kaynaklı olarak … adına verildiği, bu çekle ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ettiği ancak, bu iddiasını ispatlayacak herhangi bir yazılı delil ibraz etmediği gibi, yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı ve bu itibarla, davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T