Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/330 E. 2022/908 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- …
2- … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …
DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
YAZIM TARİHİ : 02/06/2022
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 23/11/2021 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacıcıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın kendi şirketi olan davacı … .’nin hesabından, 26/01/2018 tarihinde davalı kooperatifin hesabına 15.000 TL gönderdiğini, bu bedeli kooperatife kayıt olmak için de gönderidiğini ve açıklamaya da “başak basım kooperatif giriş için” yazıldığını, sonrasında işlemleri kontrol ettiğinde kooperatife üye olarak kaydedilmediğini öğrendiğini, bu durum karşısında ödediği bedeli geri talep eden davacıya parasının iade edilmediğini, davalı kooperatife noter kanalıyla paranın iadesi için ihtar çekildiğine ve davalı kooperatifin bu ihtara cevap vermediğini, Konya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu belirterek, ödeme tarihi olan 26/01/2018 tarihinden itibaren 15.000 TL.’nin işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “… 6325 s. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesine göre de, “(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
6102 s. TTK’nin 5/A-1 maddesine göre, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Somut olayda ; Davanın açılış tarihi ve davadaki taleplerin mahiyeti itibariyle, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartıdır.
Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığının dava dilekçesi içeriğinden açıkça anlaşılması nedeniyle, davacı tarafa arabuluculuk tutanağının aslı veya arabulucu onaylı suretininin ibrazı için süre verilmesinin gerekmediği sonucuna varılmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartı eksikliğinin giderilmediği anlaşıldığından, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle USÜLDEN REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmesini, asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı sonrası arabuluculuğa başvurularak arabuluculuk sürecinin bitirildiğini, arabuluculuk dava şartının ticaret mahkemesinde yargılama başlamadan önce bitirildiğini, yerleşik Yargıtay kararları gereğince de görevsizlik kararından sonra arabuluculuk sürecinin tamamlanması durumunda artık dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilemeyeceğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatif üye kaydedilmemesinden kaynaklı itirazın iptali davasına ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacılar vekilinin asliye hukuk mahkemesine hitaben yazdığı dava dilekçesinde davalı kooperatifin müvekkillerinin üye yapmasını istemesi üzerine davacılardan …’in sahibi olduğu, … şirketine kayıtlı hesap üzerinden davalı kooperatife 15.000,00 TL para havale ettiğini, bilahare koopetatife üye kaydedilmediklerini öğrenmesi üzerine gönderilen paranın iadesi için noterden ihtarname çektiğini, yine paranın ödenmemesi üzerine Konya … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptığını, ancak kooperatifin haksız ve kötüniyetli olarak itirazı üzerine takibin durduğunu, neticeten 15.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı kooperatiften alınarak müvekkillerine ödenmesi talep ettiği asliye hukuk mahkemesinin kooperatifler kanunundan kaynaklanan davaların çözüm yerinin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı veriği, kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın yeniden tevziye tabi tutularak Konya … Asliye Ticaret Mahkemesine intikal ettiği, ticaret mahkemesince 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi ile ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A-1 maddesi gereğince dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması gerektiği, arabulucuya başvurulmadığının dava dilekçesi içeriğinden anlaşıldığı, gerekçesiyle davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verdiği, verilen kararın davacılar vekili tarafından yukarıda özetlendiği şeklide istinaf edildiği anlaşılmış ise de iş bu davanın 1163 sayılı Kooperatif Kanununun 99. maddesinde belirtilen “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Bu davalarda basit muhakeme usulu uygulanır.” hüküm gereğince davanın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, daha önceden asliye hukuk mahkemesince açılmasının davanın ticaret mahkemesi görevinde olduğu, bu nedenle de zorunlu arabulucuya tabi olduğunu değiştirmeyeceği, bahsedilen kanun hükümlerinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işlemlerinin tamamlanarak son tutanağın dosyaya ibrazının arabuluculuk dava şartını yerine getirmiş sayılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, ticari davalarda arabuluculuk anlaşamama son tutanağının dava dilekçesine eklenmesi gerektiğinin şart koşulduğu, iş bu dosyada ise dava açılırken son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının usul yasa ve dosya içeriğine uygun olduğu, davacılar vekilinin ise istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacıların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/05/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy çokluğu olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
(muhalif)
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

M.Ç.

MUHALEFET ŞERHİ

6100 sayılı HMK’nın harç ve giderlerin yatırılması başlıklı 344.maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmünün yer aldığı, 352/1.ç maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda başvuru şartlarının yerine getirilmemesi halinde öncelikle gerekli kararın verileceği, Harçlar Kanununun 32. maddesi gereğince yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını hükme bağladığı görülmüştür.
Somut olayda; vekilin iki adet davacıyı temsil ettiği, süresinde verilen 17/11/2021 havale tarihli istinaf dilekçesinden de davacıların her ikisinin de istinaf talebinde bulunduğunun anlaşılmasına rağmen, bir adet istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile maktu istinaf karar harcı yatırıldığı, davacı vekilinin iki adet davacı için istinaf talebinde bulunmasına rağmen, bir adet istinaf harcı yatırması nedeniyle, ilk derece mahkemesince davacı vekiline açıklama yaptırılarak amacının her iki davacı için de istinaf başvurusunda bulunmak mı? Yoksa sadece bir davacı için istinaf başvurusunda bulunmak mı? Olduğunu açıklattırıp, bir davacı için istinaf başvurusunda bulunmak amaç edilmiş ise bu kişinin kim olduğunun tespit edilerek, diğer kişi için kararını kesinleştirmesi gerektiği, eğer iki davacı için de davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuş ise davacı sayısı kadar istinaf harçlarının yatırılması için Hukuk Muhakemeleri Kanununun 344. maddesi gereğince davacı vekili adına usulüne uygun muhtıra düzenlenerek tebliğ edilmesine, yapılan uyarı üzerine gerekli harçların yatırılmaması halinde; yatırılmayan davacı yönünden istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi, kararın usulüne uygun olarak ilgililere tebliğ edilmesi, karara karşı istinafa başvuru süresinin geçmesinden sonra her halükarda istinaf harcı yatırılan davacıya yönelik olarak istinaf talebinin incelenmesi için dosyanın dairemize gönderilmesi gerektiğinden; 6100 sayılı HMK’nın 352/1.ç maddesi gereğince geri çevrilme kararı verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan işlemlerden sarfınazar edilerek dosyanın hangi davacı yönünden istinaf edildiğinin tespit edilmeden, dairemize gönderilmesi ve bu haliyle de dairemizce karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nin, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 59,30 TL maktu istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harç gelirinden mahrum bırakılması sonucunu doğuran sayın çoğunluğun görüşüne katılmadığıma dair muhalefet şerhimden ibarettir.

Üye …
e-imzalıdır
(muhalif)