Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/316 E. 2023/1248 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -…

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketi temsilen şirket ortaklarından … ile davalı şirket arasında, davalı şirket tarafından yapılacak olan … Ekipmanının üretimi ve davacı şirkete teslimi/montajı için 260.000,00 TL + KDV satım bedelli 28.08.2019 tarihli satım sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede kararlaştırılan satım bedelinin 150.000,00 TL’sini 23.10.2019 tarihinde davalı şirketin …bank hesabına yatırdığını, ancak bir süre sonra davalı şirketin sözleşmeye konu kendi tasarımı ve dizaynı olan makineleri bazı teknik aksaklıklar çıktığından vb. nedenlerle üretmeyeceğini, bunlar yerine başka marka (… ) makine vereceğini belirttiğini, bunun için de 70.000,00 TL fark istediğini, bunun üzerine müvekkili şirket yetkililerinin başka marka makine ve ekipman için anlaşmadıklarını, fark bedel ödemeyeceklerini ve teklifi kabul etmediklerini belirterek sözleşmede belirtilen makine ve ekipmanın üretilip kendilerine teslim edilmesini talep ettiklerini, bu görüşmeden sonra 4 ay gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen davalı şirketin satıma konu makine ve ekipmanları üretip müvekkili şirkete teslim etmediği gibi hazır olduğuna dair de bir bilgi vermediğini, sözleşmenin devamı faydasız kaldığından 27.12.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, ödenen 150.000,00 TL bedelin ihtarnamenin tebliğini takip eden 2 iş günü içerisinde ödeme tarihi olan 23.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte iade edilmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirket yetkililerinin kendileri tarafından kabul edilmeyen 17.01.2020 tarihli cevabi ihtarname ile makinelerin üretiminin tamamlandığını iddia ederek müvekkili şirkete bedel iadesinde bulunmadığını, davalının kendisine ödenen bedeli müvekkiline iade etmeyince, arabuluculuk görüşmesinin yapıldığı gün, kendisine ödenen 150.000,00 TL’nin 125.000,00 TL’sini müvekkili şirketin banka hesabına iade ettiğini, fakat bakiye 25.000,00 TL tutarı haksız ve nedensiz bir şekilde iade etmediğini ileri sürerek, 25.000,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 23.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkil şirketin marka hakkını franchise sistemi ile üçüncü kişilere kullandırdığını, bu kapsamda da davacı şirketin, Denizli … Sitesi’nde açılacak olan“ … Oto Ekspertiz” işletmesi için müvekkili şirkete başvurduğunu ve taraflar arasında 28.08.2019 tarihli “ … Oto Ekspertiz Satış Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme hükümlerine göre, açılacak olan “ … Oto Ekspertiz” işletmesinin, davacının müvekkili şirketten temin edeceği makine, ekipman ve ürünler için toplam nakit olarak 260.000,00 TL + KDV müvekkili şirkete ödeme yapacağını, müvekkili şirketin işbu sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davacı tarafça 27.12.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin müvekkili şirkete iletildiğini, ancak işbu sözleşmenin davacı tarafça haksız feshedildiğini, zira taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2. maddesinin “Ödemesi/tahsilatı tamamlanmadan ürünler sevk edilmez” şeklinde, yine sözleşmenin 12. maddesinin de “Sözleşmede yazan toplam tutarın tamamı alıcı tarafından satıcıya ödendiği zaman ürünlerin teslimatı yapılır ve kurulumları gerçekleşir” şeklinde olduğunu, sözleşmeye konu olan makine ve ekipmanların bedeli 260.000,00 + KDV olmasına karşın davacının sadece 150,000,00 TL ödeme yaptığını, bu durumda sözleşmenin açık hükümleri karşısında davacının makinelerin zamanında teslim edilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, yine davacının yapmış olduğu kısmi ödemeyi bile sözleşme tarihi olan 28.08.2019 tarihinden neredeyse 2 ay sonra yaptığını, bu nedenle davacı şirketin oto ekspertiz faaliyetine başlayamamasının tamamen kendi kusurundan kaynaklandığını, sözleşmenin 8. maddesindeki “Gerekçesi ne olursa olsun, Müşterinin anlaşmayı bozması durumunda, önceden alınan nakit bedel/kaparo müşteriye geri ödenmez” hükmü gereğince ve sözleşmenin haksız bir şekilde feshedilmiş olması nedeniyle müvekkili şirketin … ‘deki müşteri ve ciro kayıpları ile birlikte uğradığı zararın boyutu çok fazla olmasına rağmen davacıya 125.000,00 TL bedelin iade edildiğini, müvekkili şirketin çalışanlarının açılacak işletme için birçok kez … iline gittiğini, danışmanlık hizmeti verildiğini, mimari ve işletme projesi, makine yerleşim projesi yapıldığını, tüm bu masraflar ile ödenen kaparo bedeli olarak 25.000,00 TL’nin sözleşmenin 8. maddesi gereğince davacıya haklı nedenle iade edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Yukarıda yapılan izahat ve kanun maddeleri ile somut olayımız değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında yapılan 28.08.2019 tarihli sözleşme gereği belirlenen toplam bedel 260.000,00 TL olup bu miktarın 150.000,00 TL’lik kısmının davacı tarafından davalıya sözleşmenin imzalanmasından sonra 23.10.2019 tarihinde gönderildiği hususunda ihtilaf yoktur. Davacı tarafından 27.12.2019 tarihli İhtarname ile davacının sözleşmeden döndüğünü ve ödediği bedelin de iadesini istediği, davalının ise 17.01.2020 tarihli İhtarnameye Cevap yazısı göndererek sözleşmeye göre üretilecek olan makina bedelinin tamamı ödenmeden makinenin teslim edilmeyeceği hükmüne dayanarak sözleşmenin haksız feshedildiğini savunduğu görülmüştür.

Arabuluculuk tutanaklarına göre davacının ödediği bedelin(150.000,00 TL) iadesi hususunda talepte bulunduğu, ancak davalının arabuluculuk görüşmeleri devam ederken 125.000,00 TL davacıya ödeme gerçekleştirdiği anlaşılmış olup bu hususta da taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
İhtilaf konusu kalan 25.000,00 TL’ lik kısmın davalı tarafından davalıya ödenmesinin gerekip gerekmediği hususunda toplanmıştır.
Bu durum karşısında davacının davalıya ödediği bedelin BK. 177. Madde kapsamında bağlanma parası ve kısmi ifa olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkili şirket çalışanlarının açılacak işletme için birçok kez … iline gitmiş olduklarını, danışmanlık hizmeti verildiğini, mimari ve işletme projesi, makine yerleşim projesi yapılmış olduğunu, tüm bu masraflar ile ödenen kaparo bedeli olarak 25.000,00.- TL’nin sözleşmenin 8. maddesi gereğince davacıya haklı nedenle iade edilmemiş olduğunu, buna ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından davacı şirkete fatura düzenlenmiş olmasına rağmen faturanın davacı tarafça kabul edilmemiş olduğunu beyan ile ödenmeyen 25.000,00 TL bedelin ne sebeple ödenmediğini izah etmiştir. Ancak taraflar arasında imzalanan sözleşme metni incelendiğinde, taraflar arasında davalının savunma olarak ileri sürdüğü davalı tarafından yapılan işler için ücret ve masraf alınacağına dair hüküm bulunmadığı görülmektedir. Yapılan ticari defter incelemeleri gereğince düzenlenen bilirkişi raporları da incelendiğinde; davalının tanzim ettiği faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı ve kabul edilmediği gibi davacı ticari defterlerine göre de davacının davalıdan 25.000,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Hal böyle iken artık davalının da sözleşme gereği kısmi ifa olarak teslim aldığı bağlanma parasının büyük bölümünü davacıya iade ederek davalının da zımni olarak sözleşmeden döndüğü mahkememizce kanaat getirilerek, sözleşmede yer almayan yapılmış iş ve masraflar nedeniyle ödenmeyen bakiye kısmını uhdesinde bulundurması haklı görülmeyip savunma olarak ileri sürdüğü hususların ancak başka bir davanın konusu olabileceği, ticari defterlerine göre de halen davacıya borçlu olduğu anlaşıldığından davacının davasının kabulüne…” gerekçesiyle, 25.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 17.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkemece, … Ekspertiz Bayiliği Satış Sözleşmesi’nin haklı veya haksız feshedildiğine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, sözleşmenin davacı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini, davacının gerek keşide etmiş olduğu ihtarnamede gerekse dava dilekçesinde feshe ilişkin olarak sözleşmedeki ürünlerin zamanında teslim edilmediğini gerekçe gösterdiğini, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3. maddesine göre “Ödemesi/Tahsilatı tamamlanmadan ürünlerin sevk edilmeyeceği”; 12. maddesinde ise “Sözleşmede yazan toplam tutarın tamamı alıcı tarafından satıcıya ödendiği zaman ürünlerin teslimatı yapılır ve kurumları gerçekleştirilir” hükmü gereğince müvekkili şirketin sözleşmedeki ürünleri ifa zamanı, bedelin kendisine tamamen ödendiği durumda muaccel olacağını, Borçlar Kanunu’nun ifa sırası başlıklı 97. maddesine göre karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekeceğinin belirtildiğini, davacı şirketin, sözleşme bedelinin tamamını müvekkili şirkete ödemediğini, sözleşmeye konu ürünlerin bedeli olarak 260.000,00 TL+KDV kararlaştırılmasına rağmen müvekkili şirkete sadece 150.000,00 TL ödemede bulunduğunu, 150.000,00 TL ödemenin ise sözleşmenin imzalanmasından neredeyse 2 ay sonra yapıldığını, mahkemece, davacı şirkete iade edilmemiş 25.000,00 TL’nin bağlanma parası ve kısmi ifa olduğu kararının hatalı olduğunu, taraflar arasında imzalanan Sözleşme’nin 8. maddesi hükmüne göre “Gerekçesi ne olursa olsun, müşterinin anlaşmayı bozması durumunda ödenen nakit bedel/kapora müşteri geri ödenmez” hükmünün bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından Denizli’de açılacak olan … Oto Ekspertiz bayilik/franchise inancıyla sözleşmedeki makinelerin üretimine başlandığını, çalışanlarınca birden çok …’ye gittiğini ve işletme konusu yerin tespiti ile makine yerleşim projesi çizildiğini, bu kapsamda masraf ve giderlerde bulunduklarını, bu hususa ilişkin olarak kesilen 25.000,00 TL hizmet bedeli faturasının davacı tarafından kabul edilmemiş olsa da TBK’nın 80/1 “Zenginleşen iyiniyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri, geri verme isteminde bulunandan isteyebilir.” hükmünün bulunduğunu, bu nedenle mahkemece işbu ücret ve masrafların alınacağına ilişkin olarak sözleşmede hüküm bulunmadığının belirtilmesinin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshi nedeniyle davalıya yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece, taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında 28.08.2019 tarihli, ” … Oto Ekspertiz Bayiliği Satış Sözleşmesi” akdedildiği, anılan sözleşme uyarınca tarafların 260.000,00 TL+KDV bedelle anlaştıkları, davacı tarafından 150.000,00 TL’nin 23.10.2019 tarihinde davalıya ödendiği ve yine sözleşmenin davacı tarafından 27.12.2019 tarihinde feshedildiği uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı ve bu itibarla, davacıya iadesi gereken bir miktar bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Zira, davacı tarafça, davalı tarafından sözleşme ile kararlaştırılan makinelerin zamanında teslim edilmemesi hatta başka marka makine gönderileceğinin belirtilmesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddia edilmiş, davalı tarafça ise, davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediği, sözleşmenin 3. maddesi ”Ödemesi/tahsilatı tamamlanmadan ürünler sevk edilmez”, 8. maddesi ” Gerekçesi ne olursa olsun, müşterinin anlaşmayı bozması durumunda, önden alınan nakit bedel/kaparo müşteriye geri ödenmez”, 12. maddesi ” Sözleşmede yazan toplam tutarın tamamı alıcı tarafından satıcıya ödendiği zaman ürünlerin teslimatı yapılır ve kurulumları gerçekleştirilir.” hükümleri uyarınca davacının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle ürünlerin teslim edilmediği ve bu hususun cevabi ihtarname ile de davacıya bildirildiği, bu nedenle davacının sözleşmeyi feshinin haksız olup, işbu sözleşme nedeniyle müvekkilinin yaptığı masraflar bulunduğundan 25.000,00 TL’nin de bu masraflara ilişkin fatura bedeli olduğu savunulmuştur.
Somut uyuşmazlıkta, sözleşmenin feshinin haklı nedene dayalı olarak yapıldığının davacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle, davacı tarafça sözleşmenin feshinin haklı nedene dayalı olarak yapıldığı ispat edilememiş olmakla birlikte, davalının arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığı gün davacı tarafından ödenen 150.000,00 TL’nin 125.000,00 TL’sini iade ettiği ve bu nedenle artık sözleşmenin haklı nedenle feshedilmediğinin ileri sürülmesinin MK 2’ye aykırı olduğu ve bu kapsamda, davalı tarafından, kendi ticari defter kayıtlarında bile bulunmayan, üzerinde iptal yazan ve neye istinaden düzenlendiği belirli olmayıp ancak başka bir davanın konusu olabilecek fatura nedeniyle 25.000,00 TL’nin iade edilmemesi yerinde görülmediğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı ve bu itibarla, davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 1.707,75 TL harçtan, peşin alınan 427,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,75 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T