Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/287 E. 2023/1336 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No:… )
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
YAZIM TARİHİ : 08/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının 13/07/2018 tarihinde 16 adet asansör pano hazır seti satın alma konusunda sözleşme imzaladıklarını, davacının sözleşme nedeniyle alınan malzemeler karşılığında 95.000 TL tutarında senedi davalıya verdiğini, bakiye 40.000 TL’nin ise malların tamamının tesliminden sonra verilmesi konusunda anlaşıldığını, sözleşme kapsamında davalının davacıya eksik olarak malzeme teslim ettiğini, 135.000 TL tutarında malzemenin teslim edilmesi gerekirken 68.912 TL bedelinde malzemenin teslim edildiğini, davalının eksik edimini tamamlaması için ihtarname gönderildiğini, davalı tarafından cevabi ihtarnamede hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde davacının taleplerinin reddedildiğini, davacı tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini beyan ederek sözleşme kapsamında fazlaya dair yapılan ödemenin iadesi ile sözleşme kapsamında verilen 5 adet üzerinde “malen” yazılı davalıya teslim edilen senetlerin iptaline ve karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 23.094,10 TL’ye çıkarmıştır.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sözleşmenin feshinden kaynaklı zararının tazminini talep ettiğini, fakat dava dilekçesinde sonuç kısmının muğlak olduğunu, davacıya talebini açıklaması için süre verilmesi gerektiğini, sözleşme gereği davacının malların tamamının teslimi ile 40.000 TL ödeyeceğin iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının 40.000,00 TL’yi peşin olarak ödeyeceğini,vermiş olduğu senetlerin vadesinin 2018 yılının Aralık ayından itibaren başladığını, bu durumda 2018 yılının Aralık ayına kadar hiçbir ödeme yapmaksızın malların tamamını teslim almasının mümkün olmadığını, edimlerini yerine getirmeyen davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, dava dilekçesinde davalı tarafından davacıya teslim edildiği bildirilen 68.912 TL tutarındaki malzemenin ihtarnamede 61.400 TL olarak belirtildiğini, davacının iddialarının çelişkili olduğunu, davalının 70.405,88 TL bedelinde malzemeyi davacıya teslim ettiğini, davacının malzemelerin ayıplı olduğu yönündeki iddiasının da yersiz olduğunu, davalının edimlerini yerine getirdiğini, bir kısım malzemeyi sözleşme kapsamında davacıya teslim ettiğini, bu teslimatın da davacı tarafından kabul edildiğini, bu durumda davacının senetlerin iptali talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını beyan ederek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak eksik ifa nedeniyle davalı tarafça mahkememizde alacak davası açıldığı, her ne kadar mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan raporda; 31/12/2018 tarihi itibariyle davalının davacıya 23.094,10 TL borcunun olduğu, davacının davalıdan 26.088 TL alacağının bulunduğu, ortak kurulmuş hesaplarda 2.993,90 TL fark olduğu tespitinde bulunulmuş ise de dosyamızda makine mühendisi uzman bilirkişiden alınan rapor ve taraflar arasındaki sözleşme birlikte değerlendirildiğinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 207/2.maddesine göre, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Davacı tarafın sözleşme kapsamında edimini tam olarak yerine getirmediği, yapılan inceleme neticesinde ayıp nedeniyle sözleşmenin feshini gerektirecek bir durumun bulunmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen açıklamalar ışığında; taraflar arasındaki sözleşmenin rızaya dayalı olarak feshi veya haklı sebeplerle feshi nedeniyle taraflar arasında doğabilecek hak ve borçlar saklı kalmak kaydıyla, davacının ispat edilemeyen davasının reddine karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından SMM bilirkişileri marifetiyle müvekkili ve davalı tarafın ticari defterleri incelendiğini, bunun neticesinde davalının davacıya 23.094,10 TL borcunun olduğunu, davacının davalıdan 26.088,00 TL alacağının bulunduğunu, ortak kurulmuş hesaplarda 2.993.90 TL fark olduğu tespitinde bulunulduğunu, taraflarınca dava miktarı da usulüne uygun olarak 23.094,10 TL miktarına ıslah edildiğini ancak bilirkişi raporları ile herşey ortada iken mahkeme hukuktan uzak, haksız bir karar verdiğini, her ne kadar TBK m. 207/2 kapsamında değerlendirme yapılmış olsa da, taraflar arasında ödeme ve teslimat ile ilgili ifaların aynı anda olmayacağının taraflar arasında kararlaştırıldığını, Türk Borçlar Kanunu madde 26 gereğince “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilir.” hükmü sözleşme serbestisini açıkça öngördüğünü, zaten TBK 207’nin uygulanmasının önşartı tarafların arasında sözleşme ile aksini belirlememeleri olduğunu, bu sebepten dolayı yerel mahkemenin gerekçede ki dayanağının geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkili ile davalı taraf arasında eksik teslimat ve ödenen fazla miktardan dolayı husumet çıktığını, bu sebeple taraflar ceza davasına giden süreç ile karşı karşıya kaldığını, mahkeme tarafından sözleşmenin feshi için geçerli sebebin bulunmadığı değerlendirmesi neye göre yapıldığının anlaşılamadığını, ayrıca bilirkişilerce ticari defterler incelendiğinde müvekkilinin davalının ticari defterlerine göre 23.094,10 TL alacağı olduğunun kesin olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında 16 adet asansör pano hazır tesisatının 135.000,00 TL bedelle alım satımına ilişkin 13/07/2018 tarihli bir satış sözleşmesi bulunduğu, davacının bu sözleşmeye istinaden davalıya vadesi 05/12/2018 olan 15.000,00 TL, vadesi 05/01/2019 olan 20.000,00 TL, vadesi 05/02/2019 olan 20.000,00 TL, vadesi 05/03/2019 olan 20.000,00 TL ve vadesi 05/04/2019 olan 20.000,00 TL olmak üzere toplam 95.000,00 TL bedelli 5 adet bono verdiği, sözleşme kapsamında kalan miktarın 40.000,00 TL olduğu, davacının bu 40.000,00 TL’yi mallarının tamamen teslimi sonucunda ödeyeceğini iddia ettiği, davalının ise davacının 40.000,00 TL’yi peşin olarak ödeyeceğini ancak ödemediğini savunduğu görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişi tarafından tarafları ticari defterleri incelenmiş, bilirkişi raporuna göre davalının kendi ticari defterine sözleşme kapsamında 71.905,90 TL satış faturası düzenlediği, 95.000,00 TL’lik bono aldığı, davacıya 23.094,10 TL borçlu olduğu bildirilmiştir.
Davacı, bilirkişi raporundaki bu miktara göre davasını ıslah etmiş olup, dava dilekçesinde bonoların iptalini de talep etmesine rağmen ıslahına göre alacak talebinde bulunmuştur.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de davalının kendi ticari defterlerine göre davacıdan toplamda 95.000,00 TL bedelli 5 adet bono aldığı, karşılığında 71.905,90 TL’lik mal teslim ettiği, 23.094,10 TL tutarında eksik mal tesliminden kaynaklı davacıya 23.094,10 TL borçlu olduğu belirlenmiş olup, davacı bu eksik teslim tutarını talep etmektedir. Şayet davacı tarafından davalıya verilen bonolar ödenmiş ise davacı davalıdan eksik mal tesliminden kaynaklı olarak 23.094,10 TL talep edebilecektir.
Bu sebeple davacı tarafından davalıya verilen toplamda 95.000,00 TL bedelli 5 adet bononun davacı tarafından ödenip ödenmediğinin araştırılması, bonolar davalı elinde ise ibraz etmesinin istenmesi ve sonucuna göre yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmadığından davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Konya …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç