Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/283 E. 2023/1333 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
YAZIM TARİHİ : 08/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 02/12/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyalarında alacaklı olduğunu iddia eden şahıs tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını ve davacının işbu icra takibinden haciz esnasında haberdar olduğunu, davacının dava konusunda icra takibinde alacaklı olarak belirtilen şahsı tanımadığını, takip konusu bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını ayrıca böyle bir borcunun da olmadığını, 03/08/2018 tanzim tarihli 25/02/2019 vade tarihli 20.000 TL bedelli ve tutarı ”üzerime” şeklindeki yazılmış olan işbu bono ile diğer icra dosyalarındaki bonolardan dolayı davacının alacaklı olduğunu iddia eden şahsa hiçbir borcunun bulunmadığını ayrıca imzanın davacıya ait olmadığını, dava ile ilgili arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davacının adına kayıtlı taşınmazları ile taşınırlarının (… plakalı aracı) haczedildiğini, kıymet takdirinin yapıldığını ve bu kıymet takdirine davacı tarafından Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açılarak itiraz edildiğini beyan ederek davanın kabulüne, davacı üzerine kayıtlı … plakalı araç ve taşınmazlar üzerindeki hacizlerin iptaline ve satışının durdurulmasına, icra dosyasındaki paranın alacaklıya ödenmemesine, davacının borçlu olmadığının tespit edilmesine, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyalarının davacı yönünden iptaline karar verilmesini, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyalarında alacaklı olduğunu iddia eden şahıs tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını ve davacının işbu icra takibinden haciz esnasında haberdar olduğunu, davacının dava konusunda icra takibinde alacaklı olarak belirtilen şahsı tanımadığını, takip konusu bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını ayrıca böyle bir borcunun da olmadığını, 03/08/2018 tanzim tarihli 25/02/2019 vade tarihli 20.000 TL bedelli ve tutarı ”üzerime” şeklindeki yazılmış olan işbu bono ile diğer icra dosyalarındaki bonolardan dolayı davacının alacaklı olduğunu iddia eden şahsa hiçbir borcunun bulunmadığını ayrıca imzanın davacıya ait olmadığını, dava ile ilgili arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davacının adına kayıtlı taşınmazları ile taşınırlarının (… plakalı aracı) haczedildiğini, kıymet takdirinin yapıldığını ve bu kıymet takdirine davacı tarafından Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açılarak itiraz edildiğini beyan ederek davanın kabulüne, davacı üzerine kayıtlı … plakalı araç ve taşınmazlar üzerindeki hacizlerin iptaline ve satışının durdurulmasına, icra dosyasındaki paranın alacaklıya ödenmemesine, davacının borçlu olmadığının tespit edilmesine, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyalarının davacı yönünden iptaline karar verilmesini, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, davanın İİK.72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, TTK. 778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Davalı tarafından davacı aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyalarında icra takibi yapıldığı, takip dayanağının bono olduğu, davacının takibe konu bonolardaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiği, sahtecilik (imza inkarı) def’inin senetin geçersizliğine ilişkin mutlak nitelikte def’i olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği, mahkememizce imza incelemesine esas davacının imza örneklerinin bildirdiği kurumlardan temin edildiği, mahkememizce imza incelemesi yaptırıldığı, … Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; dava konusu senetlerdeki yazı unsuru içeren borçlu imzaları ile …’nin mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese yazı ve imzalarına kıyasla …’nin eli ürünü olmadığı, aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı, takipten ve takibe konu bonolardan dolayı davacının davalıya borcunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya incelendiğinde dosya içerisinde bulunan icra takibi ve icra takibine konu olan senetler incelendiğinde; dava konusu senetteki imzanın inkar edildiği bu nedenle Mahkememiz özellikle imzanın sıhhati konusunu değerlendirmeye alınmıştır. Yapılan incelemelerde ve alınan bilirkişinin raporunda, imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Davalı bu incelemeye karşı herhangi bir somut delili bulunmamıştır.
Dolayısıyla, TTK. ve BK.nda borçların ferdiliği, yani borca muhatap kişinin ispatlanması gerektiği, ispatın da yasamızca ancak yazılı delillerle belirlenebileceği dikkate alındığında davamızın asıl iddia konusu olan imzanın da kişinin kendisine ait olmadığı, dolayısıyla davacının davalıya borcunun bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacının davasında haklı görülmüş ise de ; dava dosyası kapsamında davalının kötü niyetli davranışta bulundukları ispatlanamadığından kötü niyet tazminatın reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas, … esas , … esas ve … esas sayılı dosyalarında davacı yönünden borcunun olmadığının tespitine, ve davacı yönünden iptaline, söz konusu icra dosyalarının sebebi olan senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığının tespiti ile davacının bu sebepler yönünden borcunun olmadığının tespitine, ispatlanamayan kötü niyet nedeniyle davacının talep etmiş olduğu kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, mahkeme kararının tek dayanağı olan davacının imza örneklerine dair yapılan bilirkişi raporuna istinaden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, yerleşik Yargıtay İçtihatları ile de sabit olduğu üzere ilgili yerlerden getirilen mukayese imza örnekleri dikkate alınmadan yalnızca davacının mahkeme huzurunda alınan imza örnekleri ile yapılan imza incelemesinin kabulünün mümkün olmadığını, dosyanın yeniden üniversitelerin … Sanatlar Fakültesinden oluşturulacak, konusunda uzman bilirkişi kuruluna gönderilerek takibe konu senetlerdeki imzaların borçluya ait olup olmadığı hususunda rapor aldırılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece verilen hüküm hukuka aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda davalı tarafından davacı aleyhine 4 ayrı icra dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takiplerinde davacı. takibe konu bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açtığı ve takiplerin kendisi yönünden iptalini talep ettiği, harca esas değeri 80.000,00 TL gösterdiği, ancak peşin harcın 20.000,00 TL üzerinden alındığı, dava konusu edilen 4 ayrı takibin takip çıkışları toplamının 81.553,27 TL olduğu mahkemece harç tamamlattırılmadan karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120/1 maddesinde, davacının, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu hüküm altına almıştır.
Harç devletin mahkemeler aracılığı ile yaptığı adli hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Ancak yasada belirlenen durumlarda harç alınabilir. Diğer bir deyimle kanunsuz harç alınamaz ve eksik olan harç tamamlanmadan işlem yapılamaz. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesinde de “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktar ödenmedikçe, davaya devam edilme olanağı bulunmamaktadır. YHGK’nın 04/07/2012 tarih 2012/19-260 Esas 2012/432 Karar sayılı ilamında da bu husus “…Şu hale göre; karar ve ilam harcı maktu ise tamamı, nispi ise dörtte biri dava açılırken davacı tarafından peşin olarak ödenmelidir. Peşin olarak dörtte biri ödenecek olan nispi karar harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanacaktır. Ancak; mahkeme davacının dava dilekçesinde belirlediği hakkın niteliği ve değeri ile bağlı olmadığı gibi hakkın niteliğini ve değerini resen araştırması gereklidir. Bir başka deyişle maktu harca tabi bir iş olduğunu söyleyen davacının bu nitelendirmesi ile mahkeme bağlı değildir. Mahkemenin dava konusu hakkın mal varlığı hakkı (dava konusunun belirli bir değerle ilgili) olduğu kanısına varması halinde bu hakkın değerini takdir etmesi ve karar ve ilam harcını bu değer üzerinden hesaplayarak, davacıya tamamlattırması gerekir. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağına göre, davanın başında alınmış olan karar ve ilam harcının noksan olduğu, sonradan anlaşılırsa noksan karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunup müteakip işlemler yapılamaz. Yargılama sırasında, dava konusunun değerinin dava dilekçesinde bildirilenden daha fazla olduğu anlaşılır veya mahkemece tespit edilirse, yalnız o oturum için davaya devam edilerek ondan sonraki oturuma kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadan davaya devam olunamaz. Peşin harcın tamamlanmamasının müeyyidesi ise dosyanın işlemden kaldırılmasıdır…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, dava konusu takiplerin fer’ileri ile birlikte 81.553,27 TL olduğu gözetildiğinde davacının bu miktar üzerinden peşin harç yatırması gerekirken, 20.000,00 TL üzerinden harç yatırdığı anlaşıldığından eksik peşin harç davacıya tamamlattırılmadan işin esasının incelenmesi yerinde olmayıp, kamu düzenine ilişkin ve re’sen nazara alınması gereken işbu husus nedeniyle davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2021 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.336,20 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç