Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/282 E. 2022/1030 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)
2- … – (T.C. Kimlik No: …)
3- … – (T.C. Kimlik No: …)
4- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. …
Av. … –
DAVA : İpoteğin Kaldırılması (Fekki)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
YAZIM TARİHİ : 17/06/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas- … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin 14/05/2018 tarihli genel kredi sözleşmesi ile dava dışı … isimli kişiye eşinin yazılı rızası olmadan kefil olduğunu, … İli, … İlçesi, … Mahallesindeki … Blok, … Kat … numaralı taşınmaza kredi sözleşmesine kefil olunması neticesinde ipotek şerhi işlendiğini ancak, murisin kefil olma işlemleri sırasında eşinin yazılı rızasının alınmadığından kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile aleyhlerine başlatılan takibin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taşınmaz kaydında müvekkili banka lehine tesis edilmiş bir ipotek bulunmadığından davacının olmayan bir kaydın terkinini istemekte hukuki yararı bulunmadığını, kredi tahsis işlemleri aşamasında murisin eşi olan davacı tarafından eş muvafakatnamesinin de imzalandığını, TBK 584. maddesi ile aranan şartların gerçekleştiğini, kefaletin geçersizliğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… … ili … ilçesi … Mahallesindeki … Blok … Kat … numaralı taşınmaza kefillik neticesinde ipotek şerhi işlendiğini, müteveffanın kefil olarak atmış olduğu imza TBK’nın 584 bağlamında eşinin açık rızası bulunmadığından sözleşmenin geçersiz olacağını bu nedenle ipoteğin kaldırılmasına, geçersiz sözleşmeden kaynaklı olarak da müvekkillerinin herhangi bir borcunun söz konusu olmayacağından borçlu olmadıklarının tespitine, dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, Konya … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden yapılan takibin durdurulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 12. Maddesi gereğince; “(1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. (2) İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. (3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir.” ve HMK’nın 114. Maddesi olan; “(1) Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması.ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” ve HMK’nın 115. Maddesi olan; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.”
“Kanun bazı hallerde kesin yetki kuralları öngörmüştür. Bu durumda, dava sadece kanunda öngörülen Mahkeme veya Mahkemelerde açılabilir, başka bir yerde açılamaz. Kanunun ifadesinden, kanunda belirtilen yer veya yerler dışında başka bir yerde açılamayacağı anlaşılan davalarda yetki kuralları kesin yetki kurallarıdır. Kesin yetki olarak tek bir mahkeme öngörülmüş olabileceği gibi birden fazla mahkeme de öngörülmüş olabilir. Önemli olan belirtilen yer veya yerler dışında davanın açılamamasıdır.” (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku 14. Baskı, syf. 172)
“(1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
(2) Tapu İptali ve tescil davaları, kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle tescil davası, kadastro tespitine itiraz ve tescil davaları, taşınmaza ilişkin taksim ve ortaklığın giderilmesi davası, irtifak haklarına ilişkin davalar ayni hakka ilişkin davalardır.

(3) Örneğin, irtifak hakkıyla ilgili ipoteğin fekki davası, geçit hakkı davası, mülkiyet hakkıyla ilgili önalıma dayalı, muvazaaya dayalı, yolsuz tescile dayalı, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası, kadastro tespitine itiraz ve tescil davası, taksim ve ortaklığın giderilmesi davası, kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesi davası, kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle tescil davası, taşınmaza el atmanın önlenmesi davası taşınmazın aynından doğan davadır.”(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Üyesi Zeki Gözütok, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Üyesi Adem Albayrak, Alfabetik Medeni Usul El Kitabı syf. 1077)
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24/06/2009 tarihli, 6076/6211 sayılı ilamı özü; “ipoteğin fekki davası bakımından da KESİN YETKİ söz konusudur.” Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2017 tarihli 2016/12427 Esas – 2017/6756 Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında, Somut olayımızda; davanın esasında ipoteğin fekki davası olduğu, 19/03/2021 tarihinde davanın açıldığı, (Konya Bölge Adliyesi Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 tarih, … Esas – … Karar sayılı ilamı dikkate alınarak.) dolayısıyla taşınmazın aynına ilişkin olduğu (HMK’nın 12/1) taşınmazında EREĞLİ’de bulunduğu anlaşılmakla EREĞLİ Mahkemeleri KESİN yetkilidir. Kesin yetki 6100 sayılı HMK 114. Maddesinde dava şartları arasında sayılmıştır. Dava şartları yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağı HMK 115. Maddelerinde düzenlenmiştir. Tüm bu hususlar ve emsal kararlarda dikkate alındığında Mahkememizin kesin yetki kuralları nedeniyle YETKİSİZLİK olduğu anlaşılmakla Mahkememizin yetki yönünden reddi ile mahkememizin karşı yetkisizliğine…” gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkemenin karşı yetkisizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, davanın maddi hata sebebiyle sehven ipoteğin fekki olarak açıldığını, taleplerinin haczin kaldırılması olarak düzeltildiğini, mahkemece düzeltilen davaya dikkat edilmeden ipoteğin kaldırılması istemli olduğu üzerinde durulduğunu, mahkemenin yetkili olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafça, murisleri tarafından akdedilen kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiasıyla sözleşmeden kaynaklı borçlu olmadıklarının tespiti ile sözleşme nedeniyle taşınmaz üzerine konulan ipoteğin terkini istemi ile açılan işbu davada, cevaba cevap dilekçesi ile, her ne kadar dava dilekçesinde ipoteğin fekki olarak dava konusu zikredilmiş ise de, bu hususun sehven yapılan bir hata olduğu, maddi hata kapsamında değerlendirilecek olsa bile davayı hukuki ihtilafa ve bir anlaşmazlığa sokmamak amacıyla HMK’nın 141. maddesi gereğince ipoteğin fekki talebini, davalı bankanın haksız şekilde müvekkillerinin taşınmazlarına koymuş oldukları hacizlerin fekki olarak değiştirdiklerinin beyan edildiği anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde, davanın ilk olarak açıldığı Ereğli (Konya) … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda, davanın tapu kaydında yer alan hacizlerin terkinine ilişkin olduğu, davanın ilk aşamada tapu kaydındaki ipotek kayıtlarının fekki için açılmış ise de, daha sonra davacının dilekçeler aşamasında davasını maddi hata kaynaklı olarak ipoteğin fekki şeklinde açtığını belirttiği ve hacizlerin terkinini talep ettiği, herhangi bir kesin yetki hali olmadığından davanın, davalının yerleşim yerinde açılması gerektiği, davalı vekilinin süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazını ileri sürerek, yetkili ve görevli mahkemenin Konya Mahkemeleri olduğunu belirttiği, dava tarihi itibariyle davalı bankanın Ereğli/Konya’da şubesi bulunmadığından bahisle, yetki itirazının kabulü ile, dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, davaya bakmaya Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna karar verilmiş ve verilen karar taraflarca istinaf edilmeksizin 15.11.2021 tarihinde kesinleşmiştir.
Ereğli (Konya) … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas- … K. sayılı kesinleşen ilamı sonrası dosyanın gönderildiği ilk derece mahkemesince de, ipoteğin fekki davası bakımından kesin yetki söz konusu olup, somut olayda davanın ipoteğin fekki davası olduğu, taşınmazın aynına ilişkin işbu davanın da, taşınmazın bulunduğu kesin yetkili yer mahkemesi olan Ereğli’de açılması, kesin yetkinin HMK’nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup, 115. maddesi uyarınca da yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiğinden bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkemenin karşı yetkisizliğine karar verilmiştir.
Oysa, 6100 sayılı HMK’nın 319. maddesinde basit yargılama usulüne tabi olan davalarda iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının dava açılmasıyla, savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının da cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayacağı hükme bağlanmış olduğundan, basit yargılama usulüne tabi işbu davada da HMK’nın 319. maddesi uygulanacaktır.
Bu durum karşısında, davacı tarafın, dava dilekçesindeki ipoteğin terkini talebinin maddi hataya dayalı olduğu yönündeki iddiası yerinde görülmediği gibi, basit yargılama usulüne tabi olan bu davada, cevaba cevap dilekçesi ile HMK’nın 141. maddesi uyarınca iddia serbestçe genişletilip, değiştirilemeyecektir. Kaldı ki, davalı tarafça 05.05.2021 tarihli dilekçe ile de, bu hususa karşı çıkılmış ve muvafakat edilmediği belirtilmiştir.
Ancak, Ereğli (Konya) … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas- … K. sayılı kararı davalı tarafça istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, mahkemenin, davanın, tapu kaydında yer alan hacizlerin terkinine ilişkin olup, ilk aşamada tapu kaydındaki ipotek kayıtlarının fekki için açılmış ise de, daha sonra davacının dilekçeler aşamasında davasını maddi hata kaynaklı olarak ipoteğin fekki şeklinde açtığını belirterek hacizlerin terkinini talep ettiği, davada herhangi bir kesin yetki halinin bulunmadığı yönündeki gerekçesi de kesinleşmiş olmakla, bu hususta davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, davalı tarafça, istinaf edilmeyen ilk yetkisizlik kararının varlığı karşısında, HMK’nın 319. maddesine aykırılığın ileri sürülmesi MK’nın 2. maddesinde yer alan iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturduğu gibi, mahkemece usuli kazanılmış hakkın varlığının da re’sen nazara alınması gerektiğinden, işin esasının incelenmesi gerekirken anılan husus göz önünde bulundurulmaksızın davanın ipoteğin fekki davası olduğundan bahisle karşı yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2021 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/06/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
R.T