Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/262 E. 2023/1329 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
YAZIM TARİHİ : 08/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı şirketin açtığı konkordato davası nedeniyle, konkordato komiserinin talebi üzerine alacak bildiriminde bulunduklarını ancak, davalı borçlu şirketin bildirdikleri alacağın bir kısmını kabul ettiğini, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamı ile de davacının konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, tasdik edilen projede davacı tarafın alacağının davalı borçlu tarafından kabul edilen kısmının yer aldığını beyan ederek, davacı bankanın davalı tarafından kabul edilen 817.224 TL.’lik rehinli alacağının ve 911.914,07 TL.’lik adi alacağın dışında kalıp, kabul edilmediği için çekişmeli hale gelen 416.885,47 TL.’lik alacağının, borcun doğduğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf konkondatoya ilişkin komiser işlemlerine süresinde itiraz etmediğini, davacı bankanın gerçekte ne kadar alacaklı olduğu hususu ilglii banka şubesinden araştırılmalı ve bu konuda bilirkişi raporu alınması gerektiğini, davacı tarafın faiz talebinin de yersiz olduğunu beyanla davanın esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile davalı şirketin açtığı konkordato davasının sonunda davalı şirketin revize edilmiş haliyle konkordato projesinin adi alacaklar ve rehinli alacaklar yönünden tasdikine ve konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal (04/12/2019 tarihi itibariyle) bağlayıcı hale gelmesine karar verildiği anlaşılmış, gerekçeli kararın henüz kesinleşmediği belirlenmiştir.
2004 s. İİK’nın 308/b maddesinde belirtilen 1 aylık sürenin, bu davaların açılması için hak düşürücü süre olmayıp, konkordato davasında çekişmeli alacaklılar için pay ayrılması halinde, bu paydan yararlanabilmek için dava açılması gereken süre olduğu sonucuna varıldığından davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına uygun görülerek diğer rapora karşı üstünlük tanınan ve hükme esas alınan 2. bilirkişi heyetinin 22/10/2021 tarihli ek raporunda da açıklandığı üzere;
Nakdi krediler yönünden yapılan incelemede;
Konkordato davasında, konkordato komiseri tarafından alacaklılardan 23/01/2019 kesin mühlet tarihi itibariyle borçlarını konkordato komiserine bildirmeleri istenilerek bu hususun alacaklılara ilan ve tebliğ edildiği, davacı banka tarafından da gayri nakdi krediler ile birlikte toplam 2.146.023,54 TL.’lik alacak bildiriminde bulunduğu, alacak bildirimi yapılırken adi alacak ve rehinli alacak ayrımı yapılmadığı, davalı şirket tarafından davacının bildirdiği alacağın (817.224 TL. rehinli alacak ve 911.914,07 TL. adi alacak olmak üzere toplam) 1.729.138,07 TL’lik kısmının kabul edildiği, bildirilen alacağın (416.885,47 TL.’lik kısmının ise çekişmeli hale geldiği belirlenmiştir.
2004 s. İİK’nin 294/3. maddesine göre, “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.”

Konkordato davası sonunda davanın kabulü ile konkordato projesinin tasdikine ve konkordatonun tasdiki kararının gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal bağlayıcı hale gelmesine karar verildiği için taraflar yönünden bağlayıcı olduğu belirlenmiştir. Konkordato projesinde adi alacaklılar için faiz ödenmeyeceği bildirildiğinden, davacı bankanın Yargıtay uygulamaları gereğince, temerrüt (en geç kesin mühlet) tarihine kadar akdi faiz ve BSMV’si ile ödenmeyen kısmın toplamının anapara sayılması gerektiği, bu tarihten sonra davacının adi alacağına faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı ancak, rehinli alacaklar yönünden kesin mühlet tarihine kadar faiz yürütülerek ipotek bedelinin (limitinin) tespitinin gerektiği kabul edilmiştir.
Yine aynı ek rapora göre, davacı bankanın gönderdiği kat ihtarnamesi ile davalı şirketin kesin mühlet tarihi olan 23/01/2019 tarihinden önce, 16/11/2018 tarihinde temerrüte düşürüldüğü, temerrüt tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan olan nakdi kredilere ilişkin adi alacağının 737.500,97 TL. olduğu ve ayrıca 65 adet çek yaprağı bedeli sorumluluk tutarından dolayı da 129.800 TL.’lik gayri nakdi krediden doğan depo hakkının bulunduğu, alacak bildirimi yapılırken 112.687,10 TL.’lik gayri nakdi kredi alacağı bildiriminin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı bankanın rehinli kredisine ilişkin ipotek bedelinin 1.360.000 TL. olup, temerrüt tarihi olan 16/11/2018 tarihinden, kesin mühlet tarihi olan 23/01/2019 tarihine kadar temerrüt faizi yürütülmesi ve kesin mühlet tarihine kadar yapılan kısmi ödemelerin mahsubu sonucu, kesin mühlet tarihi itibariyle ipotekle temin edilen alacak miktarının (ipotek bedelinin/limitinin) 1.352.204,50 TL. olduğu belirlenmiştir.
Konkordato dosyasında kesin mühlet tarihi itibariyle rehinli alacak olarak 817.224 TL.’nin kabul edildiği, bu hususun ihtilaflı olmayıp, sadece adi alacaklar ve gayri nakdi krediler yönünden taraflar arasında ihtilaf doğduğu sonucuna varılmıştır.
2. Bilirkişi heyetinin ek raporuna göre, davacının kesin mühlet tarihi itibariyle adi alacağının 737.500,97 TL. olması, konkordato dosyasında adi alacak olarak davalının 911.914,07 TL.’yi kabul etmesi karşısında, davacının kabul edilmeyen adi alacağının bulunmadığı tespit edilmiş, adi alacak yönünden talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Gayri nakdi krediler yönünden yapılan incelemede de;
Kesin mühlet tarihi itibariyle, davacı bankanın gayri nakdi krediden doğan depo hakkının 129.800 TL. olmasına rağmen davacı bankanın 112.687,10 TL.’lik gayri nakdi kredi alacağı bildiriminde bulunduğu ve gayri nakdi kredi alacağının tamamının çekişmeli olduğu belirlenmiştir.
2004 s. İİK.’nın 302/6. maddesine göre; “Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
2004 s. İİK.’nın 302/6. maddesinde de belirtildiği üzere, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların (örneğin; bankaların henüz ödenmemiş çek yaprağı bedelinden doğan veya henüz nakde çevrilmemiş teminat mektubu bedellerinden doğan alacakları gibi gayri nakdi kredi alacaklarının) konkordato projesine dahil edilmesi mümkündür.
Bu gayri nakdi kredilerin çekişmeli hale gelmesi durumunda da, konkordato davasına bakan mahkemenin bu gayri nakdi kredinin ne kadarlık kısmının konkordato nisabına dahil edilmesi gerektiğine kesin olarak karar vermesi mümkündür. Ancak konkordato dosyası içerisinde kesin olarak verilecek bu karar, sadece konkordato nisabının hesabı yönünden hüküm ifade edecek olup tarafların maddi hukuktan doğan hakları (gayri nakdi kredi alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı) yönünden asıl mahkemesinde açacakları dava sonunda verilecek hükümler saklı olduğundan mahkememizce gayri nakdi krediler yönünden ayrıca değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Geciktirici şarta bağlı alacak niteliğinde olan gayri nakdi kredilerin, konkordato projesine dahil edilmesi mümkün ise de; bunun en geç alacaklar toplantısından 1 hafta sonrasına kadar olan (2004 s. İİK.’nın 302/7. md.) iltihak süresi içerisinde geciktirici şartın gerçekleşmesi halinde mümkün olabileceği, bu sürenin geçmesinden sonra gayri nakdi kredinin (çek yaprağı bedelinin ödemesi veya teminat mektubu bedelinin tazmin edilmesi gibi sebeplerle) nakde dönüşmesi halinde, nakde dönüşen bu alacağın konkordato hükümleri ile sınırlı olmaksızın normal bir alacak olarak talep edilebileceği kanaatine varılmıştır. Çünkü, 2004 s. İİK.’nın 308/c-2. maddesine göre; “bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” Gayri nakdi kredi iken nakdi krediye dönüşen alacağın, konkordato talebinden önce bütün unsurları ile eksiksiz olarak doğan bir alacak gibi kabul edilemeyeceği (geciktirici şartın sonradan gerçekleştiği) ve bu alacağın komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan alacak olarak da görülemeyeceği için iltihak süresine kadar nakdi krediye dönüşmeyen gayri nakdi kredilere ilişkin davanın kabul edilemeyeceği ve konkordato projesine dahil edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Diğer yandan, Mahkememizce iltihak süresinden sonra nakdi krediye dönüşen, gayri nakdi kredinin konkordato projesine dahil edileceğinin kabul edilmesi halinde, konkordato davasında son derece önemli olan alacak ve alacaklı nisabına ilişkin konkordatoya bakan mahkemenin kabullerini de aşan, oradaki nisabı bozan veya etkileyen sonuçlara yol açılmış olacaktır.
Gerek konkordato projesinde, gerek 2004 s. İİK.’da geciktirici şarta bağlı alacakların doğrudan nisaba dahil edileceğine dair açık bir düzenleme bulunmadığından, iltihak süresinden sonraki nakdi krediye dönüşen gayri nakdi krediden doğan alacakların konkordato projesine dahil edilemeyeceği, konkordatoya tabi olmayan bir alacak olarak işlem görmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Konkordato dosyasına toplu olarak bildirilen alacak içerisinde yer aldığı kabul edilen 112.687,10 TL.’lik gayri nakdi kredinin de iltihak süresine kadar tazmin edildiği, geciktirici şartın gerçekleştiği ve nakdi krediye dönüştüğü, davacı banka tarafından iddia ve ispat edilmediğinden gayri nakdi krediye yönelik talebin de tamamen reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan incelemede rehinli alacakları yönünden itirazlarının olmadığı gerekçesiyle bu alacak için değerlendirme yapılmadığını, rehinli alacaklarının da çekişmeli olduğunu, mahkemece verilen kararda konkordato dosyasında kabul edilen rehinli alacak miktarının 817.224 TL olduğunu, bu hususun ihtilaflı olmadığının belirtildiğini, konkordato dosyasında yapılan alacak kaydında ipotekle teminat altına alınan miktar 1.360.000 TL olarak belirtildiğini, işbu davayı toplam alacak miktarından kabul edilmeyen kısım için açtıklarından dolayı hem rehinli alacaklarının hem de adi alacaklarının çekişmeli olduğu açıkça ortada olduğunu, borçlu tarafından konkordato davasında kötü niyetle alacak miktarlarının eksik gösterildiğini, hem adi alacaklarının hem rehinli alacakları olduğundan düşük gösterildiğini, alacak kaydı yapılırken alacağın 1.360.000 TL’sinin ipotekle teminat altına alındığını bildirmelerine rağmen mahkemece borçlunun rehinli alacaklarını eksik beyan etmesi hususuna değinilmediğini, dosyada alınan bilirkişi raporları arasında çelişkilerin mevcut olduğunu, mahkemece bu çelişkiler giderilmeden son rapor hükme esas alınarak karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin gayri nakdi kredilerden doğan alacaklarını konkordatoya dahil etmeme kararı ve gerekçesinin hatalı olduğunu, kanunda çekişmeli alacak davası açılırken alacağın nakdi ya da gayri nakdi olması gibi bir ayrıma gidilmeksizin tüm alacaklar bakımından bir değerlendirme yapıldığını, konkordato sürecinde olan borçluya karşı konkordato kapsamında kalan bir alacak için ayrıca bir dava açılmasının mümkün olmadığını, alacaklının konkordatosu tasdik edilen ve ödemelere proje kapsamında devam eden borçluya karşı açabileceği tek dava İİK 308/b gereği çekişmeli alacak davası olduğunu, gayri nakdi kredilerden doğan alacakların çekişmeli hale gelen kısmının da bu dava kapsamında hüküm altına alınması gerektiğini, mahkemece söz konusu gerekçe ile gayri nakdi kredilerin işbu dava konusu olamayacağı kararının hukuka aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK’nın 308/b maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak davasıdır.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce Uyaptan yapılan sorgulamada davalı şirket hakkında Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih,… Esas -… Karar sayılı kararı ile verilen konkordatonun tasdiki kararının istinaf edilmesi üzerine dairemizce istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, dairemiz kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay…Hukuk Dairesi’nin … tarih, … Esas-… Karar sayılı kararı ile, dairemiz kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, konkordato davasına bakan Konya…Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda yine davacının konkordato projesinin tasdikine karar verildiği, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin… tarih, … Esas-… Karar sayılı kararı ile, ”ekonomik vaziyeti itibariyle konkordatoya ihtiyacı bulunmadığı anlaşılan davacı şirket talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle projenin tasdiki doğru olmadığı” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının bozulduğu anlaşıldığından gelinen aşama dikkate alındığında konkordato davasının sonucu eldeki davanın sonucunu etkileyeceğinden konkordato davasının sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …tarih … Esas… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

A.Ç