Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/237 E. 2023/1271 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
YAZIM TARİHİ : 05/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin 21/06/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan genel kurul kararı ile kooperatifin eksikliklerinin giderilmesi için toplam 365.000,00 TL’ye ihtiyaç olduğu bu sebeple üye başına 8.700,00 TL’nin 2015 yılı sonuna kadar ödenmesi ve ödenmediği takdirde %10 gecikme zammı uygulanmasına karar verildiği, davalı borçlunun müvekkili kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurul kararı uyarınca ödemenin süresi içinde yapılmaması nedeniyle durumun davalıya bildirildiğini, gönderilen yazıya rağmen davalının ödemede bulunmaması nedeniyle aleyhine Konya … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu beyan ederek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davada görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olmadığını, davanın görev nedeniyle reddi gerektiğini, davanın ve icra takibini Karaman da yapılması gerektiğini Konya İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinin yetkili olmadığını, davacı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığını, dilekçe ekinde bulunan belge uyarınca 30/11/2013 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığına dair Kooperatif tarafından kendisine belge verildiğini, kooperatifin işleri tam anlamıyla bitirmediğini ve tarafına eksik olarak teslim ettiğini, dairedeki eksiklikleri kendi imkanları ile yaptırdığını, davanın yöneticilerin haksız zenginleşmesine neden olacağını, genel kurul kararının hukuki olmadığını, bu bedelin tahsilinin mümkün olmadığını, kooperatif yöneticileri hakkında ayrıca yasal yollara başvurma hakkını saklı tuttuğunu, diğer üyeler ile yaptığı görüşmede ödediği 20.000,00 TL’nin dahi ödenmediğini öğrendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davacı kooperatifin davaya konu icra takibi ile 21.06.2015 tarihli 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan karara istinaden 8.700,00 TL asıl alacak ve 870,00 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 9.570,00 TL alacağın tahsilini talep ettiği, davaya ve takibe konu alacağın dayanağı olan genel kurul kararının iptali istemli açılan davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, kooperatif genel kurul kararlarının tüm üyeler yönünden bağlayıcı olması ve davacının kooperatif üyesi olması nedeniyle davacının 21.06.2015 tarihli genel kurul kararına istinaden kooperatife 8.700,00 TL (asıl alacak) tutarında borçlu olduğu, her ne kadar davalı tarafça ödeme iddiasında bulunularak bir takım belgeler sunulmuş ise de bu ödeme belgelerinin genel kurul kararından önceki döneme ait olduğu, davalı tarafça ödeme iddiasının ispatlanamadığı, genel kurul kararı ile 8.700,00 TL’nin 2015 yılı sonuna kadar ödenmesine karar verilmesi karşısında davalının 01.01.2016 tarihinde temerrüde düştüğü, her ne kadar bilirkişi raporu ile genel kurul kararında bahsi geçen % 10 faiz oranı aylık faiz oranı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de genel kurul kararında bu faiz oranının aylık olarak uygulanacağı yönünde bir belirleme bulunmaması karşısında bilirkişi raporundaki bu kabulün hatalı olduğu, bu faiz oranının yıllık temerrüt faizi oranı olarak kabul edilmesi gerektiği, 01.01.2016 tarihi ile takip tarihi olan 12.08.2016 tarihi arası döneme ilişkin olarak davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği işlemiş faiz alacağı tutarının 536,99 TL olduğu (işlemiş faiz alacağı sehven 8.750,00 TL ana para tutarı üzerinden hesaplanmıştır.), özetle davacının takip tarihi itibariyle 8.700,00 TL asıl alacak ve 536,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.236,99 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu sonucuna varıldığından davanın bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda davalının takibe itirazının yerinde olmaması ve alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.700,00 TL asıl alacak ve 536,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.236,99 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 9.236,99 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 1.847,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; delillerin toplanmadığını, gösterilen tanıklar … ve …’in dinlenmediğini, bir kimsenin ömür boyu kooperatif üyeliğinin devam etmeyeceğini, bu kooperatiften almış olduğu daireyi 2017 yılında … isimli kişiye tapudan satarak devrettiğini ve bunu kooperatife bildirdiğini, bunun Kooperatifler Kanunu uyarınca kooperatif yönetimi tarafından gözardı edilmesinin kendisini bağlamayacağını, dosyaya sunduğu belge uyarınca 30.11.2013 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığına dair belgenin davacı kooperatif tarafından tarafına verildiğini, bundan sonra ise borcunun bulunmamasına rağmen oturum ruhsatı alabilmesi için de ayrıca 20.000 TL’si ödenmesine ilişkin 30.03.2014 vadeli 11.500 TL’si bedelli çek ve 30.05.204 vadeli 7.000 TL’si bedelli bono senedi ve 1.500 TL’si nakit olmak üzere toplamda 20.000 TL’si ödendiğine dair davacı kooperatifin tahsilat tediye makbuzunun da dosyaya sunulduğunu, bundan başka ayrıca çevre düzenlenmesi bedeli adı altında 3.125 TL’si de site yönetimine teslim edildiğini, kooperatif genel kurulu kararından sonra ödemelerin yapıldığının sabit bulunduğunu, kaldı ki 2014 tarihli genel kurul kararı hukuka aykırı olup yok hükmünde olduğunu, bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere Kooperatifler Kanunu madde 31’e göre ek ödeme yükü olduğu halde bütün ortakların 3/4’ünün onayı gerekir hükmü açık olmasına karşı bu çoğunlukla toplanmayan genel kurul kararı ile borç çıkarılması halinde Kooperatifler Kanunun ortakları koruyan bu hükmü yorum yoluyla ortadan kaldırılmış olduğunu, davacı kooperatife hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını, bilakis davacı kooperatif işleri tam anlamıyla bitirmediğini ve eksik teslim ettiğini, daireyi kendi imkanlarıyla yaptırdığını, mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını ve yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiğini, yargılamayı gerektiren bir durum olmasına borcunun bilirkişi raporuyla belirlenmesine karşın inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafından saçılan davada, ilk derece mahkemesinin… tarih, … Esas-… Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin … tarih,… Esas-… Karar sayılı kararı ile.”….Dava ve icra takibine konu aidat alacağa ilişkin 2014 yılı 21/06/2015 tarihli olağan genel kurul kararlarının usul ve yasaya aykırılığı sebebiyle iptali için dava dışı kooperatif ortağı … tarafından, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı … Karar sayılı … tarihli davanın açıldığı, mahkemece… tarihli olağan genel kurul toplantısına 39 ortaktan 11 ortağın asaleten 2 ortağın vekaleten olmak üzere 13 kişi ile toplandığı, kararların oy birliği ile alındığı, iptali istenen genel kurulun yapıldığı tarih itibariyle kooperatifin tasfiye halinde olduğu, K.K. 81/4 , Kooperatif anasözleşmesinin 87/9 madde ve bendleri uyarınca taşınmaz satışının görüşüleceği toplantılar haricinde toplantı nisabı aranmadığından; alınan kararların hukuka aykırı bulunmadığı, genel kurulda karara bağlanan tüm maddeler yönünden, toplantı nisabı ve karar nisabı sağlandığı kabul edilerek davacının davasının reddine karar verildiği, kararın istinaf incelemesi sonucunda Ankara BAM … HD’nin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile genel kurul kararının iptali ile menfi tespit davasının birlikte görülemeyeceği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiği, istinaf incelemesi sonucunda genel kurul kararının iptali davasının Konya …ATM … Esas … Karar sayılı … tarihli kararı ile ilk karardaki gerekçe ile davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf incelemesi için Ankara BAM … HD’ ne gönderildiği, kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Kooperatifler Kanunu’nun 53/5 maddesi gereğince genel kurul kararının iptaline karar verilmesi halinde bütün ortaklar için hüküm ifade edeceği, iptali kesinleşen genel kurul kararlarının hiçbir ortağa karşı ileri sürülemeyeceğinden, iptal hakkındaki ret kararının kesinleşmediği, ret kararının kaldırılması halinde kooperatifin iptal edilen genel kurul kararına dayanak alacak talebi hukuki olmayacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165’inci maddesi bekletici sorunu düzenlemektedir:
“(1) Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
(2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.” şeklindedir.
Bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir, o davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici sorun yapabilir. Bu sebeple ilk derece mahkemesince Konya … ATM … Esas … Karar … tarihli genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın sonuçlanıp kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmadan karar verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. ” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı, dairemizin kaldırma kararından sonra Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas …Karar sayılı kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapıldığı, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin … tarih, … Esas-… Esas sayılı kararı gerekçe düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verildiği, istinaf kararının temyizi üzerine istinaf kararının Yargıtay…Hukuk Dairesi’nin … tarih, … Esas-… Karar sayılı kararı ile onandığı ve böylece istinaf kararının … tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davacı kooperatifin icra takibine dayanak 21/06/2015 tarihli 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararının iptali için açılan davanın reddine karar verildiği ve kararının kesinleştiği, davacının söz konusu genel kurul kararından sonra ödeme yaptığını ispat edemediği, bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde ve alacak likit olduğu için davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 630,98 TL harçtan peşin alınan 157,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 473,23‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç