Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/232 E. 2023/1175 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. A…

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
YAZIM TARİHİ : 25/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 29/12/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı şirkete para yatırıldığını, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, davacının davalı şirkete ortak olacağı, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edeceği ve yatırdığı paranın istendiğinde kendisine iade edileceği konusunda davacıya güven telkin edildiğini, davalı holdingin grup şirketleri bünyesinde barındırdığını, davacının yatırdığı paraları geri istediğinde davalı şirketin ödeme yapmadığını, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamı ile davacının davalı şirkete yatırdığı 115.865 Euro’dan sadece 69.100 Euro’sunun kabul edildiğini, kalan 46.765 Euro alacaklarının bulunduğunu beyan ederek, müvekkili ile davalı arasında geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ile Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamı ile hükmedilen 69.100 Euro dışında kalan 46.765 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamından dolayı kesin hüküm ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, ayrıca aynı ilamdan dolayı kesin delil itirazında da bulunarak davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Somut olayda ; Dosyamıza suretleri konulan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin .. gün ve .. sayılı nüshasının .. sayfasınındaki bilgilerden … ‘nin ünvanının … olarak değiştirildiği, .. gün ve .. sayılı nüshasının .. sayfasındaki bilgilerden…’nin …’nin bünyesine girerek…’ye devredilmek suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve .. gün ve ..sayılı nüshasının .. sayfasındaki bilgilerden de …’nin ünvanının …. olarak değiştirilmesine karar verildiği anlaşılmış, gerekçeli kararımızın karar başlığında da davalı şirket, güncel ünvanına uygun olarak …. olarak yazılmıştır.
Davada çözülmesi gereken sorunlar ; davacının davalı şirkete verdiğini iddia ettiği bedellerin iadesini isteyip isteyemeyeceği, isteyebilirse isteyebileceği bedelin ne kadar olduğu, davada zamanaşımı sürenin geçip geçmediği, davacının 6100 s. HMK.nin 84. maddesi gereğince teminat yatırmasının gerekip gerekmediği, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamı kesinleşmeden ek dava olarak Mahkememizdeki davanın açılması ve ilgili ilama ilişkin BAM ilgili Hukuk Dairesi’nin kararının da sonradan kesinleşmesi karşısında ilgili ilamdan dolayı kesin hükmün söz konusu olup olmadığı, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine istinaden Anayasa’ya aykırılık iddiası ile iptali için Mahkememiz tarafından Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapılmasının gerekip gerekmediği ve Mahkememizce iptal başvurusu yapılmayacaksa davanın 7194 s. Kanun’un 41. maddesi (3332 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi) hükümlerine göre karara bağlanmasının gerekip gerekmediği? sorunlarıdır.
6100 s. HMK’nin 84/1. maddesi gereğince “Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması” halinde teminat yatırılması gerekli ise de; davacının UYAP Mernis ve Takbis kayıtlarının çıkartılması sonucu, Türkiye’de taşınmazının bulunduğu anlaşıldığından 6100 s. HMK’nin 85/1-b maddesi gereğince teminat yatırması gerekmediği sonucuna varılmıştır.
7194 s. Kanun’un 41. maddesinin (3332 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinin) Anayasa’ya aykırı olmadığı kanaatine varıldığından Mahkememiz tarafından Anayasa Mahkemesi’ne bu düzenlemenin iptali için başvuru yapılması gerekli görülmemiştir.
Davalı taraf, zamanaşımı itirazında da bulunmuş ise de;
Yargıtay 11. HD’nin 23.11.2020 gün ve 2020/5349 E. 2020/5275 K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 7194 sayılı yasanın 41.maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesine istinaden zamanaşımı def’inin incelenmemesi gerektiği sonucuna varılmış, yargılama aşamasında zamanaşımı itirazının reddedilmiş olmasının da esasa etkili olmadığı belirlenmiştir.
Davalı taraf Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının kesinleşme ihtimaline binaen kesin hüküm itirazında bulunmuş ise de;
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2018 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna gidilmesi üzerine Ankara BAM … HD.’nin … gün ve .. E. .. K. sayılı ilamı ile Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı kaldırılarak, dava hakkında 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine istinaden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı da temyiz yoluna gidilmesi üzerine Yargıtay … HD.’nin .. gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile Ankara BAM .. HD.’nin kararı onanmış ve Ankara BAM .. HD.’nin kararı … tarihinde kesinleşmiştir.
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamının BAM tarafından kaldırılması, bu kararın kesinleşmeyip Ankara BAM … HD.’nin kararının kesinleşmiş olması, Ankara BAM … HD. tarafından da davanın esasına ilişkin bir karar verilmeyip 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesi gereğince davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi karşısında davalı tarafın kesin hüküm itirazı da kabul edilmemiştir.
Mahkememizdeki ek davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren 3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesine göre de, “(Ek:5/12/2019-7194/41 md.) 31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.”
Her ne kadar davacı tarafından davalı ….’ye yatırılan paraların, bu şirkete usulüne uygun olarak ortak olunmadığı gerekçesiyle ve haksız fiil hükümlerine göre iadesi (istirdatı) için bu alacak ek davası açılmış ise de ; halen derdest olan bu davaya da uygulanması gereken 3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi gereğince, davalı ….’ye yapılan ödemelerin, pay karşılığı yapıldığının kabul edilmesi, ortaklık ilişkisinin kurulmuş sayılması ve ortaklık ilişkisinin kurulmadığının iddia edilemeyecek olması nedeniyle davacı ile davalı …. arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulduğu kabul edilmiştir.
3332 s. Kanun’un Geçici 4/2. maddesine göre de, halen derdest olan bu davada, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilip, yargılama gideri ile maktu vekalet ücretinin ortaklık üzerinde bırakılması gerektiğinden, davacının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile maktu vekalet ücretinin davalı …. üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 7194 s. Kanun’un 41. maddesi ile “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” eklenen Geçici 4/2. maddesi gereğince, davacının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7194 Sayılı Kanunun 41. maddesi ile yapılan değişiklik tamamıyla Anayasa’ya ve tüm hukuk normlarına aykırılık teşkil eden bir yasa değişikliği olduğunu, zira işbu yasanın tamamıyla davalı şirket için ve davalı şirkete özel olarak çıkarılmış bir yasa olduğunu, bireylerin mahkemeler önünde eşit haklara sahip olduklarının en temel hukuk normları olduğunu, yasa metni incelendiğinde bu yasanın öngördüğü değişikliğin başkaca hiçbir sermaye şirketinin sermaye ve ortaklık yapısına uygun bulunmadığının görüleceğini, niteliği ve niceliği bu minvalde olan bir yasayı hukuki gerekçe yapmak suretiyle hüküm tesis edilmesinin hukuk müessesi ile bağdaşmayacağını, bu yasa ile davalı şirkete yatırılan paraların geri alınabilmesinin gayri mümkün hale geldiğini, mevcut hukuki durum karşısında 7194 sayılı yasanın 41. maddesinin Anayasa’ya aykırı olması sebebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının işbu davadan önce ikame ettiği Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ve özellikle de bu dosyaya davacı vekili tarafından sunulan 13.06.2018 tarihli ıslah dilekçesi incelendiğinde, işbu davanın derdestlik nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, zira davacı ıslah dilekçesinde “müvekkilinin davalı firmadan 78.722 Euro alacağı bulunmakta olup, bu miktardan ödeme yapılan 9.619 Euro düşüldükten sonra bakiye 69.103 Euro alacağı kalmıştır.” şeklinde beyanda bulunduğunu, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da davacının davası kabul edilerek 69.103 Euro’nun davacıya ödenmesine karar verildiğini, davacının …Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu ıslah dilekçesindeki bakiye 69.103 Euro alacağı bulunduğu yönündeki bu ikrarından da anlaşılacağı gibi davacı ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlık bedeli davacının da kabulü gereği 69.103 Euro ile sınırlı olduğunu, nitekim davacı, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ikame ettiği davada da, iş bu davada sözünü ettiği 03.04.2000 tarihli Ortaklık Durum Belgesi başlıklı (içeriği ve imzasını açıkça inkâr ettikleri belge) belgeyi delil olarak sunduğunu ancak her nedense bu davayı ek dava olarak ikame ettiği ve davalı şirkette 245.705 DM alacağı olduğu iddiasında bulunan davacının, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı ilk davasında bakiye alacağını 69.103 Euro olarak belirtip ıslah ettiğini, hem de Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nce tesis edilen “69.100 Euro’nun davalı …’den tahsiline ve davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine” ilişkin karara karşı kanun yoluna başvurmadığını, davacı vekilinin ikrarı karşısında, huzurdaki iş bu dava ile 03.04.2000 tarihli Ortaklık Durum Belgesi başlıklı belgeye dayanılarak ve yeniden bakiye alacak hesabı yapılarak 46.765 Euro alacak talebinde bulunulmasının hukuken dinlenebilir nitelikte olmadığını, davacının iş bu davayı haksız ve kötü niyetle ikame ettiğini ve her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı ve derdestlik olması nedeniyle usulden reddedilmesinin hukuki bir zorunluluk olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda davalı, davacının Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açtığı dava ile iş bu davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olduğunu savunarak derdestlik ve kesin hüküm itirazında bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamının BAM tarafından kaldırıldığı, bu kararın kesinleşmeyip Ankara BAM … HD.’nin kararının kesinleştiği, Ankara BAM … HD. tarafından da davanın esasına ilişkin bir karar verilmeyip 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesi gereğince davada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği gerekçesiyle davalı tarafın kesin hüküm itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiş ise de bu kabulün hatalı olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 114/1-ı-i maddleri uyarınca, aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması ve aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartları olarak belirlenmiştir. HMK’nın 115/1-2. maddeleri uyarınca, mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilecektir. Öte yandan mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince dava şartlarından olan derdestlik ve kesin hüküm itirazının incelenip değerlendirilmesi gerekirken bu konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan 05.12.2019 tarihinde 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi yerinde olmadığından davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacının istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-İstinaf başvurusunda bulunan taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç