Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/213 E. 2023/1455 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)-İstirdat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
YAZIM TARİHİ : 23/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit-istirdat davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile … (…) arasında sağlıklı bir şekilde gerçekleşeceği öngörülen ticari ilişkiye ilişkin olarak muhtelif çeklerin keşide edilerek davalıya verildiğini, iş bu çeklerden bir kısmının bedelinin tamamen ödendiğini, bir kısmına karşılık olarak gerek müvekkili şirkete gerekse müvekkili şirketin talimatı doğrultusunda müvekkili şirket adına 3.şahıslar tarafından doğrudan davalıya ödeme yapıldığını, bu hususların banka kayıtları ile sabit olduğunu, ancak davalı tarafın müvekkili şirkete teslim edilmesi gereken tohum, zirai ilaç ve kimyasalların teslim/tevdi edilmediğini, buna karşılık ise davalıya verilen çeklerin de müvekkili şirkete iade edilmediğini, müvekkili şirket tarafından davalıya verilen dava konusu olan icra takip dosyalarının dayanağı olan 3 adet çekin toplam bedelinin 580.000,00 TL olduğunu, bu çeklere karşılık müvekkili şirket tarafından ödeme dahi yapıldığını, davalı tarafından dava konusu çeklerden her biri 250.000,00 TL olan 2 tanesi Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu edildiğini, yine davalı tarafından 80.000,00 TL bedelli olan 3.çekin de Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu edildiğini, müvekkili şirket tarafından taraflar arasında gerçekleşmesi gereken ticari alış-veriş sebebiyle davalıya teslim edilen çekler sebebiyle müvekkilinin haciz baskısı ve tehdidi altında olduğunu, davalının müvekkili şirkete olan taahhütlerinin yerine getirmediğini, uhdesinde kalan çekleri de teslim ve iade etmediğini, bu çeklere karşılık yapılan ödemeleri de inkar cihetine gittiğini ve kötüniyetli bir şekilde müvekkili aleyhine icra takibine konu ettiğini beyan ederek; Müvekkili şirketin Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip dosyalarına konu edilen … numaralı 80.000,00 TL bedelli, … numaralı 250.000,00 TL bedelli ve … numaralı 250.000,00 TL bedelli çeklere karşılık davalıya yapılan ödemelerin istirdatına, davalının kötü niyetli olarak müvekkili hakkında icra takibine giriştiğinden %20 nispetinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davacı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, davacı şirketin borcuna karşılık olarak müvekkiline verdiğini, çeklerin karşılıksız çıkması üzerine davacı şirket aleyhine Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ve Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, ayrıca çeklerin karşılıksız çıkmasından dolayı yetkililer hakkında Konya …İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve Konya …İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyalarından şikayetçi olduklarını, davacı dava dilekçesinde 3.şahıslar tarafından müvekkiline ödeme yapıldığını iddia ettiğini, ancak davacının bu iddiasının dayanaksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının ödeme yapıldığına ilişkin bir belge sunmadığını, 3.şahıslar ile ilgili kimi kastettiğini belirtmediğini, davacının bu hususu açıklamasının gerektiğini, iş bu davaya konu çekler hakkında hiçbir ödeme yapılmadığını, eğer 3.şahıs ile kastedilen aynı zamanda şirket yetkilisi de olan … ise ve …’in müvekkiline herhangi bir ödeme yapmışsa; kendi şahsı adına aldığı ürünlerin fatura bedellerini ödediğini, ayrıca davacının ürünlerin teslim edilmediği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, çek bedellerine ilişkin faturaların bulunduğunu ve faturada geçen ürünlerin tamamının davacıya teslim edildiğini, müvekkili tarafından 2019 yılında davacı şirkete gönderilen tüm ürünlerin adetleri ve fiyatları ile birlikte fatura edildiğini, çeklerin keşide tarihlerinin fatura tarihlerinden yaklaşık 1 yıl sonra olduğunu, davacının bu süre içerisinde iddia ettiği gibi ürünleri teslim almamış ise neden icra dosyasının açılmasını beklediğini, yaklaşık 1 yıl süre içerisinde ürünleri teslim almamış ise niçin dava açıp çeklerin ödenmemesi için tedbir kararı aldırmadığını, bu hususunda davacının kötü niyetli olduğunu ve ürünlerin teslim edilmediğine ilişkin iddiasının dayanaksız olduğunu gösterdiğini beyan ederek davanın reddine, davacı kötü niyetli olarak dava açmış olduğundan davacı borçlu aleyhinr %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. Davacının, davalı … (…) ile aralarındaki ticari ilişkiye ilişkin olarak muhtelif çekler keşide edilerek verildiğini, iş bu çeklerden bir kısmının bedeli tamamen ödendiğini, bir kısmına karşılık olarak gerek davacı şirkete gerekse davacı şirketin talimatı doğrultusunda davacı şirket adına 3.şahıslar tarafından doğrudan davalıya ödeme yapıldığını, bu hususların banka kayıtları ile sabit olduğunu, ancak davalı tarafın davacı şirkete teslim edilmesi gereken tohum, zirai ilaç ve kimyasallar teslim/tevdi etmediğini, buna karşılık ise davalıya verilen çeklerin de davacı şirkete iade edilmediğini, davacı şirket tarafından davalıya verilen dava konusu olan icra takip dosyalarının dayanağı olan 3 adet çekin toplam bedelinin 580.000,00 TL olduğunu, davalı tarafından dava konusu çeklerden her biri 250.000,00 TL olan 2 tanesi Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu edildiğini, yine davalı tarafından 80.000,00 TL bedelli olan 3.çek de Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu edildiğinden bahisle; Davacı şirketin Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ve Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip dosyalarına konu edilen … numaralı 80.000,00 TL bedelli, … numaralı 250.000,00 TL bedelli ve…numaralı 250.000,00 TL bedelli çeklere karşılık davalıya yapılan ödemelerin istirdatına, davalının kötü niyetli olarak hakkında icra takibine giriştiğinden %20 nispetinde inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği, davalının davanın reddine ve davacı kötüniyetli dava açtığından davacı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği, davanın İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde düzenleme yapıldığı, davalı tarafından davacı aleyhine Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ve Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarından kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine geçtiği, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağının, 12/12/2019 keşide, 13/12/2019 ibraz tarihli, … seri nolu, 250.000,00 TL bedelli çek ve 28/11/2019 keşide, 29/11/2019 ibraz tarihli, … seri nolu, 250.000,00 TL bedelli çekler olduğu, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağının, … Bankasının … seri nolu, 10/01/2020 keşide tarihli, 13/01/2020 ibraz tarihli, 80.000,00 TL tutarlı çek olduğu, mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir …’e tevdi edilerek davacı tarafın ticari defterleri üzerinde rapor düzenlenmesinin istenildiği; Mali müşavir … tarafından düzenlenen 20.01.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; Tacir olan taraflar arasında ticari alım satımdan kaynaklanan bir ilişki olduğunun defter kayıtları, belge ve beyanlardan anlaşıldığını, envanter defterinin sunulmamış olması ve uyuşmazlık konu çeklerin defter kayıtlarında bulunmaması nedeniyle davacı tarafın ticari defterlerinin HMK 222.maddesindeki şartları taşımadığının, başka şekilde ispat edilmediği sürece defter kayıtları ve dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıdan 608.330,02 TL tutarında alım yapıldığının, dava ve takiplere konu 580.000,00 TL toplam tutarlı çeklerin fatura borcuna istinaden avans yada ödeme gayesiyle davalıya verilmiş olduğunun, defter kayıtlarında satıcılar hesabının detaylı olmaması, defter kayıtlarında çeklerle ilgili kayıt bulunmaması, ödeme kayıtlarının detaylı olmaması gibi nedenlerle davacı şirketin borç/alacak durumunun net olarak hesaplamamakla beraber, başka belge ve delillerle ispat edilinceye kadar davacı şirketin davalıya en az 374.220,02 TL borçlu olacağının, ispat kuvvetine sahip ödeme belgeleri veya başka delillerle aksi ispatlanmazsa Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin 495.940,00 TL asıl alacak üzerinden, Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin 58.970,00 TL asıl alacak üzerinden devam etmesi gerektiğinin bildirildiği, mahkememiz dosyasının…tarihli celsesinin … no’lu ara kararı ile; Davalı tarafa ticari defterlerini sunmak veya bilirkişi incelemesi sırasında ne şekilde hazır edileceğine yönelik beyanda bulunmak üzere iki haftalık kesin süre verildiği, yine aynı celsenin 2 no’lu ara kararı ile; ticari defterlerin dosyaya sunulması veya ne şekilde hazır edileceğine yönelik beyanda bulunulması halinde; re’sen seçilecek mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla tarafların ticari defterlerinde uyuşmazlık konuları ile sınırlı olmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, ara karar doğrultusunda davalı tarafın UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 25.02.2021 tarihli dilekçesi ile; Davalı müvekkiline ait ticari defterlerin yerinin bildirildiği, mahkememiz dosyasının ara karar doğrultusunda mahkememizce re’sen seçilen ve daha öncesinde davacı tarafın ticari defterlerinde inceleme yapan mali müşavir …’e tevdi edilerek; Tarafların ticari defterlerinde uyuşmazlık konuları ile sınırlı olmak üzere rapor düzenlenmesinin istenildiği; Mali müşavir … tarafından düzenlenen 19.04.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; Tacir olan taraflar arasında ticari alım satımdan kaynaklanan bir ilişki olduğunun defter kayıtları, belge ve beyanlardan anlaşıldığının, davalı tarafın incelemeye sunduğu ticari defterlerinin tasdiklerinin zamanında yaptırıldığının, genel olarak kayıtların muhasebe usullerine TTK ve VUK hükümlerine göre tutulduğunun, kayıtların kendi içinde birbirini takip ve teyit ettiğinin, dava ve takiplere konu 580.000,00 TL toplam tutarlı çeklerin fatura borcuna istinaden avans yada ödeme gayesiyle davalıya verilmiş olduğunun, taraf defterlerinde birbirini doğrulayan kayıtlar, dosya kapsamı, beyanlar, deliller, fatura görüntüleri ve kör rapordaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde takiplere konu çeklerin ödenmemiş olduğunun, davacı şirketin davalı tarafa 542.292,82 TL borçlu olduğunun, Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin 495.940,00 TL asıl alacak üzerinden, Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin 46.352,82 TL asıl alacak üzerinden devam etmesi gerektiğinin bildirildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, dava konusu edilen çeklerin avans çeki olarak verildiği ve bu çeklerin karşılığı satın alınan malların gönderilmediği iddiasında bulunan davacının bu iddiasını ispat külfetinde bulunduğu, davacının bu iddiasını ancak HMK’nun 200 ve 201.maddeleri kapsamında senetle ispat edebileceği, Yargıtay 19.Hukuk Daire’sini 17/12/2015 tarih ve 2015/7353 Es.2015/17117 Kar. sayılı ilamında;”….Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez. Bu durumda mahkemece ispat yükü kendilerinde olan davacıların dava konusu senetlerin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarını yazılı delille kanıtlamaları gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..”, şeklinde, Yargıtay 19.Hukuk Daire’sinin11/04/2016 tarih ve 2015/15877 Es. 2016/6184 Kar. sayılı ilamında; “..Davacı, çekin mal alımı için avans olarak verildiğini, ancak mal teslim edilmediğinden çekin bedelsiz kaldığını iddia etmiş, davalı davanın reddini istemiştir. Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun ödenmesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca dava konusu çekin taahhüt edilen mal karşılığı avans olarak verildiğini ve malın teslim edilmediğini iddia eden davacının, bu yöndeki iddiasını kesin delillerle kanıtlaması icabeder. Başka bir ifade ile davacı bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup, tartışılmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davacı tarafın ticari defter kayıtları ile çekin avans olduğunu ispat ettiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi 3. kişilerin haklarını etkileyecek şekilde çekin iptali yönünde karar verilmesi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde kabul edildiği, tarafların ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında karşılıklı ticari ilişkinin var olduğu ancak dava konusu edilen çeklerin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ticari defterlerde kayıtlı olmamasının kambiyo senedi vasfında olan dava konusu edilen çekleri hükümden düşürmeyeceği gibi çekin sebepepten mücerret olduğu, davacı tarafın dava konusu edilen çeklerin avans çeki olarak verildiğini ve karşılığında satın aldığı malların gönderilmediği dolayısıyla çeklerin bedelsiz kaldığını yönelik iddiasını yazılı belge ile ispat edemediği,
Davacı tarafın davacı ile görüşüp yemin teklifinde bulunacağına yönelik talebinin; 6100 sayılı HMK’nun 119/1-f maddesi gereğince davacının dava açarken iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça bildirmesi gerektiği, Yargıtay HGK’nun 22/06/2021 tarih ve 2017/2-2301 Es. 2021/807 Kar. Sayılı içtihadında;” Bu itibarla, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan hususların özetlenmesi gerekirse; AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının etkin ve makul bir süre içinde kullanılabilmesi için HMK’da düzenlemelere yer verilmiş olup, bu bağlamda delil gösterilmesi dilekçelerin teatisi (dava, cevap, cevaba cevap ve ikinci cevap) aşamasına hasredilmiştir. Tarafların, Kanunda belirtilen bu sürelerden sonra delil gösterebilmeleri ancak iki yasa maddesinde belirtilen hâllerle sınırlıdır. Onlar da; iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesini düzenleyen 141. madde ile sonradan delil gösterilmesinin hüküm altına alındığı 145. maddedeki durumlardır.” şeklinde ki içtihadı karşısında delillerini dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde bildirmesi gerektiği, davacının dava ve cevaba cevap dilekçesinde yemin delilini açıkça bildirmediği, “sair yasal deliller” şeklinde bildirilen delille yemin deliline başvuramayacağından (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 03.03.2017 T. 2015/2 E. 2017/1 K. sayılı içtihadı benzer doğrultudadır) yine, davacı tarafın tanık dinletme talebinin 6100 sayılı HMK’nun 201. Maddesi ve açıkça davalı tarafın muvafakatinin bulunmaması nedeniyle mahkememizce reddedildiği, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin tedbir yolu ile takip durdurulmadığından İİK.72/4. maddesi gereğince şartları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin hatalı ve eksik değerlendirmelerle dolu rapora itibar ederek tanıklarının dinlenmeyerek, yemin teklif etme haklarının ihlal edilerek karar verdiğini, delillerinin arasında gerek davacının gerekse de davalının ticari defter ve kayıtlarının bulunduğunu, davacı ve davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının aynı anda incelenmemesi hukuka aykırı olduğunu, zira taraflardan sadece birine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak bir sonuca ulaşılması hukuken mümkün olmadığını, taraflar arasındaki ihtilaf takip konusu yapılan çekler sebebiyle borcun var olup olmadığı ile ilgili olduğunu, bilindiği üzere; çek bir ödeme aracı olduğunu soyut borç ikrarını ihtiva etmeyeceğini, bu sebeple illetten mücerret olmadığını, bu sebeple de çekin verilmesine sebep olan edimlerinin ifa edildiğinin davalı tarafından ispatının zorunlu olduğunu, davacı müvekkili adına 3. Şahıslar tarafından davalıya yapılan ödemeler ilişkin kayıtlarında da ilgili yerlerden celbinin talep edildiğini ancak bu konuda bilirkişi raporunda herhangi bir değerlendirme de mevcut olmadığını, bilirkişi ek raporundaki 100.000 TL tutarındaki ödenmeyen çekin iade edilmiş olduğu yönünde bir tespit ve değerlendirme olsa da söz konusu çekin ödendiğini, müvekkili şirketin ortaklarından olan …’in kendi adına şahıs firması vergi numarası ve ticari faaliyetinin olmadığını, … adına davalı defterlerinde; kayıtlarda bir takım farklılıklar olsa da …’dan gelen 50.000 TL tutarındaki ödeme görülmekte, … tarafından yapılan 20.000 TL tutarındaki ödeme görülmekte ancak … tarafından yapılan 21.000 TL tutarındaki ödemenin görülmediğini, ayrıca 3. Şahıs … tarafından yapılan 30.000 TL tutarındaki ödemenin görülmediğini, ödemelerin delil listelerinde bulunduğunu, söz konusu ürünlerin davalı tarafından teslim ve iade alındığına ilişkin davalı çalışanının imzasına haiz belge dosyada mübrez olduğunu, dosyaya sunulan bilirkişi asıl ve ek raporunda da davalının edimlerini yeri getirdiğine ilişkin bir husus tespit ve değerlendirme olmadığını, bilirkişi bu hususu “davaya ve takiplere konu 580.000 TL toplam tutarlı çeklerin fatura borcuna istinaden avans ya da ödeme gayesiyle davalıya verilmiş olduğu…” şeklinde ifade ettiğini, dolayısıyla bilirkişi raporunda dahi çek bedelleri karşılığı olan edimlerin davalı tarafından ifa edilip edilmediğinin tespit edilemediğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulünü talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı aleyhine Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacının keşidecisi, davalının da lehtarı olduğu 28/11/2019 keşide tarihli 250.000,00 TL bedelli ve 12/1272019 keşide tarihli 250.000,00 TL bedelli 2 adet çeke dayalı olarak 495.940,00 TL asıl alacak,2.914,50 TL işlemiş faiz, 49.594,00 TL çek tazminatı,1.487,82 TL çek komisyonu ve 729,90 TL ihtiyati haciz masrafı ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 550.666,22 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, yine davalı tarafından davacı aleyhine Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacının keşidecisi, davalının da lehtarı olduğu 10/01/2020 keşide tarihli 80.000,00 TL bedelli 1 adet çeke dayalı olarak 58.970,00 TL asıl alacak, 88,86 TL işlemiş faiz, 5.897,00 TL çek tazminatı ve 176,91 TL çek komisyonu olmak üzere toplam 65.132,77 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Öncelikle davacının icra dosyalarından borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, icra dosyalarının borç toplamının 615.798,99 TL olduğu, davacının dava değerini 580.000,00 TL olarak gösterdiği ve bu miktar üzerinden harç yatırdığı, mahkemece eksik harcın tamamlattırılmadığı görülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise, davalı takibe konu çeklerin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında alındığını kabul ettiği için somut olayda çeklerin mücerretliğinden söz edilemeyecektir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, davacı defterlerine göre davalıdan 4 adet fatura toplamı 608.330,02 TL’lik mal aldığının kayıtlı olduğu. yaptığı ödemeleri defterlerinde ayırmadığı için tespit edilemediği, davalının defterlerine göre davacının defterlerinde kayıtlı olan faturaların davalının defterlerinde de kayıtlı olduğu, ayrıca davalı defterlerinde davacı şirket ortağı … adına olan bir hesap da bulunduğu, davalının davacıdan yaptığı tahsilatları defterlerine kaydettiği, buna göre davacıdan 145.000,00 TL’lik bir tahsilat yaptığı, ayrıca bunun dışında tahsil için aldığı 100.000,00 TL bedelli çekin ödenmeyen çek olarak defterlere kaydedildiği, davalı defterlerine göre şirket ortağı …’in şahsi hesabının borç bakiyesinin 42.770,01 TL olduğu görülmüştür.
Davacının davalıya yaptığı ödeme olarak bildirdiği …’den gelen 50.000,00 TL ve …’den gelen 20.000,00 TL ödeme davalı defterlerinde … hesabında kayıtlıdır. Davacı , davacı şirket ortağı …’in kendi adına şahıs firması, vergi numarası ve ticari faaliyetinin olmadığını, davalının …’in şirket adına yaptığı ödemeleri sanki kendi adına ticari faaliyeti varmış gibi ayrı bir hesaba kaydetmiş olduğunu savunmuştur.
Ayrıca davalı defterlerinde kayıtlı olmayan … tarafından 18/10/2019 tarihinde banka yoluyla gönderilen 21.000,00 TL’lik ödemenin dekontunda ”… çek karşılığı” açıklamasının yer aldığı, yine dava dışı … adlı kişi tarafından banka yoluyla davalıya gönderilen 30.000,00 TL’lik ödemenin açıklama kısmında da ” … çek hesabına” ibaresinin bulunduğu görülmüştür. Davacı ayrıca bir kısım malları davalıya iade ettiğini iddia ederek iadeye ilişkin davalı çalışanı olduğunu iddia ettiği kişilerin imzaları bulunan yazılı belge suretleri sunmuştur.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda çeklerin mücerretliğinden bahsedilemeyeceğinden taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin belirlenmesi gerekmekte olup, alınan mallara ilişkin faturalar her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu için davacının malların teslim edilmediği yönündeki iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerekir. Bu yönde yazılı bir delil sunamamış olup, ancak iade ettiğini iddia ettiği bir kısım mallarla ilgili yazılı belge sunmuştur. Yine ödeme iddiasını da yazılı delillerle ispat etmesi gerekir. Tüm bu sebeplerle tarafların iddia ve savunmaları karşısında davacı şirket ortağı … ile davalı arasında bir ticari ilişki olup olmadığı, davalı defterlerinde kayıtlı … hesabının dayanaklarının ne olduğu, davacı tarafından iade edildiği iddia edilen bir kısım malların davalıya iade edilip edilmediği, ödenmeyen çek olarak davalı defterlerinde kayıtlı 100.000,00 TL bedelli çekin ödenip ödenmediği, 3.kişiler tarafından davalıya yapılan ödemelerin dekontlardaki açıklamalar ve defter kayıtları dikkate alınarak davacı borcu için yapılan ödeme olup olmadığı konularında deliller toplanıp değerlendirilerek ve eksik harç tamamlattırılarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmadığından davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç