Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/193 E. 2022/803 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1-… – (T.C Kimlik No: … )
2-… – (T.C Kimlik No: … )
3-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :

VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
YAZIM TARİHİ : 18/05/2022
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 30/09/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murislerinin ….’de bulunan alacaklarını sözleşmeyle davalı şirkete temlik ettiklerini, sözleşme gereğince davalı şirketin belirlenen tarihlerde taksitler halinde alacaklı müteveffalara ödeme taahhüdünde bulunduğunu, ancak bu ödemelerin gerçekleştirilmediğini, dava tarihi itibariyle müvekkillerinin toplamda 11.014,37 USD ve 1918 EURO alacağı bulunduğunu, temlik sözleşmeleri gereği olarak taksitler halinde ödenmesi gereken tutarın tamamının muaccel hale geldiğini, bütün taksitlerin tarihinin geçtiğini, sözleşmelerde her taksit için ayrı ayrı ödeme tarihi belirlendiğini beyan ederek müvekkili …’ın şirket alacaklısı olan murislerden kalan miras payı oranınca hesaplanmış olan toplamda 2.753,59 USD ve 479.50 EURO’nun, müvekkili …’ın şirket alacaklısı olan murislerden kalan miras payı oranınca hesaplanmış olan toplamda 4.130,39 USD ve 719,25 EURO’nun, müvekkili …’ın şirket alacaklısı olan murislerden kalan miras payı oranınca hesaplanmış olan toplamda 4.130,39 USD ve 719,25 EURO’nun, genel toplam olan müvekkillerinin davalı şirketten alacağı olan; 11.014,37 USD’ nin …ve …’ ın imzalamış olduğu temlik ve ibra sözleşmesindeki son taksit tarihi olan 28.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte hükmedilmesine, davalı şirketten tahsiline karar verilmesine, 1.918 EURO’ nun … için imzalamış olduğu temlik ve ibra sözleşmesindeki son taksit tarihi olan tarihten itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte hükmedilmesine, davalı şirketten tahsiline karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen alacağın temliki sözleşmesiyle tarafların iş bu sözleşmeden doğabilecek olan ihtilafların söz konusu olması halinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olması yönünde anlaştıklarını, davacıların İstanbul Mahkemelerinde dava açması gerekirken, sözleşmeye aykırı hareket ederek sözleşmenin aksine yetkisiz olan Konya Mahkemelerinde iş bu davayı açtıklarını, her ne kadar davacı yanca 6100 sayılı yasanın 17. maddesi hükmü uyarınca yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu ve genel yetkili mahkemelerde dava açılabileceği iddia edilmiş ise de, davanın dayanağı olan sözleşmenin 6100 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce yapıldığını, 1086 sayılı yasa hükümlerine göre taraflar arasında yapılan sözleşmede kararlaştırılan yetkili İcra Müdürlüğü/Mahkemenin yetkili olduğunun kabulü gerektiğini, takip alacaklısı ile vekili bulunduğu şirket arasında tanzim olunan Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesiyle, takip alacaklısının Tasfiye Halinde …. nezdindeki Kar ve Zarar Katılım Hesap bakiyesinin temliki hususunda mutabakata varıldığını, söz konusu takip dayanağı Alacağın Temliki Sözleşmesine istinaden takip alacaklısının Tasfiye Halinde …. nezdinde henüz vadesi gelmemiş mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen Kar ve Zarar Katılım bakiyesinin temlik alındığını, müvekkili şirketin iş bu temlik sözleşmesinden kaynaklanan bir borcu bulunmadığını beyan ederek davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Asliye ticaret mahkemeleri ile asliye ve sulh hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. İşbu davaya sulh hukuk mahkemelerinin bakacağına ilişkin H.M.K.’nun 4. ve 382. maddelerinde ve diğer kanunlarda bir hüküm olmadığından, dava çekişmesiz yargı işi de olmadığından ve davaya bakacak görevli mahkemeyi kanun belirlediğinden, işbu davaya bakmaya sulh hukuk mahkemeleri de görevli değildir. İşbu davaya bakmaya genel görev kuralı gereğince asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Aynı yerdeki farklı mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, mahkemelerce görev hususu resen nazara alınır. H.M.K.’nun 114. maddesi gereğince mahkemenin görevli olması hususu dava şartlarındandır. H.M.K.’nun 115. maddesi gereğince de mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Mahkemenin görevsizliği halinde de davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir. Dava konusu husus her iki tarafı tacir olmayan taraflar arasındaki temlik sözleşmesi gereği ödenmesi gereken bedelin davalıdan tahsili davasıdır. İşbu davaya bakmaya davalı yan tacir olmadığından dolayı mahkememiz görevsiz olup davaya Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmakla görevlidir. Bu nedenle H.M.K.’nun 114/1-c maddesi ve H.M.K.’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle açılan davada mahkeme görevsiz olduğundan davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, HMK nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle huzurda görülecek istinaf incelemesine konu dava mutlak ticari davalardan olduğunu, basit yargılamayla yürütülmesi gereken davalardan olduğunu, ayrıca bu davanın heyet halinde takip edilmesi gerektiğini, yalnız dosya hali hazırda tek hakimle karara çıktığını, bu durumla gözönüne alınacak olursa mahkemenin vermiş olduğu kararın usule aykırı olduğunu, bu kararın bu haliyle kaldırılması gerektiğini dosyanın yürütülmesi gereken görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, istinaf incelemesine konu bu davanın; görülmüş olduğu Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinde somut olaylarına benzer yüzlerce dosya yürütüldüğünü ve karara bağlanmış olup (özellikle … davaları) bu dosyaya örnek teşkil edeceğini bu davalarla huzurda görülen davanın niteliklerinin benzer olduğunu, mutlak ticari davalar olduğunu, o dosyalar heyet halinde yürütülmüş ve karara bağlandığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. TTK’nun 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacaktır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda, davacılar tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle alacak isteminde bulunulmuş olup, davacıların temlik sözleşmesin e konu yaptıkları alacağın borçlusu durumundaki tasfiye halindeki …. bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 818 sayılı BK’nın 162 vd. maddeler (6098 sayılı TBK’nın 183 vd.) uygulanacağından yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca ve Yargıtay 11. HD’nin 2013/9126 E- 2013/22795 K. , 2015/14567 E- 2016/55 K. , 2015/7717 E-2015/10326 K. ,2015/9772 E-2015/10702 K., 2015/14950 E- 2016/3539 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından toplam yatırılan 177,90 TL istinaf karar harcından alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 97,20 TL harcın talep halinde davacılara iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından toplam yatırılan 486,3‬0 TL istinaf başvuru harcından alınması gereken 162,10 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 324,2‬0 TL‬ harcın talep halinde davacılara iadesine,
4-Davacıların tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/05/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç