Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/185 E. 2023/1355 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … – …
İHBAR OLUNAN : …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … isimli firmada kullanılacak olan … tezgahının motor beyninin… tarafından gerçekleştirilen taşıma esnasında kırılarak zarar görmesi nedeniyle müvekkilinın zarara uğradığını, taşıma esnasında kırılarak hasar gören motorun teslim için gönderildiğinde müvekkili tarafından hasarlı olması nedeniyle teslim alınmadığını, sözkonusu parçanın fiyatının 15.071,55 TL olduğunu, sözkonusu motor parçasının olmamasından kaynaklanan günlük zararın ise 1200-1700 TL civarında olduğunu, müvekkilinin zararanın giderilmesi için … ile harici olarak görüşülüp taşıma esnasında gerekli özenin gösterilmemesi sonucu kırılan ürünün bedelinin karşılanması ve mağduriyetlerinin giderilmesi istenilmiş ise de bir sonuç alınamamış olduğunu ileri sürerek müvekkilinin zararın giderilmesini, motorun taşıma sırasında kırılarak kullanılamaz hale gelmiş olması sebebiyle motorun bedelinin ödenmesine, motorun olmayışından dolayı 11/10/2016 tarihinden itibaren zararın giderileceği tarihe kadar müvekkilinin uğradığı günlük zararın karşılanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşıma işlerinin Ticaret Kanununda düzenlendiğini, taşıma sözleşmelerine ilişkin davaların TTK’nın 4 maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olduğunu, TTK’nın 5 maddesi gereğince Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, mezkur taşımaya ilişkin olarak müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının haksız olarak kargoyu teslim almaktan kaçındığını, ortada herhangi bir zarar olmadığını, zira kargonun müvekkili şirkete ne şekilde teslim edildiyse davacıya da aynı şekilde taşıması sağlandığını, davacının gerçekleri saptırarak adeta kargo zayi olmuşçasına tazminat talep ettiğini, kaldı ki taşıtılan emtianın hasarlı veya ayıplı olarak kargoya verilmiş olma ihtimalinin de olup taşıtılanın taşıma esnasında hasar gördüğü iddiasını ispata muhtaç olduğunu, ortada bir zarar olduğu düşünülse dahi bu durumun ancak gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajdan kaynaklanmakta olduğunu, TTK 886 uyarınca tam tazminata hükmedilebilmesi için zararın meydana gelmesinde taşıyıcının kast ve pervasız davranış kusuru varlığının da ispat edilmesi gerektiğini, davacının tazmin talebinin fahiş olduğunu, müvekkilinin hakettiği ardiye ücretinin hesap edilerek tazminattan takas edilmesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Makine Mühendisi … tarafından hazırlanan bilirkişinin raporunda dava konusu …’un hasarlı ve kullanılamaz durumda olduğunun ispatlanması durumunda, motorun taşınması sırasında hasarlanmış olacağı kanaatinden hareketle davalı … Şirketi’nin davacı … firmasına dava tarihi itibariyle 15.071,55 TL tazminat ödemesinin gerektiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre ise davacının kazanç zararının tespitinin yapılamadığı yönünde görüş bildirildiği,
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; yapılan defter inçelemesi sonucunda, davacı firmanın dava konusu olan … ürününü, 2017 döneminde … tekrar temin edilerek ödemesinin de nakit olarak yapıldığının tespit edildiği, davacı alacaklının yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmaması nedeniyle davacı lehine delil teşkil etmeyeceğinin bildirildiği,
Bilirkişiler …, … ve … tarafından hazırlanan bilirkişi kurulu raporunda; Yapılan defter incelemesi sonucunda, davacı firmanın dava konusu olan … ürününü, 2017 döneminde … tekrar temin edilerek ödemesinin de nakit olarak yapıldığının tespit edildiği, davacı alacaklının yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmaması nedeniyle davacı lehine delil teşkil etmeyeceği, davacıya gönderileri …’un; gönderici …’in bu şeklide bir paketleme yapmış olması ve|yapılmış olan bu paketlemenin ve hasarın açık ve gözle görünür olması nedeniyle; taşıyıcı şirket… tarafından taşımasının kabul edilmesinin olağan akışa ve işin doğasına aykırı olduğu, bu nedenle oluşan hasarın taşıma kaynaklığı olduğu kanaatine varıldığı, davacıya gönderilen…’un; taşıma sırasında arızalanması nedeniyle, davalı … şirketinin TTK 886. Maddesinde belirlenen sorumluluğu sınırlama hakkını kaybettiği hususunun tespit edilemediği, zira kanun maddesinde belirtilen; “…Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği…” hususlarının dosya kapsamına göre tespit edilemediği, davacının 11.10.2016-27.02.2017 tarihleri arası kazanç kaybı zararı; dosya kapsamına göre tarafımızdan tespit edilemediği, mahkemece TTK 886. Maddesinde belirtilen hakkın kaybedilmediğine karar verilirse davacının talep edebileceği zararın; 45 Kg (motorun ağırlığı) x 8,33 (özel çekme hakkı) x 9,9843 ( TCMB nin 17,02.2021 tarihli SDR/TFRY Kuru) – 3.742,61 TL olduğu yönünde kanaat belirtildiği,
Aynı heyetin bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı defterlerinin davacı lehine delil teşkil etmeyeceği, ayrıca tekdüzen muhasebe sisteminde kazanç kaybının tespiti ile ilgili bir uygulama bulunmadığı, dolayısıyla kazanç kaybı tespiti yapılamadığı, davalı taşıyıcının TTK 886 maddesi gereğince kasten veya pervasızca hareketle zarara sebebiyet verdiği dosya kapsamına göre tespit edilemediği, 05.10.2016 tarihli sorumluluk belgesinin, davalı taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldırmadığının tespit edildiği davalı taşıyıcının TTK 882 maddesi gereğince sorumlu olduğu miktar taşıma tarihi esas alınması durumunda; 1.586,93 TL olarak tespit edildiği, davaya konu kargonun yetersiz ambalajlanması nedeniyle davalı taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığı itirazının yerinde olmadığının tespit edildiği yönünde kanaat bildirildiği,
somut olayda; davacı yanın ticari defterlerini usulüne uygun tutmadığı, dolaysıyla lehine delil teşkil etmeyeceği; diğer taraftan davacı yanın iddia ettiği zararı ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadığı tüm deliller, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada sadece müvekkilinin ticari defterlerinin incelendiğini, davalı taraf münhasıran müvekkili davacının defterlerine dayanmadığından dosya kapsamı itibariyle delil duruma göre karar verilmesi ve müvekkili ticari defterlerinin aleyhe değil hiçbir şekilde delil olarak değerlendirmeye alınmaması gerektiğini, müvekkilin dava konusu hasarlı motor parçası yerine 27.02.2017 günü itibariyle dava dışı firmadan yenisini alarak her iki motor parçasının da ödemesini de nakit olarak yaptığının tartışmasız olduğunu, dolayısıyla yerel Mahkemenin defterlerden bağımsız bir şekilde; bedelleri ödendiği sabit olan faturalara dayalı olarak müvekkil lehine karar vermesi gerektiğini, 11.10.2016 – 27.02.2017 tarihleri arasındaki dönem için dava konusu motor parçasının yokluğunun doğurduğu üretim kaybı ve bunun maliyetinin kazanç kaybını ortaya çıkardığının açık olmasına rağmen bu hususun da hem eksik tahkikat hem de ticari defterlerin kapanış tasdiklerine dair husus nedeniyle red edilmesinin uygun olmadığını, kazanç kaybının tespitine dair ek incelemenin muhasebeci bilirkişi tarafından değil, makine bilirkişisi tarafından yapılması gerektiğini, müvekkili ile davalı arasında aktedilen taşıma sözleşmesi olmadığından olayda taşıma sözleşmesine ilişkin hükümlerin değil, haksız fiil hükümlerinin uygulanması gerektiğini, mahkemenin davalı şirketin sorumluluğunun sınırlı olduğu şeklindeki tespitinin de yersiz ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davalı şirketin taşıma hukuku hükümlerine göre müvekkiline karşı haksız fiil hükümlerine sorumluluğunun devam ettiğinin ve bu sorumluluğun objektif bir sorumluluk olduğunun açık olduğunu, müvekkilinin yeni aldığı makine bedeli dışında maruz kaldığı maddi zararın tespitinde; sundukları belgelerdeki motor parçasının teknik özellikleri ile değerine dair bilgi ve belge vasıfları nazara alınarak tazmin hesabına gidilmesi gerekirken bu hususun da yerel mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan eşyanın kaybolması nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun taşıma sözleşmesine ilişkin 875. maddesinde;
“Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur” denilmiş, aynı kanunun 876. Maddesinde; “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur” denilmiştir. Yine aynı Kanunun 880. maddesinde;
“(1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.
(2) Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir.
(3) Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır” düzenlemesine yer verilerek zararın ne şekilde hesaplanacağı belirtilmiş, aynı kanunun 882. maddesinde; “Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır” denilmek suretiyle taşıyıcının sorumluluğunun sınırları belirtilmiş, yine aynı kanunun 886. maddesinde; “Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz” denilmek suretiyle taşıyıcının hangi hallerde sorumluluğu sınırlama hakkını kaybedeceği belirlenmiştir.
Dava konusu somut olayda davalı taşıyıcı tarafından taşınan motor parçasının hasarlandığı gerekçesiyle davacı tarafından teslim alınmadığı anlaşılmakta ise de sözkonusu motor parçasının tam hasarlı mı, yoksa kısmi hasarlı mı olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu hususun tespiti amacıyla keşif icra edildiği, ancak keşif esnasında uyuşmazlık konusu motor parçası hazır edilmediğinden hasar durumunun tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Keşfe katlanma zorunluluğu” kenar başlıklı 291. Maddesinde yer alan;
“(1) Taraflar ve üçüncü kişiler keşif kararının gereğine uymak ve engelleyici tutum ve davranışlardan kaçınmak zorundadırlar.
(2) Keşif yapılmasına taraflardan birinin karşı koyması hâlinde, o kimse ispat yükü kendisine düşen taraf ise bu delilden vazgeçmiş; diğer taraf ise iddia edilen vakıayı kabul etmiş sayılır. Şu kadar ki, hâkim duruma ve karşı koyma sebebine göre bu hükmü uygulamayabilir.
(3) Keşif, üçüncü kişi için uygun olan zamanda yapılır. Keşif zamanı ve yeri üçüncü kişiye bildirilir. Gecikmesinde zarar umulan hâllerde bildirim yapılmaksızın keşif icra edilir.
Keşfe karşı koyma hâlinde hâkim, üçüncü kişiyi karşı koymanın sebep olduğu giderlere ve beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm eder; gerektiğinde zor kullanılmasına karar verebilir. Ancak, üçüncü kişi tanıklıktan çekinme sebeplerine dayanarak keşfe katlanma yükümlülüğünden kaçınabilir” düzenlemesi dikkate alınarak uyuşmazlık konusu makinenin kendisinde olduğunu bildiren davalı tarafa uyuşmazlık konusu makineyi keşif gün ve saatinde hazır etmesi gerektiği, aksi takdirde davacı tarafın makinenin tam hasarlı olduğu yönündeki iddiasını kabule etmiş sayılacağı hususu usulüne uygun olarak ihtar edilmek suretiyle taşıma konusu motor parçasının tam hasarlı mı yoksa kısmi hasarlı mı olduğu, kısmi hasarlı ise hasar tutarının ne olduğu hususunda keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas, … Karar, sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B.