Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/179 E. 2023/1353 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin 28.06.2019 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurulu toplantısında alınan 7 nolu karar ile 2019 Temmuz ayından başlayıp bir sonraki genel kurula kadar aylık olarak 750,00-TL aidat alınmasının oybirliği ile kabul edildiğini, alınan bu genel kurul kararı uyarınca davacı kooperatifin aidatların tahsili amacıyla Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başladığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve asıl alacağın yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı …’in, davacı kooperatifin karar defterinin … tarih ve … karar sıra nolu yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyesi …’dan … pafta, … ada,… parselde … Blok … kat … ve … nolu bağımsız bölüm hissesini tüm hak ve alacaklarıyla birlikte devir aldığını, hissesini devir eden …’ın 1. hissesini kooperatif karar defterinin … tarih ve … sıra numaralı yönetim kurulu kararında belirtilen “kooperatifimize anahtar teslimi şartlı üye almak için müracaat eden … ve …’ın durumunu görüştü, varılan mutabakatla …’ın 2 hisse karşılığı, …’ın bir hisse karşılığı şartlı üyeliklerinin kabulüne oy birliği ile karar verildi” kararı ile, 2. hissesini karar defterinin … tarih ve …sıra numaralı yönetim kurulu kararında belirtilen “kooperatifimizde 2 hisse karşılığı şartlı üyeliği bulunan …’ün bir hissesini …’a devir istemini görüştü, varılan mutabakatla …’ün 1 adet hissesinin …’a devredilmesine” kararı ile kazandığını, buna göre Kooperatif yönetiminin …’ı 2 hisse ile peşin tercihli üye yaptığını, davalı müvekkili …’in de …’ın 2 adet hissesini tüm hak ve alacakları ile devir aldığını, davalı müvekkili …’in üyelik kaydının 11/07/2009 tarihinde yapılmasına rağmen, o günden bu güne kadar davalıdan aidat talep edilmediğini, 19/03/2005 tarihinde yapılan …’nin 2004 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının 4. Maddesinde, oybirliği ile şartlı üye alımı için yönetim kuruluna yetki verildiğini, Genel Kurulca Yönetim Kuruluna yetki verilmemiş bile olsa, uzunca bir süre aidat istenilmeyen ve bilanço ve yevmiye defterinde buna yönelik borç kaydı da bulunmayan davalı müvekkilinin peşin tercihli üye olduğunun ve inşaat finansmanı için ödenecek aidatlardan sorumlu olmayacağının kabulü gerektiğini, peşin tercihli üye olduğunda hiçbir tereddüt bulunmayan davalı müvekkilinden aidat talep edilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını savunarak davanın reddine ve davacının asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davalının …’ın peşin bedelli üyeliği bulunan 2 adet hissesini devir aldığı, …’ın peşin bedelli üyeliğinin az yukarıda izah edilen genel kurul kararlarına dayandığı, kaldı ki davalının üyeliği devralmasından itibaren geçen uzun zaman içerisinde kendisinden herhangi bir aidatın da talep edilmediği, dolayısı ile davalının peşin bedelli üye olarak kabul edilmesi gerekeceği, bu yüzden de takibe konu aidat borçlarından dolayı sorumluluğunun söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle de davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının tercihli üye üye olmadığını ve kooperatifin hukuken geçerli bir tercihli üyesi de olmadığını, genel kurulun … tarihli kararında yönetim kuruluna yetki devri yapmadığını, bilirkişi raporda geçen şekli ile genel kurulun yönetim kuruluna yetki verdiğine ilişkin açıklamanın tamamen maddi hata olduğunu, böyle bir yetki devrinin olmadığını, yönetim kurulunun genel kurula ait bir yetkiyi kullanamayacağını, Kooperatif yönetim kurulunun… tarih … sayılı, … tarih … sayılı ve … tarih …sayılı davalı ve bayileri hakkındaki üyelik kararlarının gerçek olup olmadığı, imzaların yöneticilere ait olup olmadığı, imza inkarında ve sahtecilik def’inde bulunup bulunmayacakları hususlarında mahkemece taraflarına birşey sorulmadığını, belge asılları davalıya ibraz ettirilmemiş ve müvekkiline isticvap davetiyesi de gönderilmemiş olduğunu, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının davalının tercihli üye olduğunu göstermediği gibi edimlerinin neler olduğunu ve bunlardan hangilerini yerine getirdiğini de göstermediğini, davalının normal üye olup olmadığı, zaman içinde aidat ödemesi yapıp yapmadığı, varsa yaptığı aidat ödemelerinin tercihli üyelik iddiasını/olgusunu çürütür nitelikte olup olmadığı, varsa toplu ödemeleri ve bunların miktar ve tarihlerinin gerekirse bilirkişi incelemesi ile ortaya konulması gerektiğini, müvekkili kooperatifin 28.06.2019 tarihli genel kurul toplantısının aidat ve ödemelerin belirlenmesi ile ilgili 7. maddesinde Temmuz 2019 ayından başlamak ve müteakip genel kurula kadar aylık 750,00 TL ödenmesine oybirliğiyle karar verilmiş ve bu karara karşı da ne davalının ne de başka bir üyenin herhangi bir iptal davası vs. açmadığını, bilirkişi raporu ve genel kurul hazirun cetveline göre davalının bu genel kurul toplantısına asaleten katıldığını, aidat kararına olumlu oy kullandığını ve işbu aidat kararı oybirliğiyle alındığını, davalının, çelişkili davranış içinde olduğunu, takip ve davaya karşı koymasının kötüniyetini göstermekte olduğunu, çok kuvvetle muhtemeldir ki bu genel kurul kararına dayalı olarak davalının aidat dahi ödemediğini, davalının işbu genel kurula dayalı olarak bir miktar aidat ödemişse de iyi niyete aykırılığın bir uygulaması olan çelişkili davranış yasağına aykırılık zirve yapmakta olduğundan davalının kötü niyetli kabul edilerek itirazının nazara alınmaması gerekmekte iken usul ve yasaya aykırı olarak davalının tercihli üye sayıldığını, geçerli bir tercihli üyelik kararı olmadığından uzun süre aidat istenmemesinin davalıya bir hak bahşetmeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava kooperatif üyeliği aidatının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 Sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Genel kurulca önceden ya da sonradan açıkça alınan bir karar ile üyenin peşin bedelli ortak olarak kabul edilmediğinin belirlenmesi halinde, üyeden inşaat finansmanı için uzunca bir süre aidat istenilmemişse ya da bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, üyenin peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu sonucuna varılması gerekir. Peşin ödemeli ortaklardan üyelik aidatı istenmesi mümkün değil ise de, ortağın, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumluluğu devam eder.
Dava konusu somut olayda, davacının üyelik hakkını kazandığı 2009 yılından dava tarihine kadar davacıdan herhangi bir şekilde aidat alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının peşin ödemeli ortak olduğunun davalı kooperatif tarafından zımnen benimsendiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle yerel mahkemenin davacının peşin ödemeli ortak olduğu yönündeki kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere peşin ödemeli ortaklar yönetim ve altyapı giderlerinden sorumludur. Mahkemece alınan 15.11.2021 tarihli raporda davacı kooperatifin 2020 yılı sonu itibariyle yönetim giderlerinin 492.574,65 TL olduğu, üye başına düşen payın 6.007,01 TL olduğu belirtilmişse de sözkonusu yönetim giderlerinin hangi dönemi kapsadığı net olarak anlaşılamamaktadır. Mahkemece davalının icra takibine konu ettiği 2019 yılı 10,11 ve 12. Ayları ile 2020 yılı 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 ve 11 ayları için ne miktarda yönetim ve altyapı giderinden sorumlu olduğu hususunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya… Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B.