Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1764 E. 2023/2289 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2022
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
YAZIM TARİHİ : 23/11/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 04/10/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının aralarında taşıma ilişkisinden doğan ve cari hesap ilişkisi bulunan davalı borçluda bulunan 1.525,00 Euro ve 437,80 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine Konya .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itirazı üzerine de takibin durdurulduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu, dava konusu fatura alacağına ilişkin borcunu ödemediğini, cari hesap ekstresi ile de icra takibi başlatıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davaya bakmaya yetkili mahkemenin müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu yer İstanbul Zeytinburnu Ticaret Mahkemeleri olduğundan davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddini talep ettiklerini, dava konusu alacağın TTK 855 maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, müvekkili davalının icra takibine yaptığı itirazında haklı olduğunu, bu nedenle açılan bu davanın da reddinin gerektiğini, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında cari hesabın söz konusu olduğunu, davacının takibe konu ettiği cari hesap ekstresinin içeriğini kabul etmemekle birlikte iki şirket arasında iki yönlü hesabın bulunduğunu, bu hesaplar dikkatlice incelendiğinde davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığının görüleceğini, davanın tarafları arasında 2011-2012 yılları arasında yoğun şekilde karşılıklı hizmet alımı olduğunu ancak, 2014 yılından sonra herhangi bir hizmet ilişkisinin bulunmadığını, takibe konu ekstrenin hangi hizmet ya da iş karşılığı olduğunun muamma durumda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Somut olayda; davacı tarafından kesilen fatura bedellerinin ve cari hesap ilişkisine dayanan alacağın davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle, Konya..İcra Müdürlüğünün …. esas nolu dosyasında takip yapıldığı, yapılan takibe itiraz üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, bilirkişi tarafından sunulan raporlara göre davacının davalıdan alacaklı olduğuna ilişkin yeterli delil bulunmadığı, mahkememizce davacı tarafından yemin deliline dayanıldığından, davalı taraf temsilcisine usulüne uygun yemin yaptırıldığı, her ne kadar davacı tarafından davalı şirketin 2016 yılına ait temsilcisine yemin yaptırılması gerektiği itirazında bulunulmuş ise de, davaya konu alacağın fatura ve cari alacağa dayandığı, işin mahiyeti itibariyle ve sunulan belgeler dikkate alındığında şirket temsilcisinin imzasını içeren belgeye dayanmadığı, bu sebeple herhangi bir şirket temsilcisinin şirketi temsilen yemin teklifini yerine getirebileceği dikkate alınarak, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir….” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ticari defterlerin daha öncesinde incelendiğini, 27.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve kendi içerisinde birbirini destekler kayıtlar içerdiği; söz konusu ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun şekilde yapıldığını, takibe ve davaya konu faturaların ticari defter içerisinde yer aldığı ve müvekkili şirketin davalıdan 1.525,00 Euro (5.657,60 TL) + 437,80 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, 20.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda ise davalı tarafın ticari defterlerinin incelendiğini, inceleme sonucunda takibe ve davaya konu 11.09.2013 tarihli 650 Euro bedelli ve 26.09.2013 tarihli 875 Euro bedelli faturalara ait kayıtların ticari defterlerde görülmediğinin ifade edildiğini, aynı raporun 4. sayfasında ” …Davalının 2011-2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı, sadece 2013 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin görülmediğinden 2013 yılı lehine delil niteliği olmadığı kanaatine varılmıştır.” takip ve dava konusu fatura ile cari hesap ekstrelerinin 2013 yılına ait olduğunun açık olduğunu, HMK’nın 222/4. maddesine göre; açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarının, sahibi aleyhine delil olacağını, görüldüğü üzere davalı tarafın ihtilaf konusu 2013 yılına ait defterlerini usulüne uygun tutmaması kendi aleyhine delil teşkil ettiğini beyanla kararın kaldırılarak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Dilekçesinin Reddi” başlıklı 346/(1). maddesinde; istinaf dilekçesinin, kanuni süre geçtikten sonra verileceği veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar vereceği,

Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiş, 2021 yılı değerleme oranına göre yapılan hesaplamaya göre 2022 yılı için istinaf kanun yoluna başvurma kesinlik sınırı 8.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
İlk derece mahkemesinin karar tarihi 04/10/2022 olup, istinaf istemine konu miktar ise Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 15.02.2022 tarih 2021/9196 Esas 2022/1109 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi dava tarihindeki efektif satış kuruna göre 7.533,77 (1.525,00X4,6531=7.095,97+437,80=7.533,77 TL) TL’dir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek-Madde 1 hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar veya değeri 8.000,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Dava dosyasının incelenmesinde; istinaf kanun yoluna başvuran davacı yönünden kararın kesin olduğu, istinaf kanun yolunun açık olmadığı, ilk derece mahkemesi hakiminin kanunla verilmeyen bir hakkı tanımak suretiyle hükme karşı istinaf kanun yolu açık olduğunu belirtmesinin, taraflara; yasayla verilmemiş bir hakkı (istinaf kanun yolunu) bahşetmeyeceği sonuç ve kanaatiyle davacının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin HMK 352/1.b maddesi gereğince reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/11/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 352 ve 362/1.a maddeleri gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır