Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/174 E. 2022/804 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Adi Ortaklığın Tasfiyesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
YAZIM TARİHİ : 18/05/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan adi ortaklığın tasfiyesi davasında 22/12/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:… ili, … ilçesi, … Mah. … Sok. No:… …. adresinde bulunan manifatura/konfeksiyon iş yerinde davacı ile babası …’in %50’şer hisse ile ortak olarak çalışmakta iken, tarafların müşterek murisi ve babası …’in vefat ettiğini, davacının ….’in davalı hariç diğer mirasçılarının miras paylarını satın aldığını, bu iş yerinde sadece davacı ve davalının ortak olarak kaldığını, davacının hissesinin %90,62, davalının hissesinin %9,38 olduğunu, tarafların müşterek murisinin ölümü ile taraflar arasında ortaklığın sürdürülmesi konusunda bir irade oluşmadığı gibi, bu adi ortaklığın sürdürülmesi konusunda taraflar arasında görüş ayrılığı da oluştuğunu, ortak hareket edemediklerini, adi ortaklığın haklı sebeplerle sona erdirilmesi şartlarının oluştuğunu beyan ederek, taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye sonunda davalı hissesine isabet edecek bir bedel tespit edilmesi halinde davacı tarafından davalıya ödenmesi kaydıyla bu ortaklıktaki davalının hissesinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”…Olayları anlatmak taraflara, vasıflandırmak ise hakime ait bir yetkidir. Her ne kadar dava, adi ortaklığın tasfiyesi ve davalının hissesinin bedeli karşılığında davacıya ait olduğunun tespiti davası olarak açılmış ise de; tarafların anlatımlarından tüzel kişiliği olmayan … iş yerinin davacı ve davalı arasında ortak olduğu, bu ortaklığın tarafların müşterek murisi …’in miras hissesinden kaynaklandığı, taraflar arasında sözleşme ile kurulmuş bir adi ortaklık söz konusu olmadığı, söz konusu iş yerinin (% 50 hissesinin) tarafların müşterek murisi …’in terekesine dahil olan mal varlıklarından olduğu ve tarafların miras hissesinden doğan ortaklık nedeniyle bu tereke ve mal varlığının henüz tasfiye edilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında da belirtildiği üzere, her mirasçının terekenin resmi tasfiyesini isteyebileceği ve terekenin tasfiyesinin de 4721 s. MK’nin 634. maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemelerince yapılmasının gerektiği, davacının amacının terekenin (terekeye dahil bu mal varlığı ve iş yerinin) tasfiyesi olduğu görüldüğünden mahkememizin değil Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Görev hususu 6100 s. HMK’nin 114/1-c maddesi gereğince dava şartı olup, HMK’nin 115/1. maddesi gereğince de her aşamada ve re’sen görev hususunun değerlendirilmesi gerektiğinden oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle mahkememizin görevsiz olması nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi 22.12.2021 tarihli görevsizlik kararına dayanak gösterdiği Yargıtay 11.HD’nin 05.10.2015 tarihli içtihadına konu davada, kanaatlerince taraflarının tacir olmaması ve muris babalarının terekesi olması nedeniyle “adi ortalık niteliğindeki ticari işletmenin tasfiyesi ve tasfiyeden düşen sermaye miktarının tahsili istemine ilişkin olması sebebiyle tasfiye işlemlerinin TMK’nın 634.maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi’nce” yapılacağına hükmedildiğini, Halbuki Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava “Adi Ortaklığın Feshi ve Tasfiyesi” olup Konya Ticaret Sicili Müdürlüğünün 21/09/2020 tarih ve 2020 — GD — 8323 sayılı yazılarına göre tarafların ticaret sicilinde kayıtlarının bulunması nedeniyle tacir olduklarının görüldüğünü, ayrıca davacının tasfiyesi istenen adi ortaklıkta 90,62 davalının ise 9.38 nispetinde hisseleri olduğu 17.06.2021 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bu nedenle görülen dava tarafların murisi …’in terekesinin tasfiyesi değil tarafların hisse oranlarının belirli olduğu Adi Ortaklığın feshi ve tasfiyesi olduğunu, bu nedenle Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2021 tarihli “tensip tutanağında” dava “adi ortaklığın tasfiyesi ve çıkma payının ödenmesi” olarak tespit edilmiş iken Mahkemenin 22.12.2021 tarihli Kararında “Terekenin Resmi Tasfiyesi” olarak gösterilerek görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla verilen kararın kaldırılarak mahkemenin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; adi ortaklığın tasfiyesi talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı TTK’nın 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
TTK’nın 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davacı … ile davacı ve davalının murisi … arasında %50’şer hisseye sahip oldukları adi ortaklık bulunduğu, ortaklardan muris …in vefatı üzerine muris …’in adi ortaklıktaki %50 hissesinin mirasçılarına intikal ettiği ve adi ortaklıktaki diğer ortak davacı …’in davalı haricindeki diğer mirasçılardan muris ortak …’inden intikalen eden hisselerini satın aldığı ve adi ortaklıktaki hissesinin %90,63’e yükseldiği, davalının ise murisi …’den kendisine intikal eden %9,38 adi ortaklık hissesini davacıya satmadığı ve adi ortaklıkta %9,38 hissesinin bulunduğu, bu durumda davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklığa ilişkin olduğu, ilk derece mahkemesince gerekçeli kararda belirtilen Yargıtay 11.Hukuk Dairesi kararındaki ticari işletmenin tamamının murise ait olduğu yani murisin sağlığında bir adi ortaklık ilişkisi bulunmadığı, somut olayda ise yukarıda bahsedildiği gibi murisin sağlığında kurulan bir adi ortaklık ilişkisi bulunduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre tarafların tacir sıfatıyla ticaret sicilinde kaydı bulunduğu, buna göre her iki tarafın da tacir olduğu uyuşmazlıkta, uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümlerine göre Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2021 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/05/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip … e-imzalıdır

A.Ç