Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1731 E. 2022/2500 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN Müteveffa …’nın mirasçıları;
DAVACILAR : 1-… – (T.C Kimlik No: … )
2-… – (T.C Kimlik No: … )
3-… – (T.C Kimlik No: … )
4-… – (T.C Kimlik No: … )
5-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … & Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI/MÜTEVEFFA : … – (T.C. Kimlik No: …)
TASFİYE MEMURU : … (T.C Kimlik No: … )

DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
YAZIM TARİHİ : 02/01/2023
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 05/02/2020 tarihinde tesis edilen karara davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen 30/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 26/09/2022 tarih … Esas … Karar sayılı ilamıyla bozularak dairemize iade edildiği anlaşılmakla, dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı şirkete para yatırıldığını, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, davacının davalı şirkete ortak olacağı, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edeceği ve yatırdığı paranın istendiğinde kendisine iade edileceği konusunda davacıya güven telkin edildiğini, davalı holdingin grup şirketleri bünyesinde barındırdığını, davacının yatırdığı paraları geri istediğinde davalı şirketin ödeme yapmadığını, diğer davalının da davalı şirketin (ve birleşmeden önceki alt grup şirketlerin) (önceki) yöneticisi olduğunu, davalı şirket ile birlikte davacıya karşı sorumlu olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ile davacının davalı şirkete yatırdığı paralardan dolayı şimdilik, 57.929,37 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren işleyecek, 3095 s. Kanun’un 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarınca 1 yıl vadeli Euro cinsinden açılacak vadeli hesaplara uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazı ile kesin hüküm itirazında bulunmuş ve davacının davalı şirket ortağı olduğunu da beyan ederek yargılama sırasında yürürlüğe giren 7194 s. Kanun’un 41. maddesi (3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi) gereğince davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacının davasının Bilirkişi raporunda SPK Ek 1-b listesinde yazılı ve 04/11/1998 tarihinde davalı şirkete yatırıldığı bildirilen 93.342 Euro’luk alacağa ilişkin olarak, her iki davalı yönünden hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, bilirkişi raporunda SPK Ek 1-b listesinde yazılı ve 04/09/1998 tarihinde davalı şirkete yatırıldığı bildirilen 57.917 Euro’luk alacağa ilişkin olarak, davalılardan … A.Ş. yönünden kesin hüküm dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, davalılardan … yönünden ise, 3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına, bilirkişi raporunda SPK Ek 1-c listesinde yazılı ve 15/03/2000 tarihinde davalı şirkete yatırıldığı bildirilen 10.225 Euro’luk alacağa ilişkin olarak, davalılardan … A.Ş. yönünden kesin hüküm dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, davalılardan … yönünden ise, hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddin karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bir mahkemede şekli anlamda kesinleşmiş olan bir hükmün başka bir davada maddi anlamda kesin hüküm teşkil edebilmesi konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu 303. maddesinin açıklık getirdiğini, yerel mahkemenin davayı kesin hüküm itirazı ile dava şartı yokluğundan reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 7194 sayılı kanunun 41. Maddesinin iptali için; Anayasanın 152 ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemseinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. Maddesine göre Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin 30/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile davacıların istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce verilen karar taraflar tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 26/09/2022 tarih … Esas … Karar sayılı bozma ilamıyla: “…1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacının davalı şirkete ortak olmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacıların murisinin ve davacı …’in yurtdışında açtığı ve … ’de tanınmasına ve tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararları gözetilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Kesin hüküm ve hukuki yarar dava şartı olup mahkemelerce re’sen değerlendirilmesi gerekmektedir. 7194 sayılı Yasa, dava şartlarından olan kesin hükmün ve hukuki yararın değerlendirilmesine engel bir düzenleme de içermemektedir. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin kesin hükmü ve hukuki yararı gözeterek verdiği kararlar hukuka uygun olup Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile dava hakkında 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” şeklinde hüküm kurularak dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Yargıtay bozma ilamından sonra dairemizce yapılan yargılamada Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 26/09/2022 tarih … Esas … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4.Madde eklenmiştir.
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi, kesin hüküm ve hukuki yarar dava şartı olup mahkemelerce re’sen değerlendirilmesi gerektiği, 7194 sayılı Yasa’nın, dava şartlarından olan kesin hükmün ve hukuki yararın değerlendirilmesine engel bir düzenleme de içermediği, bu itibarla ilk derece mahkemesinin kesin hükmü ve hukuki yararı gözeterek verdiği kararların hukuka uygun olduğu bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacıların istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği, ancak ilk derece mahkemesi kararı daha önce dairemizin 30/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile kaldırılarak açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, dairemizce verilen bu kararın da yukarıda belirtilen Yargıtay ilamı ile bozulduğu, bu durumda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2021 tarih … Esas … Karar, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 30/11/2020 tarih … Esas … Karar ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 15/12/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi, işin esası hakkında da yeniden karar verilmesi gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.03.2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında da belirtildiği Yargıtay bozmasından sonra duruşma açılarak karar verilmesi durumunda istinaf vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
a) Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b) İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuru sırasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
c) Davalı şirket tarafından temyiz aşamasında yapılan 292,10 TL temyiz yoluna başvuru harcı ile 7,60 TL posta masrafı olmak üzere toplam 299,70 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı şirkete verilmesine,
2-Davacıların davasının ;
a)Bilirkişi raporunda SPK Ek 1-b listesinde yazılı ve 04/11/1998 tarihinde davalı şirkete yatırıldığı bildirilen 93.342 Euro’luk alacağa ilişkin olarak, her iki davalı yönünden hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
b)Bilirkişi raporunda SPK Ek 1-b listesinde yazılı ve 04/09/1998 tarihinde davalı şirkete yatırıldığı bildirilen 57.917 Euro’luk alacağa ilişkin olarak, davalılardan … A.Ş. yönünden kesin hüküm dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalılardan … yönünden ise, 3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi gereğince KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
c)Bilirkişi raporunda SPK Ek 1-c listesinde yazılı ve 15/03/2000 tarihinde davalı şirkete yatırıldığı bildirilen 10.225 Euro’luk alacağa ilişkin olarak, davalılardan … A.Ş. yönünden kesin hüküm dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalılardan … yönünden ise, hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
3-Peşin alınan 2.974,40 TL. nispi karar ve ilam harcından, karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL. karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 2.920 TL. harcın istek halinde (vefat eden davacı …’in Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 19/03/2019 gün ve … E. … K. sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında mirasçıları olan davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalılardan … A.Ş. tarafından yapılan 15,61 TL. yargılama giderinin davacı … mirasçısı olan davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılardan … A.Ş.’ye verilmesine,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. ve 13. maddeleri uyarınca (ve dava değerinin 174.170,44 TL. olduğunun kabulü ile) davalılardan … A.Ş. vekilleri için 3.400 TL. nispi vekalet ücretinin davacı … mirasçısı olan davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılardan … A.Ş.’ye verilmesine,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
9-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı şirket vekilinin yüzünde, tasfiye memurunun yokluğunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 29/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç