Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1696 E. 2023/74 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 09/11/2022
NUMARASI : … Esas

DAVACI
KARŞI DAVALILAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …)
2- … (T.C. Kimlik No: …)
3- …- …
4- …
5- … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN
DAVALI-KARŞI DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
YAZIM TARİHİ : 17/01/2023
Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 09/11/2022 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara karara karşı davalı karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …Şti. ünvanı ile 1988 yılında kurulduğunu, ünvan değişikliği yaparak bugünkü ünvanını aldığını, davalı …’un şirketle ilgisi olmayan dava konusu bonolardan birini icra takibine konu eden kötü niyetli 3.kişi konumunda olduğunu, davalılardan …’ün ise 2015 yılında müvekkili şirkete ortaklardan pay devralmak suretiyle ortak olduğunu, sonrasında müvekkili gerçek kişilerin beher adedi 100 TL’den 5.625’er adet payı 562.500,00’er TL’sini davalı …’ten satın ve devir aldıklarını, toplamda 2.250.000,00 TL’yi peşin ve nakden ödediklerini, müvekkillerinin pay devrinden dolayı hiçbir borçlarının bulunmadığını, ancak davalının müvekkillerine fotokopilerini gönderdiği gerçekle hiçbir ilgisi olmayan tamamen sahtecilik ürünü olan dört adet sahte bonoya dayalı olarak toplam 883.000,00 USD bedelin 31/07/2021 tarihinde ödenmesini istediğini, bu nedenle müvekkillerinin davalının ürettiği sahte sözleşme ve bonolar nedeniyle haciz ve cebri icra tehdidi altında olduklarını, sahte sözleşme nedeniyle ve icra takibine konu edilmiş veya edilmemiş/ edilecek sahte 4 adet bonolardan dolayı menfi tespit ve şirket eski ortağı ve yöneticisinin rekabet yasağına aykırı hareketleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini ile sahtecilik ürünü sözleşme/ belge ve bonolar nedeniyle cebri icra tehdidi altında olan müvekkillerinin tedbir kararı verilmemesi halinde adaletin gecikmesi sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından şüphe olmadığından henüz takibe konu olmayan bonolar hakkında icra takibine konu edilmemeleri yönünde, şayet bunlar icra takibine konu edilmişlerse ve ileride edilirse bu bonolarla ilgili icra takibi veya takipleri hakkında ve Konya …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki icra takibi hakkında takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir.
Davacılar vekili 05/10/2022 tarihli ihtiyati tedbir talep dilekçesi ile özetle; … tarihli duruşmasında verilen ara kararı sonrasında davalı …’ün 03.10.2022 tarihinde icra takibine konu edilmeyen dava konusu 4 adet bonoyu 4 ayrı dosyada icra takibine konu ettiğini, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilleri … A.Ş. ve … hakkında, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilleri … A.Ş. ve … hakkında, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilleri … A.Ş. ve … hakkında ve Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilleri … A.Ş. ve … hakkında her bir dosya için 220.750,00 USD asıl alacak, 42.080,47 USD işlemiş faiz, 662,25 USD komisyon olmak üzere toplam 263.492,72 USD ve yıllık %15,75 oranındaki reeskont avans faiziyle tahsil için icra takiplerinde bulunduğunu, müvekkili …’nin hiçbir sorumluluğunun olmadığını, davalı …’e paranın ödenmesi halinde davada haklılıklarına karar verilmesi durumunda istirdadın bu senetlerden dolayı mümkün olmayacağını, müvekkilinin hacizlerle talan edileceğini, üretim, ihracat ve satışları tamamen duracağını ve kısa sürede şirketin iflas edeceğini, bu nedenlerle müvekkili … A.Ş.’nin davalılara bonolardan ve protokolden dolayı bir borcunun olmaması nedenleriyle İİK’nun 72/3. maddesi hükmü de nazara alınarak adli yardım kararı nedeniyle teminatsız olarak icra takibine konu edilen dava konusu 4 adet bonodan ve 4 adet icra takip dosyasına/veznesine girmiş veya girecek her türlü paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.
İlk derece mahkemesince … tarihli ara kararı ile özetle; Davacı/karşı davalı … Tic. A.Ş. vekilinin ihtiyati tedbir talebinin İİK 72/3 maddesi gereğince kabulü ile davacı/karşı davalı şirket adli yardımdan yararlandığından takdiren teminatsız olarak sadece bu şirket tarafından (diğer borçlular hariç) Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas ve Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarına yatırılacak paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı karşı davacı … vekili 10/10/2022 tarihli ihtiyati tedbire ve teminata itiraz dilekçesiyle özetle; davacı karşı davalıların şirketin faal çalışır duruda olduğunu, ürettikleri mal ve malzemeleri ihraç ettiklerinin talep dilekçelerinden açıkça anlaşılacağını, dosyanın geldiği aşama ve dosya arasındaki belge ve bilgilerden davacı karşı davalı şirketin adli yardımlık bir durumunun olmadığının sabit olduğunu, cevap dilekçelerinde ayrıntılı bir şekilde açıkladıkları üzere davacıların müvekkiline olan borçlarının hisse devrinden kaynaklandığını ve tamamen gerçek olduğunu, davacıların kötü niyetli olarak borçtan kurtulmak veya ertelemek amacıyla ellerinden geleni yaptığını, HMK 392/1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının alınabilmesi için zarara uğranılmaması veya uğranılan zararın tahsili amacıyla teminat gösterilmesi gerektiğini, ancak mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararında davacılardan teminat istenilmesi yoluna gidilmediğini, oysa davacıların tamamıyla kötü niyetli hareket ettiğini, müvekkilinin haklı olan alacağının tahsil etmesini engellemek amacıyla huzurdaki davanın açıldığını, mahkememizce yapılacak yargılama neticesinde davanın reddedileceğini, davacıların tamamen haksız çıkacağını, teminat gösterilmeden verilen tedbir kararından dolayı müvekkilinin uğrayacağı ekstra zararların tahsili konusunda içinden çıkılmaz bir duruma girileceğini, bu nedenle ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazlarının kabul görmese de bile müvekkilinin alacağının tahsilinde bu beklemeden kaynaklı zararlarına da teminat olması adına davacılardan mutlak surette alacağın %15 inden az olmamak üzere teminat göstermeleri gerektiğinden bahisle adli yardım talebinin kaldırılmasına, haksız olarak verilen tedbir kararının da kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davalı karşı davacı Mustafa Ersüs vekilinin ihtiyati tedbire ve teminata ilişkin itiraz dilekçesindeki iddiaları mahkememizce detaylıca incelenmiştir. Huzurda görülmekte işbu davada dava konusu olan bonolar yönünden davacı şirketin ve davacı gerçek şahısların borçlu olmadığının tespiti ve davacı şirketin eski yöneticisi aleyhine rekabet yasağından kaynaklı tazminat talep edilmektedir. İİK 72/3 maddesinin son cümlesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemece icra veznesine girecek paranın alacaklısına ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilebileceği konusunda düzenleme mevcut olup; İstinaf ve Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin tedbirin kaldırılması talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatinde olunduğundan bu talebin reddine ve yine davacılar adli yardımdan yararlandırıldığından teminata ilişkin itirazın da reddine …” gerekçesiyle ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı karşı davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararı alınabilmesi için zarara uğranılmaması veya uğranılan zararın tahsili amacıyla teminat gösterilmesinin zaruret olduğunu, davacıların kötüniyetli olduğunu, itirazlarının reddedilmesi halinde bile müvekkilinin alacağının tahsilinde bu beklemeden kaynaklı zararların da teminatı olması adına davacılardan mutlak surette alacağın %15’inden az olmamak üzere teminat göstermelerinin talep edilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir talebine itirazın reddine ilişkin ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati tedbir, geçici hukuki koruma görünümlerinin temelini oluştur ve hükmün kesinleşmesine kadar, dava konusuna, hukuki koruma sağlayarak olası verilecek hükmün infazının kolaylaştırmasını amaç edinir.
Mevzuatımızda ihtiyati tedbirlerler hakkında genel düzenleme HMK’nın 389 ve 399 maddeleri arasında yapılmış olup, 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nda da ihtiyati tedbir hususunda düzenleme bulunmaktadır.
Dosyamız konusu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, icra takibinin durumuna ilişkin ihtiyati tedbir 72/3 maddesinde düzenlenmiş olup “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” hükmünü getirmiştir.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar doğrultusunda mevcut deliller doğrultusunda istinaf sebepleri değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesinin tedbir talebi ve tedbir kararına yapılan itiraz ile ilgili delilleri değerlendirme ve taktirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacılar-karşı davalıların adli yardımdan yararlanmaları nedeniyle teminatsız olarak kabul edilmesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, bu nedenle HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince ihtiyati tedbire itiraz eden davalı-karşı davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı karşı davacı …’ün istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı ile 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davalı karşı davacı …’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/01/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.