Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1694 E. 2023/68 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … (T.C. Kim. No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
YAZIM TARİHİ : 19/01/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 19/10/2022 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında muhtelif kredi sözleşmeleri imzaladığını, sözleşmeler gereğince davalı ve dava dışı … San ve Tic. Ltd. Şti.’ ne krediler kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin zamanında ödenmemesi üzerine davalı ve dava dışı borçlu şirkete borcun ödenmesi için ihtarnameler gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borçların ödenmemesi üzerine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalının itiraz etmesi üzerine takip dosyasını durduğunu, davalının itirazında her hangi bir haklı nedeninin olmadığını, davalının itiraz ederken her hangi bir delile de dayanmadığını, davalının tamamen kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, banka kayıt ve belgeleri incelendiğinde davalının haksız olduğunun ortaya çıkacağından bahisle davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, davalının alacak miktarının %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkiline karşı başlatılan takibin haksız olduğunu, taraflar arasında imzalanan her hangi bir yetki sözleşmesi bulunmadığından borçlu olarak gösterilen müvekkilinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle dosyanın yetkisizlik nedeniyle Niğde Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, icra dosyasına müvekkili ile birlikte borçlu şirket temsilcisinin de itiraz ettiğini, müvekkili ile dava dışı borçlu şirket arasında dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin diğer borçlu şirketin temsilcisi olduğundan şahsının sorumlu tutulamayacağını, tek bir borç nedeni ile birden çok kişi hakkında ilamsız alacak takibi yapan davacı bankanın %20 oranında tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın belirttiği kredi sözleşmelerinin varlığını kabul etmemekle birlikte mevcut kredi sözleşmesinin sunulması halinde taraflı bir rapor hazırlanmaması amacı ile bankacı bir bilirkişi dışında hukukçu, muhasebeci bir bilirkişi tarafından sözleşme hakkında rapor tanzim edilmesi halinde genel kredi sözleşmesinin geçerlilik şartının oluşmadığının anlaşılacağından bahisle davanın reddine, davacının %20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı vekilince davalı kefil aleyhine açılan davada, davalı borçlunun Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazlarının iptali, takibin devamı ve %20 tazminat talep edilmiş olup; davalı vekilince süresinde verilen cevap dilekçesinde öncelikle Konya İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de, davalı borçlu vekilince icra dosyasına verilen 31.01.2022 tarihli dilekçede Konya İcra Dairesinin yetkisine bir itirazda bulunulmadığı, bu haliyle Konya … İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştiğinden bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilince Mahkememizin yetkisine yaptığı itirazın değerlendirilmesinde; davacı banka ile dava dışı … San ve Tic. Ltd. Şti. ile düzenledikleri 09.03.2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde herhangi bir yetki şartı bulunmadığı anlaşıldığı gibi; kredi veren bankanın da … A.Ş. … Şubesi olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda HMK’nın 6. maddesi gereğince genel yetkili mahkeme davalı gerçek kişinin dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğundan davalı vekilinin usulüne uygun yetki itirazının kabulü ve davacının davasının yetkisizlik nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddi ile, kararın kesinleşmesine mütakip başvuru yapılması halinde dosyanın görevli ve yetkili Niğde Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine …” gerekçesiyle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, mahkemece icra takibi yönünden Konya İcra Müdürlüklerinin yetkisi kabul edilmiş fakat itirazın iptali davası yönünden Niğde Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı ile dava dışı … Paz. San. Tic. Ltd.Şti. Arasında imzalanan genel kredi sözleşemesinde davalının kefil olarak yer aldığı, dava dışı borçlu şirketin kredi borcu nedeniyle davacı alacaklı tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasından yapılan ilamsız icra takibine davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiği, icra dairesinin yetkisine yönelik bir itirazın bulunmadığı görülmüştür.
İİK’nun 50 nci maddesi, icra dairelerinin yetkisini düzenlemiştir. İtirazın iptali davası için İİK’nda özel bir yetki kuralı öngörülmemiştir. Bu nedenle, yetkili mahkeme, HMK’nun 6 vd maddelerinde tanzim edilen yetki kurallarına göre belirlenecektir. Dolayısıyla, itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde bakılacağı gibi bir zorunluluk söz konusu değildir. Doğal olarak, icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması, yalnız takibin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olmasını gerektirmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olmakla, yetkinin kamu düzenine ilişkin kesin yetki olduğu haller hariç, takip, artık yetki itibariyle kesinleşir. Alacaklı, genel yetkili tüm mahkemelerden de borçlunun itirazının iptalini talep edebilir. (benzer Y.11. HD’nin 2009/6465 E.-2010/12510 K. Sayılı kararı)
6100 sayılı HMK’nın Yetki Sözleşmesi başlıklı 6 .maddesinde genel yetki kuralı düzenlenmiş olup, genel yetkili mahkeme, dava açıldığı tarihte davalı gerçek veya tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Dava tarihi itibariyle, davalının yerleşim yerinin Niğde İli olduğu hususunda uyuşmazlık da bulunmamaktadır.
Yine 6100 sayılı HMK’nın Yetki Sözleşmesi başlıklı 17.maddesi: “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmünün; Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları başlıklı 18/2.maddesi: “Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.” hükmünün düzenlendiği, bu çerçevede, davalının tacir olmadığı, bu nedenle genel kredi sözleşmesinin eki mahiyetinde garanti sözleşmesinin “h” maddesinde düzenlenen yetki şartının davalı yönünden geçersiz olacağı, davalının icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olması, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesini yetkili hale getirmeyeceği, davalının yerleşim yerinin Niğde İli olduğu, kredi veren bankanın işlem şubesinin … Şubesi olması nedeniyle HMK’nın 10.maddesi gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de Niğde Asliye Ticaret Mahkemesi olacağı, bu itibarla ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/01/2023 tarihinde oy çokluğu ile HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye… Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
(muhalif)

M.Y.
MUHALEFET ŞERHİ: İcra dosyası incelendiğinde; davalının takip yapılan icra dairesinin yetkisine yönelik bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; itirazın iptali davası yetki bakımından artık genel hükümlere tabi olmaması gerekir ve itirazın iptali davasının da dolaylı olarak yetkisi kabul edilen icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatindeyim.
Şöyle ki; “itirazın iptali davası yetki bakımından artık genel hükümlere tabi olmaması gerekir. Gerçekten de, alacaklı yetkili icra dairesini belirli ölçüler içinde seçerken; gerektiğinde mahkemeye gidildiğinde de, aynı ölçülere sadık kalması gerekir. Bu nedenle örneğin; takibi borçlunun ikametgahı yeri icra dairesinde başlatan alacaklı; davayı da ardık aynı yerin mahkemesinde açmak zorunda olması gerekir. Aksi halde takip ile davanın aynı yerde gerçekleştirilmesindeki faydalar zedelenmiş olacaktır.” (İcra Hukukunun Esasları sy: 117, İtirazın Hükümden Düşürülmesi Dr. Saim Üstündağ) İtirazın iptali, yetki; “İtirazın iptali davasına bakmaya yetkili mahkeme icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olduğundan…” (Y. 13. HD., 19/04/2002 T., 2002/1673 E., 2002/4432 K.; YKD.C.29,S.4, Nisan – 2003 Sh: 559 vi.,)
Yukarıdaki doktrin ve Yargıtay kararında açıkça belirtildiği üzere; itirazın iptali davası icra takibinin yapıldığı yerde açılması ve görülmesi gerektiği, ayrıca somut olayda da; davacı bankanın kredi sözleşmesine dayalı kullandırılan kredinin geri ödemesinin aksatılması nedeniyle kredi alacağının tahsiline yönelik takip talebinde bulunduğu, taraflar arasında hukuki ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, bu nedenle; yetkisine itiraz edilmeyen icra dairesinde başlatılan takibe yönelik itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer olan Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, bu nedenle; davacının istinaf talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince delilleri esastan değerlendirmek üzere dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Başkan …
e-imzalıdır