Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1650 E. 2023/2375 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2022
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ : Av
DAVA : İtirazın İptali (Banka Düzenlemelerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/11/2023
YAZIM TARİHİ : 3011/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 20/09/2022 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı …… ve Tic. A.Ş. arasında 24/09/2019 tarihli 10.000.000 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalıların kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bu sebeple davalı borçluların borcun tamamında müvekkili bankaya karşı müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduklarını, davalı borçluların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemeleri ve ayrıca imzalanan sözleşmenin ilgili maddeleri gereğince alacağın muaccel hale gelmesi nedeniyle kredi hesabı kat edilerek Konya … Noterliği’nden 11.12.2019 tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, borç ödenmediğinden davalılar hakkında Konya .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takip başlatıldığını, davalıların itirazları üzerine takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını, davalıların borca itirazlarının haksız olduğunu, sözleşmenin m.4 gereği talep edilen faiz ve faiz oranlarının sözleşmeye uygun olup, davalıların faiz ve faiz oranına itirazlarının haksız olduğunu, davalıların kendi el yazıları ile beyan ve imzada bulunduklarını davalıların imza itirazlarının da haksız olduğunu, müvekkil banka alacağı likid olup, davalıların %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini belirterek; Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takiplerine karşı davalıların yapmış olduğu itirazın iptali ile; 2.362.981,32 TL anapara, 60.527,38 TL işlemiş akdi faiz %19.20 (01.10.2019-14.01.2020), 3.026,37 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 2.426.535,06 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren yıllık %38,02 temerrüt faizi uygulanarak takibin diğer şartlarla aynen devamına, 259.840,00 TL tutarındaki gayri nakdi kredi alacağının depo edilmesi taleplerinin kabulüne, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı borçlular aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankaya imzalanan kredinin dava dışı ….Tic. A.Ş. tarafından imzalandığını ve kullanıldığını, bankanın kullanılan kredilere istinaden kredi karşılıklarını dava dışı şirkete ödediğini, adı geçen bu şirketin Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasından konkordato talebinde bulunduğunu ve 04/03/2020 tarihinde kesin mühlet kararı verildiğini, iş bu dava dosyasında davacı durumunda yer alan bankanın, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dava dosyasında müdahil durumda olduğunu, davacı bankanın talep ettiği borcun konkordato dava dosyasında yer aldığını ve tasfiye içinde borcun ne şekilde ödeneceği belli iken eldeki davanın açılmasının hukuki olmadığnı, zira borcun hem konkordato davasında ödenecek hem de davacı banka kefalet olduğu iddiası ile bu davadan alacak talep edecek duruma geldiğini, bir borcun iki sefer ödenmesinin söz konusu olabileceğini, bu nedenle konkordato dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine, yargılama giderlerinin de davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Bankacı bilirkişi …. tarafından düzenlenen 08.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …. Ticaret A.Ş. arasında 24.09.2019 tarihinde 10.000.000 TL limitle imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalılar …. Tic. Ltd. Şti. ile …..ın 10.000.000 TL limitlerle müteselsil kefil olarak imzalarının olduğunu, alacaklı banka tarafından davalılara gönderilen Konya … Noterliğinin 11.12.2019 tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarının 13.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, kat ihtarında 1 gün süre verildiğinden davalıların 15.12.2019 tarihinde temerrüde düştüklerinin, taleple bağlılık kuralına göre yapmış olduğu hesaplamada, davacı Banka’nın davalılar …. Ltd. Şti. ve… yönünden 14.01.2020 icra takip tarihi itibariyle …. no’lu taksitli ticari kredi ile ilgili olarak, 2.361.111,11 TL anapara, 24.935,95 TL işlemiş akdi faiz, 38.106,42 TL işlemiş temerrüt faizi, ve 4.029,03 TL BSMV olmak üzere 2.428.182,50 TL banka alacağının hesap edildiğinin, ….no’lu kredi kartı yönünden 423.379,07 TL anapara, 1.806,41 TL işlemiş akdi faiz, 4.351,14 TL işlemiş temerrüt faiz, 469,24 TL BSMV olmak üzere 430.005,86 TL banka alacağının hesap edildiğinin, …. no’lu Gayrinakdi çek bedeli kredisi yönünden ise, bankaya iade edilmemiş ve müşterinin elinde olduğu anlaşılan 128 adet çek yaprağı karşılığında 14/01/2020 icra takip tarihi itibariyle (128*2.030)=259.840 TL banka sorumluluğunun devam ettiğini, dolayısıyla bankanın 259.840 TL depo talep hakkının olduğunun anlaşıldığının, 14/01/2020 icra takip tarihinden sonra uygulanması gereken temerrüt faiz oranlarının yukarıda tespit edildiği üzere,…… no’lu kredi için yıllık %38.02 oranında, …. no’lu kredi kartı için ise (14/01/2020-30/03/2020) tarihleri arası için %20.40, (01/04/2020-31/10/2020) tarihleri arası için %18.60, (01/11/2020-30/11/2020) tarihleri arası için %21.12, (01/12/2020-31/12/2020) tarihleri arası için yıllık %22.68, (01/01/2021-31/01/2021) tarihli arası için yıllık %25.08, (01/02/2021-30/04/2021) tarihleri arası için yıllık %26.28, (01/05/2021) tarihinden sonrası için yıllık %27.36 oranında temerrüt faizi uygulanmasının tespit edildiğinin bildirildiği, tarafların itirazları ve bankadan gelen kayıtlarda değerlendirilmek suretiyle depo talebi yönünden icra takibi ve dava tarihleri de dikkate alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor aldırıldığı; Bankacı bilirkişi …. tarafından düzenlenen 24/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; banka kayıtlarının incelenmesinde, dava dışı asıl borçlu …. Tic. A.Ş.’ne verilen bankaya iade edilmemiş olan 128 adet çeklerle ilgili olarak, 14/01/2020 icra tarihi itibariyle bankanın çek yaprağı başına sorumluluk tutarının 2.030 olduğundan 128 adet çekle ilgili olarak (128*2.030)=259.840 TL bankanın çek sorumluluk tutarının bulunduğunun, 12/06/2020 dava tarihi itibariyle de, bankanın çek yaprağı başına sorumluluk tutarının 2.225 TL olduğundan 128 adet çekle ilgili olarak, (128*2.225)=284.800 TL bankanın çek sorumluluk tutarının hesap edildiğinin bildirildiği, mahkememiz dosyasının İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderilerek; davaya ve takibe konu sözleşmedeki imza ve yazıların …Tic. Ltd. Şti. yetkilisi davalı …’a ait olup olmadığı konusunda rapor düzenlenmesi yönünde ara karar verildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin 21/03/2022 tarih ve…/… sayılı adli tıp raporunda; İnceleme konusu genel kredi sözleşmesinde ”…..San.Tic.Ltd.Şti.”, ”…..ve Ticaret A.Ş.” kaşe izleri üzerindeki ve …’a atfen atılı imzalar ile ..’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …..’ın eli ürünü olduğu, İnceleme konusu genel kredi sözleşmesinin 20 ve 21. sayfalarında yer alan ”…” isim yazıları ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu isim yazılarının …’ın eli ürünü olduğunun bildirildiği mahkememizce alınan raporun ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı,
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Ticaret A.Ş. arasında 24.09.2019 tarihinde 10.000.000 TL limitle imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalılar …. ve Tic. Ltd. Şti. ile …..’ın 10.000.000 TL limitlerle müteselsil kefil oldukları, davacı banka tarafından davalılara gönderilen Konya .. Noterliğinin 11.12.2019 tarih ve .. yevmiye numaralı kat ihtarının 13.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, kat ihtarında 1 gün süre verildiğinden davalıların 15.12.2019 tarihinde temerrüde düştükleri, ihtarnamenin sonuçsuz kalması nedeniyle Konya..İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiği, davalıların süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, davacının Konya .İcra Müdürlüğünün … Es.sayılı dosyasından takibe konu …. Taksitli Ticari Kredi yönünden; 2.361.111,11 TL Asıl alacak, 24.935,95 TL İşlemiş akdi faiz, 1.246,80 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam; 2.387.293,86 TL alacağa yönelik davalılar ….. ve …. Tic. Ltd. Şti.’nin itirazlarının iptali ile bu miktar alacak üzerinden ve takip tarihi olan 14.01.2020 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %38,02 oranında ve değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmak suretiyle tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin devamına, davacının nakdi kredi yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalıların belirlenen alacağa yönelik itirazında haksız olduğu alacağın hesaplanabilir olması hususu da dikkate alınarak İİK.67/2.maddesi gereğince kabul edilen 2.387.293,86 nakdi alacak üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine,
Davacının gayrinakdi alacağa yönelik çek garanti bedeli depo talebinin ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2018 T. ve 2018/19-689 E. 2018/1624 K. Sayılı içtihadında; “…kefaletin ferdileştirilmesinin zorunlu olduğu, asıl borcun belirli veya en azından kefalet anında belirlenebilir olmasının gerektiği, her ne sebeple olursa olsun ileride doğacak tüm borçlara kefaletin ise geçersiz olacağının kabul edildiği, kefaletin mevcut borçlar yanı sıra daha sonra doğacak tüm borçlar için de verilmesi hâlinde kısmi hükümsüzlük durumunun söz konusu olaccağı, sadece belirli veya belirlenebilir borçlar açısından kefalet geçerli olacağı, Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisinin, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermeyeceği (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, 27.12.2017 tarih, 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı).Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiği,….” şeklinde karar verildiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerektiği, dava dışı asıl borçlu …. Tic. A.Ş. 24/09/2019 tarihinde 10.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesinin kefilin sorumluluğunu düzenleyen 3.5. Maddesinde, bankanın gayri nakdi riskler için depo talebinde bulunabileceğine dair açık hüküm bulunmadığı, bu nedenle davacının davalılardan gayrinakdi alacağına yönelik talebinin reddine karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-Konya..İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından; …. Taksitli Ticari Kredi yönünden; 2.361.111,11 TL Asıl alacak, 24.935,95 TL İşlemiş akdi faiz, 1.246,80 TL %5 BSMV olmak üzere toplam; 2.387.293,86 TL alacağa yönelik davalılar ….. ve …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin itirazlarının iptali ile bu miktar alacak üzerinden ve takip tarihi olan 14/01/2020 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %38,02 oranında ve değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmak suretiyle tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin devamına,
2-Davacının nakdi kredi yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-İİK.67/2.maddesi gereğince kabul edilen 2.387.293,86 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılar ….. ve ….. Nakl. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının gayrinakdi çek bedeli kredisi yönünden bedelin depo edilmesi talebinin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin, müvekkil bankanın çek garanti bedeline dayalı depo talepli gayrinakdi alacağını reddetmesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, 24/09/2019 tarihli 10.000.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin Kefillerinin Sorumluluğunu düzenleyen 3.5 Maddesinin 3.5.1.1. gereği gayrinakdi krediler yönünden kefillerin sorumluluğuna gidilebileceğinin açık olduğunu, bu durum yerel mahkemenin gerekçeli kararında bahsettiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2018 T. 2018/19-689 E. 2018/1624 K. Sayılı içtihadına da uygun olup, yerel mahkemece yanlış ve eksik değerlendirme yapıldığını, 08.06.2021 tarihli kök bilirkişi raporunun icra takibine konu alacaklarının nakdi kredi yönünden 2.361.111,11 TL anaparanın hesaplandığını, hesaplanan bu miktarın çok küçük bir farkla müvekkili talebiyle aynı olduğunu, bilirkişi tarafından uygulanan akdi ve temerrüt faizi oranlarının da müvekkil talepleriyle uygun olduğunu, farkın takip tarihine kadar uygulanan akdi faiz (25.11.2019-15.12.2019 tarihleri) ve (15.12.2019-14.01.2020) temerrüt faizlerin uygulanan tarihler yönünden bölünmesi nedeniyle oluştuğunu, bilirkişi raporunun 8. sayfasında takip tarihine kadar toplam faizin 63.042,37 olarak hesaplandığını ve ….. nolu ticari kredi alacağı yönünden toplam alacaklarının taleple bağlılık ilkesi gereği 2.428.182,51 TL olarak hesaplandığını, bu miktarın talep ettikleri alacak miktarından fazla olup, yerel mahkemenin nakdi kredi alacakları yönünden tamamen kabul yönünde karar vermesi gerekirken sadece akdi faizi uygulayarak karar vermesinin aykırı olduğunu beyanla; yerel mahkeme kararının nakdi alacakları kapsamındaki … nolu ticari kredi alacağından kaynaklanan toplam alacaklarının kısmi olarak reddedilen bölümü yönünden kaldırılmasına, …. nolu 259.840,00 TL tutarındaki depo talepli gayrinakdi alacaklarının reddi yönündeki kararının kaldırılmasına, davanın kabul edilen kısımlar yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kredi sözleşmesindeki imzaların sahte olduğunu, ilk derece mahkemesince yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan ve Adli Tıp Kurumunun raporuna itirazları nazara alınmadan karar verilmesinin aykırı olduğunu, mahkemenin 16.06.2020 tarihli tensip tutanağının 5/a bendi gereğince davacı bankanın kesin süre içinde hiçbir delil ve belgesini ve kredi sözleşmesi aslını sunmadığını ve mahkemenin aynı tensip tutanağının 10. maddesinde davacıdan müzekkere ile delil ve belgeleri istemesi davacıya bir hak bahşetmeyeceğinden ve 10 nolu ara kararı zuhule dayalı ve hukuken yok hükmünde olduğundan mahkemelerce re’sen delil de toplanamayacağından, delillerini sunmayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı bankanın takip ve davaya temel teşkil eden kredi sözleşmesini Konya ….. Noterliğinin 11.12.2019 tarih …yevmiye sayılı kat ihtarnamesi ile kat ettiğini, asıl borçlu temerrüde düşmeden, müşterek borçlu ve müteselsil kefillerin de temerrüde düşmeyeceklerinden hepsine noter kat ihtarnamesinin asıl borçluya tebliğ edildiği tarih olan 16.12.2019 tarihinde, ihtarnamenin tebliğ edildiklerinin ve ihtarnamedeki bir günlük ödeme süresinin eklenmesi ile hepsinin 18.12.2019 tarihinde temerrüde düştüklerinin kabulü gerektiğini, temerrüt tarihi itibariyle asıl borçlu …..A.Ş. hakkında 12.12.2019 tarihli ara kararı ile geçici mühlet verildiğinden artık asıl borçlu hakkındaki kredi sözleşmesinin kat edilmesinin mümkün olmadığını, bu hususta Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 23.10.2019 T. 2019/1526 E. 2019/1271 K. sayılı kararının bulunduğunu, ancak bilirkişinin 08.06.2021 tarihli raporu ve 24.11.2021 tarihli ek raporunda temerrüt tarihini borçluların aleyhine ve hukuka aykırı olarak 15.12.2019 tarihi olarak alması doğru olmadığından, bu itirazları ve bilirkişi raporuna yönelik diğer itirazları nazara alınmadan karar verilmesinin aykırı olduğunu, takip talebindeki alacak kalemleri ve miktarları ile dava konusu alacak kalemleri ve miktarlarının farklı olduğunu, takip talebinin dışına çıkılamayacağını, davacının alacağı detaylandırması ve bilirkişi incelemesinin ona dayandırılması gerektiğini, müvekkili aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatı ve miktarının yersiz olduğu ve lehlerine icra tazminatı verilmemesinin doğru olmadığını, harçlar, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve arabuluculuk gideri kısımlarının yanlış hesaplandığını belirterek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, davacının dava konusu alacağın tamamı üzerinden ve %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı ilamsız takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı banka tarafından davalılara karşı Genel kredi sözleşmesine dayalı olarak Konya .. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığı, davalıların süresinde takibe konu borca ve imzaya itirazları üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, takibin devamının sağlanması için süresinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, Adli Tıp Kurumu imza inceleme raporu, bilirkişi raporları ile tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile dava dışı ….ve Tic.A.Ş arasında 10.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davalıların sözleşmeyi kefil olarak imzaladıkları, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarından davalı …..’ın dava dışı şirket ile davalı …. Ltd.Şti’nin yönetim kurulu başkanı olduğu, dava dışı şirket ile davalı şirketi temsilen kredi sözleşmesini imzaladığı, Adli Tıp Kurumunun 21/03/2022 tarihli raporu ile kredi sözleşmesindeki imzanın davalı …..’ın eli ürünü olduğunun kesin şekilde tespit edildiği, davacı banka tarafından davalılar ile dava dışı şirkete gönderilen kat ihtarnamesinin tebliğ edildiği, ihtarnamelerin davalılara tebliğ edildiği 13/12/2019 tarihinden sonra, ihtarnamede verilen 1 günlük ödeme süresi ilave edildiğinde davalıların 15/12/2019 tarihinde temerrüde düştükleri, bilirkişinin akdi ve temerrüt faiz oranları ile uygulanacağı tarihe göre yaptığı tespitler ile yaptığı hesaplamanın yerinde olduğu, davacı banka kredi kartı harcamalarından kaynaklı alacak talebinde bulunmuşsa da hesap kesim tarihi olan 07/12/2019 tarihi itibariyle kredi kartlarından doğan borçların ödendiği, davacı vekilinin dosyaya sunduğu 14/07/2021 tarihli dilekçesinde ….. nolu ticari kredi ile gayri nakti kredi tutarı olan 259.840,00 TL’nin depo edilmesi yönünde talepte bulunduklarını, kredi kartı (Biz Card) harcamalarına yönelik taleplerinin olmadığını bildirdiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2018 tarih ve 2018/19-689 Esas- 2018/1624 Karar Sayılı içtihadında doğrultusunda çek depo bedelinden hesap sahibi asıl borçlu dava dışı şirketin sorumlu olduğu, davalıların müteselsil kefil sıfatıyla henüz doğmamış çek depo bedelinden sorumlu olmayacakları, sözleşmede kefillerin gayri nakdi krediler ve bu kapsamda çek depo bedelinden sorumlu olacaklarına dair bir hükmün bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde temerrüt faizi yönünden talebinin bulunmadığı, mahkemece bu tespitler doğrultusunda bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesinin yerinde olduğu, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı bir hususun da bulunmadığı anlaşılmakla tarafların istinaf başvuru taleplerinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Alınması gereken 163.076,04 TL harçtan peşin alınan 40.770,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 122.306,04 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
7-Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 29/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır