Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1582 E. 2023/237 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
YAZIM TARİHİ : 14/02/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen … tarih … Esas … Karar sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamıyla bozularak dairemize iade edildiği anlaşılmakla, dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa para verdiğini, müvekkili davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkili davacı tarafa iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu ‘na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin vs. cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak vs. suçlarından değişik ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığından bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca davalı tarafa verilen para nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik aynen ödenmesi kayıt ve şartıyla 68.077,50 DM karşılığı olan 34.807,47 EURO nun şimdilik 1.000 EURO’nun ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak döviz faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın … A.Ş. ‘nin pay defterinde kayıtlı ortak olduğunu, TTK 417. maddesi gereğince şirket pay defterinde kayıtlı hisse senedi sahibi olması nedeniyle davacı tarafın şirket ortağı sıfatını kazandığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin mümkün olmadığı gibi şirketin de kendi paylarını temellük etmesinin de mümkün olmadığını, davacı tarafın şirket ortağı olduğuna dair elinde halen varsa hamiline hisse senetlerini üçüncü şahıslara devretme hakkının olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, bu iddianın ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın dayandığı belgelerdeki imzaların müvekkili şirket veya şirketlerin yetkililerine ait olmadığını, belge veya belgelerin içeriğini kabul etmediklerini, bu belge veya belgelerde dahi şirket hisse senedi alındığının yazılı olduğunu, bu belge veya belgelerin delil değerinin olmadığını, davacı tarafın hata veya hileye maruz kaldığı ile ilgili talep ve beyanlarının BK 31. m. gereğince dinlenemeyeceğini, kaldı ki böyle bir davranışın olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her hangi bir para vermediğini, sunulan delillere göre davacı tarafın şirket paylarını üçüncü kişilerden edindiğini, edindiği şirket hisseleri nedeniyle şirketin kâr ve zararına ortak olduğunu, ayrıca BK 126. m. gereğince şirket ile ortaklar arasındaki davaların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, hatta sebepsiz zenginleşme ile ilgili BK 66. m. bir yıllık ve on yıllık zaman aşımı sürelerinin de geçtiğini, müvekkili şirketten veya şirketlerden döviz olarak para istenemeyeceği gibi faiz de istenemeyeceğini, davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hak düşürücü süre ve zaman aşımına uğradığından bahisle davanın öncelikle hak düşürücü süre veya zaman aşımı yönlerinden bunlar olmadığında esastan reddine ve ayrıca davacının Almanya Mahkemesinde açtığı davada hakkında davanın reddi kararı verildiğini, kararın tenfizini istediklerini, tenfiz davasının kesinleşmesinin beklenilmesine ve davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Belirtilen Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/07/2018 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile tanınan yabancı mahkeme kararında taraflar arasında her hangi bir haksız fiil ilişkisinin bulunmadığı veya davalı şirketin davacıya her hangi bir nedenle sorumluluğunun olmadığı hususları ayrıntılı olarak gerekçelendirilerek davacı tarafın açtığı davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Türk Mahkemesince tanındığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın dava konusu olup reddedilen miktar kadar para verdiğini ispatlayamadığından bu miktar yönünden HMK nun 303. maddesi anlamında taraflar arasında kesin hüküm vardır. Benzer davalarda yerleşik Yargıtay uygulaması da bu yönde olup ortada kesin hüküm olduğundan davanın tamamı hakkında başkaca hususlar incelenmeksizin HMK nun 114/1-i maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın….” gerekçesiyle, kesin hükümün varlığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davacı ile davalı arasındaki iş bu davayla … devletinin … Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın aynı mahiyetteki, aynı nedenlere dayalı alacak davası olduğu iddia edilse de iki davanın birbirinden farklı olup kesin hükmün söz konusu olmadığını, yerel mahkeme tarafından davanın usulden reddedilmesinin de hatalı olduğunu, ek maddenin anayasaya uygun olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere ilgili yasa maddesine uymanın yerine kararın usulden reddedilmesinin emsal yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
Dairemizin 19/11/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/09/2022 tarih … Esas … Karar sayılı bozma ilamıyla: “…HMK’nın 114/1-ı-i maddeleri uyarınca, aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması ve aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartları olarak belirlenmiştir. HMK’nın 115/1-2. maddeleri uyarınca, mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilecektir. Öte yandan mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. HMK 303/1 maddesi ise bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiğini hüküm altına almıştır.
Bu durumda, dava şartlarından olan kesin hüküm itirazının öncelikle incelenmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince 05.12.2019 tarihinde 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak künyesi verilen kanun maddesine öncelik tanınması doğru görülmemiş ve kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” şeklinde hüküm kurularak dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargıtay bozma ilamından sonra dairemizce yapılan yargılamada Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/09/2022 tarih … Esas … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı yönünden istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılmada, davalı …Ş. tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan kesin hüküm itirazı değerlendirilmiş ve davanın kesin hüküm sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine Dairemizce uyuşmazlığa 3332 sayılı Yasa’nın geçici 4. maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak dava ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizce uyulan Yargıtay … Hukuk Dairesinin 05/09/2022 tarih … Esas … Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda, davacıya Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas- … Karar sayılı kararıyla tanınmasına karar verilen yabancı mahkeme kararına dayanak hisse senetlerinin numaralarını bildirmek üzere süre verilmiş, davacı vekili … tarihli dilekçesinde, dayandıkları hisse senetlerinin Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve aynı mahkemenin … Esas sayılı dosyasına konu edilmeyen … numaralı 20 adet, … numaralı 40 adet, … numaralı 10 adet olmak üzere toplam 70 adet hisse senedi olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili … tarihli duruşmada; davalıya verilen … seri numaralı 100 adet hisse senedinin davacı tarafça müvekkiline verilerek bozdurulması sonucunda, … seri numaralı 20 adet, … seri numaralı 20 adet, … seri numaralı 20 adet ve … seri numaralı 40 adet olarak davacıya verildiğini, bu yüz adet hisse senedinin 30 adedinin paraya çevrilerek müvekkili şirketçe ödendiğini, dava konusu edilen hisse senetlerinin kalan 70 adet hisse senedi olduğunu, bu hisselere dayanılarak yurt dışında açılan davanın reddedildiği ve kesinleşerek tenfizine karar verildiğini, bu hisse senetlerinin Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas- … Karar sayılı kararına konu hisse senetleri olduğunu beyan etmişitr.
Davaya konu … A.Ş’nin ünvanının … A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare … A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının … olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Geçici Madde 4- (Ek:5/12/2019-7194/41 md.)31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır, şeklinde düzenlenmiştir.
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen … tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun … tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda … tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve … tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı, yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiğini, kendisine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini, istenmesine rağmen parasının iade edilmediğini, verdiği paranın faizi ile tahsilini; davalı taraf ise, davacı tarafından davalı şirkete para verilmişse şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendisine verdiği para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini, davacının şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini, Anonim şirket olan davalının 6762 sayılı TK’nın 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını, aksinin kabulü durumunda ise davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; tarafların beyanlarından, davacının dayanak yaptığı hisse senetlerinin Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve aynı mahkemenin … Esas sayılı dosyasına konu edilmeyen … numaralı 20 adet, … numaralı 40 adet, … numaralı 10 adet hisse senedi olduğu anlaşılmakta olup, taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle; davacının istinaf başvuru talebinin kabulü ile, tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili bildirdiği deliller esastan değerlendirilmeden, 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Yasal düzenleme gereğince davacının istinaf talebinin KABULÜNE; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 28/10/2020 tarih … E. … K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından yatırılan 162,10 TL başvurma harcı, 37,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 199,10 TL istinaf yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafça temyiz başvurusu ile ilgili yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacının, …’ne yönelik talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı lehine ücret-i vekalet taktirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 209,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 272,30 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzünde, verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 02/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç