Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1548 E. 2023/2482 K. 15.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2022
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – [
Av. … –

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/12/2023
YAZIM TARİHİ : 19/12/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 21/04/2022 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının uzun yıllardır kömür alışverişi yaptıklarını, bu nedenle taraflar arasında zaman zaman borç alacak kaydı oluştuğunu, son olarak davalının müvekkiline olan bütün borcunu ödediğini ve 30/07/2015 tarihli belgeyi davalıya imzalatarak taraflar arasında hiçbir borç alacak ilişkisi kalmadığını belgelendirdiğini, daha sonra davalı tarafından 30/10/2009 vade tarihli bir bono çıkarıldığını ve 5 yıl sonraki bir vade tarihi atılarak 27/01/2014 tarihli vade atılarak icra takibi yapıldığını, bu senedin 2016 yılında icraya konulduğunu, müvekkilinin davalıya bir borcu olmadığını, böyle bir senet verdiğini de hatırlamadığını, senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla imzanın müvekkiline ait çıkması halinde sundukları belgenin taraflar arasındaki borç ve alacağın tümüyle bittiğini ispatlayan bir belge olduğunun dikkate alınması gerektiğini, senet üzerindeki adresin müvekkili ile alakalı bir adres olmadığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını, davalının müvekkilinden 5.000,00 TL ve 5.500,00 TL olmak üzere iki ayrı senet aldığını ve bu senetlerin tahsil edildiğini kabul ettiğini, davalının müvekkili ile alışverişinde hiçbir alacak borç kaydı kalmadığını, ticari defterler incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, bu konuda karşı tarafın ticari defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini beyan ederek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli davalı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davaya konu Konya .. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına herhangi bir itiraz bulunmadığından kesinleştiğini, dava dilekçesinin ekinde sunulan belgenin tarihinde tahrifat olduğunu, 30.07.05 tarihinin yıl kısmının araya (1) rakamı eklenmek suretiyle 015 olarak tahrif edildiğini, kaldı ki belge incelendiğinde görüleceği üzere davacının dava dışı şirkete olan borçlarını kapsadığını, dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilinin Savcılık ifadesinde geçen 5.000,00 TL ve 5.500,0 TL’lik senetleri tahsil ettiğine dair beyanları borcun olmadığının delili olarak sunulmuş ise de beyanda geçen senetlerle dava konusu senedin ilgisi olmadığını, senetlerin kayıtsız şartsız borç ikrarı mahiyetinde olduğunu, bu nedenle davacının borçlu olmadığını veya senedi ödediğini tahrif edilmemiş yazılı belgeyle kanıtlamak zorunda olduğunu, dava konusu senet üzerindeki adresin davacının beyanı üzerine yazıldığını, davacının bu konudaki beyanları kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 31/08/2021 Tarihli Uzmanlık Raporunda özetle; İnceleme konusu senet ile mukayese imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, eğim, seyir, hız, baskı derecesi vb etkenler açısından yapılan değerlendirmede senet altındaki imzanın “Kuvvetle Muhtemel” davacının el ürünü olduğu rapor edildiği, 10/01/2022 Tarihli Heyet Raporunda bono üzerinde yer alan imzanın davacının el ürünü olduğu rapor edildiği, anılan rapordan anlaşıldığı üzere davacının senet metni üzerinde yer alan imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddiasının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu,
-Senet üzerinde yer alan imzanın davacıya ait olduğunun tespiti üzerine borcun ödendiği iddiası üzerinde durulduğu, davacı tarafından ibraz edilen ödeme belgesi olarak ifade edilen belge suretinin incelenmesinde özetle; “…’in … Ltd. Şti’ne 30/07/015 tarihi itibariyle hiç hesabı kalmamıştır” denilerek belge altında ” … … San. Ltd. Şti kaşesi ve imzanın mevcut olduğu,
-Konya Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturma sayılı dosyasında 11/03/2013 tarihinde davalı …’nın tanık olarak alınan yeminli beyanında özetle; “Ben …. isimli iş yerinin sahibiyim. …’i bizden satmak üzere kömür aldığı için tanırım. Yaklaşık 3. Yıl kadar önce ….l bizden aldığı kömüre karşılık olmak üzere 5.000 veya 5.500 TL’lik müşteri senedi verdi. Daha sonraki bir tarihte senedin borçlusu olan …. bize nakit olarak borcunu ödedi. …’ın verdiği senedi …’e verdik” dediği, davaya konu ve takibe dayanak bono keşidecisinin davacı … olması lakin soruşturma dosyasında ifade edilen senedin ise Ünal’ın vermiş olduğu müşteri senedi olması ve soruşturmaya konu senedin keşidecisinin …. olduğunun ifade edilmesi karşısında söz konusu beyanların dava konusu senede dair olmadığının anlaşıldığı,
-Davalı yasal süre içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde söz konusu soruşturma beyanının dava konusu senede ilişkin olmadığı ve davacı tarafından ibraz edilen adi yazılı belgenin ise davalı …’nın değil ayrı bir tüzel kişiliği olan … … San. Ltd. Şti’ye dair olduğu ve dahi söz konusu suret belgeden de anlaşıldığı üzere belge üzerinde 1 rakamı eklenecek tahrifat yapıldığı, söz konusu belgenin asıl düzenlenme tarihinin 30/07/2005 tarihi olduğu, dava konusu senedin tanzim tarihinin ise 2014 yılı olduğu ifade edilerek davacının ödemeye ilişkin iddiaları kabul edilmediği, nitekim davacının borcun sona erdiğine dayanak söz konusu belge aslı temin edilemediğinden üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığı,

-Davacı tarafa yemin deliline dayanağı dayanmayacakları hususunda 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde davacının davalıya yemin de yöneltmemesi karşısında ispat olunamayan davanın reddine karar vermek gerektiği,
-Her ne kadar davacının tedbir talebi kabul edilmiş ise de cevap dilekçesi ile yasal süre içerisinde kötüniyet tazminatı talep edilmemesi ve dahi tedbir kararının infaz edilmemiş olması karşısında kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla mahkemece senet için yeterli inceleme yapılmadığını, taraflar arasında herhangi bir borç alacak ilişkisinin kalmadığını, buna ilişkin belge sunduklarını, bu durumun ticari defterlerle de görüleceğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre dava konusu senette yer alan imzanın davacıya ait olduğunun Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen 10/01/2022 Tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tespit edildiği, davacı taraf ödeme iddiasına delil olarak 30/07/2015 tarihli belge fotokopisini ibraz etmişse de belge aslını ibraz etmediği, ibraz edilen fotokopi belgede de tahrifat yapıldığının açıkça görüldüğü, buna göre davacı davasını ispat edemediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır