Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1534 E. 2023/304 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
YAZIM TARİHİ : 15/02/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 14/09/2022 – 20/09/2022 tarihinde tessi edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan; … tarih, … fatura nolu 101.000,92 TL bedelli faturadan doğan alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibin, davalının borca itiraz etmesi neticesinde durduğunu, müvekkilin, davalı şirket ile arasındaki ticari faaliyete ilişkin e-arşiv fatura düzenlediğini, takibe konu faturaya davalı şirket tarafından süresi içerisinde herhangi bir itiraz yapılmadığını, konuya ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu Madde 21/2’ye göre “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmünde olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri göz önüne alındığında ticari işlerden kaynaklı temerrüt halinde uygulanacak faiz oranının avans faizi olduğu, bu oranında %16,75 olarak belirlendiğini, bu nedenle davalı borçlunun faiz yönünde ki itirazın geçersiz olup, söz konusu itirazın iptal edilmesi gerektiğini, İlgili Borçlar Kanunu maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” şeklinde düzenlendiğini, müvekkil şirket adına arabulucuya başvurulduğunu, ancak bir sonuç alınamadığını, gerekli görülmesi halinde celbini talep ettiklerini belirterek; davalının haksız itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız olduğunu, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir alım satım sözleşmesinin olmadığını, yalnızca ihracatı yapılacak makinenin nakliyesi için anlaştıklarını, konuya ilişkin, davacı şirket yetkilileri ve müvekkil şirket yetkilisi arasında geçen whatsapp konuşmalarında, davalı şirket yetkilisi … söz konusu yazışmalarda arada bir alım satım ilişkisi olmadığını, nakliye işleminin yapılması için müvekkili ile anlaşıldığını kabul ettiğini, davacının, ihracat- ithalat yapabilmek için Ticaret Bakanlığı’nın belirlediği şartları sağlamadığından nakliyesi yapılacak makinenin faturasını müvekkile kestiğini, faturayı alan müvekkil, faturayı malları teslim alan Iraklı firmaya kestiğini, İhracatı yapılan makinenin, müvekkile değil, davacı ile alım-satım sözleşmesi yapan Iraklı firmaya teslim edildiğini, kabul anlamına gelmemek ile birlikte; faturanın, malın teslim edildiğini göstermediğini, nitekim böyle bir makinenin müvekkiline teslim edilmediğini, makinenin teslim edildiğini iddia eden davacının ispat yükü altında olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine %20’i oranında icra inkar tazminatı şartları oluşmadığını, karşı tarafın sunacağı delillere karşı ve daha sonra ortaya çıkacak vakıalara karşı delil sunma hakları saklı kalmak kaydıyla; davacının haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı vekili davalı aleyhine Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi geçtikten sonra cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Davalı vekilinin usule ilişkin itirazı yönünden (Yüksek Yargıtay 11. HD’nin 2020/3479 Esas, 2020/5077 Karar sayılı ilamı) emsal Yargıtay kararı da dikkate alındığında dava dilekçesinin asile gönderilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığından iş bu itiraza itibar edilmemiştir.
Mahkememiz dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda özetle; Konya … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında takip konusu olan faturanın yer aldığı, davalının cari hesap borcuna istinaden davacıya ödeme yapmadığı, takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre davalının davacıya takip konusu faturalardan kaynaklanan 101.000,92 TL tutarında borcu bulunduğu (Talep 101.000,92 TL) tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının ayrıntılı incelenmesi neticesinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin ticari defterler ile teyit edildiği, her ne kadar davalı yanın ticari defterlerinde ödeme kaydı varsa da ödemenin belgesi olmadığından ödeme kaydına itibar edilmemiştir.
Faturaya ilişkin bir alacak olduğundan ve fatura likit olduğundan…” gerekçesiyle Yüksek Yargıtay … H.D’nin 16/01/2017 tarih, …; …sayılı kararı da dikkate alındığında davacının davasının kısmen kabulü ile; Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile 101.000,92 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmedilen 101.000,92 TL’nin %20’si olan 20.200,184 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçelerini tekrarla, davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine, davalının vekili olarak süresi içinde itiraz etmiş olup, takip dosyasında vekaletnamelerinin bulunmasına rağmen ve arabuluculuk oturumlarına katılım sağlamalarına rağmen, işbu itirazın iptali davasında dava dilekçesi ve duruşma gününün yazılı olduğu tebligatın asile yapılmasının usûlsüz olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11.maddesi gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğunu, ancak yerel mahkeme verdikleri cevap dilekçesinin yasal süresinde verilmediği yönde karar vermiş olup itiraz ve savunmalarını değerlendirmediğini, huzurdaki icra takibinin konusunun fatura olduğunu, faturadan kaynaklı yapılan icra takibine müvekkilinin haklı olarak itiraz ettiğini ve mahkemecede haklı görüldüğünü, ayrıca alacağın yargılamanın neticesinde belirlendiğini, bu sebeple likit bir alacağın olduğu ve müvekkil davalının itirazında haksız olduğundan söz edilemeyeceğini, mahkemenin gerekçeli kararında icra inkar tazminatına hükmetmesinde gerekçe olarak belirtmiş olduğu, Yargıtay … HD. 16/01/2017 tarih, … ; … Sayılı Kararının ve dava konusu olayın huzurdaki dava ile bir ilgisi ve benzerliğinin bulunmadığını belirterek; taleplerinin kabulü ile, davalı müvekkil aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatının kaldırılmasına, kararın dosya içeriğine uygun, geçerli, yeterli ve kanuni olmaması, eksik incelemeye dayalı olması ve gerekli özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, başka bir oluşa olanak vermeyecek şekilde ispata dayanmamasına rağmen gerekçeli kararda değerlendirilmemesi sebepleriyle hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili … havale tarihli istinaftan feragat konulu dilekçesi ile istinaf taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Ticari satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yukarıda yazılı gerekçelerle davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de; davalı vekilinin Uyap üzerinden e-imzalı olarak gönderdiği … havale tarihli dilekçesi ile istinaf taleplerinden feragat ettiklerini bildirdiği, davalı vekilinin vekaletnamesinde kanun yollarından feragat yetkisinin bulunduğu ve dosyanın henüz karara bağlanmadığı anlaşıldığından; HMK’nın 349/2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2- İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yatırılan 1.725,00 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 1.545,10 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; 14/02/2023 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan …. Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

D.A.Ç