Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1512 E. 2022/2006 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2018
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVALI/MÜTEVEFFA : … – (T.C. Kimlik No: …)
TASFİYE MEMURU : … (T.C Kimlik No: … )

DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
YAZIM TARİHİ : 01/12/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen 17/01/2020 tarih, … Esas – … Karar sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/09/2022 tarih, … Esas – … Karar sayılı ilamıyla bozularak dairemize iade edildiği anlaşılmakla, dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 30.700 Euro miktarında para verdiğini, müvekkiline yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu paranın müvekkiline iadesinin gerektiğini, ancak davalı tarafça paranın iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu’na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini,
diğer davalı gerçek kişi … ‘ın da şirket veya şirketlerin yöneticisi olması nedeniyle müvekkili davacı tarafı zarara uğrattıklarından ve müvekkili davacı tarafa karşı sorumlu olduklarından bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik davalı tarafa verilen para nedeniyle 30.700 Euro nun paranın davalı tarafa verildiği tarihten (ödeme tarihinden) itibaren işleyecek döviz faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yabancı mahkemede açtığı davasının reddine karar verildiğini ve Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden açtıkları dava sonucunda yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesi nedeniyle kesin hüküm olduğunu, davanın öncelikle kesin hüküm nedeniyle reddine bu talepleri kabul görmediğinde ise işin esası yönünden TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin mümkün olmadığı gibi şirketin de kendi paylarını temellük etmesinin (edinmesinin) de mümkün olmadığını, hamiline yazılı hisse senetleri için pay defteri tutma zorunluluğu bulunmadığını, davacının dayandığı SPK raporların iş bu uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayacak nitelikte olmadığını, davacı şirket yöneticileri hakkında verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığını, Borçlar Kanununun 126. maddesi gereğince şirket ile ortaklar arasındaki davaların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacı tarafın iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirketten veya şirketlerden döviz olarak para istenemeyeceği gibi faiz de istenemeyeceğini, davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hak düşürücü süre ve zaman aşımına uğradığından bahisle davanın öncelikle hak düşürücü süre veya zamanaşımı yönlerinden bunlar olmadığında esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “….davacı … ile davalı …Ş. arasındaki mevcut olan kesin hükme göre; davacı … ile davalı …Ş. arasında haksız fiil ilişkisi olmayıp şirket ortaklığı ilişkisi vardır. Davalı …, diğer davalı …Ş. ‘nin kurucu ortağı ve yöneticisidir. Uzun yıllar şirket yöneticiliği yapmış birisidir. Kesin hükme göre taraflar arasında şirket ortaklığı ilişkisi olduğundan ve ortak şirket ortaklığı için verdiği sermaye payını geri isteyemeyeceğinden artık şirket yöneticisinin sorumluluğundan da söz edilemeyeceği…” gerekçesiyle davalı … A.Ş. yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine (kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine), davalı … yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kesin hüküm itirazına mesnet yaptığı yabancı mahkeme kararının farklı olduğu iki davanın talep sonuçlarının ve dayandığı vakıaların farklı olduğunun yabancı mahkeme kararında açıkça görüldüğünü, yerel mahkemece diğer davalı …’ın herhangi bir savunma, herhangi bir itirazının davanın hiçbir safhasında olmamasına karşın sorumluluğunun bulunmadığından bahisle esastan red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece verilen … tarihli kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin … tarih, … Esas – … Karar sayılı kararı ile davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce verilen karar davacı ve davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/09/2022 tarih, … Esas – … Karar sayılı bozma ilamıyla:”…1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacının davalı şirkete ortak olmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi talebine ilişkindir. Davacı, yabancı mahkemede davalı şirket aleyhine alacak davası açmış, bu dava reddedilmiş ve bu ret kararı kesinleşmiştir. Konya … Asliye Hukuk Mahkemesince yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiş ve tanımaya ilişkin bu karar da kesinleşmiştir. Kesin hüküm dava şartı olup mahkemece re’sen değerlendirilmesi gerekmektedir. 7194 Sayılı Yasa, dava şartlarından olan kesin hükmün değerlendirilmesine engel bir düzenleme içermemektedir. Bu itibarla tarafları, hukuki sebepleri aynı olan yabancı mahkeme kararı davacının davalı şirkete karşı açtığı dava yönünden kesin hüküm teşkil etmekte olup bölge adliye mahkemesince davacının davalı şirkete karşı açtığı dava yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddine, davacının …’a karşı açtığı dava hakkında 7194 Sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın tümü hakkında 7194 Sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş ve bölge adliye mahkemesi kararının bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde hüküm kurularak dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Yargıtay bozma ilamından sonra dairemizce yapılan yargılamada Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/09/2022 tarih, … Esas – … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4.Madde eklenmiştir.
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi, davacının, yabancı mahkemede davalı şirket aleyhine alacak davası açtığı, bu davanın reddedildiği ve bu ret kararının kesinleştiği, Konya … Asliye Hukuk Mahkemesince yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verildiği ve tanımaya ilişkin bu kararın da kesinleştiği, kesin hüküm dava şartı olup re’sen değerlendirilmesi gerektiği,. 7194 Sayılı Yasa’nın , dava şartlarından olan kesin hükmün değerlendirilmesine engel bir düzenleme içermediği, bu itibarla tarafları, hukuki sebepleri aynı olan yabancı mahkeme kararının davacının davalı şirkete karşı açtığı dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği bu sebeple ilk derece mahkemesinin davalı … Holding A.Ş. yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının davalı … Holding A.Ş’ye yönelik istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı … yönünden istinaf sebepleri incelendiğinde ise; davacı ile davalı … arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 Sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu, 7194 ayılı Yasa’nın 41. Maddesiyle 3332 Sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi gereğince davalı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının davalı … yönünden kaldırılarak HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince davacının davalı …’a yönelik açtığı dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine karar vermek gerekmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.03.2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında da belirtildiği Yargıtay bozmasından sonra duruşma açılarak karar verilmesi durumunda istinaf vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacının … A.Ş’ye yönelik istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı tarafından temyiz aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2-Davalı şirket tarafından temyiz aşamasında yapılan 267,80 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 47,25 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 315,05 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
B)Davacının davalı …’a yönelik talebinin kabulü ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/11/2018 tarih … esas … karar sayılı kararının bu davalı yönünden KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı … A.Ş’ye yönelik yapılan yargılama gideri düşüldükten sonra; istinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 14,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 135,30 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
C)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacının davalı …’a yönelik talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davacının …’a yönelik açtığı dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.503,05 TL peşin harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.422,35‬ TL harcın karar kesinleşintiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı … A.Ş’ye yönelik yapılan yargılama gideri düşüldükten sonra; davacı tarafından yapılan; 25,20 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 177,50 TL keşif harcı, 1.850,00 TL bilirkişi ücreti, 50,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.183,40 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
D)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
E)Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … A.Ş vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 29/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç