Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1465 E. 2022/1955 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1-… – (T.C Kimlik No:… )
2-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – Adnan

DAVALI : …
İSTİNAF EDEN
TASFİYE MEMURU : … – (T.C No: …) –
DAVA : Tasfiye Memuru Tayini
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
YAZIM TARİHİ : 29/11/2022
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan tasfiye memuru tayini davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı tasfiye memurunun istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan … E. sayılı, …’ın davacısı olduğu davanın … tarihli duruşmasında davalı şirkete tasfiye memuru atanması amacıyla dava açmak için 1 aylık kesin süre verildiğini, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan … E. sayılı, …’ın davacısı olduğu davanın … tarihli duruşmasında davalı şirkete tasfiye memuru atanması amacıyla dava açmak için … tarihine kadar kesin süre verildiğini, davalı şirketin, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2012 tarihli ve E. … K … sayılı kararıyla unvanına tasfiye halinde ibaresi eklenerek ihya edilmiş olup, bu kararın Yargıtay denetimden geçerek … tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen mahkeme kararında tasfiye memuru atandığına ilişkin bir hüküm yer almadığını, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı dosyasında, tasfiye memuru atanması için dava açılması gerekirken kayyım atanması için açılan davada hukuki yarar yokluğu nedeniyle Ankara BAM … Hukuk Dairesi tarafından E. … K. … sayılı kararıyla yerel mahkeme kararı kaldırıldığını ve somut olayda tasfiye memuru atanması için dava açılması gerekliliği BAM tarafından da tespit edildiğini, TTK’nın 547. maddesi uyarınca ihya edilmiş bulunan şirkete tasfiye memuru atanması için bu dava açıldığını, 6100 sayılı HMK m57/c uyarınca “Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması” şartı sağlandığından davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı mevcut olduğunu, dava, davalının muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olan Konya Mahkemelerinde açılmış olup davada Konya Mahkemeleri yetkili olduğunu, davada TTK uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, davalı şirkete tasfiye memuru atanması talebinin kabulünü, yargılama masraflarının davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacılar vekilince davalı şirket aleyhine açılan bu davada; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile ihyasına karar verilen … AŞ’nin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarında temsilinin sağlanması için tasfiye memuru atanması talep edilmiş olup; mahkememizce toplanan deliller ve dosyadaki tüm bilgi ve belgelere göre davacıların davalı şirkete tasfiye memuru tayininide hukuki yararların bulunduğu, davalı şirketin hali hazırda bir temsilcisinin bulunmadığı ve bu şirketin temsil edilmesinde yeniden tasfiye mumuru tayininin yasal bir zorunluluk olduğu kanaatine varıldığından, davacıların davasının kabulü ile TTK 547/2. maddesi gereğince şirketin son tasfiye memuru olan …’in yeniden tasfiye memuru olarak tayinine ve her ne kadar tasfiye memuru tayin edilen şirketin önceki tasfiye memuru … tarafından tasfiye işlemlerine ilişkin masraf ve ücret talebinde bulunulmuş ise de; davalı şirketin mal varlığının bulunmadığı Mahkememizce yapılan araştırma ve SGK kayıtları, tapu kayıtları, emniyet müdürlüğü kayıtları, vergi kayıtlarından anlaşılmış olup; davanın nitelik olarak şirketin TTK’da düzenlenen feshi ve tasfiyesi davası olmaması, bu davadaki amacın davalı şirketin Konya … ve … Asliye Ticaret Mahkemesinde derdest olan davalarda temsilcisi bulunmayan şirketin temsiline yönelik olması sebebiyle tasfiye memurun ücret ve masraf taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir. Aksi düşüncenin kabulü ise tasfiyede hiç bir kusuru bulunmayan Konya … ve … Asliye Ticaret Mahkemesinde davalı şirket aleyhine dava açan davacıların hukuki haklarına halel getireceği ve hak arama özgürlüklerine aykırılık teşkil edecektir. Mahkememizde görülen bu dava hali hazırda TTK’nun 547. maddesinde düzenlenen ihya davasının tamamlanmasına yöneliktir. Normal bir ihya davasında nasıl ki ihya kararı ile birlikte, TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca eski tasfiye memurlarından bir veya birkaçı yeniden ek tasfiye için görevlendiriliyor ve Bölge Adliye Mahkemelerinin ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin güncel içtihatları doğrultusunda yeniden atanan eski tasfiye memurlarına ücret takdir edilmiyor ve davacı aleyhine ücret ve masrafa hükmedilmiyorsa bu davada aynı usullere tabidir. Açıklanan nedenlerle tasfiye memurunun bu yöndeki talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.”gerekçesiyle davacıların davasının kabulü ile; kapatılan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile ihyasına karar verilen … A.Ş.’ye TTK’nın 547/2 maddesi gereğince eski tasfiye memuru TCKNO: …’in yeniden tasfiye memuru olarak tayin, tescil ve ilamına, davanın niteliği nazara alınarak tasfiye memurunun ücret takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Tasfiye memuru istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar ilgili mahkeme tarafından tasfiyesi istenen şirkete tasfiye memuru olarak atanmış ise de önceki istinaf dilekçesinde de de belirttiği üzere tasfiye için gereken masraf ve giderler ve ilgili maaşı ödenmeden böyle bir görevi yürütmenin hukuken fiilen ve ekonomik olarak mümkün olmadığını, çünkü kendisinin emekli maaşı ile geçinen kirada oturan bir insan olduğunu, bu masrafları karşılamaya gücünün olmadığını, genel uygulamada; davacı giderleri yapar davasını ispat eder kazanırsa müddeabihle beraber yaptığı giderleri de alacağını, kaybederse cebinden masraf yapacağını, bu uygulama yıllardır böyle olduğunu, bunun davacının iyiniyetli olup olmamasıyla hiçbir ilgisi bulunmadığını, Asliye Ticaret Mahkemesi araştırma yaptığını, şirketin hiçbir malvarlığı olmadığını, bu durumda tasfiye ücret ve masraflarının davacı tarafından karşılanması önceki istinaf mahkemesi kararının, hukukun, adaletin bir gereği olduğunu, ancak bunun tam tersi hüküm verilerek ilk derece mahkemesinin kendini istinafın yerine koyduğunu, ayrıca duruşma saati beklenmeden dosya alındığını, mahkemenin savunma yapmasına meydan vermediğini beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ihyasına karar verilen anonim şirkete tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince verilen 03/07/2019 tarih, … Esas- … Karar sayılı karar ile tasfiye memuruna şirketi temsil edeceği süre boyunca aylık 1.000,00 TL ücret takdirine ve ücretin … Anonim Şirketi’nin mal varlığından karşılanmasına, tasfiye memurunun tasfiyeye ilişkin masraf taleplerinin de yine ilgili şirket mal varlığından karşılanmasına karar verildiği, kararın tasfiye memuru tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin 27/01/2022 tarih, … Esas- … Karar sayılı kararı ile : ”….Fesih ve tasfiyesine karar verilen şirketler bakımından, tasfiye iş ve işlemleri için gerekli masraflar ile tasfiye memuru ücreti, ilgili şirketin malvarlığından karşılanması gerekli bedeller olup, ancak şirketin malvarlığının bulunmaması halinde söz konusu ücret ve masrafların davacı tarafça karşılanması gerekecektir. Bu sebeple davalı şirketin malvarlığı bulunup bulunmadığı yönünde gerekli araştırma yapıldıktan sonra tasfiye memuru ücreti ve tasfiyeye ilişkin masrafların kim tarafından karşılanacağına karar verilmesi gerekirken bu araştırma yapılmadan davalı şirket malvarlığından karşılanmasına şeklinde karar verilmesinde isabet bulunmadığından tasfiye memurunun istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği, dairemizin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda bu kez tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
İstinaf eden tasfiye memuru, duruşma saati beklenmeden dosyanın alındığını, savunma hakkının kısıtlandığını beyan ederek bu durumu istinaf sebebi yapmıştır.
Dosya incelendiğinde; … tarihli duruşmada bir sonraki duruşma gün ve saatinin … saat 14:10 olarak belirlendiği, … tarihli duruşma tutanağı incelendiğinde duruşmaya katılan olmadığı, davacı vekilinin mazeret dilekçesi verdiği, duruşmanın 13:41’de açıldığı, bu duruşmada esastan karar verildiği görülmüştür:
Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkı”nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu açıklamalardan sonra tekrar somut olaya dönüldüğünde; esas hakkında kararın verildiği … tarihli duruşmanın saat 14:10′ da başlaması gerekirken saatinden önce 13:41’de başlaması, tasfiye memurunun da karar verilen duruşmaya katılmadığı dikkate alındığında duruşmanın saatinden önce başlaması tasfiye memurunun hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, tasfiye memurunun hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanarak hüküm kurulması yerinde değildir.
Tasfiye memurunun ücreti ve ek tasfiye masrafları ile ilgili istinaf sebebi incelendiğinde ise; ilk derece mahkemesince dairemizin kaldırma kararından önce tasfiye memuruna şirketi temsil edeceği süre boyunca aylık 1.000,00 TL ücret takdirine ve ücretin … Anonim Şirketi’nin mal varlığından karşılanmasına, tasfiye memurunun tasfiyeye ilişkin masraf taleplerinin de yine ilgili şirket mal varlığından karşılanmasına karar verildiği, bu kararı sadece tasfiye memurunun istinaf ettiği, dairemizce kararın tasfiye memurunun istinafı üzerine kaldırıldığı, bu sebeple usuli kazanılmış hakkı berteraf edecek şekilde tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Şirketin mal varlığının bulunmadığı tespit edildiğine göre tasfiye memuru ücreti ve ek tasfiye masraflarının davacı tarafça karşılanması gerekir.
Bu sebeplerle tasfiye memurunun istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tasfiye memurunun istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan tasfiye memuru tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde tasfiye memuruna iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan tasfiye memuru tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç