Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1442 E. 2023/1999 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2022
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/10/2023
YAZIM TARİHİ : 18/10/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, davacının tabela sektöründe faaliyet gösterdiğini, tarafların sanayi tipi malzemelerin davalıya satımı konusunda anlaştıklarını, davalı borçluya toplamda 4.122.602,59 TL bedelinde çok sayıda sanayi malzemesi sattığını, belli bir kısmının ödendiğini fakat takip konusu 500.000,00 TL’nin ödenmediğini, davalının aldığı malların faturalarının mevcut olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığı gibi, davacıdan alacaklı olduğunu, müvekkilinin ticari ve muhasebe işlerinde davacı tarafından yönlendirildiğini, müvekkilinin 3. firmalardan almış olduğu ve bedellerini ödediği ürünlerin girişini davacının kendi firmasına yaptığını, kârını da yansıttığını, bu alışverişi tekrar faturalandırdığını, kayıtlara çokça bu şekilde usulsüz veri girişi yapılarak işlendiğini, davacının müvekkilinin ticaret ilkelerine ve kanunlara hakim olmayışından faydalandığını, davacının birçok kez usulsüz işlemler yaptığını, haksız yere fazladan tahsilatlar yaptığını, bunun üzerine davacı ile ilişkinin sonlandırıldığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının iddialarını ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Somut olayda; tarafların sanayi tipi malzemelerin davalıya satımı konusunda anlaştıkları, davalı borçluya toplamda 4.122.602,59 TL bedelinde çok sayıda sanayi malzemesi satıldığı, 500.000 TL’nin ödenmemesi nedeniyle Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı takip dosyasında takip yapıldığı, davalı tarafından yapılan takibe itiraz üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, mali müşavir tarafından sunulan rapora göre; davacının ticari defterlerinde 15/11/2018 tarihindeki senedin kayıtlı olduğu, protokolde yer alan diğer senetlerin ve elden yapılan ödemelerin davalı tarafından sunulan belgeler dikkate alındığında yapıldığının anlaşıldığı, taraflar arasında düzenlenen protokole göre davacının davalıdan alacağının kalmadığı, ….’nın davalının çalışanı olduğu, protokol kapsamında verdiği senetlerin davacının ticari defterlerine işlenmiş olan senedin devamı niteliğinde olduğu, senetlerin 1,2,3 ve 4 rakamları ile numaralandırıldığı, bunun da senetlerin aynı amaç ile verildiğine ilişkin mahkememizde kanaat oluşturduğu, davalı tarafından sunulan ödeme dekontları incelendiğinde protokolde ismi bulunan şahitler …. ve … ’ya atıfta bulunulduğu dikkate alındığında yapılan ödemelerin davalının borcuna mahsuben yapıldığına ilişkin mahkememizde kanaat oluştuğu, davalının yanında işçi olarak çalışan…’nın davacı ile ticari ilişkisinin olduğuna yönelik iddianın dosyaya sunulan delliler kapsamında dikkate alınmadığı, toplanan deliller incelendiğinde davaya konu protokolün davacı ile davalı arasında düzenlendiği hususunda mahkememizde kanaat oluştuğu, protokol kapsamındaki borç ödemesinin yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında davalı tarafından yerine getirildiği, davacının protokol kapsamında davalıdan alacağının kalmadığı kanaatine varılmış, dava tarihi itibariyle davanın zaman aşımına uğramadığı anlaşılmakla davanın reddine…” dair davanın reddine ve şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, davalının defterlerinin gerçeğe uygun olmadığını, yapılan ödemelerin …. ‘nın şahsına ait olduğunu, müvekkilinin davalı ile gayri resmideki ortaklığını devrettiğini, bu ortaklık payının da, devralan kişi tarafından ödenmesi gerektiğini, bu ortaklık payı ve payın devrine tekabül eden … tarafından müvekkiline ödenmesi gereken ve nihayetinde ödenen bu paranın, sanki, davalı … ile müvekkili davacı arasında, davaya konu teşkil eden borcun bir bölümünün ödenmesi olarak görülemeyeceğini, müvekkili ile davalı arasında yapılan ödemelerin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı her ne kadar, dava dışı üçüncü kişi ….ile ortak olduğu iddiasında bulunmuş ise de herhangi bir ortaklık durumunun bulunmadığını, müvekkilinin defterinde kayıtlı olmayan ödemelerin, davalı tarafından somut belgelerle ispat edilmesi gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işbu davayı açmakta ve icra takibi başlatmakta haksız ve kötüniyetli olduğunu, bu nedenle mahkemece davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kötüniyet tazminatının reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda, davacı tarafça davalıya satılan ürünler karşılığında düzenlenen fatura bedellerinden ödenmeyen kısmının tahsili için takip başlatıldığı ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğu iddia edilmiş, davalı tarafça ise, davacıya herhangi bir borcun bulunmadığı ileri sürülerek ödeme savunmasında bulunulmuştur.
Mahkemece, taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, taraf defterlerinde fatura bedelleri yönünden aynılık olup, faturaların taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ancak, ödeme kayıtları yönünden farklılık bulunduğu, raporda belirtilen ödeme kayıtlarının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı tarafından defterler arasında mutabakat olmayan ödeme kayıtları yönünden, dava dışı … ile davacı arasında akdedilen protokol metni sunulmuş, anılan metnin dava konusu borcun ödenmesine ilişkin olduğu ve işbu protokol kapsamında gerek nakit gerekse de senetlerle borcun ödendiği ve …’nın davalının yanında çalışan işletme müdürü olduğu savunulmuştur.
Mahkemece de, dava dışı … ile davacı arasında yapılan protokolün dava konusu olan davalının borcuna ilişkin olduğu, …’nın davalının çalışanı olduğundan yapılan ödemelerin davalı adına yapıldığı kabul edilerek hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, protokulün ve işbu protokol kapsamında yapılan ödemelerin davalının borcuna istinaden yapılıp yapılmadığı hususunun tespiti açısından yapılan incelemenin yeterli olmadığı, öncelikle dava dışı …’nın işletme müdürü olduğu iddia edilmiş ise de, dosya içerisinde anılan şahsın davalının çalışanı olduğuna dair SGK hizmet cetveli dışında bir belge bulunmadığı gibi, işletme müdürü ile kastedilenin ne olduğu, ticari vekil ya da mümessil olup olmadığı hususunda herhangi bir incelemeye gidilmediği, bu hususa ilişkin davalının delillerinin toplanmadığı ayrıca, senetlerle ya da çekle dava dışı 3. kişiye yapılan ödemelere ilişkin yeterli incelemenin de yapılmadığı, senet bedelli ödenmiş ise senetlerin ibrazının istenilmediği, çekle dava dışı 3. kişiye yapıldığı iddia edilen ödemeye ilişkin de inceleme yapılmadığı ayrıca, bir ceza soruşturma dosyasının bulunduğu da anlaşılmakla, işbu dosyanın getirtilerek incelenmediği anılan dosyadaki beyanların değerlendirilmediği, taraflar arasında bir ortaklık olduğu da ileri sürülmekle, ortaklığın adi ortaklık niteliğinde olup olmadığı, tasfiyesinin de adi ortaklığın tasfiyesi şeklinde yapılması gerekip gerekmediğinin de değerlendirilmediği, protokolde isimleri belirtilen şahısların özellikle de …’nın, tutanak tanığı olarak beyanının alınmamasının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, yukarıda belirtilen hususlara ilişkin tüm deliller toplandıktan, belgeler getirtildikten sonra, davacının bilirkişi raporuna itirazlarını ve taraflar arasındaki ilişkiyi ve bu ilişki kapsamındaki alacak borç durumunu değerlendiren yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak, protokolün taraflar arasında yapıldığı kanaatine varılması halinde de, adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin kötüniyet tazminatına yönelik istinaf isteminin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2022 tarih, .. Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır