Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2022
NUMARASI : Esas Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. …
İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – [
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/12/2023
YAZIM TARİHİ : 04/12/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 06/07/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu şirketin, müvekkilli şirketten muhtelif zamanlarda malzeme aldığını, bu malzemelerin davalıya teslim edildiğini ve takibe konu fatura tanzim edildiğini, fatura davalı/borçluya tebliğ edildiğini, fatura müvekkilinin ticari defterlerine ve davalı şirketin ticari defterlerine kayıt edildiğini, davalı/borçlu şirket tarafından faturanın içeriğine bir itirazın olmadığını, faturanın içeriğindeki malların davalı şirkete teslim edildiğini ve her iki tarafın da tacir olmaları, kesin vadeye bağlanmış bir alacak olması nedeniyle fatura tarihinde davalının temerrüde düştüğünü, müvekkili şirket tarafından düzenlenerek davalı/borçlu şirkete gönderilen 31/07/2018 tarih, .. seri nolu faturadan doğmuş toplam 451.385,99 TL bedelli alacağın tahsili için Konya .. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu şirket vekilince ödeme emrine 03/09/2019 tarihli itiraz dilekçesiyle alacaklı müvekkili şirkete böyle bir borcun olmadığından bahisle icra takibinin durdurulmasını talep ettiğini, dava konusu malların davalıya teslim edildiğini, davalı/borçlunun kötüniyetli olduğunu, icra takibini sürüncemede bırakmak amacıyla haksız itirazda bulunduğunu, takibe konu faturanın davalı şirketin aldığı malların bedeli olarak düzenlendiğini, bedel tahsil edilemediğinden faturanın açık fatura olarak düzenlendiğini, yapılan itirazın haklı bir sebebe dayanmadığını, ortada bir alım-satım ilişkisi mevcut olduğunu, bu nedenlerle davalı/borçlu taraf üzerine düşen ücreti ödeme edimini yerine getirmediğini beyanla davalının itirazının iptaline, takibin takip tarihinden itibaren işleyecek faiz miktarıyla devamına, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin aldığı Meteoroloji 5. (Afyonkarahisar) Bölge Müdürlüğü ve Bakanlık 5. Bölge Müdürlüğü Hizmet Binası Yapımı işinin alt yüklenicisi olduğunu, müvekkili şirkete Konya .. Noterliğinin 08.05.2017 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesi ile … ve ….’in vekil tayin edildiğini, ….’in aynı zamanda davacı şirketin sahibi ve yetkili temsilcisi olduğunu, bu kişilerin verilen vekaletname gereğince müvekkili şirketi adına araç satın alma, tüm vergi ve muhasebe işlemlerini yapabilme, fiş, fatura, tanzim ve imzalama dahil bir çok işlemlerde kendilerine yetkili olduğunu, müvekkili şirket vekilleri … ve ….’in görevlerini yaparken bir takım usulsüzlüklerinin ve yolsuzluklarının olduğu şüphesiyle 17.10.2018 tarihli Konya. Noterliğinin …yevmiye nolu azilname gönderilerek tüm yetki ve görevlerinin sona erdirildiğini, dava konusu icra dosyası ile müvekkilini borçlandırılmak suretiyle haksız menfaat elde edilmeye çalışıldığını, müvekkili şirketin eski iki vekilinin olmayan bir alışverişi yapıldı gösterdiklerini, bu konuda belgeleri bizzat düzenlediklerini ve muhasebe kayıtlarına işleterek dolandırıcılık yaptıklarını, faturaya konu herhangi bir mal teslimi olmadığını, bir alım satım ilişkisi olmadığını, söz konusu sahte faturanın aslını davacı taraf kendilerine teslim etmediğini, dava konusu faturadan müvekkilinin icra takibinden sonra haberdar olduğunu, icra takibine konulan faturada irsaliye tarihi irsaliye numarası olmadığını, müvekkili şirketinin 2017 yılından beri sadece Meteoroloji 5. (Afyonkarahisar) Bölge Müdürlüğü ve Bakanlık 5. Bölge Müdürlüğü Hizmet Binası Yapımı inşaat işi ile iştigal etmekte olduğunu, yapılan tüm işlemlerin tek tek kaydının olduğunu, dava konusu faturada belirtilen 612 metreküp hazır betonun müvekkili şirketin inşaat sahasında Temmuz 2018 yılında kullanılmadığını, faturada satıcı olarak gösterilen davacının hazır beton işi ile herhangi bir iştigaliyeti olmadığını, faturada yazılı kiremit, platinyum alteks mebran, dış cephe boyası, saç pano ve plywood malzemesi müvekkili şirketin yapmış olduğu resmi kurum inşaatında hiç kullanılmadığını, faturadaki diğer kalem malzemelerin de müvekkili şirkete gönderilmediğini, dava konusu faturanın sahte/naylon fatura olmasından bahisle eski şirket vekilleri ….l ve …. hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyasıyla suç duyurusunda bulunduklarını, aynı zamanda … hakkında zimmetine para geçirdiği gerekçesiyle … soruşturma numarası ile ayrıca suç duyurusunda bulunduklarını beyanla iş bu itirazın iptali davasının reddine, yapılan icra takibinin ve iş bu davanın kötü niyetli olarak açılması sebebiyle nedeniyle %20 oranında kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan bu davada davalının Konya .. İcra Müdürlüğünün .. (Eski esası ..) Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali, takibin devamı ve %20 tazminat talep edilmiş olup; davalı vekilince takibe ve davaya konu faturanın davalı şirketin eski temsilcileri …ve … tarafından sahte olarak düzenlendiği, taraflar arasında faturaya konu mal satışı olmadığı, faturaya konu malların müvekkiline teslim edilmediği ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı tarafın savunmaları doğrultusunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyasının neticesi beklenilmiş ilgili dosyada alınan rapor sonrasında Cumhuriyet Başsavcılığının 27.04.2021 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinde davalı tarafın sahtecilik iddialarının ispatlanamadığı sonucuna varılmıştır.
TMK 6. ve HMK 190. Maddeleri gereğince ispat yükü taraflar arasındaki ilişki sebebiyle alacaklı olduğu iddia eden davacıya aittir. Bu kapsamda taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyetince düzenlenen 15.02.2022 tarihli rapora göre davaya konu faturanın davacı ve davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın bu faturaya ilişkin herhangi bir ödemesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK 222/4. maddesi gereğince ticari defterlerdeki kayıtlar sahibi aleyhine delil teşkil etmektedir. Davalı tarafça bu faturanın defterlerine kayıt yapılması davacı açısından tesliminin karinesi olup; davalı bu karinenin aksini ancak davacı olan sadır olan bir belge veya aynı denklikte bir delille ispatlayabilir. Dosya kapsamına göre davalı tarafça böyle bir belge sunulmadığı gibi davalı tarafça yemin deliline de açıkça dayanılmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle toplanan delillerle davalının takibe konu faturadan dolayı takip tarihi itibariyle asıl alacak miktarınca alacaklı olduğu, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge sunulmadığı anlaşıldığından davacının davasının asıl alacak üzerinden kabulüne ve kabul edilen asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının da davalıdan tahsiline, davalı tarafın şartları bulunmayan tazminat talebinin ise reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile; davalı borçlunun Konya. İcra Müdürlüğünün … Esas (Eski Esas:…) takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 451.385,99 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, kabul edilen 451.385,99 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 90.377,19 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafın şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibi ile faturanın düzenlendiği tarih arasında işletilecek faizin reddinin hukuka aykırı olduğunu, işbu fatura konusu malların teslim edildiğini, her iki taraf da faturalandığını, bu faturalar tarafların ticari defterlerine işlendiğini, mahkeme reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmettiğini ancak reddedilen miktar sehven yazıldığını, itirazın iptali davalarında harç hesaplanırken “takip çıkışı” miktar üzerinden hesaplanması gerektiğini dolayısıyla açılacak davanın da bu miktar üzerinden açılmış olacağı da re’sen gözetilmesi gerektiğini, çünkü işbu dava alacak davası değil itirazın iptali davası olduğunu, dava değeri takip çıkışı 494.570,64 TL üzerinden alınması gerektiğini, böylece reddedilen miktar 52.528,10 TL olduğunu, karşı vekalet ücreti ve yargılama giderleri bu miktar üzerinden hesaplanması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın talep edilen yönler üzerinden düzeltilerek karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ortaklık olmadığını, davacı şirketin sahibi …. ile davalı şirketlerinin arasında da herhangi bir ticari ortaklık da asla olmadığını, var olan tek hukuki ilişki davacı şirketin sahibi olduğu ….’in sadece şirketlerinin davaya konu sahte fatura kesildiği zaman ticari vekilinin olmuş olduğunu, bu şahıs da bu yetkisini şeriki … ile beraber kendine haksız menfaat sağlamak için kullanmış olduğunu, mahkeme davacı şirkete 30.06.2021 tarihindeki celsedeki ara kararında dava konusu faturadaki malların kendileri tarafından davalı şirkete teslim edildiğine dair yazılı belgeyi dosyaya ibraz etmeleri için 14 günlük kesin süre verildiğini, davacı taraf taraflarına teslim edildiği iddia edilen mallardan bir tanesinin dahi şirketlerine teslim edildiğine dair hiçbir belge dosyaya ibraz etmediğini, dosyaya sundukları belgelerin hepsi, dava konusu sahte faturadaki yazılı kalemler adı geçen inşaat malzemelerinin davacı şirket tarafından nereden aldıklarının açıkladığı belge olduğunu, faturadaki en önemli kalem olan 612 metreküp hazır beton ticari malzemesinin niteliğini özelliklerini bu malın nasıl satılacağını mahkeme yeterince vakıf olamadığını, hazır beton yapısı gereği en fazla 45 dakikada donan donduktan sonra tüm ticari kıymetini bitiren malzeme olduğunu, tüm dünyada ve Türkiye’de sadece bir defa satılabilen bir malzeme olduğunu, kendilerinin tek inşaatının 2017 sonu 2018 başı arası dökülen ve parası da ödenmiş hazır betonun 7 – 9 ay sonra tekrar dökülmüş gibi önce dava dışı …. A.Ş satılmış gibi fatura kesildiğini, akabinde davacı şirkete fatura edildiği sonra da dava konusu 31.07.2018 tarihinde de sahte fatura ile kendilerinden haksız menfaat elde edilmek istendiğinin görüleceğini, böylece aynı hazır dökme beton 3 defa satılmış gibi ticari evraklar düzenlendiğini bu evraklar da defter kayıtlarına da yine bu ikili tarafından işletildiğini, şirketlerinin ticari hayatında sadece bir inşaat yaptığını, o da Meteoroloji 5. (Afyonkarahisar) Bölge Müdürlüğü ve Bakanlık 5. Bölge Müdürlüğü Hizmet Binası yapımı olduğunu ve resmi bir inşaat olduğunu, inşaattaki malzemeler miktarları hangi malzemenin nerede kullanıldığının tek tek tescil edilmiş vaziyette olduğunu, bu tespitlerin hepsi resmi hak ediş raporlarında mevcut olduğunu, şayet bu hak ediş raporları ehil bir bilirkişi tarafından incelenmiş olsaydı dava konusu faturadaki malların hiçbirinin şirketlerinde kullanılmamış olduğunu bizzat devlet tarafından düzenlenen resmi tescil belgelerini yargılama bir daha görecek olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; faturaya dayalı başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından davalı aleyhine Konya ..İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile 31/07/2018 tarihli 451.385,99 TL bedelli faturaya dayalı olarak 451.385,99 TL asıl alacak, 43.184,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 494.570,64 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket tarafından borca itiraz edildiği, faturadaki malların davalı şirket tarafından alınmadığının, bu malların davalı şirkete teslim edilmediğinin iddia edildiği ve davacı şirket yetkilisinin ve dava dışı …’ın davalı şirketin ticari faaliyetlerinde vekil tayin edildiklerinin bu kişilerin davalı şirket adına usulsüz işlem yaparak faturadaki malların davalı şirket tarafından alınmış gibi gösterildiğinin savunulduğu, davalının davacı şirket yetkilisi …. ve dava dışı … hakkındaki dava konusu faturayla ilgili şikayeti üzerine açılan soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara yapılan itirazın da sulh ceza hakimliğince reddedildiği bu şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiği, takip konusu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Davacının istinaf talebi incelendiğinde; İcra takibinden önce davalının temerrüde düşürülmediği bu sebeple davalının icra takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşıldığından davacının takipte işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, davacının işlemiş faize yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, ayrıca vekalet ücreti yönünden de davacının dava açarken dava tarihi itibariyle icra kapak hesabı yaparak dava değerini 547.098,65 TL olarak gösterek bu miktar üzerinden dava açtığı, tercihini bu yönde kullandığı bu sebeple dava değerine göre reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının istinaf talebi incelendiğinde ise ;Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli değildir. Faturanın tebliğ edilmiş olması da faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin ifa edildiğini göstermez. Faturaya dayalı olarak alacak talebinde bulunan kişi, faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin (mal teslimi, hizmet ifası vs.) ifa edildiğini ispatla mükelleftir. Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmamakla birlikte faturanın kabul edilerek ticari deftere kaydedilmiş olması veya faturayla ilgili olarak Vergi Dairesi’ne BA-BS bildirimi verilmesi faturaya konu malın teslim edildiğine veya hizmetin gerçekleştirildiğine karine teşkil etmektedir.
Somut olayda takibe konu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmasının mal teslimine karine teşkil ettiği, davalının şikayeti üzerine açılan savcılık soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara yapılan itirazın da sulh ceza hakimliğince reddedildiği, bu şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiği, davalının mal teslimine ilişkin karinenin aksini ispatlayamadığı, dosya dairemizde iken davalı vekili tarafından verilen beyan dilekçesi ile takip konusu faturayla ilgili vergi dairesince inceleme başlatıldığı bildirilerek ekinde vergi müfettişi tarafından düzenlenen karşıt tespit tutanağı sunulmuş ise de HMK’nın 357/1.maddesi gereğince istinaf aşamasında yeni delillere dayanılamayacağı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin de HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Alınması gereken 30.834,18 TL harçtan peşin alınan 7.621,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 23.213,13 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
7-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 01/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır