Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2022
NUMARASI : Esas Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ : Av.
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/12/2023
YAZIM TARİHİ : 04/12/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 21/06/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Kartal.. Noterliği’nin 20.04.2018 tarih ve.. yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davalı şirketten … plaka sayılı aracı 70.550 TL bedelle satın aldığını, satış sözleşmesine konu aracın ayıplı çıktığını ve kusurların alıcı davacıya bildirilmediğini, müvekkilinin aracı Konya’ya getirirken 150 km yol kat ettikten sonra ayıplı olduğunu fark ettiğini, aracın hararet yapmaya başladığını, bir süre sonra hareket etmez hale geldiğini, uzun bir yolculuk sonrası Konya’ya ulaşılmış olduğunu, müvekkilinin durumu telefon ve mail ile davalıya bildirmesine rağmen ilgilenmediğini, araç satın almadan evvel müvekkilinin ekspertiz yaptırmak istemesi üzerine satıcı davalının aracın tüm bakımlarının kendi servislerinde yapıldığını, “motor ve mekanikte değişen yok o yüzden ekspertize gerek yok” demek suretiyle ekspertiz yaptırmadığını, araca masrafsız binileceğini iddia ederek davacıyı kandırdığını, davacıdadan motor ve şanzıman için özel sigorta yapılmasını istediğini, davacının da sağlam olduğunu iddia edilen araca sigorta yaptırmak istemediğini, Konya’ya geldikten sorra müvekkilinin aracı … A.Ş. servisine götürerek yağ, hava filtresini vs. değiştirerek 630 TL masraf yapıldığını, yine …. servisine götürerek yağ soğutucu ve turbo valfını değiştirerek 1.120 TL masraf yapıldığını, bu serviste davacıya aracın motorunun işlem görmüş olduğu, motorda büyük bir arıza olduğu, arızanın tamamen anlaşılması için motorun açılması gerektiğinin ifade edildiğini, arızanın ekte sunulan Whatsap görüntülerinde görüldüğü üzere davalıya bildirildiğini, en büyük gizli ayıbın motorda olduğunu beyan ederek zararın meydana geldiği 20/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte şimdilik 1.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş 27/06/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 24.512,14 TL’ye artırmıştır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dilekçede öne sürülen iddiaların karşılığı ve arka planının söz konusu olamayacağını, 700 km’den fazla olan İstanbul — Konya arasının aracın sürülerek gelindiğini, bir sıkıntı var ise davacının kusur ve eylemleriyle meydana geldiğini, Konya’daki … Yetkili Servisine davacı tarafın başvurmuş olduğunu, araçta bir problem olsa iş emri formunda durumun belirtileceğini, davacının periyodik bakım yaptırdığını, sonuç olarak yetkili servis tarafından bildirilen bilgilerin satıcıya iletileceğini, olayda ciddi bir durumun söz konusu olması halinde yetkili servisin zan altında kalmayıp durumu müşteriye ileteceğini, davacı tarafın yetkili servisten sonra Destek Auto servisi kimliğindeki özel yere götürüp görünüşe göre 1.120 TL parça bedeli ödediğini iddia ettiğini, davacı tarafın yetkili servisin tespit edemediği sözde ayıbı özel serviste tespit ettirebildiğini, lastiklerin çıplak gözle görülebilecek ve her yerde temin edilebilecek olduğunu, davacının tamamen kötü niyetli olduğunu, davaya konu araçtaki ilk normal olmayan belirti ortaya çıktığında aracı bloke ederek satıcıyla temas kurması gerektiğini, yine düşük hızla 700 km yolun neden yapılmış olduğunu beyan ederek davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile … plakalı aracın davacıya satıldığı, satın alınan aracın ayıplı çıktığından bahisle mahkememizde alacak davacı açıldığı, mahkememizce uzman bilirkişiden rapor alındığı, alınan raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporları doğrultusunda davacıya satılan aracın gizli ayıplı olarak satıldığının tespit edildiği, ayıp nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunduğu, her ne kadar davalı vekilince 30.07.2018 tarihli rapor ile 21.06.2019 tarihli rapor arasında çelişki bulunduğu itirazında bulunulmuş ise de, ikinci rapor düzenlendiği esnada davaya konu aracın motorunun sökülüp motor açıldığı ve bu husus gözetilerek raporun düzenlendiği anlaşılmakla raporlar arasında çelişki bulunmadığı kanaatine varılmakla bilirkişi raporları ile davalıya yapılan ihtar da dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulü ile 24.512,14 TL’nin 02/05/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olay teknik bir konu olup aynı konu hakkında aynı bilirkişi tarafından dört kez ek bilirkişi raporunun verilmesi bilimsel bir konudaki tereddütlerini ortaya koyduğunu, dosyaya sunulan 26.05.2022 tarihli bilirkişi ek raporuda kesin şekilde çelişkili olup olayı çözücü olmaktan uzak olduğunu, davanın başından beri İstanbul-Konya arasındaki 700 Km’lik mesafede davacının aracı sürmesi ve bunun davacıya yüklenebilecek kusurun hiç tartışılmadan subjektif değerlendirmeler yaptığını, bilirkişi … 26.05.2022 tarihli ek raporunun ikinci sayfasının ilk paragrafında davalıdan önceki sahiplerince de araç ayıbının gizlenmiş olabileceğinin değerlendirildiğini ifade etmesine rağmen aynı raporun sonuç kısmında bu husus yer almadığını, mevcut durumda bilirkişi rapor ve beyanlarının netice ve kanaatlerinin hangilerinin doğru olabileceği kesin şekilde tartışma konusu olduğunu, …’ın dosyaya sunulan raporları ve ek raporlarının çelişkili olduğunu, İstanbul Konya arasındaki 700 Km’lik mesafede aracın kullanılmış olması konusunda 30.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda arıza derecesini artırıp artırmayacağının belirlenemeyeceği kanaati ortaya konmuş olup, aynı bilirkişinin 21.06.2019 tarihli raporunun netice ve kanaat kısmının dördüncü bendinde belirtilen 700 Km’lik İstanbul-Konya arasındaki mesafede araç kullanımının arıza derecesini artıracağı şeklinde netice ve kanaat belirtmesi kesin çelişkiyi ortaya koyduğunu, dosyaya sundukarı cevap dilekçesi ve itiraz dilekçelerini tekrar ettiklerini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ayıp nedeniyle uğranılan zarar talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Ticari satış ve mal değişimi başlıklı 6102 sayılı TTK. 23/1 maddesinde; özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde TBK. satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı buna göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleyip veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olacağı, diğer durumlarda, TBK. 223. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK. ayıba karşı tekeffülü düzenleyen 219. maddesine göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” düzenlemesi mevcuttur.
6098 sayılı TBK. 222. maddesinde ise; satıcının, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayacağı, satıcının, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK. 223/2 madde hükmünde ise alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Aynı kanunun ayıp durumunda ise alıcının seçimlik hakları 227. maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre ”Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
6098 Sayılı TBK’nun 231. maddesinde “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” hükümleri yer almaktadır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava konusu aracın davalı tarafından davacıya 20/04/2018 tarihli noter satış sözleşmesi ile 70.550,00 TL bedelle İstanbul ilinde satıldığı, davacı tarafından aracın İstanbul’dan Konya’ya getirilirken aracın aşırı ısınmadan dolayı hararet yapmış olduğu, ilk derece mahkemesince bilirkişiden rapor ve ek raporlar alındığı, araçta motor arızası olup olmadığının tespiti açısından aracın motorunun teknik elemanlara söktürülerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış olduğu, söküm sonucu verilen bilirkişi ek raporunda, araç motorunun sökülmesi sonucunda aracın motorunun daha önceden sökülerek işlem görmüş olduğu, eğik cıvatalar, yerine tam oturtulmamış parçalar bulunduğu, silindir üst kısımlarına bakıldığında aracın yüksek hararete maruz kaldığı, silindir yüzeyinde oluşan kararmalar ve çökmelerin gözle görülür şekilde olduğu, gerek silindir kısmında gerekse silindir kapağı kısmında belirlin sıvı kaçağı emareleri olduğu,aracın motor beyninde arıza tespitlerinde davacı tarafından araç satın alınmadan önce aşırı ısınma hata kodu bulunduğu, motordaki bu durumun aşırı ısınma neticesinde meydana geldiği, araç motorunun ayıplı olduğu, ayıbın giderilmesi için 24.512,14 TL gerekli olduğu yönünde rapor verildiği, daha sonra verilen ek raporların da çelişkili raporlar olmadığı, aracın davacıya satılmadan önce de aşırı ısınma neticesinde hararet yaptığının bu sebeple gizli ayıplı olduğunun sabit olduğu davalı, aracın motorundaki ayıbın varlığını bilmese bile sorumlu olduğu, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.674,42 TL harçtan peşin alınan 418,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.255,82 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır