Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1382 E. 2023/2317 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2022
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1-… –
VEKİLİ : Av. …
2-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2023
YAZIM TARİHİ : 28/11/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya.. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 08/02/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı taraflar istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. Bankası… Şubesi nezdinde banka hesabı bulunan müvekkilinin bir şekilde internet şifresi ele geçirilerek 15,01.2018 tarihinde müvekkilinin … numaralı hesabından kendisinin bilgisi, rızası ve talimatı olmaksızın 178.608,69 TL para çekildiğini ve söz konusu 178.608,69 TL lik meblağın müvekkili ile hiçbir şekilde bağlantısı, ilgisi ve ilişkisi olmayan … isimli şahsın … Bankası A.Ş.’nin …. IBAN numaralı hesabına aktarılmış bulunduğunu, yapılan sözlü başvuruda davalı bankanın şifrenin özenle saklanması yükümlülüğünün müvekkilinde olduğunu ve bankanın kendi sitesinden kaynaklanan bir zararın bulunmadığını, zararının şifrenin üçüncü kişilerce paylaşılması sonucu meydana geldiğini ileri sürdüğünü, müvekkilinin olayın gerçekleştiği tarihte ve bu tarih öncesinde hiçbir şekilde şifre ve parola gibi kişisel bilgilerini üçüncü kişi veya kişilerle paylaşmadığını, olayda hesabına para aktarılan …’ın haksız eylemi nedeniyle müvekkilinin zararlarından sorumluluğu bulunduğunu ve halen hesabındaki bloke nedeniyle müvekkilinin iade alamadığı 98.000 TL yi kullanamadığını, bu hususta zararını artırdığını, bankanın müşterilerinin haberi olmadan bilgisayar korsanlığı yoluyla başka bir hesaba para aktarılmasının önlenmesi konusunda ek güvenlik tedbirleri alma yükümlülüğü bulunduğunu, müvekkilinin davalı …’ın haksız eylemi ve Ziraat Bankası’nın kusuru nedeniyle uğradığı maddi zararın karşılanabilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu beyan ederek; şimdilik 80.000 TL maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 15.01.2018 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalı … .’ın hesabında bulunan blokeli 98.000,00 TL’nin blokenin kaldırılarak müvekkiline iadesine, bloke konulan 98.000,00 TL’nin ticari temerrüt faizi üzerinden hesaplanacak mahrum kalınan bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;Usulsüz para çekme eylemi bankaya karşı işlendiğinden ve bankaca ileride açılacak davada davalı …’ın durumu inceleneceğinden işbu davada husumetin davalı …’a yönetilmesi mümkün olmadığını, polis ve savcılıkta verilen ifadelerden anlaşılacağı üzere davalı …’ın söz konusu dolandırıcılık olayının mağduru durumunda olduğunu, zira olayların gerçekleştiği zaman aralığında davalının öğrenci olduğunu, dolandırıcılık eyleminin meydana geliş tarzı benzer birçok olayla aynı olup, ceza yargılaması sonucunda gerçek suçlarının ortaya çıkacağını, söz konusu para aktarma işlemi organize bir şebekenin işi olup internet ve bankacılık konusunda tecrübe ve deneyim isteyen eylemler sonucunda meydana geldiğini, davalının eylemleri medyana getiren kişilerle hiçbir bağlantısı olmadığını, mağduriyetinin yegâne kaynağının … isimli şahsa yardımcı olmak istemesinden kaynaklandığını beyan ederek davanın görevli Mahkeme yönünden, yetki yönünden ve husumet yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı asilin müvekkil bankanın … Şubesi ….nolu hesabının sahibi olduğunu, davaya konu EFT/havale işleminin de davacı asile ait bahse konu hesaptan 15.01.2018 tarihinde gerçekleştirildiğini, müvekkil banka tarafından gerek internet bankacılığı gerekse de teknik sistem kapsamında yapılacak tüm işlemlere dair güvenlik en üst düzeyde elektronik sistem kapsamında sağlandığını, davacı asile ait 15.01.2018 tarihli işlemin işbu teknik güvenlik sistemi kapsamında gerçekleştirildiğini, davacı asıl şirketin müvekkil bankada kayıtlı yetkilisi olarak …. yer aldığını, şirket yetkilisinin hesap işlemlerinde kullanılmak üzere kayıtlı GSM numarası ise… olduğunu, kayıt tarihinin 10.06.2011 olduğunu, bankacılık işlemlerini gerçekleştirmede iki faktörlü kimlik doğrulama mekanizmasının geçerli olduğunu, bu kimlik doğrulama sürecinde kullanılan faktörlerin sadece müşterinin bildiği parola, müşterinin sahip olduğu mobil uygulama, tek kullanımlık şifre, üretim cihazı, vb. olduğunu veya müşterinin biyometrik bir karakteristiği olan unsurlar arasından seçilen en az 2 farklı tipte olmak zorunda olduğunu, davacının internet bankacılığına gerekli güvenlik adımlarına doğru cevaplar verilerek ve son adımda müvekkil banka sisteminde kayıtlı cep telefonuna … gönderilen onay SMS leri ile doğrulanarak başarılı bir şekilde giriş yapıldığı çok açık bir şekilde görüldüğünü, müvekkil bankanın 15.01.2018 tarihli işleme ilişkin olarak yapmış bulunduğu incelemede hiçbir usulsüzlük ve güvenlik zafiyeti tespit edilmediğini, davacının somut davada aldatıldığını veya hileye uğradığını ileri sürme hakkı yasal olarak bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davacıya ait hesaptan rızası dışında para çekildiğinden bahisle davalılara karşı alacak davası açıldığı, mahkememiz tarafından alınan bilirkişi raporu kapsamında davalılardan …Bankasının davalıya ait banka hesabından para çekilmesi hususunda yeterli güvenlik önlemi almadığından bahsedilmiş ise de, kanaatimizce davacı tarafından da, tacir olması hasebiyle bilgisayar ve cep telefonunda virüs tarayıcı kullanması, İnternet bankacılığı işlemlerini yaparken üzerine düşen güvenlik tedbirlerini alma ödevinin bulunduğu birlikte değerlendirilerek davalı …. Bankasına hükmedilen tazminat miktarında %50 indirim yoluna gidilmiş, diğer davalı yönünden ise davaya konu hesaptan, davalıya ait hesaba para aktarılması hususu dikkate alınarak, yapılan işlemlerin hesap sahibi davalının bilgisi dahilinde gerçekleştirildiği kanaatine varılmakla davalı … Bankası yönünden kısmen kabul, davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle Davacının davasının …Bankası yönünden kısmen kabul kısmen reddi 40.000 TL’nin 15/01/2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalı … Bankası’ndan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının davasının … yönünden kabulü ile 80.000.00 TL’nin 15/01/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı …’ın ….bank’a ait …. nolu hesabında bulunan 98.000.00 TL’nin 15/01/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı…. Tic. San. Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillinin hesabından paranın çekilmesinde hiçbir kusur ve özensizliğinin bulunmadığını, davalı bankanın ticari hayatın devamını sağlayan şirketlerin hesaplarına ilişkin daha özenli davranması, güvenlik tedbirlerini daha artırması gerektiğini, Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hakkında Yönetmelik 29/4 maddesinde “Banka, sunmakta olduğu bankacılık hizmetlerine yönelik reklam hizmeti almak istediği arama motoru, sosyal medya platformu gibi sağlayıcıların banka adına verilen sahte reklamları engellemeye yönelik tedbirleri alıp almadığını kontrol eder ve uygun tedbirleri almayan sağlayıcılardan reklam hizmeti alamaz. Banka, reklam hizmeti aldığı arama motoru, sosyal medya platformları gibi sağlayıcılarla yapacağı sözleşmelerde, sahte reklam yayımlanması durumunda, müşteriyi korumak adına, olaya özel gerekli bilgiyi alabileceğine dair hükümler ekletmek zorundadır. Bankanın bu kapsamda reklam hizmeti almak üzere anlaştığı aracı firmalar ile yapılan sözleşmeler için de bu fıkra hükümleri geçerlidir.” denilerek bankala reklam hizmeti aldıkları platformlarla ilgili yükümlülükler getirildiğini, buna göre bankalar, reklam hizmeti almak istedikleri platformların sahte reklamları önleyici gerekli önlemleri alıp almadığını kontrol etmeli ve bu platformlarla yaptıkları sözleşmelere sahte reklamlara ilişkin olaya özel bilgi alacaklarına ilişkin hükümler eklettirilmesi gerektiğini ilişkin açıklama yaptığını, davalı bankanın BDDK’nın bu açıklama yazısına ilişkin almış olduğu önlemler dosyaya sunulmamış olmasına rağmen, müvekkilinin dikkat etmesi gerektiği yönünde kusur tespitinin doğru olmadığını beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalı banka yönünden itimat kurumu olduğu ve kusursuz sorumluluğu göz önünde bulundurularak yapılan %50 indirimin kaldırılarak tüm tazminattan bankanın da sorumlu olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı T.C. .. Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme ara karar ile dosyanın bankacı bilirkişiye tevdi edilmesine karar verdiğini, bu kapsamda dosyaya 09.12.2020 ve 01.12.2021 tarihli bilirkişi raporları sunulduğunu, mahkeme kararında iş bu raporlar baz alındığını, raporlara itiraz edildiğini, somut davada hükme esas alınabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, bilirkişinin görevi dava konusu uyuşmazlıkta müvekkili bankanın müşteri için gerekli güvenlik önlemlerini alıp almadığını teknik olarak araştırılması iken bilirkişiler raporlarında bir mahkeme ilamında yer alabilecek ifadelere yer verdiğini, müvekkili bankanın teknik donanımında kurulu bulunan güvenlik sisteminden kötüniyetli 3. Şahısların sisteme girişi yapabilmeleri fiilen imkansız olduğunu, cevap dilekçelerinde işleme ilişkin ekran görüntüleri ve müvekkili banka kayıtları, müvekkili banka sisteminin güvenliği sağladığının ispatı noktasında delillerin sunulduğunu, buna karşılık bilirkişiler gerek kök raporu ve gerekse de ek raporlarını hazırlarken hiçbir şekilde müvekkili bankanın internet bankacılığı güvenlik sistemi üzerinde bilfiil bir inceleme yapmadıklarını, müvekkili bankaya gelme zahmetine dahi katlanamadıklarını, o halde bilirkişiler müvekkili bankanın internet bankacılığı güvenlik sisteminin somut dava konusu olayda yetersiz kaldığını nasıl tespit ettiklerinin muamma olduğunu, hakkaniyete dayalı bir raporun söz konusu olmadığını, bilirkişilerin masa başında rapor hazırladıklarını, dava konusu havale/eft işleminin içerisinde davacı asılının iradesinin bulunup bulunmadığının meçhul olduğunu, davacı tarafça yapılan şikayet sonucu açılan ceza soruşturmasında fail veya failler dahi tespit edilemediğini, dosya daimi arama bürosuna tevdi edildiğini, davacı asıl tarafından bu noktada kolluk kuvvetleri ve Cumhuriyet Başsavcılığına bir fail bildirmediğini, ceza soruşturmasında bu şekilde hiçbir mesafe kat edemediğini, somut dava konusu olay hakkında davacı asıl hakkında da bir tahkikat başlatılması halen ihtimal dahilinde olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak müvekkili banka yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekeçsinde özetle; mahkemenin bilirkişi raporlarına yapılan itirazlara itibar etmediğini, işbu raporlara göre hüküm tesis edildiğini, müvekkili … hakkında ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda müvekkili hakkında taksipsizlik kararı verildiğini, ve bu takipsizlik kararı gereğince de dava konusu olayda müvekkili hakkında husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkeme gerekçesiz bir şekilde bilirkişi raporlarına göre karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın konusu davacının davalı banka nezdinde bulunan hesabından hileli şekilde para çekilmesi ve davalı …’ın hesabına havale edilmesi sebebiyle bankacılık işleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğunu, ödünç alan banka akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecbur olduğunu, usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için saklayan bu parayı kendi adına kullanabileceğini, usulsüz çekilen paralar bankanın doğrudan zararı olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın müvekkili … yönünden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, internet bankacılığı yoluyla davacının bilgi ve rızası dışında, hesabından para gönderildiği iddiasına dayalı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının dava dilekçesinde 3 ayrı talebi bulunmakta olup, bunlardan ilki 80.000,00 TL ‘nin 15/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili, ikincisi blokede duran 98.000,00 TL’nin blokenin kaldırılarak tarafına iadesi, üçüncüsü de bloke konulan 98.000,00 TL’nin ticari temerrüt faizi üzerinden hesaplanacak mahrum kalınan bedelin davalılardan tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece davacı tarafa 98.000,00 TL nedeniyle uğranılan zararın tespiti ile tahsili talebi yönünden talebini somutlaştırması ve eksik harcını tamamlaması için süre verilmesi üzerine davacının 17/02/2020 tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla taleplerini 25.000,00 TL olarak somutlaştırdıklarını beyan ederek 25.000,00 TL üzerinden eksik harcı yatırdığı, davacının blokede duran 98.000,00 TL’nin iadesi talebi ilgili herhangi bir harç yatırmadığı, mahkemece de harcın tamamlattırılmadığı görülmüştür.
İlk derece mahkemesince davacının blokede duran 98.000,00 TL’nin iadesi talebi ilgili eksik peşin harcın davacıya tamamlattırılması, davacının her bir talebiyle ilgili taleple bağlılık kuralı da gözetilerek ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken, davacının taleplerinden üçüncüsü hakkında karar verilmemesi ve taleplerinden ikincisi olan blokede duran 98.000,00 TL’nin iadesi talebinde faiz talebi olmadığı halde bu taleple ilgili talep aşılarak faiz işletilmesi, yine taleplerinden birincisi olan 80.000,00 TL ile ilgili 40.000,00 TL davalı bankadan, 80.000,00 TL de diğer davalıdan tahsili hükmü kurulması ile davacının talebi aşılarak 120.000,00 TL’ye hükmedilmesi ve kararın 3.maddesinde davacının davasının … yönünden kabulü denilmesine rağmen devamında 80.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline denilmesi ile infazda tereddüte yol açılması hatalı olmuştur.
Bu sebeple davacının taleplerinden ikincisi olan 98.000,00 TL ile ilgili eksik harcın davacıya tamamlattırılması daha sonra davacının her bir talebiyle ilgili taleple bağlı kalınarak ve infazda tereddüte yol açmayacak şekilde ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinden kamu düzenine aykırılık nedeniyle tarafların istinaf başvuru taleplerinin kabulü HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Kabule göre de; bilirkişi kurulu dava konusu EFT işleminin yapıldığı IP adresinin hangi abonelik tarafından kullanıldığına yönelik bilgi ve belge olmadığını beyan etmiş olup, mahkemece söz konusu IP adresinin hangi aboneliğe ait olduğu ilgili kurumdan sorulmamıştır. Ayrıca bilirkişi rapor ve ek raporunda davacıya bir kusur izafe edilmediği halde mahkemece bu konuda resen %50 müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmiştir. Soruşturma dosyasının akibeti de araştırılmamıştır. Bu nedenle dava konusu EFT işleminin yapıldığı IP adresinin hangi aboneliğe ait olduğunun ilgili kurumdan sorulması, davacının şikayeti üzerine açılan savcılık soruşturma dosyanın akibetinin araştırılması daha sonra rapor ve ek rapor veren bilirkişi kurulundan dava konusu EFT işleminin ne şekilde gerçekleştiğinin net bir şekilde ortaya konulduğu, tarafların kusur durumlarının açıklandığı, açıklayıcı ve denetime elverişli şekilde yeni bir ek rapor alındıktan sonra tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Bu nedenlerle tarafların istinaf başvuru taleplerinin kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2022 tarih … Esas …Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı …. Tic. San. Ltd. Şti tarafından yatırılan 683,10 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yatırılan 3.040‬,00 TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yatırılan 683,1‬0 TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstinaf başvurusunda bulunan taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

.