Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2022
NUMARASI : Esas – Karar
İSTİNA EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –
İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – [
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/12/2023
YAZIM TARİHİ : 12/12/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya ,. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ,,, esas sayılı dosyası ile açılan İtirazın İptali davasında 09/06/2022 tarihine tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tasfiye halinde olan … Kooperatifi’nin 29.07.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında her üye ortağın aidatını 180.000,00-TL’ye tamamlaması ve 30.07.2015 tarihi itibariyle 6 eşit taksitte ödenmesinin teklif edildiğini ve yapılan bu teklif oybirliği ile kabul edilmiş olduğunu, ödemelerin süresi içerisinde yapılmaması üzerine davalı borçlu aleyhine Konya ,. İcra Müdürlüğü’nün ,,, Esas sayılı dosyası İle icra takibi yapılarak borçluya ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrini tebliğ alan davalı borçlunun takibe itirazı üzerine de takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, davalının peşin bedelli üye olduğu iddiasının doğru olmadığını, kooperatife peşin bedelli üye kaydı için geçerli bir genel kurul kararı bulunmadığını, davalının boş dilekçenin sonradan doldurulduğu yönündeki iddiasının asılsız olduğunu ileri sürerek icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davanın süresi içinde açılmadığını, taraflar arasındaki arabuluculuk sürecinin 15.04.2019 tarihinde anlaşamama şeklinde sona erdiğini, ancak davanın bir yıllık süre geçtikten sonra 08/07/2021 tarihinde açıldığını, süresi içinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı kooperatife hiçbir borcunun olmadığını, müvekkilinin taşınmazı 04.03.2012 tarihli daire satış sözleşmesi ile satın aldığını, sözleşmenin müvekkilinin eşi ….. … ile yapıldığını, ancak müvekkilinin eşi ….. …’e ‘ev hanımı olması nedeniyle kredi çıkmadığını, bu nedenle tapu işlemlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, sözleşmeye göre daire satış bedelinin 110.000,00 TL olduğunu, bu bedel haricinde hiçbir bedelin talep edilemeyeceğinin sözleşmede açıkça belirtildiğini, davacı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak tahsilatlar yaptığını, müvekkilinin söz konusu daireyi alırken Finansbank A.Ş.’ den 60.000,00-TL kredi kullanmak suretiyle davacı kooperatifin ilgili banka hesabına banka kanalıyla ödeme yaptığını, bunun yanında müvekkili tarafından kooperatife farklı tarihlerde 62.400,00 TL, …sıra numaralı 27.05.2012 tarihli tahsilat makbuzu ile 16.000,00 TL, …. sıra numaralı 11.08.2012 tarihli tahsilat makbuzu karşılığı 7.900,00 TL, …. sıra numaralı 28.10,2012 tarihli tahsilat makbuzu karşılığı 6.100,00 TL, …sıra numaralı 19.11.2012 tarihli tahsilat makbuzu karşılığı 7.000,00 TL,…. sıra numaralı 24.09.2013 tarihli tahsilat makbuzu karşılığı 21.000,00 TL, …. sıra numaralı 04.10.2013 tarihli tahsilat makbuzu karşılığı 22.500,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, müvekkilinin fazlasıyla ödemelerde bulunduğunu, müvekkilinin kooperatiften alacaklı olduğunu, davacı kooperatif tarafından kat mülkiyeti işlemlerinde kullanılacağı söylenerek müvekkilinden boş bir dilekçe alındığını, dilekçe sonradan doldurularak müvekkilinin üye yapıldığını, müvekkilinin Konya .. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 03/08/2016 tarihli ihtarnamesi ile üyeliğinin iptalini talep ettiğini, davacı tarafından bahsedilen genel kurulun yok hükmünde olduğunu, hileli davranışlarla müvekkilinden kooperatife üyeliğine ilişkin talebi olmamasına karşın, alınan boş dilekçe ile üye yapılması, ödemelerin fazlasıyla yerine getirilmesine karşın bu durumun ilgili kayıtlarda dahi yer verilmemesinin gerçekleştirilen genel kurulun mutlak butlan ile malul olduğunu açıkça ortaya koyduğunu savunarak davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Davalının 2013 yılı olağan genel kurul toplantısına asaleten katılarak hazirun listesini imzaladığı, 2015 yılı olağan genel kurul toplantısında ise vekil ile kendisini temsil ettirdiği, 2014-2016 ve 2018 yılı genel kurul toplantısı hazirun listelerinde de isminin yazılı olduğu, ayrıca kooperatif ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 31/12/2021 tarihli bilirkişi raporu ile davalının 2012 yılında 37.000,00 TL, 2013 yılında 43.500,00 TL ve 2014 yılında 29.500,00 TL tutarında kooperatife ödeme yaptığının tespit edildiği, davalının, genel kurul toplantılarına katılması, hazirun listelerinde isminin yazılı olması ve çeşitli tarihlerde kooperatife ödeme yapması karşısında, kooperatif üyesi olduğunun açık olduğu 30/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 7 nolu karar ile peşin bedelli üye alımı konusunda kooperatif yönetim kuruluna yetki verildiği, davalı tarafça ibraz edilen 04/03/2012 tarihli daire satış sözleşmesinde, kooperatif tarafında yapılan dairenin 110.000,00 TL karşılığında satışının yapılmasının ve bu tutar haricinde alıcıdan herhangi bir para talep edilmeyeceğinin kararlaştırıldığı, 04/03/2012 tarihli bu belgenin kooperatif adına yönetim kurulu üyeleri olan …. ve … … tarafından imzalandığı, kooperatif genel kurulu tarafından peşin bedelli üye alımı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi, taraflar arasında imzalanan daire satış sözleşmesi ile dairenin 110.000,00 TL karşılığında davalıya verilmesinin ve bu bedel dışında başka bir bedel talep edilmeyeceğinin kararlaştırılması ve davalının 110.000,00 TL tutarında ödeme yapması karşısında davalının üyeliğinin peşin bedelli üyelik niteliğinde olduğunun kabul edildiği,
-Her ne kadar peşin bedelli üyelerin inşaat finansmanı yönünden aidat ödeme yükümlülükleri yok ise de, genel yönetim ve altyapı giderleri yönünden ödeme yükümlülüklerinin devam ettiği, davaya ve takibe dayanak genel kurul toplantısında aidat toplanmasına ilişkin kararın incelenmesinde aidatın inşaat finansmanı için mi yoksa genel yönetim ve altyapı giderleri için mi talep edildiğinin belirsiz olduğu, 29/07/2015 tarihli genel kurul toplantısı ile 2015-2016 yılı aidatları belirlendiği, ve aidatların 6 eşit taksitle ödenmesi kararlaştırıldığı, davaya konu icra takibinin dayanağının 29/07/2015 tarihli genel kurul toplantı tutanağının olması, bu genel kurulda 2015 ve 2016 yılı aidatlarının belirlenmesi ve davalının peşin bedelli üye olarak kabul edilmesi karşısında davalının 2015 ve 2016 yılı genel yönetim ve altyapı giderleri yönünden sorumlu olduğu tutarın belirlenmesi gerektiği, 15/04/2022 tarihli bilirkişi raporu ile davacının 2015 yılı yönünden sorumlu olduğu genel yönetim gideri tutarının 5.791,84 TL, alt yapı giderinin ise 0 TL, 2016 yılı yönünden sorumlu olduğu genel yönetim gideri tutarının 929,19 TL, alt yapı gideri tutarının ise 796,88 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu bakımdan davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği tutarının toplam (5.791,84 + 0 + 929,19 + 796,88 = ) 7.517,91 TL olduğu sonucuna varıldığı,
-Aidatların 6 eşit taksitle ödenmesi kararlaştırıldığından davalı 2015 yılı Temmuz ayından itibaren her ay (7.517,91 / 6 =) 1.252,98 TL tutarında ödeme yapmak zorunda olduğu, davalı kooperatif üyesi olduğundan herhangi bir temerrüt ihtarına gerek olmaksızın her ayın sonunda temerrüde düşeceği, her ne kadar kooperatif genel kurulu tarafından temerrüt faizi oranı aylık % 10 olarak kararlaştırılmış ise bu düzenleme açıkça yasaya aykırı olduğundan davacı kooperatifin talep edebileceği yıllık temerrüt faiz oranının % 18 olduğunun kabul edildiği, bu kapsamda davalının ilk taksit yönünden 01/08/2015 tarihinde temerrüde düşeceği kabul edilmek suretiyle, her bir taksit ödemesi yönünden takip tarihine kadarki işlemiş faiz tutarları tespit edilmiş ve davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği toplam işlemiş faiz alacağının 465,29 TL olduğu sonucuna varıldığı, bu nedenlerle takibin 7.517,91 TL asıl alacak ve 465,29 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.983,20 TL üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği,
-Somut olayda, davaya konu takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından davalının tazminat isteminin reddi gerektiği, takibe konu aidat alacağının ne kadarlı kısmının peşin bedelli üyelerin de sorumlu olduğu giderlerden olduğunun bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya konulması, genel kurul kararında bu alacağın ne kadarlık kısmının genel yönetim ve alt yapı giderlerine ilişkin olduğu konusunda bir belirleme yapılmaması karşısında alacağın likit olmadığı, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 7.517,91 TL asıl alacak ve 465,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.983,20 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %18 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davalı …’in peşin ödemeli üye olmadığını, bu nedenle de iş bu davanın kabulü gerektiğini, yerel mahkemece bahsedilen kararlar peşin ödemeli üye değil, kooperatif aidatlarının hangi miktar üzerinden toplanacağına yönelik olup, bu nedenle peşin ödemeli üye olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davalı dava konusu aidatı ödeme yükümlüğünü biliyor olması nedeni ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesi tarafından delillerin toplanmadığını, eksik delillerle karar verildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresi içinde açılmadığını, taraflar arasındaki arabuluculuk sürecinin 15.04.2019 tarihinde anlaşamama şeklinde sona erdiğini, ancak davanın bir yıllık süre geçtikten sonra 08/07/2021 tarihinde açıldığını, süresi içinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, müvekkili yapılan tespitin aksine kooperatif üyesi olmadığını, mahkemece müvekkilinin peşin bedelli üye olduğunu kabul etmekle birlikte genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili tarafından yapılan ödemelere ilişkin dosya kapsamında bulunan evrakların gözardı edildiğini, müvekkilin söz konusu tapu satışına ilişkin kullanmış olduğu kredi, bu krediye istinaden ödemenin kooperatife yapılması, söz konusu konut kredisinin kullanılabilmesi için davacı tarafından Finansbank A.Ş. Selçuklu Şube Müdürlüğü’ne yazılan yazının rapora yansıtılmadığını, cevap dilekçesi ekinde sundukları evrakların bilirkişi tarafından incelenmediğini, hesaplamaya dahil edilmediğini, takibe dayanak genel kurul kararında temerrüt faizi oranının aylık %10 olarak belirlendiğini, bu düzenlemenin açıkça kanuna aykırı olduğunu, dolayısıyla %10 faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve müvekkilinin fazladan 14.500,00 TL ödeme yaptığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalının kooperatif üyesi olduğunu, 29.07.2015 tarihli kooperatif genel kurul toplantısında alınan karar gereğince ödemesi gereken aidat bedelini ödemediğini, aidat alacağının tahsili için yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmekte, davalı taraf ise kooperatifin üyesi olmadığını savunarak davanın reddini talep etmektedir.
A- Davacı vekilinin İstinaf Talepleri Yönünden Değerlendirme;
1-Yargıtay’ın yerleşik kararlarında belirtildiği üzere 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Dava konusu somut olayda dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre 30/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 7 nolu karar ile peşin bedelli üye alımı konusunda kooperatif yönetim kuruluna yetki verildiği, davalı tarafça ibraz edilen 04/03/2012 tarihli daire satış sözleşmesinde, kooperatif tarafında yapılan dairenin 110.000,00 TL karşılığında ….. …’e satılmasının ve bu tutar haricinde alıcıdan herhangi bir para talep edilmeyeceğinin kararlaştırıldığı, 04/03/2012 tarihli bu belgenin kooperatif adına yönetim kurulu üyeleri olan …. ve … … tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Sözleşmede alıcı konumunda bulunan ….. …’in davalı …’in eşi olduğu ve davalı … tarafından yapılan ödemelerin sözleşmede belirtilen miktara eşit olduğu gözetildiğinde davalının peşin bedelli üye olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu nedenle davacı vekilinin davalının peşin bedelli üye olmadığı ve dolayısıyla aidat alacağının tamamından sorumlu olduğu yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
2-İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi halinde alacaklı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Dava konusu somut olayda kabul edilen 7.983,20 TL genel gider alacağının belirli ve likit olması nedeniyle 2004 sayılı İİK’nın 67/2.maddesi gereğince bu miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı verilmesi gerekmekte olup mahkemece davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
B-Davalı vekilinin İstinaf Başvurusu Yönünden;
1-İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesinde düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre itirazın tebliği tarihinden itibaren başlamaktadır. Konya ..İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davalı borçlunun itirazının davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin davanın süresinde açılmadığı yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
2-Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davalının 2013 yılı olağan genel kurul toplantısına asaleten katılarak hazirun listesini imzaladığı, 2015 yılı olağan genel kurul toplantısında ise vekil ile kendisini temsil ettirdiği, 2014-2016 ve 2018 yılı genel kurul toplantısı hazirun listelerinde de isminin yazılı olduğu anlaşılmakta olup davalının kooperatif üyesi olduğu açıktır. Bu nedenle davalı vekilinin davalının kooperatif üyesi olmadığı yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
3-Yukarıda açıklandığı üzere peşin bedelli üye genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumludur. Bu nedenle davalının kooperatife karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
4- İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasının reddi halinde borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötüniyet tazminatı olup, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının da kötüniyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötüniyetli değilse, aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilemez. Dava konusu somut olayda davacı alacaklının kötüniyetli olduğunu gösteren herhangi bir delil bulunmadığından mahkemece davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Bu nedenle davalı vekilinin kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği, davacı vekilinin davalının peşin bedelli üye olmadığı yönündeki istinaf talebinin yerinde olmadığı, ancak davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddi kararına yönelik istinaf talebinin yerinde olduğu, bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak; mahkemece yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince davanın esası hakkında yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
– İstinaf başvurusunda bulunan davalıdan alınması gereken 545,35 TL harçtan, peşin alınan 136,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 409,02 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
– İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 19,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 240,20 TL istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
B) Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2022 tarih, … Esas …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalete ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Konya .. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 7.517,91 TL asıl alacak ve 465,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.983,20 TL üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 18 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- İptal edilen alacağın %20’si oranında hesap edilen 1.596,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4- Dava açılırken yatırılan 897,76 TL harçtan, alınması gereken 545,33 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 352,42 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 545,33 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince taktir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince taktir edilen 9.425,39 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 47,70 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.107,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları nazara alınarak 118,90 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Davalı tarafından yapılan 39,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları nazara alınarak 34,81 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10- Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları nazara alınarak 141,77 TL’sinin davalıdan, 1.178,23 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
11-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
E) İlk derece mahkemesince 26/07/2022 tarihinde düzenlenen harç tahsil müzekkerelerinin bila ikmal iadesinin ilk derece mahkemesince istenmesine,
F) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
G) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır