Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1273 E. 2022/1548 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 11/05/2022
NUMARASI : … Esas
DAVACILAR : 1-… – (T.C. Kimlik No:…)
2-… – (T.C. Kimlik No:…)
3-… – (T.C. Kimlik No:…)(kendisine
asaleten yaşı küçük……….’a vekaleten)
4-… – (T.C. Kimlik No:…)
5-… – (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
KAYYIM : … – (T.C. Kimlik No:…)
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
YAZIM TARİHİ : 08/11/2022
Davacılar tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan ticari şirket davasında 11/05/2022 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne dair ara karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … ‘ın evliliğinden olan …, …, …, …ve … isimli toplam 6 çocuklarının olduğunu, …’ın (81) 09/02/2022 tarihinde vefat ettiğini, Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı veraset ilamına göre eşi ile 5 çocuğunu ve torunları olan 4 müvekkilini mirasçı olarak bıraktığını, çocuklarından …’ın 18/05/2013 tarihinde vefat ettiğini, bunun üzerine Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı veraset ilamına göre eşi ile 4 çocuğu olan müvekkillerini mirasçı olarak bıraktığını, … ve 3 oğlunun gıda sektöründe eşit olarak 1/4’er pay üzerinden ortaklaşa ticari faaliyette bulunduklarını, baba ve oğullarının 1/4’er hisse yani %25’er eşit hisse itibariyle ortak olacak şekilde 04/01/1995 tarihinde davalı … . A.Ş.’ni kurduklarını, kanunen 5 ortakla anonim şirket kurulabildiğinden, oğullar %25’er olan paylarının %1’erini (toplam %3 hisseyi yani şirketin 10.000 hissesinden 300 hissesini 300/10.000 hisseyi) inançlı işleme dayalı olarak anneleri … üzerinde göstererek 5 ortaklı olarak davalı şirketin kurulduğunu, davalı şirketin kuruluştaki toplam 10.000 adet hissesinin 2.500 adedi (%25) babaya, 300 adedi (%3) anneye, 2.400’er adedinin (%24’eri) de üç oğulun olduğunu, anne üzerindeki %3 tamamen sembolik ve yasal zorunluluk ürünü olduğunu, anne … üzerindeki %3 payın 1/3’ü yani %1’i müvekkillerinin miras bırakanı …’a dolayısıyla müvekkillerine ait olduğunu, mirasbırakan … ve dolayısıyla müvekkillerinin, şirketin %25 oranında ortağı olduğunu, miras bırakanı …’ın gerek ölümünden önce gerekse ölümünden sonra müvekkillerinin tüm emek ve gayretlerini şirket işlerine tahsis ettiklerini , şirketin ciddi bir seviyeye getirildiğini, davalı şirketin sermayesinin en son 10.000.000,00 TL’sinin çıkarıldığını ve şirket sermayesinin beheri 10,00 TL’den 1.000.000 adet paya ayrıldığını, sermayeden 250.000 adet pay baba …, 30.000 adet pay anne …, 240.000 adet pay … , 240.000 adet pay …, 60.000 adet pay …, 45.000 adet pay …, 45.000 adet pay …, 45.000 adet pay … ve 45.000 adet pay …’a ait olduğunu, mirasçı olan müvekkillerinin payları toplamının 240.000 adet olduğunu bunun da %24 oranına tekabül ettiğini, ancak yakın zamanda 250.000 adet pay sahibi olan baba … 10.000 adet hissesini ve anne … da inançlı işlemle uhdesinde bulunan 30.000 adet hissenin tamamını olmak üzere toplam 40.000 adet hisseyi torunları olan … TC kimlik numaralı …’a kötü niyetli olarak devrettiklerini, inançlı işlem gereği 30.000 paydan 1/3’ü olan 10.000 adet pay üzerinde tüm müvekkillerinin ve ayrıca muris muvazaası gereği 10.000 adet paydan miras payları toplamı olan 4/32 oranına isabet eden 1.250 adet pay üzerinde (… hariç) torun olan müvekkillerinin her türlü talep ve dava haklarının saklı olduğunu, konu hisseler hakkında müvekkillerinin anne … ve torun …’a karşı Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında sözü geçen hisselerin aidiyetinin tespiti vs. davası açtıklarını, baba ve 3 oğlunun kurdukları davalı şirket üzerinden kazanılan paralarla alınan malvarlığı değerleri eşit şekilde ortaklar adına olacak idi ise de mallar ağırlıklı olarak baba veya büyük oğulları veya onların eş ve çocukları adına tescil edildiğini, diğer şirketler üzerinden ortaklarına temin edilen malvarlığı değerleri ile ilgili müvekkillerinin yasal haklarının saklı olduğunu, ancak hepsinin ve tüm aile bireylerinin tapu, trafik, banka vs…. kuruluşlardan aktif ve pasif malvarlıkları araştırıldığında ve tanıklar dinlendiğinde ortaya çıkacağını, böylelikle şirketin içinin boşaltıldığının anlaşılacağını, kazanılan paraların kayıt dışı yöntemlerle ikincil muhasebeye tabi tutulduğunu, faturasız ve belgesiz işler yaptıklarını, işi resmiyete dökebilmek için gölge şirketler kurulduğunu, kanunen yasak olmasına rağmen Konya Ticaret Sicilinin … sicilinde kayıtlı … Ltd.Şti.’ni 22/09/2017 tarihinde, yine Ticaret Sicilinin … sicilinde kayıtlı … Ltd.Şti.’ni 18.01.2018 tarihinde ticaret tescil ettirdiklerini, şirketin tamamen amaçlarından ve ana sözleşmesinden sapmış ve başka amaçlara hizmet ettiğini, kâr dağıtmama, gerçek kârı gizlemenin haklı sebeple fesih nedeni olduğunu, aralarında suç derecesinde olacak eylemler başladığını, halen şirketin içini boşaltarak şirketin sürekli zarara uğratıldığını belirterek; tüm bu nedenlerle davalı şirketin tespit keşfi yoluyla malvarlığının tespitini, davalı şirketin taşınmaz, taşıt ve diğer malvarlığı değerlerinin satış ve devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, davalı şirkete yönetici kayyımı atanmasını ve yönetici kayyımı atanmaz ise davalı şirket yönetim kurulunun yaptığı tüm işlemlerin yönetici kayyımının onayına tabi tutulmasını ve bu talebinde kabul edilmemesi halinde davalı şirkete denetim kayyımı atanmasını ve kayyım ücretlerinin davalı şirket bütçesinden ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARININ ÖZETİ : Yapılan inceleme değerlendirildiğinde; “..HMK 389 vd..maddelerinde ihtiyati tedbirin düzenlendiği, mevcut delil ve dosya kapsamı ile tarafların menfaat dengesine göre; davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerektiğinden…” gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; Davalı şirketine denetim kayyımı atanmasına, mevcut araç ve taşınmazların devredilmemesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin HMK’nun 393/1 maddesi gereğince; takdiren 20.000,00 TL nakdi teminat tutarını mahkememiz veznesine yatırdığında veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu mahkememize ibraz ettiğinde kabulüne, davalı şirketi adına kayıtlı taşınmaz ve trafik kayıtlarının sistem üzerinden sorgulanarak söz konusu şirket adına kayıtlı taşınmaz veya trafik kayıtlarının bulunması halinde 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına, araç kayıtları için sistem üzerinden tedbir şerhinin işlenilmesine, tapu kayıtları için ilgili tapu müdürlüklerine sistem üzerinden müzekkere yazılmasına, davalı şirketi’nin mal varlığının azaltılması ve şirketin borçlandırılmasına yönelik tüm işlemlerinin kayyım denetimine tabi tutulmasına, Kayyım olarak … t.c.kimlik numaralı serbest muhasebeci mali müşavir …’nin görevlendirilmesine, (görevlendirme mümkün olmaz ise re’sen seçilecek başka bir mali müşavir veya yemin mali müşavirin) görevlendirilmesine, denetim kayyımı için aylık 1.500,00 TL ücret takdiri ile 6 aylık kayyımlık ücreti olarak toplam 9.000,00 TL’nin davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilmesine, denetim kayyımının ücretine ilişkin ara kararının yerine gelmesinden sonra kayyımlık görevinin başlamasına, denetim kayyımı atanma işlemleri ile ilgili kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünce usulüne uygun olarak ilanına masrafların davacı tarafınca karşılanmasına, 6100 sayılı HMK’nun 393/1. maddesi gereğince verilen tedbir kararının, kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde teminatın ve denetim kayyım ücretinin depo edilip infazının talep edilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde verilen tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalkacağının tedbir isteyen tarafa HATIRLATILMASINA,
Davacı tarafın; diğer ihtiyati tedbir ve delil tespiti talepleri ile denetim kayyımının ücretinin davalı şirketten alınması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine şeklinde karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özete; Davacının talebi doğrultusunda, müvekkilinin cevap ve savunmaları beklenmeksizin verilmiş olan tedbir kararının, müvekkilini ticari olarak zarara uğratacağını, müvekkili şirketin, faal durumda olup, herhangi bir devir işleminin yapılmasının söz konusu olmadığını, kabul etmemekle birlikte; mahkemenizce tedbir kararına itirazlarının reddine karar verilmesi halinde, söz konusu ihtiyati tedbir karşılığı belirlenen 20.000,00 TL teminatın çok düşük olduğunun gözetilmesi ve teminat miktarının yükseltilmesine karar verilmesi gerektiğini, tedbir kararından dolayı mağduriyetin söz konusu olacağını, hiçbir delil olmaksızın ve teminatsız şekilde verilmiş olan tedbir kararının usul ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin söz konusu kararı nedeni ile müvekkilinin mağdur edildiğini belirterek; davacının tüm taleplerinin reddi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, belirlenen teminat miktarının artırılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ARA KARAR: “…Davalı … vekilinin ihtiyati tedbire itiraz ederek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiği, mevcut delil durum ve tüm dosya kapsamına göre; Davalının mahkememizin 11.05.2022 tarih ve … Esas sayılı ihtiyati tedbir kararına itirazının; mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle reddine karar verilerek; Davalı vekilinin mahkememizin 11.05.2022 tarih ve … Esas sayılı ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine, mahkememiz dosyası ön inceleme aşamasında olduğundan tebligat aşamalarının tamamlanmasının beklenilmesine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tek taraflı beyanlarının esas alınarak aykırı karar verildiğini, davacının, aktif olarak ticari hayatını devam ettiren müvekkil … A.Ş ‘nin marka değerine zarar verici, işleyişini ve düzenini bozacak düzeyde tedbir talebinde bulunmuş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı müvekkil … A.Ş’nin mevcut durumu, ekonomik ve finansal yapısının her geçen gün büyüdüğünü, bu yapıdaki bir şirkete karşı, ortada hiçbir somut ve objektif neden yokken, davacı ortağın gayri etik iddialarla kayyım atanması talebinin kötü niyetli olduğunu, davacıların, “kendi payına karşılık gelen değeri almak için anlaşmaya zorlamak” ve şirketi işlevsiz hale getirmek amacıyla şirkete temsilci tayinini talep ettiğini, mahkemenin davanın sonucunu beklemeksizin, kayyım tayini noktasında ihtiyati tedbir kararı verdiğini, tedbir kararı verilmesinin hukuki anlaşmazlıkla müvekkil aleyhine sonuçlanması anlamına geldiğini, mahkeme tarafından, “yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı” belirtilmişse de, davacının, iddialarına ilişkin yaklaşık ispat koşulunu sağlayacak delilinin bulunmadığını ve hiçbir delilin sunulamadığını, kabul etmemekle birlikte aksi düşünülse bile; söz konusu ihtiyati tedbir kararının takdiren 20.000 TL teminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek; yerel Mahkemenin 28.06.2022 tarihli ara kararının kaldırılmasını, davacıların tedbir taleplerinin reddini, aksi takdirde teminat miktarının yükseltilerek teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep; ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüne ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, haklı nedenler bulunduğunu iddia ederek TTK 531.maddesi gereğince davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, davalı şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiş, ayrıca şirket adına kayıtlı araçlar, taşınmazlar ile diğer malvarlığı değerlerinin satış ve devirlerinin önlenmesi, şirkete yönetim kayyımı tayin edilmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece yukarıdaki şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Geçici hukuki koruma türlerinin başında gelen İhtiyati Tedbir 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nin 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.

HMK’nın 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece denetim kayyımı atanmasına karar verilmiş olup, davanın şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin olması, yapılan işlemlerin kayyım denetimine tabi olmasının tarafların ve şirketin menfaatlerini koruyacak nitelikte olması, HMK’nın 389. maddesi anlamında yaklaşık ispatın gerçekleştiği, denetim kayyımı tayinine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, davalının ilk derece mahkemesinin bu hususta verdiği ihtiyati tedbir kararına itirazının reddi gerekmiştir.
Davacı, ortağı olduğu şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesini talep etmiş olup davacının tedbir konulmasını istediği şirkete ait taşınır ve taşınmazların uyuşmazlığın konusunu oluşturmadığı anlaşılmakla, ayrıca şirketin tüm faaliyetlerini durduracak şekilde tedbir kararı da verilemeyeceğinden mahkemece şirketin adına kayıtlı taşınmaz ve araçların 3.cü kişilere devrinin önlenmesi hususunda tedbir kararı verilmesi de hatalı olmuştur. Bu nedenlerle davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2022 tarih … Esas sayılı ARA KARARIN KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esasa ilişkin hüküm kurulurken değerlendirilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davacının ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ İLE;
2-a)Davalı … Şirketine(Mersis No:…) denetim kayyımı atanmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin HMK’nın 393/1 maddesi gereğince; kabulüne,
b)-Davalı …’nin mal varlığının azaltılması ve şirketin borçlandırılmasına yönelik işlemlerin kayyım denetimine tabi tutulmasına,
c)-Kayyım olarak … T.C.kimlik numaralı Serbest Muhasebeci Mali Müşavir …’nin (görevlendirme mümkün olmaz ise re’sen seçilecek başka bir mali müşavir veya yeminli mali müşavirin) görevlendirilmesine,
d)-Denetim kayyımı için aylık 1.500,00 TL ücret takdiri ile 6 aylık kayyımlık ücreti olarak toplam 9.000,00 TL’nin davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilmesine,
e)-Denetim kayyımının ücretine ilişkin ara kararının yerine gelmesinden sonra usulüne uygun yemin yaptırılarak kayyımlık görevinin başlatılmasına,
f)-Denetim kayyımı atanma işlemleri ile ilgili kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünce usulüne uygun olarak ilanına masrafların davacı tarafça karşılanmasına,
3-) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 393. maddesi gereğince verilen tedbir kararının, kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde teminatın ve denetim kayyım ücretinin depo edilip infazının talep edilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde verilen tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalkacağının tedbir isteyen tarafa HATIRLATILMASINA,
4-)Davacı tarafın; geçici hukuki korumaya yönelik diğer taleplerinin REDDİNE,
5-)Kararın infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
C) Dava dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/11/2022 tarihinde oy birliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

…Ç