Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1251 E. 2023/2133 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2022
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/10/2023
YAZIM TARİHİ : 31/10/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan İtirazın İptali davasında 26/05/2022 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil …. Bankası A.Ş. ile dava dışı …. Ltd. Şti. Arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve imzalanan Genel Kredi sözleşmelerine istinaden krediler kullandırıldığını, Davalılar …. ve …. ise müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile bu sözleşmeleri imzaladığını, bu nedenle kefalet limiti gereğince borcun tamamından sorumlu hale geldiğini, imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi gereğince borçluların edimlerini yerine getirmemeleri ve sözleşmenin diğer maddelerini ihlal etmeleri sebebiyle kredi hesabı kat edilerek, kredinin kat’ına ilişkin keşide edilen ihtarnameleri borçlulara gönderildiğini, ancak verilen süre zarfında alacağımız ödenmediği gibi borçlular tarafından herhangi bir ödeme planının da teklif edilmediğini, bunun üzerine borçlular aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip borçluları kendilerine gönderilen ödeme emrine yasal süresi içinde itiraz ettiklerini ve İcra Müdürlüğünce hakkındaki takibin itiraz eden davalılar yönünden durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlunun itirazları haksız olduğunu ileri sürerek davalıları Konya .. İcra Müdürlüğü’nün ….E. Sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankaya olan borcun dava dışı …. Tic. Ltd. Şti şirketine ait olduğunu, müvekkillerine kefil sıfatıyla ödeme emri gönderildiğini, ancak müvekkillerinin ne kefil ne de borçlu sıfatı bulunmadığını, müvekkillerinden …’ın 2013 yılında şirket ortaklığı mevcut iken bir sözleşmeye imza attığını, ancak ilerleyen dönemlerde müvekkillerin şirket ortaklığından ayrıldığını, müvekkil ….’nin ise 2016 yılında şirket hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, müvekkili …’nın ise sadece Kredi Garanti Fonu kapsamındaki bir krediye kefil olduğunu, müvekkili ….’nin 2013 yılında attığı imzadan sonra ve 2016 yılında şirket hissesini devrettikten sonra borçlu şirket davacı bankaya olan borçlarını defalarca kapattığını ve yeni kredi sözleşmeleri imzaladıklarını, bu yeni sözleşmelerde müvekkillerinin imzası olmadığını, müvekkilin imzası bulunan sözleşmelere ilişkin borçlarda ödendiğini, müvekkili … yönünden ise kefil olduğu Kredi Garanti Fonu kapsamındaki kredinin ödenmiş olup şirketin bu yönde de borcu bulunmadığını, davacı bankanın, borçlu şirketten parayı tahsilde zorlanacağını görünce yine kendi bankaları ile borçlu şirket arasında imzalanan eski tarihli ve arşive kaldırıldığını bir sözleşmeleri devreye koyduğunu, borcun kaynağı olan kredi ve kredi kartı sözleşmesinde müvekkillerinin her hangi bir imzası ve sorumluluğu olmadığı halde haklarında icra takibi yapıldığını ve eldeki davanın açıldığını savunarak davanın reddine, davacı banka aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen dava konusu icra takibine dayanak sözleşmelerden dava dışı …. adına kayıtlı olan ….. nolu kredi kartının ve dava dışı …. adına kayıtlı olan …. nolu kredi kartının taraflar arasındaki sözleşmede asıl borçlunun ….. Şti olması ve ilgili kartlara ait sözleşme bulunmadığından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında tanımlandığına dair bir kaydın tespit edilememesi ve ayrıca ….. nolu kredi kartının hangi tarihte düzenlendiğinin dahi tespit edilmemesi karşısında ilgili kartların kullanılmasından ve borçların ödenmemesinden kaynaklı kefillerin sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varıldığı, Yine …. nolu kredinin, kredili mevduat hesabına ilişkin olduğu ve hesabın 04/02/2011 tarihinde açılması hususu nazara alındığında, ilgili hesabın açılış tarihinin, taraflar arasındaki sözleşme tarihinden önce olmasına rağmen yukarıda zikredildiği üzere asıl borca ilişkin daha önce var olan bu sözleşmenin kefalet sözleşmesinde açıkça belirtilmemesinin yanında, tanımlanan 40.000,00 TL’lik kredinin herhangi bir sözleşme yapılmaksızın, kredi limiti tanımlanması şeklinde dava dışı firmaya tanımlandığı, dolayısıyla bu tanımlanan limitin taraflar arasındaki kefalet sözleşmeleri kapsamında olup olmadığının tespit edilemediği anlaşıldığından kefillerin ilgili borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle de davalıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla bilirkişinin müvekkili ile davalı kefiller arasında imzalanan sözleşmeleri dikkate almadan sözleşmeden kaynaklanan alacakları yönünde rapor hazırladığını, taraflara tebliğ edilen ihtarnamelere herhangi bir itirazda bulunulmadığını, miktarın kesinleştiğini, bilirkişinin eksik hazırlanan raporunun dikkate alınmaması gerektiğini, davalıların sözleşmelere istinaden kefaletlerinin devam ettiğini, herhangi bir kefaleti sonlandırıcı bir işlem için müvekkili bankaya başvurmadıklarının tespit edildiğini, mahkemenin eksik inceleme yaparak müvekkilinin mağdur olmasına sebep olduğunu, mahkeme dosyasına sunulan sözleşmeler ve banka kayıtları incelendiğinde davalıların tüm tutardan sorumlu olacaklarının kesin olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalıların, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan 29.08.2013 ve 08.09.2016 tarihli genel kredi sözleşmeleri kapsamında dava dışı asıl borçlu şirket yetkililerine tahsis edilen kredi kartları ile sözleşmeler kapsamında tanımlanan esnek hesaptan kullanılan krediden kaynaklanan borçtan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Genel kredi sözleşmeleri cari hesap şeklinde işleyen bir krediye ilişkin olup sözleşmenin devamı süresince borcun herhangi bir noktada sıfırlanması, kefilin daha sonra aynı sözleşme kapsamında borçluya kullandırılan kredilerden sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ancak banka tarafından yeni bir sözleşme düzenlenerek bu yeni sözleşmeye göre kredi kullandırılması ve yeni sözleşmede ilk sözleşmeye kefalet eden kefilin imzasının bulunmaması halinde bu yeni kullandırılan krediden dolayı kefilin sorumluluğu sözkonusu olmaz. Dava konusu somut olayda davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan 29.08.2013 ve 08.09.2016 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, davalı ……’ın 29.08.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzasının yer aldığı, davalı ….’ın ise 08.09.2016 tarihli sözleşmede kefil olarak imzasının yer aldığı, davacı banka tarafından borçlulara gönderilen ihtarnamede borcun iki adet ticari kredi kartı ile esnek hesaptan kullanılan krediden kaynaklandığının belirtildiği, icra takibinin dayanağının “Kredi taahhütnamesi/sözleşmesi ihtarname, hesap özeti” şeklinde belirtildiği görülmektedir. Mahkemece kredi kartlarının ve esnek hesabın sözleşmelerle ilgisinin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan 29.08.2013 ve 08.09.2016 tarihli genel kredi sözleşmelerinin 9.6. Maddesinde kredinin esnek ticari hesap tahsis edilerek kullandırılabileceğine dair, 9.18. maddelerinde ise ticari kredi kartına dair hükümler bulunmakta olup sözkonusu maddede müşterinin talebi halinde müşterinin belirttiği kişiye ticari kredi kartı verileceği ve müşterinin sözkonusu kredi kartından kaynaklanan borçtan sorumlu olacağı belirtilmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli e-mail yazışmalarında da kredi kartlarının 29.08.2013 ve 08.09.2016 tarihli sözleşmelerden herhangi birine istinaden alınmış olabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kredi kartlarının hangi sözleşme kapsamında verildiği ve esnek hesabın hangi sözleşme kapsamında tanımlandığı yönünde bir tespit bulunmamakta olup rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece kredi kartlarının hangi sözleşme kapsamında verildiği ve esnek hesabın hangi sözleşme kapsamında tanımlandığı hususlarının gerekli görüldüğü takdirde davacı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle duraksamaya yer vermeyecek biçimde tespiti için konusunda uzman bankacı bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2022 tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır