Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1239 E. 2023/2128 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2021
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.
İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/10/2023
YAZIM TARİHİ : 31/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. esas sayılı dosyası ile açılan Alacak davasında 02/12/2021 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı, tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin süt ve süt ürünleri alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin ilgili tesiste, KOSKİ aboneliklerinin bulunduğunu, bunlardan …. nolu aboneliğe ilişkin 28.02.2020 tarihli 17.410,50 TL bedelli, … nolu aboneliğe ilişkin ise 28.02.2020 tarihli 1.426,00 TL bedelli faturaların tahakkuk ettirildiğini, işbu aboneliklerin kullanılmadığını, faturalarda hata olduğunu, fahiş bir sarfiyat ve bedel belirlendiğini bu faturaların ihtirazi kayıtla ödendiğini ileri sürerek davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’nin faturaların ödenme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07/10/2021 tarihli dilekçesiyle de talep miktarını 17.836,50 TL artırarak 18.836,50 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davayı, Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığını, davacının müvekkili kurumun su abonesi olduğunu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 83. maddesinin ikinci fıkrasında; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” denildiğini, bu sebeple davanın tüketici mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın faturaya dayalı bir alacak ve istirdat davası olduğunu, davacının söz konusu borcunun iki adet faturadan kaynaklandığını, davacının 17.410,50-TL’lik faturayı 03.03.2020 tarihinde ve 1.426,00-TL’lik faturayı ise 02.03.2020 tarihinde bir defada ödediğini, borç belli ve bir bütün olduğundan kısmi dava açılamayacağını, davacıya ait sayacın 07.02.2020 tarihinde söküldüğünü, yerine yeni bir sayaç takıldığını, sayacın doğru tüketim kaydetmediğinin tespiti üzerine en son tahakkukun yapıldığı tarihle sayacın söküldüğü tarih arası dönem için kıyas tahakkuku yapıldığını, abone adına yapılan bu tahakkukların mevzuata uygun olarak yapıldığını, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince;
-24.06.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda …. nolu tesisat için düzenlenen 02.03.2020 tarihli faturada normal tüketim miktarının 4546 m3 olduğu, ilave tüketim miktarı yönünden yapılan incelemelerde ilgili yönetmelik kapsamından sağlıklı sayaç takıldıktan sonra günlük tüketim miktarı bulunarak sayaç son okuma tarihi 29.01.2020 tarihi ile sayaç söküm tarihi 07.02.2020 tarihleri arası (9 gün) için kıyas hesabı yapılması gerektiği, yapılan hesaplamalar sonucu 29.01.2020-07.02.2020 tarihleri arası meydana gelen tüketim miktarının 1948 m3 olduğu, dava konusu fatura için toplam tüketim miktarının 6494 m3 (4546 m3 + 1948 m3) olduğu,…. nolu tesisat için 03.02.2020 tarihli fatura yönünden yapılan hesaplamalar sonucu dava konusu fatura bedelinin 13.606,23-TL olduğu,
Dava dosya içeriğindeki 07.02.2020 tarihli sayaç değişim belgesinden .. nolu tesisata ait sayacın 21564 söküm endeksi ile söküldüğü ve … nolu abonelik ile… nolu aboneliğin birleştirilerek .. nolu abonelik üzerinden devam edeceğinin belirtildiği, … nolu tesisata ait hesap kartı dökümünden 29.01.2020 tarihli endeks değerinin 20917 m3 olduğu, yapılan incelemeler neticesi … nolu tesisat için 29.01.2020-07.02.2020 tarihleri arası meydana gelen tüketim miktarının 647 m3 (21564-20917) olduğu, 02.03.2020 tarihli faturada ilave tüketim miktarı olarak 647 m3 belirtilen tüketim miktarının 29.01.2020-07.02.2020 tarihleri arası meydana gelen tüketim olduğu, … nolu tesisat için yapılan hesaplamalar sonucu 28.02.2020 tarihli fatura bedelinin (29.01.2020-07.02.2020 tarihleri arası meydana gelen tüketim miktarı için) 1.355,59-TL olduğu,
Dolayısı ile davalı İdarenin …. nolu aboneliğe ilişkin olarak 03.03.2020 tarihinde tahsil etmiş olduğu 17.410,50-TL bedelli faturanın gerçekte 13.606,23-TL olması gerektiği,… nolu aboneliğe ilişkin fatura için 02.03.2020 tarihinde tahsil etmiş olduğu 1.426,00-TL’nin gerçekte 1.355,59-TL olması gerektiği,
Dava konusu abonelikler yönünden fatura bedellerinin toplamının 14.961,82-TL (13.606,23-TL + 1.355,59 -TL) olması gerektiği yönünde görüş belirtildiği, sunulan raporlara göre davalı idarenin toplam 3.874,68 TL fazladan tahsilat yapmış olup bu bedelin davacıya iadesi gerektiği, davalı vekilinin zamanaşımı ve görev itirazlarının yerinde olmadığı, yine davalı vekilinin davanın kısmi dava olarak açılamayacağı yönündeki itirazının HMK 109. Maddesi gereğince yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 3.804,27-TL’nin ödeme tarihi olan 03/03/2020 tarihinden, 70.41-TL’nin ise ödeme tarihi olan 02/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara esas alınan bilirkişi raporunun davalı kurumun beyanlarının doğru olduğu ön kabulü ile hazırlanmış olup karara esas teşkil edebilecek nitelikte olmadığını, müvekkili şirkette birden fazla su aboneliği bulunduğunu, karara esas alınan bilirkişi raporunda ise, yalnızca dava konusu su abonelikleri varmış gibi kabul edilerek, varsayımsal olarak bunların kullanılması gerektiği ve dolayısıyla ödenmesi gereken bir bedelin olması gerektiğinin belirtildiğini, müvekkili tarafından dava konusu edilen aboneliğe ilişkin herhangi bir kullanım durumunun söz konusu olmadığını, yani, herhangi bir arıza nedeniyle değil, kullanılmaması nedeniyle, bedel olarak “0” çıktığını, arıza iddiası var ise bunu davalı tarafın ispat etmesi gerektiğini, müvekkiline ait dava konusu aboneliğe konu sayaçların çalışmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, yani bu sayaçların hiç arızalanmadığını, davalı kurumun, sırf haksız ücret almak için sayacın arızalı olduğunu iddia ettiğini, ancak davalı kurum tarafından, dava konusu aboneliğin çalışmadığı/arızalı olduğu ispat edilememiş olmasına rağmen, mahkeme tarafından arızalı olduğu varsayılarak karar verildiğini beyanla “davanın kısmen reddine” ilişkin kısmın kaldırılarak tamamen kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin yaptığı tahakkuklar ve hesaplamaların 2560 sayılı yasa ve buna dayalı hazırlanan Koski Tarifler Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak hazırlandığını, öncelikle davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı ileri sürdüğü birden çok abonelik varken sadece bu abonelikler varmış gibi varsayımsal hareket edildiği ve bu aboneliklerden su kullanılmadığı iddiasının doğru olmadığını, ilgili aboneliğin kuyu aboneliği olup tahakkuk eden faturalarda atık-su bedelleri olduğunu, zira aboneliklerin ortalama atık su miktarları belli olduğundan sayacın yazmamasından dolayı yapılan kontrolde suyun debisi düşük savunmalarına rağmen sürecin devam etmesi üzerine yapılan kontrolde sayacın çalışmaz olarak değiştirildiğini, sayacın çalışmaması ve arıza olması halinde idarenin nasıl hareket edeceğinin yönetmelikle belirlendiğini, davacının, ispat yükünün kendilerinde olduğunu iddia ettiğini, ancak davacı tarafın suyun debisinin azlığından dolayı atık suyun olmadığı iddiasını sayacı söküp yeni sayacı takarak atık su miktarının normale dönmesi ile önceki sayacın arızalı olduğunu ve ölçüm yapmadığını ispatladıklarını, ancak davacı üretimin aynı şekilde devam etmesine rağmen atık su kullanımının olmamasını izah edemediğini, davacı tarafın arızalı olmadığı halde arızalı kabul edilerek tahakkuk oluşturulduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, zira abonenin üretimi belli ve bu üretime karşın gelen ortalama su kullanımı ve atık su miktarı belli üretimin yapıldığı bu dönemde su sayacının ölçüm yapmadığının tespit edilmesi üzerine yönetmelik ve mevzuata uygun bir şekilde süreç yürütülerek gerekli tahakkuklar oluşturulduğunu, davacı tarafın açtığı davanın, faturaya dayalı bir alacak ve istirdat davası olduğunu, davacının söz konusu borcunun iki adet faturadan kaynaklandığını, davacı 17.410,50 TL’lik faturayı 03.03.2020 tarihinde ve 1.426,00 TL’lik faturayı ise 02.03.2020 tarihinde bir defada ödediğini, iş bu dava konusu borcun tamamı üzerinden açılması gerekirken 1.000,00 TL üzerinden açıldığını, bu konuda yaptıkları itirazların mahkemece reddedildiğini, diğer açıdan mahkemece aboneye iadesi gereken bedellerin avans faiziyle iadesine karar verildiğini, ancak müvekkili idarenin bir kamu kurumu olduğunu, faturalara gecikme faizi uygulandığını, fazla olduğu iddia edilen bir bedelin bulunması halinde yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haksız tahsil edildiği iddia edilen fatura bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacıya ait … abone nolu atık su aboneliği sayacının 07/02/2020 tarihinde söküldüğü ve yerine yeni bir sayacın takıldığı, son tahakkuk tarihi olan 30/12/2019 tarihinden 07/02/2020 tarihleri arası dönem için dava konusu 17.410,50 TL bedelli faturanın tahakkuk ettirildiği, fatura bedelinin davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödendiği anlaşılmaktadır.
Koski Tarifeler Yönetmeliği’nin 58/11. maddesinde ;”Dönem arasında sayacın çalışmadığı veya kısmen çalıştığı hallerde, abonenin aynı dönemlere ait geçmiş su ve atık su tüketimleri veya yeni takılan sayacın tüketimi esas alınır. Böyle bir bilgi yok ise, söz konusu aboneliğin özellikleri ve Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenen kişi başıma günlük tüketim miktarları dikkate alınarak, kıyas usulüyle tahakkuk yapılır. ”düzenlemesi mevcut olup, aynı tarifenin 59.maddesinde ise;” 1) Abone veya görevli memur tarafından, su sayacının, tüketimi doğru kayıt edip etmediğinin kontrol edilmesi istendiği takdirde, su sayacı sökülerek ilgili Bakanlık teşkilatınca kontrol edilmesi sağlanır. Kontrol neticesi düzenlenen raporda, sayacın endeksine itibar edilmeyeceği belirtilmiş ise 58. maddenin 11. fıkrasına göre, kıyas usulüyle tahakkuk yapılır.(2) Tüketimi doğru olarak kayıt edip etmediğinden şüphe edilerek, abone veya görevli memur tarafından kontrol edilmesi istenen su sayacının, ilgili Bakanlık teşkilatınca yapılan kontrolü sonucunda, bir neticeye varılamamış ise, 58. maddenin 11. fıkrasına göre, kıyas usulüyle tahakkuk yapılır.(3) Sayacın hatalı çalıştığı, Ölçüler Ayar Şube Müdürlüğünce yapılan kontrol neticesinde tespit edilmiş ise, o döneme ait hatalı tahakkuka, gecikme zammı tahakkuk ettirilmez.(4) Patlayan su sayacının üst mekanizmasının etkilenerek tüketimi kaydetmediğinin ilgili bakanlık veya İdare teknik personelince belirlenmesi durumunda, 58. maddenin 11.fıkrasına göre, kıyas usulüyle tahakkuk yapılır.(5) Tüketimi doğru olarak kayıt edip etmediğinden şüphe edilerek, abone veya görevli memur tarafından kontrol edilmesi istenen ancak 10 yıllık periyodik muayene süresinin dolması nedeniyle ilgili Bakanlık teşkilatınca kontrolü yapılamayan sayaçlar için 58.maddenin 11. fıkrasına göre, kıyas usulüyle tahakkuk yapılır.” hükümleri bulunmaktadır.
Somut olayda; davalı kurum tarafından sayacın arızalı olduğu, çalışmadığı iddia edilerek davacıya ek tahakkuk yapılmış ise de sayacın arızalı olduğuna dair ilgili bakanlık teşkilatınca verilen bir rapor dosyada bulunmadığı gibi, sayacın değişim evrakları da dosyada bulunmamaktadır.
Bu itibarla arızalı olduğu iddia edilen sayaca ilişkin ilgili bakanlık teşkilatınca verilen bir rapor olup olmadığının davalı kurumdan sorularak rapor var ise onaylı bir suretinin istenmesi, ayrıca sayacın değişim evraklarının onaylı birer suretlerinin de istenmesi daha sonra olay tarihindeki Koski Tarifeler Yönetmeliği hükümleri göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılması, gerekirse tarafların bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazlar göz önüne alınarak taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunda uzman başka bir bilirkişiden yeniden rapor alınması ve tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmadığından tarafların istinaf başvuru taleplerinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden değerlendirme yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Tarafların istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır