Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1221 E. 2023/2393 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2022
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – (T.C No: … )
VEKİLİ :Av. ….
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/12/2023
YAZIM TARİHİ : 04/12/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 15/06/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil dava dışı …. Ltd. Şti.’nin internet üzerinden, sosyal medyadan ve gazeteler üzerinden yaptığı reklamları görerek dört adet bağımsız bölüm satın aldığını, müvekkilinin bir kısım ödeme yaptığını, kalan kısım içinde sıralı bonolar verdiğini, sözleşmenin yapıldığı müvekkilin kısmi ödemeler yaptığı senetler yapıldığını, dava dışı şirket hakkında edimini yerine getirmediği için Konya .. Tüketici Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile müvekkili tarafından dava dışı şirkete ödenen bedellerin iadesi ve ayrıca sözleşme kapsamında teslim edilen bonoların iptali istemli dava açıldığını, davalı elinde bulunan boların geçersiz olup, ciro yolu ile de devredilemeyeceğinden davalının iş bu bonolara dayalı olarak alacaklı olduğunun kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek Konya .. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı takip dosyasına konu bonolardan ve takip dosyasından dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının senet lehtarına karşı ileri süreceği defileri ve hukuki ilişkide var olan edim sorumluluğunu iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından keşide edildiği davacı tarafından da ikrar olunan bonolar üzerinde, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme ile illiyet bağı oluşturacak ne bir ibare ne de bir kayıt bulunduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, davacı ile lehtar arasındaki hukuki ilişki ile hiç bir bağının olmadığını, kambiyonun mücerretliği kuralı kapsamında müvekkilinin sözleşmenin sonuçlarından etkilenmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….mahkememiz dosyasına toplanan deliller ve ilgili mahkeme evrakları incelendiğinde davalının iyi niyetli 3. Kişi olduğunun tespit edildiği, davalının bilerek borçlunun zararına hareket ettiğini ispat edilememesi hususları da dikkate alındığında Davacının davasının reddine, takip tedbiren durdurulduğundan İİK 72/4 maddesi gereğince 30.273,69 TL nin %20 si olarak tespit edilen 6.054,73 TL tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ve tedbir ile takibin durdurulmasına dair karar verilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın çözümü konusunda görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığını, dava konusu bononun tüketici bonosu niteliğinde olduğunu, bonoya dair bedelsizlik iddiasının temelinde tüketici işlemi olduğu tüketici mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile sabit olduğundan davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğunu, yerel mahkemenin, bononun nama yazılı olmaması nedeniyle geçersiz olduğu savunmasının davalıya karşı ileri sürülemeyeceğini, kötü niyetinin de ispat edilemediği değerlendirmesi hatalı olup, tüketici hukuku mevzuatına dair istisnanın gözetilmediğini, somut olayda da, tüketici bonosu olduğu kesinleşmiş mahkeme kararları ile sabit tüketici bonosu bulunmakta olup, nama yazılı olmayan bononun müvekkili yönünden geçersiz olacağının açık olduğunu, ancak uyuşmazlık noktası, bu savunmanın bonoyu ciro yoluyla devralana karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğini, bu konuda Yargıtay’ın kararları nama yazılı olarak düzenlemesi yasal zorunluluk olan tüketici bonolarının emre muharrer olarak düzenlenmesi nedeniyle geçersiz olacağı, geçersiz olan bu senetlere ciro yoluyla hamil olan iyiniyetli olup borçlunun zararına hareket etme kastı bulunmadığı savunmasında da bulunamayacağı, yani bu savunmanın herkese karşı ileri sürülebileceği yönünde olup, bu hususun önemle gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı iktisapta da kötü niyetli olup, yerel mahkemenin davalı takip alacaklısının kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği yönündeki gerekçesinin kabul edilemeyeceği nitelikte ve somut olaya aykırı olduğunu, bir çok mağdurun senetlerinin davalıda bulunması davalının dava dışı şirketin tahsildarlığını yaptığını gösterdiğini, davalının kötü niyetinin çok açık olduğunu, davalı …’ın dava dışı şirket ile nasıl bir ticareti ya da alışverişi olduğunu, davalı, dava dışı şirket ile ilgili ticaretlerinden ya da alışverişinden neden hiç bahsetmediğini, davalının, dava dışı şirket ile arasındaki ilişkinin nedenin ne olduğunu, aradaki ilişkinin mutlak bir ticari kaydı ya da faturası var olup olmadığını, ticari defterlerin yerel mahkemece incelenmediğini, davalının ….. ile bir akrabalığı var olup olmadığı hususunda yerel mahkeme hiçbir inceleme yapılmadığını beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konya ..İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı tarafından davacı aleyhine 26/04/2016 tarihinde davacı tarafından keşide edilen 01/07/2014 keşide tarihli 2.500,00 TL bedelli, birer ay ara ile vade tarihli toplam 11 adet bonoya dayalı olarak 27.500,00 TL asıl alacak, 2.691,19 TL işlemiş faiz, 82,50 TL de komisyon olmak üzere toplam 30.273,69 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, takibe konu bonolarda dava dışı … Ltd.Şti.’nin lehtar olduğu, bu şirket tarafından bonoların davacıya ciro edildikleri görülmüştür.
Dosya kapsamına göre davacının harici yapılan sözleşmelerle dava dışı … Ltd.Şti.’den 4 adet taşınmaz satın aldığı, icra takibine konu bonoları bu satış sözleşmeleri gereği dava dışı şirkete verdiği, bonoların dava dışı şirket tarafından da davacıya ciro edilerek verildiği, davacının davasını tüketici mahkemesine açtığı, Konya ..Tüketici Mahkemesi tarafından taraflar arasındaki uyuşmazlığın kıymetli evraktan kaynaklandığı, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine, kararın kesinlemesi ve iki haftalık süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi ve davacı vekilinin talep etmesi üzerine dosyanın Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edildiği, Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’nce de davada Konya ..Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin 21/06/2021 tarih, … Esas-…Karar sayılı kararı ile. ”…. Somut uyuşmazlıkta, davacının 4 adet taşınmaz satın aldığı, taşınmaz sayısı dikkate alındığında davacının amacının konut edinmek olmadığı, mesleki veya ticari amaçlarla taşınmazları satın aldığı, davacının tüketici sıfatını taşımadığı bu sebeple dava ve takibe konu bonoların tüketici tarafından verilen bonolar olarak nitelendirilemeyeceği,taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kalmadığı, Bono, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda unsurları ile birlikte düzenlenmiş olup aynı Kanunun 4/1-a maddesi hükmü uyarınca bonoya dayalı uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, ilk derece mahkemesince karşı görevsizlikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine kararı verilmesinin hatalı olduğu ” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Bu sebeple davacının dava konusu bonoların tüketici bonosu olduğu ve davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu yönündeki istinaf sebepleri yerinde değildir.
Bonolarda da uygulanması gereken TTK’nın 687. maddesinin birinci fıkrası (6762 sayılı TTK’nın 599. maddesinin birinci fıkrası), “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun…” düzenlemesini içermektedir. Bu hükme göre şahsî def’îlerin kural olarak hamile karşı ileri sürülmesi söz konusu değildir. Ancak hamil poliçeyi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ederse, bu durumda şahsî def’îler hamile karşı da ileri sürülebilecektir.
Somut olayda davalının bonoları iktisap ederken bile bile davacının zararına hareket ettiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır