Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1207 E. 2022/1759 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
…. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 04/08/2022
NUMARASI : … Esas

DAVACI-
KARŞI DAVALILAR :

VEKİLİ :

İSTİNAF EDEN
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
YAZIM TARİHİ : 28/10/2022
Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan davada 04/08/2022 tarihinde tesis edilen ara karara karşı davalı – karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
ASIL DAVA: Davacılar vekili, müvekkili şirketin … unvanı ile 1988 yılında kurulduğunu, unvan değişikliği yaparak bugünkü unvanını aldığını, davalı …’un şirketle ilgisi olmayan dava konusu bonolardan birini icra takibine konu eden kötüniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davalılardan …’ün ise 2015 yılında müvekkili şirkete ortaklardan pay devralmak suretiyle ortak olduğunu, müvekkili gerçek kişilerin beher adedi 100,00 TL’den 5.625’er adet payı 562.500,00’er TL’sini davalı …’ten satın ve devir aldıklarını, toplamda 2.250.000,00 TL’yi peşin ve nakden ödediklerini, müvekkillerinin pay devrinden dolayı hiçbir borçlarının bulunmadığını, ancak davalının müvekkillerine fotokopilerini gönderdiği gerçekle hiçbir ilgisi olmayan tamamen sahtecilik ürünü olan dört adet sahte bonoya dayalı olarak toplam 883.000,00 USD bedelin 31/07/2021 tarihinde ödenmesini istediğini, bu nedenle müvekkillerinin davalının ürettiği sahte sözleşme ve bonolar nedeniyle haciz ve cebri icra tehdidi altında olduklarını, sahte sözleşme nedeniyle ve icra takibine konu edilmiş veya edilmemiş/edilecek sahte 4 adet bonolardan dolayı menfi tespit ve şirket eski ortağı ve yöneticisinin rekabet yasağına aykırı hareketleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini ile sahtecilik ürünü sözleşme/belge ve bonolar nedeniyle cebri icra tehdidi altında olan müvekkillerinin tedbir kararı verilmemesi halinde adaletin gecikmesi sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından şüphe olmadığından henüz takibe konu olmayan bonolar hakkında icra takibine konu edilmemeleri yönünde, şayet bunlar icra takibine konu edilmişlerse ve ileride edilirse bu bonolarla ilgili icra takibi veya takipleri hakkında ve Konya …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki icra takibi hakkında takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 16/07/2021 tarihli ara kararı ile, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; takdiren teminatsız olarak Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası nedeniyle icra dosyasındaki takibin olduğu yerde tamamen durdurulmasına, davaya konu edilen
4 adet bonodan dolayı takdiren teminatsız olarak davalılar tarafından icraya konu edilmelerinin (3. kişiler hariç olmak üzere) önlenmesine karar verilmiştir.
KARŞI DAVA: Davalı – karşı davacı vekili, davacılar tarafından davanın kötüniyetli olarak, borçtan kurtulmak amacıyla açıldığından kötüniyet tazminatı talep ettiklerini, şirket ortaklarından ve temsile yetkili …un … adlı şahıs firması üzerinden …’den maliyetinde tüfekler alıp kendi kurduğu … adlı firma üzerinden yüksek karlarla satışının haksız rekabet yasağına aykırı hareketlerinin tespiti gerektiğini, hisse devrini 2 yıl önce yapan müvekkilinin bu hisse devri ile ilgili olan alacağını protokole rağmen bu zamana kadar alamadığını, avukat vekalet ücreti ödemek zorunda kaldığını, özel bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, asıl davanın reddi ile davacılar aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, 13.500,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, …’un … adlı şahıs firmasının haksız rekabet yasağını ihlal ettiği hususunun tespitine, müvekkilinin bu olay nedeniyle uğramış olduğu gerçek zararının tespiti ve tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 25/07/2022 tarihli, Adli Tıp Raporundan da anlaşılacağı üzere senet üzerindeki imzaların, imzaları inkar eden taraflara ait olduğunu, davacı- karşı davalıların, müvekkilinin ortaklıktan ayrılma sonucu verilen senetlerin ödenmemesi veya geciktirilmesini amaçladıklarını, gerek senetlerdeki gerekse de sözleşmelerdeki imzaların, imzaları inkar eden davacı- karşı davalılara ait olduğunun 05/09/2021 tarihli uzman raporu ve Adli Tıp raporu ile de tescillendiğini ileri sürerek, müvekkilinin mağdur olmaması adına davacı – karşı davalıların ve ….’nin fabrikasının faaliyet olanı olan “… Mah. … Sk. No:… …” adresindeki tapunun üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi adına satılamaz şerhi konulmasını, davalı – karşı davacıların banka hesaplarına bloke konulmasını ve fabrika içindeki makinelerin yine aynı şekilde üçüncü kişilere satılmaması adına tedbir konularak yediemin olarak davacı- karşı davalıya verilmemesi konusunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF EDİLEN ARA KARARIN ÖZETİ: Mahkemece, “…Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davalı/karşı davacı vekilince verilen 30/07/2022 tarihli tedbir talep dilekçe ile davacı/karşı davalıların tapu ve banka hesaplarına bloke koyulması ile ilgili ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de; ihtiyati tedbir talep edilen taşınmaz ile taşınmaz içerisinde bulunan makinalar dava konusu olmadığından dosyadaki mevcut delil durumu da nazara alınarak, davalı/karşı davacı … vekilinin şartları bulunmayan tüm ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine mahkememizce yapılan değerlendirmede; davalı/karşı davacı vekilince verilen 30/07/2022 tarihli mahkememizce verilmiş olan tedbir kararının kaldırılması talebinde bulunmuş ise de; mahkememizce temin edilen Adli Tıp Kurumu Başkanlığının raporuna davacı/karşı davalılar vekilince bonoların ve protokolün gerçek veya sahtecilik ürünü olup olmadığı imzaların hamurlama veya başka bir yöntemle başka bir kağıttan transfer edilip edilmediği, imzaların başka bir kağıttan taşınıp taşınmadığı, imzalı bir kağıttan imzalı kısımların koparılarak aynı kalitedeki/nitelikteki boş bir kağıda yedirilip yedirilmediği ve hamurlama yöntemi ile belge niteliği kazandırılıp kazandırılmadığı, belgelerin ve imzaların gerçek veya sahte olup olmadıkları, belgelerdeki imzaların ve yazıların yaşları ile tanzim tarihlerinin/yaşlarının uyumlu olup olmadıkları vs. yönlerinden ek rapor temini için dosyanın tekrar Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesi talep edildiğinden ve bu talep mahkememizce uygun görüldüğünden davalı/karşı davacı … vekilinin tedbirin kaldırılması talebinin Adli Tıp Kurumundan ek rapor temin edildikten sonra ve tekrar talepte bulunulması halinde bilahare değerlendirilmesine…” dair, davalı-karşı davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, davalı-karşı davacı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebi hakkında bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı – karşı davacı vekili, kamera kayıtlarının istenilmesinin talep edildiğini, fakat taleplerinin reddedildiğini, gerek yan delillerin araştırılması gerekse de tanıkların dinlenilmeyerek dosyanın ATK’dan gelecek rapor ile sonuçlanacağına dair karar ve yön verildiğini, ATK raporunda imzaların davacı – karşı davalılar tarafından atıldığının hukuken tespit edildiğini ve buna ilişkin de teknik rapor düzenlendiğini, fakat davacı – karşı davalıların ödemeyi geciktirmek ve haklı alacaklı taraf olan davalı – karşı davacıyı zor duruma sokmak adına dosyanın tekrar ATK’ya gönderilmesinin talep edildiğini, davacı – karşı davalının bu talebi göz önünde bulundurularak mahkemece hem ihtiyati tedbir taleplerinin hem de ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddedildiğini, senetlerdeki ve protokoldeki imzaların gerçek olduğunu, davacı – karşı davalılar tarafından atıldığını ispatlayan gerek ATK raporu gerekse de taraflarınca aldırılaran özel raporlar sonucunda ispatlandığını, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararından dolayı icra yapılamadığını, davalının gerek mal kaçırma gerekse de ekonomik durumlarını borca batık duruma getirme ihtimali bulunduğundan davacı – karşı davalılar adına talep edilen ihtiyati tedbir sonucu davacı – karşı davalıların mal varlıklarına tedbir konulamadığını ileri sürerek, müvekkilinin vadesi gelmiş senetlerinin takibe konulmasını engelleyen 16/07/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması, uygun görülmezse müvekkilinin mağdur olmaması adına teminatlı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, borçluların malvarlıklarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinde ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır. ” hükmü düzenlenmiştir.
HMK’nın 390. maddesinde de” İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” hükmü yer almaktadır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri nazara alındığında, somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasal koşulların oluşmadığı ve ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından davalı-karşı davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı – karşı davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Davalı – karşı davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden harç ve istinaf yargılama giderleri ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
5- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T