Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1157 E. 2022/1603 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tanıma ve Tenfiz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZIM TARİHİ : 17/10/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ile arasındaki 12.11.2019 tarihli ve … sayılı tedarik sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümü amacıyla tahkim yoluna başvurduğunu, … Ticaret ve Sanayi Oda Başkanlığı Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi’nin 18.01.2021 tarih,… dosya ve … numaralı hakem kararının 27.01.2021 tarihi itibariyle kesinleştiğini, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) 54. maddesi kapsamında yer alan şartlar sağlandığını, müvekkili ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi tarafından verilen söz konusu kararın Türk Hukuku nezdinde tanınması ve tenfiz edilmesi gerektiğini, davalı şirketin söz konusu uyuşmazlığının çözümü ve kendisini savunması için usulüne ve hukuka uygun bir şekilde dört defa tahkim yerine çağrıldığını, davalı şirketin, MÖHUK madde 54 uyarınca, usulüne uygun bir şekilde çağrılarak diğer bir ifade ile kendisini tahkim yerinde hazır bulunarak savunma hakkı defalarca tanındığını, taraflar arasında görülmüş ve Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanmış 18.01.2021 tarih, … dosya numaralı ve … numaralı hakem kararı uyarınca, müvekkili lehine ürün tutarını temsil eden 18.000 Euro, uygun olmayan kalitedeki ürünlerin teslimatını temsil eden 18.000 Euro, tahkim masraflarını temsil eden 6.294,58 Euro ve 15.665 Ley, davalı şirket tarafından, müvekkili nezdinde bulunan hamur bölme makinesinin (“Ponder-Volumetric Dough Divider”) geri alınması kararı verildiğini, işbu hakem kararının 27.01.2021 tarihi itibariyle kesinleştiğini ve taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiğini ileri sürerek, … Ticaret ve Sanayi Oda Başkanlığı Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesinin 18.01.2021 tarih, … dosya numaralı ve … numaralı hakem kararının tenfizini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacıdan tenfize konu alacağın miktarına göre harç alınması gerektiğini, teminat yatırılmadığını, tebligatların süresine ve yönetime uygun olmayıp adil yargılanma ilkesinin zedelendiğini, davacının bu şekilde bir tahkim sözleşmesi imzalamadığını, davacının iyiniyetli olmayıp, ödemezlik def’i haklarının bulunduğunu, kamu düzenine aykırılık olup olmadığının re’sen incelenmesi gerektiğini, mahkemece asıl belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Dava, milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunun (M.Ö.H.U.K.) 38. maddesi uyarınca açılan yabancı mahkeme kararın tenfizine karar verilmesini talebine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen tenfize konu … Ticaret ve Sanayi Oda Başkanlığı Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesinin 18/01/2021 tarih ve … dosya numaralı ve … numaralı hakem kararının 27/01/2021 tarihinde kesinleşmiş ve Apostille = tasdik şerhi ile onaylanmış, ayrıca üzerinde belirtilen şerhe ve ibraz edilen tebligat parçalarına göre yabancı mahkeme ilamının Lahey sözleşmesi hükümlerine uygun olarak tebliğ edildiği ve kararın kesinleştiği , tenfiz kararı vermek için MÖHUK 54. maddesindeki şartları da taşıdığı anlaşıldığından davanın kabulü ile, … Ticaret ve Sanayi Oda Başkanlığı Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi’nin 18/01/2021 tarih ve … dosya numaralı ve … numaralı hakem kararının tenfizine…” gerekçesiyle, davanın kabulüne, … Ticaret ve Sanayi Oda Başkanlığı Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi’nin 18/01/2021 tarih, … dosya numaralı ve .. numaralı hakem kararının tenfizine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkeme kararının gerekçesinin yeterli olmadığını, eksik harcın tamamlattırılmadığını, teminat yatırılması zorunlu olup, teminat yatırılmaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tebligatlar süresinde ve yöntemine uygun olmayıp adil yargılanma ilkesinin zedelendiğini, müvekkilinin bu şekilde bir tahkim sözleşmesi imzalamadığını, davacının iyiniyetli olmayıp, ödemezlik def’i haklarının bulunduğunu, kamu düzenine aykırılık olup olmadığının re’sen incelenmesi gerektiğini, mahkemece asıl belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, … Ticaret ve Sanayi Oda Başkanlığı Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay … HD’nin … E- … K, … E- … K., sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 60-63. maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi düzenlenmiştir. Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmalar kapsamında bulunmayan uyuşmazlıklarda adı geçen kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olmakla birlikte, “Türkiye’de Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki 10 Haziran 1958 tarihli New York Sözleşmesi” 08.05.1991 tarih ve 3731 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olduğundan ve yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde, bu sözleşme hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekli olduğundan, MÖHUK kapsamına giren hakem kararlarının alanı oldukça daralmıştır. Bununla beraber, Türkiye’nin New York Sözleşmesine taraf olduğu 08.05.1991 tarihinden itibaren ve bugün itibariyle, bu sözleşmeye taraf olmayan bir devlet ülkesinde verilen ve yerli olmayan hakem kararları, MÖHUK kapsamına giren hakem kararlarıdır. (Banu Şit, Kurumsal Tahkim ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, Ankara 2005, sh.194)
Öte yandan 21.06.2001 tarihinde, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK) kabul edilmiş ve 05.07.2001 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Tahkim usulüne uygulanacak kuralları düzenleyen söz konusu kanunun, “amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesi gereğince, yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği veya anılan kanun hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklarda, MTK’nın uygulanması zorunludur. 05.07.2001 tarihinden itibaren yasa kapsamına giren uyuşmazlıklarda MTK uygulanacaktır. (“Yabancılık Unsuru Kavramı ve ICC Tahkimi” Prof. Dr. Ziya Akıncı, 6.4.2004 Milletlerarası Tahkim Semineri, Ankara 6.4.2004 sh.39.) Tahkim şartını içeren sözleşme tarihinin, MTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce olması halinde ise uyuşmazlığın söz konusu kanun kapsamına girmediği kabul edilmektedir.(Yargıtay HGK. 08.02.2012 tarih, 2011/13-658 E. 2012/47 K.)
Anılan mevzuat hükümlerinin yürürlük tarihleri ve kapsamları dikkate alındığında, dava konusu uyuşmazlıkta, tenfizi talep edilen hakem kararı taraflar arasındaki 12.11.2019 tarihli sözleşmeye ilişkin olup, New York Sözleşmesine taraf olan Romanya’da verilmiş olduğundan, uyuşmazlığa tenfiz şartları bakımından Türkiye’nin de taraf olduğu “New York Sözleşmesi” hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi, tenfiz prosedürüne tabi olduğundan, hakem kararının New York Sözleşmesine göre, tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesine gelince ise; yabancı hakem kararlarının tenfizini engelleyen haller New York Sözleşmesinin (V). maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin (V). maddesindeki şartlardan bir kısmını tenfiz mahkemesi re’sen dikkate almak zorundadır. Diğer şartları ise tarafların iddia ve ispat etmesi gerekmektedir.
Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak şartlar şunlardır: 1- Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması, 2- Hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır.
Taraflarca iddia ve ispat edilecek tenfiz engelleri ise 1- Tahkim anlaşmasının taraflarının ehliyetsiz olması veya tahkim anlaşmasının geçersiz olması, 2- Hakkında hakem kararının tenfizi istenen tarafın hakem seçiminden veya tahkim yargılamasından usulen haberdar edilmemiş olması veya delillerini sunma imkânından mahrum edilmesi, 3- Hakem kararının, tahkim anlaşmasında yer almayan bir hususa ilişkin olması veya tahkim anlaşmasının sınırlarını aşması, 4- Hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usulün, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği yer hukukuna aykırı olması, 5-Hakem kararının tabi olduğu veya verildiği yer hukuku hükümlerine göre kesinleşmemiş veya icra kabiliyeti kazanmamış veya verildiği yer mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasıdır (Nuray Ekşi, Yargıtay Kararları Işığında ICC Hakem Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi, 25.11.2008 tarihinde İstanbul Sanayi Ticaret Odası’nda yapılan ICC Tahkimine İlişkin Milletlerarası Seminer’de sunulan tebliğ, Ankara Barosu Dergisi, Yıl:67, sayı:1,Kış 2009, sh.58,59)
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davalı vekili tarafından harç eksikliği bulunduğu ileri sürülmüş ise de, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 3. ve 4. maddesi ile, Harçlar Kanunu’nun (1) sayılı Tarifesi’nin nispi harçları düzenleyen A/III/1-a bendi düzenlemesi uyarınca yabancı hakem kararlarının tenfizinde maktu harç alınması gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, … -… E- … K. sayılı ilamının da bu doğrultuda olduğu anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı vekilinin teminat alınması gerektiğine yönelik istinaf istemlerinin incelenmesine gelince ise; MÖHUK’un 48. maddesinde ” (1) Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.
(2) Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar. ” hükmünün düzenlendiği, … ve … arasında imzalanan ve ” … ile … Arasında Hukuki Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşması”nın onaylanmasının uygun bulunmasına dair 5704 sayılı Yasa’nın 10.02.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandığı ve anlaşmanın 13. maddesinin ”Teminattan Muafiyet” başlığı taşımakta olup, ” Bir Akit Tarafın vatandaşları, diğer Âkit Tarafın adlî makamları önündeki işlemlerinde, salt yabancı olmaları veya diğer Akit Taraf ülkesinde ikametgâhları bulunmamasından ötürü teminat akçesi (judicatum solvi) vermekle yükümlü tutulmayacaklardır.” şeklinde düzenlendiği ve bu itibarla, karşılılık şartının sağlandığı anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf isteminin de yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı vekilinin, tahkim anlaşmasının tarafı olmadığı, tebligatların süresinde ve usulüne uygun yapılmadığı ve bu itibarla savunma hakkının kısıtlandığı, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar bulunduğuna yönelik istinaf istemlerinin de dosya içerisinde bulunan taraflar arasında akdedilen sözleşme, davacı tarafça ibraz edilen belgeler itibariyle yerinde olmadığı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında somut uyuşmazlık kapsamında yabancı hakem kararının tenfiz şartlarının oluştuğu ve ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından, davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T