Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1153 E. 2023/1982 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2022
NUMARASI : Esas – Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No: …)

VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/10/2023
YAZIM TARİHİ : 18/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 07/06/2022 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında Bayilik sözleşmeleri gereğince ticari ilişkilerinin olduğunu, taraflar arasında 2 adet bayilik sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmelerden bir tanesinin … Mah., …. Cad. … Altı No:1…Selçuklu/ Konya adresine ilişkin olup 08/10/2014 tarihinde akdedilip 5 yıl süreli olduğunu, sözleşme gereği süre sonunda feshedilmediğinden dolayı birer yıllık dönemlerle uzadığını, bir tanesinin ise … Mah., …. No adresine ilişkin olup 07/05/2017 tarihinde akdedilip 5 yıl süreli olduğunu, ancak taraflarca 09/10/2019 tarihinde karşılıklı olarak anlaşılarak feshedildiğini, yani sözleşmelerden birisinin fesih protokolü gereğince süresinden çok önce feshedilmiş olduğunu, ikinci sözleşmenin ise henüz feshedilememiş olduğunu, alacaklı konumunda olan davacı müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde müvekkili şirket tarafından 35 adet fatura kesilmiş olduğunu, bu satım işlemine ilişkin mevcut durumun müvekkili şirketin ticari defterlerinden açıkça anlaşılmakta olduğunu, müvekkili şirketin davalıya mobilyaları teslim etmiş olmasına rağmen davalının borcunu ödememiş olduğunu, davalıya ulaşma çabalarının da boşa çıkması üzerine alacağın tahsili amacıyla Konya .. İcra Müdürlüğü’nün ….E. sayılı dosyası ile davalı borçluya yönelik olarak icra takibi başlatılmış olduğunu, fakat davalının takibi durdurmak ve süreci uzatmak adına tamamen kötüniyetli olarak borca, faize ve diğer ferilere itirazda bulunulduğunu, davalının yapmış olduğu tüm itirazların haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, zira fatura içeriğindeki mobilya ve diğer ürünlerin davalıya teslim edilmiş olmasına rağmen, davalının ödemelerini yapmayarak müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellediğini ileri sürerek Konya .. İcra Dairesi’nin …. E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, davalının alacağın % 20’sinden az olmamak üzer icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davada talep etmiş olduğu alacakların bir kısmının, davaya konu icra takibinde alacağın dayanağı olarak gösterilmemiş olduğunu, dolayısıyla işbu faturalara dayalı itirazın iptali davası açılamayacağını, davacı tarafın alacaklarına ilişkin doğru olmayan beyanda bulunmuş olduğunu, bunun da alacakların şüpheli olduğunu gösterdiğini, ayrıca davacı tarafın delil olarak sunmuş olduğu yazdırılma tarihi 10.03.2020 olan belgede takip talebinde alacaklı olunduğu iddia edilen faturaların büyük bir kısmının görünmediğini, oysa müvekkilinin davacı taraftan alacağının olduğunu, buna ilişkin olarak Konya … İcra Müdürlüğü’nün ….E. sayılı dosyası ile takip başlatılmış olduğunu, bu takibin çıkışının 49.590,45-TL olup, davacı taraf bu takibe itiraz etmiş olduğundan kendileri tarafından da itirazın iptali davası açacaklarını, 10.06.2020 tarihli ….yevmiye numaralı ihtarnamenin eki olarak davacı şirketçe iade alınması gereken ürünlerin ve bu ürünlerin bedellerinin yer aldığı bir tablonun sunulmuş olduğunu, tabloya göre iade edilmesi gereken bu ürünlerin toplam bedelinin 49.590,45-TL olduğunu, tarafların birbirlerinden olan alacaklarının mahsubunun gerektiğini, ayrıca müvekkilinin satılamayan bu ürünlerin muhafazası için kira sözleşmesini feshetmediğinden her gün zarara uğramakta olduğunu, bu zararın da mahsubun içerisinde hesaplanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini ve davacının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan kök ve ek rapor ve dosya kapsamına göre, her iki tarafın defterlerinin de usulüne uygun olarak tutulduğu ve delil kabiliyetini haiz bulunduğu, davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 49.590,45-TL tutarında asıl alacağının bulunduğu, ancak davacının takip talebinde 49.416,54-TL asıl alacak talep ettiği, bu talebin kabulünün gerektiği, takipteki işlemiş faiz yönünden ise takipten önce davalı yanın temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği davalının almış olduğu ürünleri iade etmesinin mümkün olmadığı, davalı yana yemin delili hatırlatılmasına rağmen bu delile başvurulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Konya .. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 49.416,54-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, asıl alacak olan 49.416,54-TL ye takip tarihinden itibaren yıllık % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen miktarın % 20 si olan 9.883,30-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında devam eden bir bayilik ilişkisi bulunmadığını, bu sebeple satılmayan ürünlerin satışının fesihten sonra satılmasının mümkün olmadığını, Yargıtay içtihatları da satılamayan ürünlerin iade alınması gerektiği yönünde olduğunu, iddialarının, 12.03.2020 tarihinde karşılıklı anlaşma ile bayilik sözleşmesinin sona erdirildiğini, dolayısıyla 12.03.2020 tarihinden sonra devam eden bir bayilik ilişkisi bulunmadığına ilişkin olduğunu, ilk derece mahkemesince sözleşmenin 1.maddesinin h bendinde yer alan ” yetkili satıcı, satın aldığı ürünlerin satış rizikolarını tamamen ve münhasıran üstlenmiş olup, satın aldığı ürünleri satamadığı yada değişik gerekçelerle …’e (davalı) iade edemeyecektir.” hükmü dikkate alınarak değerlendirme yapıldığını, bu hükmün sözleşmenin yürürlükte olduğu döneme ilişkin olduğunu, sözleşmede sözleşmenin feshi ve sonuçlarının dokuzuncu maddede düzenlendiğini, davacının söz konusu malları iade almak zorunda olup olmadığının bu madde hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, bu madde göre müvekkilinin sözleşmenin sona ermesiyle “bayi” olarak sahip olduğu hakları başkasına devredeceğini, bunun kapsamında müvekkilinin satın almış olduğu malların da dahil olduğunu, taraflar arasında sözleşmenin sona ermesi sebebiyle müvekkilinin artık söz konusu ürünleri satmasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, davalının satılmayan kendi şirket ürünlerini iade alması ve bedelini müvekkiline vermesi gerektiğini, çünkü müvekkilinin sözkonusu ürünleri satmasının hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğini, aynı zaman da suç ta teşkil edebileceğini, davacının davada talep ettiği alacakların bir kısmının, davaya konu icra takibinde aşağıdaki faturalar icra dosyasında alacak dayanağı olarak gösterilmediğini, dolayısı ile iş bu faturalara dayalı itirazın iptali davası açılamayacağını, davacı şirketin ve müvekkilinin birbirlerinden olan alacaklarının mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme tarafından davacının dava konusu icra dosyasındaki takip talebine konu yaptıkları faturalar yönünden bir inceleme yapılmadığını, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davacı hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi kapsamında davalıya satılan mallar nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptalini talep etmekte, davalı taraf ise bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, fesih tarihine kadar satılamayan ürünlerin davacı tarafça alınması gerektiğini, sözkonusu ürünler için kesilen iade faturasının davacı tarafça kabul edilmediğini, ancak fatura bedelinin dava konusu alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmektedir.
Taraflar arasında dava konusu icra takibinin dayanağı faturalarda belirtilen malların davalıya teslim edildiği ve bedelinin ödenmediği hususu her iki tarafın da kabulünde olup uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin feshedilip edilmediği, davacının davalıya sattığı ürünleri iade alması gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Bayilik sözleşmesinin sona ermesi halinde sözleşmede kararlaştırılmış olması durumunda veya bayinin stokta kalan malları satmasının rekabet yasağına veya bayilik verenin marka haklarına aykırılık teşkil etmesi vb. durumlarda bayinin stoğunda kalan malların üretici tarafından iade alınması yükümlülüğü bulunmaktadır. Dava konusu somut olayda davalı taraf, taraflar arasındaki sözleşmelerin feshedildiğini, sözleşmeler gereğince davacının stokta kalan malları iade alması gerektiğini savunup stokta kalan malların bedelinin tahsili için icra takibi yaptığını, itiraz üzerine davacı aleyhine itirazın iptali için dava açtığını beyan ettiğine göre öncelikle, sözleşmelerin feshedilip edilmediğinin, sözleşmeler feshedilmiş ise davacının stokta kalan malları sözleşme hükümleri veya dürüstlük kuralı gereğince iade alması gerekip gerekmediğinin tespiti gerekmektedir. Çünkü davacı üreticinin davalı bayinin stoğunda kalan malları iade alması gerektiğinin kabulü halinde davalının iade edeceği malların bedeli kadar davalı davacıdan alacaklı olacak ve davalının takas defi nedeniyle bu miktar davacının alacağından mahsup edilecektir.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre taraflar arasında birisi “…. mahallesi … No… Selçuklu/KONYA” adresinde, diğeri “… Mahallesi …caddesi No:… Selçuklu Konya” adresinde olmak üzere iki ayrı bayilik sözleşmesi imzalandığı, “,,,, mahallesi …. No… Selçuklu/KONYA” adresine ilişkin sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Ancak “….Mahallesi … caddesi No:….Selçuklu Konya” adresine ilişkin sözleşmenin feshedilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Mahkemece, taraflardan “…. Mahallesi …. caddesi No:… Selçuklu Konya” adresine ilişkin sözleşmenin feshedilip edilmediği hususundaki beyanları ve delilleri sorularak sözleşmenin feshedilip edilmediğinin, sözleşme feshedilmiş ise davacının stokta kalan malları sözleşme hükümleri veya dürüstlük kuralı gereğince iade alması gerekip gerekmediğinin, gerekli görüldüğü takdirde konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınarak tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadan ve davalının Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine açtığı davanın eldeki davayı etkileyip etkilemeyeceği, dosyaların birleştirilmesinin gerekip gerekmediği değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2022 tarih, ….Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 843,91 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır