Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1143 E. 2022/1402 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C. Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …
DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
YAZIM TARİHİ : 03/10/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak davasında 26/02/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen 24/09/2021 tarih … Esas … sayılı kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/06/2022 tarih 2022/302 Esas 2022/4405 Karar sayılı ilamıyla bozularak dairemize iade edildiği anlaşılmakla, dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa bir miktar para verdiğini, müvekkili davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, parayı geri alamadıkları gibi herhangi bir kar payı da ödenmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu ‘na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin vs. cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak vs. suçlarından değişik ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 Euro’nun 3095 sayılı kanunun 4/a madesi uyarınca devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği ödeme tarihinin çelişkili bir şekilde açıklandığını, davacıdan teminat alınması gerektiğini, davacının dayanak gösterdiği belgenin davalıyı ilzam etmediğini, davacının iş bu davada bankacılık mevzuatı hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki beyanlarının yasaya aykırı olduğunu, davacının müvekkili şirkete davacının müvekkilinin bankacılık, SPK, TTK ve BK hükümlerini ihlal ettiğine dair iddialarının doğru olmadığını, davacıdan hile haksız fiiline dayalı para alındığına ilişkin iddianın doğru olmadığını, bir an doğru olduğu kabul edilse bile; davacı tarafça BK’nın 28 ve devamı maddelerinde belirtilen yasal bir yıllık hakdüşürücü dava açma süresi içerisinde dava açmadığını, bu nedenle haksız fiiller için BK’nın 60 sebepsiz zenginleşme için aynı yasanın 66 sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan talepler için aynı yasanın 125. maddesinde belirtilen sürelerin geçmesi sebebiyle alacağın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesi içeriğinde davacının yedinde hisse senetlerinin bulunduğunun belirtildiği nazara alındığında; davacının şirket ortağı olduğunu, TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince davacının dava açma hakkının bulunmadığını, bu nedenle davacının dürüst davranmadığını, açılan davanın esastan da reddi gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 7194 s. Kanun’un 41. maddesi ile “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” eklenen Geçici 4/2. maddesi gereğince, davacının davalı şirkete ortak olmadığının tespiti talebi ile dava dilekçesindeki 1.000 Euro’luk alacak talebine ilişkin davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının 24/02/2020 tarihli ıslah dilekçesindeki 40.000 Euro’luk alacak talebine ilişkin davasının ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle; 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddenin anayasaya ve avrupa insan hakları sözleşmesine aykırı olduğunu, ıslah talepleri yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle verilen usulden ret kararı bakımından da kararının kaldırılması gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf ettiği, 09/03/2021 tarihli dilekçeleriyle de istinaf kanun yoluna başvurularından feragat ettiklerini bildirdikleri görülmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle; 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde uyarınca açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği halde gerekçe kısmında zamanaşımı ve hak düşürücü itirazlarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZİN 24/09/2021 TARİH … ESAS VE … KARAR SAYILI KARARI İLE; tarafların istinaf taleplerinin reddi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 06/06/2022 TARİH 2022/302 ESAS 2022/4405 KARAR SAYILI BOZMA İLAMIYLA: “1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesindeki talepler yönünden 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına, 7194 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra ibraz edilen ıslah dilekçesindeki talepler yönünden ise anılan Yasa’nın 41. maddesi karşısında davacının ıslah isteminde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bu taleplerin usulden reddine karar verilmiştir. Davacı 7194 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra ıslah talebinde bulunmuş olup 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesinin açık hükmü gereğince davalı şirkete ortak sayılan ve yatırdığı parayı herhangi bir sebeple geri istemesi mümkün olmayan davacının anılan yasa yürürlüğe girdikten sonra ıslah ile talep ettiği alacağa ilişkin İlk Derece Mahkemesince usulden ret kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dava dilekçesi ile talep edilen kısımlar yönünden İlk Derece Mahkemesi 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesini uygulayarak yasaya uygun şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş olup mahkemenin bu değerlendirmesi de yerindedir. Şu halde İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı için Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu sebeple bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,” şeklinde hüküm kurularak dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Yargıtay bozma ilamından sonra dairemizce yapılan yargılamada Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/06/2022 tarih 2022/302 Esas 2022/4405 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince delillerin esastan değerlendirilmesi ve tarafların istinaf kanun yoluna başvurmasından sonra 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya Geçici 4.Madde eklenmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen 31/12/2014 tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiğini, verilen para karşılığında kendisine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen parasının iade edilmediğini verdiği paranın faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacı tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendisine verdiği para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini , davacının şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının TTK.nun 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dairemizce Yargıtay Bozma ilamına uyularak ve yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; davacı ile davalılardan … A.Ş. arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşılmakla tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine, ilk derece mahkemesi kararı daha önce Dairemizin 24/09/2021 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı ile kaldırılarak açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği, Dairemizce verilen bu kararın da yukarıda belirtilen Yargıtay ilamı ile bozulduğu, bu durumda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2021 tarih, 2021/10-643 Esas- 2021/1457 Karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2020 tarih, 2020/3473 Esas-2020/7194 Karar ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 15/12/2020 tarih, 2020/354 Esas- 2020/49 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi, işin esası hakkında da yeniden karar verilmesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.03.2021 tarih, 2021/2-96 Esas- 2021/205 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, Yargıtay bozmasından sonra duruşma açılarak karar verilmesi durumunda istinaf vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı ile davalının istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,300 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
B) İlk derece mahkemesince verilen karar, daha önce Dairemizin 24/09/2021 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı ile kaldırılarak açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği, Dairemizce verilen bu kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle Yargıtay 11. HD tarafından bozulması nedeniyle; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2021 tarih, 2021/10-643 Esas- 2021/1457 Kararı doğrultusunda davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 7194 s. Kanun’un 41. maddesi ile “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” eklenen Geçici 4/2. maddesi gereğince, davacının davalı şirkete ortak olmadığının tespiti talebi ile dava dilekçesindeki 1.000 Euro’luk alacak talebine ilişkin davası yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının 24/02/2020 tarihli ıslah dilekçesindeki 40.000 Euro’luk alacak talebine ilişkin davasının ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle usülden REDDİNE,
3-Peşin alınan ıslah harcı dahil 4.612,93 TL. nispi karar ve ilam harcından, karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL. maktu karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 4.558,53 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL.’lik peşin harç dahil 1.259,85 TL. yargılama giderinin davalı … Holding A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekilleri için dava dilekçesindeki talepler yönünden 3.400 TL. maktu vekalet ücretinin davalı … Holding A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekilleri için ıslah dilekçesindeki talepler yönünden 3.400 TL. nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … Holding A.Ş.’ye verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine
C) Davalı tarafça temyiz incelemesi sırasında yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
E) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

…Ç