Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1134 E. 2022/1620 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 21/06/2022
NUMARASI : … Esas

ASIL DOSYADA
İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. …-

DAVALILAR : 1- … – T.C Kimlik No:…
2- … – T.C Kimlik No:…
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

BİRLEŞEN KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI
İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. …-

DAVALI : … – T.C Kimlik No:…
VEKİLİ : Av. … –

BİRLEŞEN KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI
İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No:…
VEKİLİ : Av. …-

DAVALI : … – T.C Kimlik No:…
VEKİLİ : Av. … –
TALEP : İhtiyati Tedbir

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZIM TARİHİ : 17/10/2022
Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve birleşen dosyalar ile açılan davalarda ihtiyati tedbir talebine ilişkin 21/06/2022 tarihli ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
TALEP: Davacılar vekili talep dilekçesinde özetle; mahkemece verilen 07/12/2021 tarihli ara karar ile talep ettikleri tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, kararı istinaf ettiklerini, Konya BAM … Hukuk Dairesinin mahkememizce verilen kararın tedbir harcı yatırılmadığından kaldırılmasına karar verdiğini, tedbir harcı eksikliğini tamamladıklarını, mahkeme dosyasında verilecek karar kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere tedbir kararı verilerek, ….’ye ortak gözüken davalıların paylarından kaynaklanan hak ve yetkilerinin tedbiren askıya alınmasını, bu payları temsile yetkili kayyım atanmasını ve ayrıca şirketin yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili olan davalıların bu görevlerinin askıya alınarak yöneticilik yapmak üzere ayrı bir kayyım atanmasını, bu kararların Ticaret Siciline tescil ve ilanını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; “…Ana dava, dava dışı şirkete ait hisselerin devri işleminin, geçersiz/ batıl olması sebebiyle iptaline, birleşen davalar ise davacılara hariçten yapıldığı ileri sürülen hisse devri işleminin tespiti ve tescili ya da devredilmiş hisse bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, eldeki davalarda, davalı taraflara şirket yöneticisi olmaları ve şirketin yönetim şeklinden dolayı bir husumet yöneltilmemiştir. HMK’nun 389. maddesinin açık hükmü gereğince ihtiyati tedbir sadece dava konusu şey hakkında verilebilir. Dava taraflarının dava dışı şirketteki hisse oranlarının değişip değişmeyeceği yargılama sonucunda anlaşılacak olup, davanın kabulü halinde hisse çoğunluğunun ele geçirilecek olmasından sebeple şirket yönetimine ilişkin bu aşamada tedbir kararı verilmesinin hak ve menfaat dengesine uygun düşmeyeceği kanısına varılmıştır. Zira, dava sonunda hükümle ulaşılabilecek sonuca tedbirle ulaşacak şekilde karar verilemez. Öte yandan ana dava ve birleşen davalarda dava konusu şirket hisselerinin devrinin önlenmesine yönelik iş bu talep öncesinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup; dava konusu şirket hisselerinin yönetilmesi veya temsil edilmesi amacıyla kayyım atanması talebinde yaklaşık ispat koşulu sağlanmamıştır. Açıklanan nedenlerle her iki tedbir talebinin reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle davacı tarafın 21/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; … ‘nin 2400 adet payından, 240 adedi davalı …’ye, 792 adedi davalı …’a, 528 adedi davalı …’a, 480 adedi davacı …’ye, 216 adedi dava dışı …’ye, 120 adedi dava dışı …’ye ve 24 adedi de dava dışı …’ye ait olduğunu, mahkemenin … Esas sayılı dosyasındaki davanın kabulü halinde davalılar … ve …’ın ortak sıfatları kalmayacağını, birleşen davaların kabulü halinde ise diğer davalı …’nin ortak sıfatı kalmayacağını, hem … Esastaki hem de birleşen davaların kabulleri halinde ise hem davalılar … ve …’ın hem de davalı …’nin ortak sıfatları kalmayacağını, dolayısıyla davaların kabulü halinde şu an çoğunluk olan …, … ve … ortaklık sıfatlarını kaybedeceklerini ve müvekkillerinin ve arkadaşları çoğunluğun sahibi olacağını, hatta azınlık olarak kalan … bile kendisini azınlık olarak hissetmeyecek ve şirkete hak ve adalet geleceğini, davalılar ortaklık ve yönetim kurulu üyeliği adı altında şirkette terör estirmekte olduğunu ve ortakların yasal hakları kullandırılmadığı gibi ortakların şirket merkezine veya işletmelerine dahi sokulmadığını, şirketin içi boşaltılmadığını hiçbir konuda hesap sormanın mümkün olmadığını, davalara konu şirket hisselerinin devrinin önlenmesi yönündeki tedbir kararları davalarında yetersiz kaldığını, şirket giderek kavganın ve feshin eşiğine sürüklenmekte olduğunu, bunların önüne ancak mahkemece dava konusu hisselere ve şirket yönetimine kayyımlar atanması ile engel olunabileceğini, mahkemenin önceki kararı ile bu yöndeki taleplerinin reddedilmesi dosyaya ve adalete uygun olmadığını, iddialarının yaklaşık ispat derecesini geçecek boyutta olduğunu, davalı …, vesayet altına alınması gereken ve uzun zamandır hukuki ehliyetten yoksun ve kandırılmaya yatkın yaşlı bir kimse olduğunu, onunda haklarının korunması gerektiğini, dava ve birleşen; kişiler hukukuna yönelik olduğundan ortaklık hisseleri bizatihi dava konusu olduğundan, ağır ve kronik menfaat çatışması olduğundan, yöneticilik görevleri çığırından çıktığından ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasını istemek zorunda kaldıklarını beyan ederek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak davada verilecek karar kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere; öncelikle ….’nde ortak gözüken davalı …’nin 240/2400 payını, davalı …’ın 528/2400 payını ve davalı …’ın 792/2400 payını temsil ve paydan kaynaklanan hak ve yetkilerinin tedbiren askıya alınmalarına ve davalıların bu paylarını temsil etmek ve bu paylardan kaynaklanan hak ve yetkileri kullanmak üzere paylara her ortak için ayrı olmak üzere bu işlerden anlar üç ayrı kayyım atanmasına, ikinci olarak ….’nin yönetim kurulu başkanı … ve şirket yönetim kurulu başkan vekili …’ın işbu yönetim kurulu üyeliklerinin ve yöneticilik görevlerinin tedbiren askıya alınmasına ve şirket yöneticiliği yapmak üzere bu işlerden anlar başka bir kayyım (yönetici kayyım) atanmasına, yönetici kayyım taleplerinin uygun görülmemesi halinde denetçi kayyım atanmasına, tedbir ve kayyım atanmasına ilişkin kararların ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır. ” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı kanunun 390. maddesinde de ” İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” düzenlemesi bulunmaktadır.
Dava dosyasındaki mevcut delillerin incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin davacıların ihtiyati tedbir talepleri ile ilgili delilleri değerlendirmesi sonucunda varmış olduğu kanaate göre verdiği kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat şartının yerine gelmediği, istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, asıl ve birleşen dosyalar davacılarının istinaf başvuru taleplerinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davaların davacılarının istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl ve birleşen davalar için alınması gereken harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran asıl ve birleşen dosyalar davacıları tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç