Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1131 E. 2023/1668 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2021
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …)
2- … (T.C. Kimlik No: …)
3- … (T.C. Kimlik No: …)
4- … (T.C. Kimlik No: …)
5- … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

DİĞER DAVALILAR 6- …
7-
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/09/2023
YAZIM TARİHİ : 19/09/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 22/12/2021 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacı ve bir kısım davalıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile dava dışı ….Tic. A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalıların tamamının her birinin bu borçtan sorumlu olduğunu, dava konusu borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara Beşiktaş …. Noterliği’nin 12/11/2018 tarih ve …. yev. Numarası ile kat ihtarnamesi gönderildiğini, kat ihtarnamesine rağmen de borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazının haksız olduğunu, taraflarca imzalanan protokolün borçlular tarafından ihlal edilerek hükümsüz kaldığını beyan ederek, davalıların Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, ipotek veren asıl borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmamasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacı lehine ipotek tesis edilmiş olup ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmadan davalı kefillere müracaat edilemeyeceğini, dava takip konusu borcun yapılandırılmış olup, kefaletlerin de hükümsüz kaldığını, kefillerin BSMV yönünden herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… Hükme esas alınan bankacı bilirkişinin 14/06/2021 tarihli 1. ek raporuna göre ve takip tarihi itibariyle davacı bankanın alacağının,
A) Nakdi krediler yönünden ;
a) Davalılardan … Şti. yönünden : asıl alacak 24.324.285,64 TL, takip tarihine kadar işlemiş faiz 10.217.268,05 TL, faizin BSMV’si 510.863,40 TL, teminat mektubu komisyonu 299,25 TL. ve masraf 259,30 TL. olmak üzere alacağın toplam 35.052.975,64 TL. olup, bu bedele KGF kredi alacağının da dahil olduğu,
b) Davalılardan …, …, …, …, …Tic. Ltd. Şti. yönünden ise : asıl alacak 24.248.211,94 TL, takip tarihine kadar işlemiş faiz 10.217.268,05 TL, faizin BSMV’si 510.863,40 TL, teminat mektubu komisyonu 299,25 TL. ve masraf 259,30 TL. olmak üzere alacağın toplam 34.976.901,94 TL. olduğu belirlenmiş, bu bedele KGF kredi alacağının da dahil olduğu, bu bedeller üzerinde itirazın iptali ile takibin devamına ve davalıların sorumlu olduğu asıl alacaklar üzerinden takip tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi gerektiği belirlenerek, bu davalılar yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19. HD.nin 30/05/2018 gün ve 2016/18763 E. 2018/3099 K. sayılı emsal içtihadına göre, “Takibe konu alacak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Somut olayda alacak likit ve belirlenebilir olduğundan hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi takibe konu BSMV alacağı ile ilgili olarak da istemine reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.”
Alacağın miktarı, hükmedilen nakdi kredi yönünden belirli (ve belirlenebilir) olup, yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında da belirtildiği üzere bu haliyle likit olduğundan, Yargıtay 19. HD. nin 16.10.2008 gün ve 2008/ 5336 E. 2008/ 9670 K. emsal içtihadı gereğince ilgili davalıların sadece asıl alacak üzerinden değil, hükmedilen meblağ üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar vermek gerekmiş ve Yargıtay 19. HD. nin 10.02.2005 gün ve 2004/ 8013 E. 2005/ 1022 K. sayılı emsal içtihadına göre de, dava açılmasında harçlandırılmayan icra inkar tazminatı, harç ve davacı yararına vekalet ücreti takdirinde dava değerine dahil edilmemiştir.
Davalı taraf da, nakdi kredilere ilişkin olarak davanın reddedilen kısmı üzerinden feri nitelikte kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de; davanın reddedilen kısmı yönünden davacı bankanın haksız olmakla birlikte, takibin kötüniyetli de yapıldığı ispat edilemediğinden ve karine olarak iyiniyet mevcut olduğundan, davalı tarafın davanın reddedilen kısmına yönelik olarak feri nitelikteki ve 2004 s. İİK’nın 67/2. maddesine göre şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
B)Gayrinakdi krediler yönünden ise;
Yine aynı 1. ek raporda belirtildiği üzere, davalılardan … hariç diğer bütün davalılar yönünden 10 adet çek yaprağı banka sorumluluk bedeli toplamı 19.440 TL. ile 1 adet teminat mektubu bedeli olan 76.000 TL. olmak üzere toplam 95.440 TL.’nin, … hariç diğer davalılar tarafından davacı bankaya depo edilmesi, banka tarafından depo öncesi tazmin edilmesi halinde ise tazmin bedelinin faiz ve BSMV’si ile birlikte aynı davalılar tarafından davacı bankaya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yargıtay 19. HD.nin 04/04/2018 gün ve 2017/4575 E. 2018/1823 K. sayılı emsal içtihadı gereğince gayrinakdi krediler yönünden maktu harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş, Yargıtay 19. HD.nin 17/01/2018 gün ve 2016/13842 E. 2018/82 K. sayılı emsal içtihadı gereğince de gayrinakdi krediler yönünden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
6325 s. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesine göre, “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.”
Dosyada mevcut 28/02/2020 tarihli arabuluculuk son tutanağı içeriğinden davalılardan …, …, … ve …’in mazeretsiz olarak ilk (ve son) toplantıya katılmadıkları anlaşıldığından bu davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, kendilerinin yaptığı bir yargılama gideri de bulunmadığından yargılama gideri konusunda karar verilmesinin gerekmediği sonucuna varılmış
….
1-Davacının davasının davalılardan … yönünden, takip tarihi itibariyle borcun muaccel olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacının davasının davalılardan …, …, …, …, …… Ltd. Şti. ile …… Ltd. Şti. yönünden KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile ;
a) Davalılardan …, …, …, …, ……… Ltd. Şti. ile ………. Ltd. Şti.’nin, Konya …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yapmış oldukları İTİRAZIN, nakdi krediler yönünden asıl alacak 24.324.285,64 TL, takip tarihine kadar işlemiş faiz 10.217.268,05 TL, faizin BSMV’si 510.863,40 TL, teminat mektubu komisyonu 299,25 TL. ve masraf 259,30 TL. olmak üzere alacağın toplam 35.052.975,64 TL.’lik kısmı yönünden (davalılardan …, …, …, …, ………… Ltd. Şti. yönünden ise asıl alacak 24.248.211,94 TL, takip tarihine kadar işlemiş faiz 10.217.268,05 TL, faizin BSMV’si 510.863,40 TL, teminat mektubu komisyonu 299,25 TL. ve masraf 259,30 TL. olmak üzere alacağın toplam 34.976.901,94 TL.’lik kısmı yönünden) İPTALİ ile TAKİBİN alacağın (nakdi krediler yönünden) toplam 35.052.975,64 TL.’lik kısmı yönünden (davalılardan …, …, …, …, ……Ltd. Şti. yönünden ise alacağın toplam 34.976.901,94 TL.’lik kısmı yönünden) DEVAMINA, asıl alacak olan 24.324.285,64 TL.’ye (davalılardan …, …, …, …, ….. Ltd. Şti. yönünden ise asıl alacak olan 24.248.211,94 TL.’ye) icra takip tarihinden itibaren yıllık %44 temerrüt faizi yürütülmesine, davacının nakdi krediler yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
b) Nakdi krediler yönünden hükmedilen 35.052.975,64 TL. alacağın, %20’si olan 7.010.595,13 TL. icra inkar tazminatının (davalılardan …, …, …, …, ……. Tic. Ltd. Şti.’nin icra inkar tazminatından sorumluluğunun 6.995.380,39 TL. ile sınırlı olması kaydıyla) davalılardan … hariç diğer 6 davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c) Gayri nakdi krediler yönünden, 10 adet çek yaprağı banka sorumluluk bedeli toplamı olan 19.440 TL. ile 1 adet teminat mektubu bedeli olan 76.000 TL. olmak üzere toplam 95.440 TL’nin, davacı bankada faiz getirmeyen bir hesaba davalılardan … hariç diğer 6 davalı tarafından müştereken ve müteselsilen depo edilmesine, çek yaprağı bedelleri ve teminat mektubu bedelinin depo edilmesinden önce banka tarafından tazmin edilmesi halinde, tazmin edilen tutarın tazmin tarihinden itibaren yıllık % 44 temerrüt faizi ve faizin % 5 BSMV’si ile birlikte davalılardan … hariç diğer 6 davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d) Davacı bankanın gayri nakdi krediler yönünden feri nitelikteki icra inkar tazminatı taleplerinin reddine,
3-Davalıların, davanın reddedilen kısmına yönelik olarak feri nitelikteki kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, ….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu kefil … yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, bilirkişi raporunda anapara tutarının hesaplanması ve faiz oranlarının tespitinde hata yapıldığını belirterek istinaf talep etmiştir.
Davalı …, ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında akdedilen genel kredi sözleşmesinden sonra yapılandırma sözleşmesi imzalandığını, yapılandırma sözleşmesinin Yargıtay yerleşik içtihatları doğrultusunda yenileme olarak nitelendirilmekte olup taraflar arasındaki eski borcu sona erdirip yeni borç ilişkisi kurulmakta olduğunu, eski borç sona erdiğinden borç ilişkisine bağlı kefaletlerinde hükümsüz kalacağı ve kefaletlerin devamı için kefillerce yapılandırma sözleşmesine tekrar muvafakat verilmesi gerektiğini, kredi vadesinden önce icra takibi başlatılmış olduğunu, farklı tarihlerde kullandırılan kredilerin 14/06/2019 tarihinde tek çatı altında birleştirildiği ve kredi vadesinin 15/06/2020 tarihinde başlayacağının sabit olup aksi yöndeki iddia ve değerlendirmeleri kabul etmediklerini, taahhüt metinlerinin genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, mahkeme kararının çelişkili olduğunu, davalı … lehine hükmedilen vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı dosya davalılarının adli yardım talepli olarak istinaf talebinde bulunduğu, dairemizce yapılan inceleme sonucunda davalılardan … ile ….. Ltd. Şti.’nin adli yardım taleplerinin reddine karar verildiği ve gerekli harcın yatırılması için dava dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi üzerine ilk derece mahkemesince yatırılması gereken harçlar yatırılmadığından davalılar … ile … Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Somut olayda, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; hüküm gerekçesinde davalılardan …’in KGF teminatlı krediden dolayı takip takip tarihi itibariyle davacı bankaya toplam 11.137.452,34 TL ile sorumlu olduğu kanaatinine varıldığı ancak kısa kararda ve hükümde bu davalıya yönelik açılan davanın, bütün krediler yönünden usulden reddine karar verildiği, bu durumda mahkeme kararının gerekçesi ve hüküm fıkrası arasında çelişki oluştuğundan, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, karar ile karar gerekçesi arasındaki çelişki giderilecek şekilde, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için kararın bu sebeple kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Anlatılan nedenle, usule uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, re’sen nazara alınması gerektiğinden, davacı ve davalılar …, …, …, … ve …’in istinaf isteminin bu sebeple kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf istemi ile davalıların istinaf istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı ile davalılar …, …, …, … ve …’in istinaf talebinin KABULÜ ile Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2021 tarih, …. Esas, …. Karar, sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalılar …, …, …, … ve … adli yardımlı olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Konya … İcra Dairesi’nin …Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
8- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır