Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/112 E. 2023/1211 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR
İSTİNAF EDEN : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … – (T.C Kimlik No: …)

DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/05/2023
YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı …’nin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mesleğini icra ederken elde ettiği kazanımlarını ve gelirlerini … …şubesi’nde değerlendirdiğini, ancak … tarihinde …’ta bulunan … IBAN numaralı hesabından bilgisi ve izni dışında 12.500,00 TL’nin başka bir hesaba EFT yapıldığını öğrendiğini ve bütün girişimlerine rağmen söz konusu meblağın kendisine iade edilmediğini, müvekkilinin hesabından, internet bankacılığı kullanılarak ve dolandırıcılık yoluyla, hiç tanımadığı, hiçbir ticari veya özel ilişkisinin bulunmadığı… adlı şahsın … A.Ş, … IBAN numaralı hesabına müvekkilin bilgisi ve izni dışında 22.10.2018 tarihinde 12.500,00 TL aktarıldığını, söz konusu EFT işleminin kendisi tarafından yapılmadığını bildirdiğini ve 25.10.2018 tarihinde de Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na … Haz. numaralı dosya ile şikayetçi olduğunu, 04.01.2019 tarihinde Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yetkisizlik Kararı verilerek dosyanın Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini, ardından Mersin … Asliye Ceza Mahkemesi’nde … Esas numaralı dosya ile dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, müvekkilinin mağduriyetinden, objektif özen yükümlülüğü nedeniyle davalı … ve müvekkile ait paranın hesabına aktarılması ile sebepsiz zenginleşen …’ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı bankanın, hesaplarda meydana gelebilecek herhangi bir dolandırıcılığı ve hesap sahiplerinin bilgisi dışında gerçekleşecek bütün para akışlarını engellemekle yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğün kanundan kaynaklanan bir yükümlülük olup, bankanın kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın sorumluluğuna gidilebileceğini ileri sürerek 12.500,00 TL”’nin, 22.10.2018 tarihinden itibaren bankalar arası gecelik işlemlere uygulanan gecelik faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Bankanın Genel Müdürlüğü’nün …, …, … adresinde olup yetkili mahkemenin İstanbul Çağlayan mahkemeleri olduğunu, davacı tarafça iş bu sözleşmenin hiçbir ihtirazı kayıt koyulmadan imzalandığını, dava konusu işlemlerden faydalanan, lehine çıkar elde eden taraf veya taraflara karşı huzurdaki davanın ve taleplerin yöneltilmesi gerektiğini, paranın kime aktarıldığının belli olup, işbu kişiye karşı taleplerin yöneltilmesinin gerektiğini, davacının zarara uğradığını iddia ettiği miktarların müvekkili banka nezdinde olmadığını, dava konusu işlemlerin mobil bankacılık yolu ile gerçekleştirildiğini, dolayısıyla sadece davacının bilgisi dahilinde gerçekleştirilebilecek işlemlere davacının itirazının geçersiz olduğunu, davacının mobildeniz/internet şifresini kasıtlı olarak 3. şahıslara vererek 3. şahıslar ile işbirliği içinde olabileceği ya da işlemlerin kendi isteği ile yapıldığı ve davalı bankadan haksız kazanç elde etme çabası içinde olabileceğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini, davanın haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; yapılan yargılama ve değerlendirme, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının bilgisi dışında internet bankacılığı yoluyla 22/10/2018 tarihinde hesabından çekilen 12.500,00-TL’lik bedele ilişkin olarak davalı bankanın dava konusu işlemlerle ilgili olarak uyarıcı güvenlik mesajı göndermediği, davacının mağduriyetine sebep verdiği, davacı tarafça itiraza konu edilen işlemlerin bankanın internet mobil şube aracılığı ile yapıldığı, bankanın bilgi işlem sisteminde oluşan zaafiyet nedeniyle kötüniyetli 3. kişi tarafından 22/10/2018 tarihinde internet ve mobil bankacılık girişi yapılarak paranın hesaba geçirildiği, davacının şifre ve parolasının davacının kusuru ile ele geçirildiğinin davalı bankaca ispatlanamadığı, internet bankacılığı yolu ile banka hesabındaki paranın mudinin izni dışında 3.kişilere aktarılması halinde gerekli güvenlik tedbirlerini alamayan bankanın bu bedeli tazminle yükümlü olduğu, Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliğ hükümlerine ve yukarıda zikredilen Yüksek Yargı Kararlarına göre de davacının uğradığı toplam 12.500,00-TL zararın işlemin gerçekleştiği 22/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 12.500,00-TL alacağın 22/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davacı talepleri yönünden hiçbir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, bilirkişi raporlarında yapılan tespitlerin hatalı olduğunu, taraflarınca yapılan itirazların hem raporlarda hem de karar aşamasında dikkate alınmadığını, dava konusu işlemlerden faydalanan, lehine çıkar elde eden taraf veya taraflara karşı davanın ve taleplerin yöneltilmesi gerekirken husumetin haksız olarak taraflarına yöneltildiğini, mahkemenin husumet itirazlarını dikkate almadan karar verdiğini, davacının, yasal zorunluluk olan kişisel bilgileri ve kendisi ile paylaşılan şifreleri koruması yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının davacının banka sisteminde kayıtlı olan … numaralı cep telefonuna gönderilen SMS doğrulama şifrelerinin başarılı olarak teyidi sonrasında Mobil Bankacılığa girilmesi ile gerçekleşmiş olmasına rağmen kararın gerekçesinde yer alan, müvekkil Banka’nın gerekli güvenlik tedbirleri almadığı yönündeki tespitleri kabul etmediklerini, “davacının şifre ve parolasının davacının kusuru ile ele geçirildiğinin davalı bankaca ispatlanamadığı” gerekçesi ile müvekkil banka aleyhine kurulan hükmü kabul etmediklerini, dosya kapsamına sundukları bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere davacının cep telefonuna SMS doğrulama şifrelerinin gönderilmesi ile şifrenin derhal ilgili alana girilerek sisteme giriş yapıldığının taraflarınca ispatlandığını, davacının, dava konusu işlemleri mobil bankacılığa başarılı bir şekilde giriş yaparak gerçekleştirdiğini, davacının güvenlik bilgilerini 3. kişilerle paylaşması sonucu gerçekleşen işlemlerden davalı bankanın mesul tutulmasının düşünülemeyeceğini, davacının harcama itirazında bulunduğu işlemin doğru şifre kullanmak suretiyle mobil bankacılık kullanılarak gerçekleştiğini, dosya kapsamında bulunan 20.05.2021 tarihli raporda da huzurdaki davaya konu olayın meydana gelmesinde 2 olasılık olduğu belirtilmiş olup her iki olasılıkta da müvekkil banka’nın herhangi bir kusuru bulunmadığının sabit olduğunu, davacının, hesabına ait şifrelerin muhafazasından ve güvenliğinden sorumlu olduğunu, sözleşme hükümleri hiçe sayılarak verilen kararın eksik inceleme ve değerlendirme ile tesis edildiğini, davacı ile müvekkili banka arasında akdedilen Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ile internet bankacılığı hizmet koşullarının davacı tarafından kabul edildiğini, müvekkili banka’nın güvenlik tedbirlerine karşılık yapılan tespitlerin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kendisine tevdi edilen mevduatı gereği gibi sakladığını, mobil bankacılık kimlik tespit esaslarına göre tüm bileşenlerin doğru girişi ile kimlik tespiti yaptığını ve bu yolla EFT işleminin gerçekleşmesini sağladığını, kişisel bilgilerini koruma hususunda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeyen müşteriye karşı Banka’nın sorumluluğu bulunmadığı yönünde Yargıtay kararları mevcut olduğunu, dava konusu işlemlerin tüm güvenlik önlemlerinin aşılarak, gerekli şifrelerin sisteme girilmesi suretiyle yapıldığı dikkate alındığında, davacının, şifre bilgilerini kasıtlı olarak 3. şahıslara vererek 3. şahıslar ile işbirliği içinde olduğu ya da işlemlerin kendi tarafından gerçekleştirilerek davalı bankadan haksız kazanç elde etme çabası içinde olabileceğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; internet bankacılığı yoluyla banka hesabından izni ve rızası dışında kredi kullanılması nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l. bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı kanunun 49. maddesine göre; “Finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.” Kanunun 83/2. maddesine göre; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez”. Kanunun 73/1. maddesinde ise; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir” düzenlemesi yer almaktadır.
Dava konusu somut olayda davacının tacir olmadığı, davacı ile davalı banka arasında bireysel bankacılık sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davacı adına açılan hesabın ticari nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı ticari amaçlı olmayan hesabından bilgisi ve rızası dışında başka bir hesaba EFT gönderildiğini öne sürdüğüne göre yukarıda açıklanan kanun hükümlerine göre işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir.
Hal böyle olunca mahkemece, dava konusu işlemlerin bankacılık işleminden kaynaklı tüketici işlemi olduğu, davacının ticari ve mesleki amaçla hareket etmemesi nedeniyle tüketici sıfatı bulunduğu, uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gözetilerek görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı …’nin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yatırılan 213,47 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı …’ye iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırlan teminatın yatırana iadesine,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

O.B