Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1116 E. 2022/1614 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2022
NUMARASI :… Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZIM TARİHİ : 18/10/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 24/06/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinini, … ‘dan … Plakalı aracı 2 iki aylığına kiralamış olduğunu, kiralanan bu araçla ilgili olarak aracın teminat bedeli olarak müvekkilinden açık bono alındığını, müvekkilinin kiralanan aracı 2 ay kullanıp kira bedelini ödedikten sonra söz konusu aracı satın aldığını, satılan … sahibi …’nın resmi nikahlı eşi … adına kayıtlı olan aracı Konya … Noterliğinin …. yevmiye ile satın aldığını, aracın bedeli olarak da yaklaşık 113.000 TL ödeme yaptığını, ödeme ile ilgili banka dekontu ve elden 32.500 TL paranın araç sahibi …’nın eşi olan …’ya ödendiğini, davalının müvekkili aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, müvekkilinin alacaklı gözüken davalı ile herhangi bir ticari ilişkisinin mevcut olmadığını, davalının, …’nın gayri resmi birliktelik yaşadığı eşi olduğunu, …’nın noterden müvekkiline satılan aracın satışından sonra yırtıp attığını iddia ettiği işbu bonoyu fahiş miktarda doldurup gayri resmi birliktelik yaşadığı davalı adına icra takibine koydurarak birlikte muvazaalı şekilde icra takibi yaptıklarını beyan ederek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davanın İİK.72. Maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK’nun 2.maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, HMK’nIn 4. maddesinde;”(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, KİRA İLİŞKİSİNDEN DOĞAN ALACAK DAVALARI DA DÂHİL OLMAK ÜZERE TÜM UYUŞMAZLIKLARI KONU ALAN DAVALAR İLE BU DAVALARA KARŞI AÇILAN DAVALARI, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114. ve 115. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.4.maddesinde tahdidi olarak sayılan dava türlerinden olmadığı, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu, davanın Sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, TK.4.5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, aynı zamanda dava konusu bonoyu teminat senedi olarak verdiklerini iddia etmiş oldukları ve davalı vekilinin gerek duruşmadaki imzalı beyanı gerekse vermiş olduğu beyan dilekçesinde taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kira ilişkisi olduğunu kabul ettiği de dikkate alınarak Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, ve Y. HGK 10.02.2016, 2014/17-2389 E, 2016/129 sayılı ilamı (özü; Ticaret Mahkemesinin görev alanını belirleyen Hukuk Genel Kurulu Kararı) ve Yüksek Yargıtay 3. HD’nin 20/02/2019 tarihli 2017/6045 E. – 2019/1368 ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 13/05/2019 tarihli 2017/(6)3-969 E. 2021/866 Sayılı kararı, Yüksek Yargıtay 3. HD’nin 2019/2246 E. – 2019/3647 sayılı kararı da benzer mahiyette olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla davanın TTK 4. maddesi uyarınca zorunlu olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına girdiği halde davaya konu icra takip dosyasının incelenmeksizin bu şekilde kira kontratı gibi algılanıp görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kambiyo senetlerden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır
Davacının takibe konu bononun araç kira ilişkisi nedeniyle açık bono olarak dava dışı …’ya teminat olarak verildiğini, davalının dava dışı … ile birlikte hareket ederek kötüniyetli olarak bonoyu takibe koyduğunu iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açtığı, ilk derece mahkemesince dava açıldıktan bir gün sonra bononun kira ilişkisi nedeniyle verildiği kabul edilerek Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, gerekçeli kararda, davalı vekilinin gerek duruşmadaki imzalı beyanında gerekse vermiş olduğu beyan dilekçesinde taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kira ilişkisi olduğunu kabul ettiği yazılmış ise de davalı vekilinin böyle bir imzalı beyanının ve beyan dilekçesinin olmadığı görülmüştür.
Bono, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda unsurları ile birlikte düzenlenmiş olup aynı Kanunun 4/1-a maddesi hükmü uyarınca bonoya dayalı uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme kural olarak asliye ticaret mahkemesidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a maddesinde ise, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Bu sebeple mahkemece davaya konu bononun kira ilişkisi nedeniyle verilip verilmediği yönünde deliller toplanmadan bononun kira ilişkisi nedeniyle verildiği kabul edilerek görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde olmadığından davacının istinaf başvuru talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2022 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır
A.Ç