Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1088 E. 2022/2012 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti Ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
YAZIM TARİHİ : 02/12/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 21/02/2020 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen 22/06/2021 tarih … Esas … sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 25/04/2022 tarih … Esas … Karar sayılı ilamıyla bozularak dairemize iade edildiği anlaşılmakla, dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının birikimini hem ülkesinde değerlendirilmesi hem de istediği zaman geri alabileceği karlı bir yatırıma dönüştürmek için davalı şirkete belge karşılığında 113.460,00 DM yatırdığını, müvekkilinin defalarca istemesine rağmen yatırdığı parayı geri alamadığını, davalı şirket yetkililerinin Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiklerini, bu konuda şirket yetkilileri hakkında ceza davaları açıldığını, bu nedenlerle taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalı tarafa verilen 67.214,00 Euro’nun ödendiği tarihten itibaren işleyecek merkez bankası yabancı para cinsi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; dosya kapsamındaki belgelere ve SPK listelerine göre davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, ihtilafın 7194 Sayılı Yasanın 41. Maddesi kapsamına girdiğinden sözü geçen yasa kapsamında davanın reddine dair hüküm kurulması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, taraflar arasında haksız fiil ya da sebepsiz zenginleşme ilişkisinin mevcut olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle 7194 Sayılı Kanunun 41. maddesi gereğince reddine dair karar verilmesi aksi halde davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…7155 Sayılı Kanunun 18/A-2 maddesi gereğince arabuluculuk belge aslı sunulmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine …” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin tensip zaptında arabuluculuk raporunun aslının sunulmasına dair kesin süre öngörmediğini, bu hususu açıkça belirtmeden davayı usulden reddetmenin haksız olduğunu, UYAP üzerinden arabuluculuk evrakını mahkemeye gönderdiklerini, mahkemece evrakın aslının gerektiği yönünde usulden reddine karar verildiğini, evrakın aslı red sebebi yapılacaksa mahkemece kısa süreli bir muhtıra verilmesi gerektiğini, ayrıca yaklaşık 8.000,00 TL civarında harç ödemelerine rağmen 116,00 TL harcın iadesine karar verildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönündeki tesis ettiği gerekçeler ile bu konudaki itirazlarının reddine dair karar vermesinin HMK’ya aykırı olduğunu, dava şartı dışındaki itiraz ve def’ilerin incelenmesinde 7194 Sayılı Kanun’un 41. maddesi (3332 Sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi)’ne aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin 22/06/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 25/04/2022 tarih … Esas … Karar sayılı bozma ilamıyla: “….Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Bölge adliye mahkemesince davanın 7194 sayılı yasa kapsamında kaldığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 7194 Sayılı Yasa 07.12.2019 tarihinde yürürlüğe girmiş olup dava, anılan yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 30.12.2019 tarihinde açılmıştır. 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle 3332 Sayılı Yasa’ya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde geçici 4. madde eklenmiştir.
Anılan maddenin 1. fıkrası ile davacı, davalı şirkete ortak kabul edilmiş olup aynı fıkranın emredici hükmü gereğince davacının ortaklık ilişkisi kurulmadığını iddia edebilmesi hukuken mümkün değildir. Şu halde davanın 7194 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı dikkate alınarak 6100 Sayılı HMK’nın 114/2 maddesinde yer alan diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır hükmü uyarınca aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bölge adliye mahkemesince yazılı şekilde dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına denilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle bozulmasına….” şeklinde hüküm kurularak dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargıtay bozma ilamından sonra dairemizce yapılan yargılamada Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 25/04/2022 tarih … Esas … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay bozma ilamında “…7194 Sayılı Yasa 07.12.2019 tarihinde yürürlüğe girmiş olup dava, anılan yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 30.12.2019 tarihinde açılmıştır. 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle 3332 Sayılı Yasa’ya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde geçici 4. madde eklenmiştir.
Anılan maddenin 1. fıkrası ile davacı, davalı şirkete ortak kabul edilmiş olup aynı fıkranın emredici hükmü gereğince davacının ortaklık ilişkisi kurulmadığını iddia edebilmesi hukuken mümkün değildir. Şu halde davanın 7194 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı dikkate alınarak 6100 Sayılı HMK’nın 114/2 maddesinde yer alan diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır hükmü uyarınca aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi….” hususunun belirtildiği, bu nedenle davanın diğer kanunlardaki dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken arabuluculuk belge aslı sunulmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Tarafların istinaf taleplerinin kabulüne, Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin 21/02/2020 tarih … esas … karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
3- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından yatırılan 148,60 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalı tarafından yatırılan 148,60 TL başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 170,78 TL peşin harç ile 7.489,00 TL tamamlama harcından alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 7.579,08‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde ve temyiz aşamasında yapılan; 292,10 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 56,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 348,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzünde, davacı tarafın yokluğunda, verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 29/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G