Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1087 E. 2023/2421 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2022
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1-
VEKİLLERİ : Av.
: 2-
VEKİLİ : Av.
DİĞER DAVALI : 3-
VEKİLLERİ : Av.
Av. A
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/12/2023
YAZIM TARİHİ : 12/12/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 26/04/2022 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalılar ..A.Ş. ile …A.Ş.’nin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirketlerin Konya . Noterliği’nin “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” başlığını taşıyan 23.08.2016 tarih, … yevmiye nolu, 23.08.2016 tarih … yevmiye nolu ve 23.08.2016 tarih … yevmiye nolu sözleşmesi olmak üzere üç ayrı sözleşmeye taraf olduğunu, söz konusu sözleşmelere göre davalıların, yapımını yürüttükleri “…. Konya” isimli konut projesi dahilinde, sırasıyla; Konya İli, Meram İlçesi, … Mahallesi, …Ada, . parsel, D. Blok, .nolu bağımsız bölümde yer alan, brüt 260,62 net 187,99 m2, 5+1 konut niteliğinde olduğu belirtilen taşınmazın, Konya İli, .. İlçesi, … Mahallesi, .. Ada, . parsel, D1 Blok, 16 nolu bağımsız bölümde yer alan, brüt 260,62 net 187,99 m2, 5+1 konut niteliğinde olduğu belirtilen taşınmazın, Konya İli,.. İlçesi, … Mahallesi, …Ada,. parsel, D1 Blok, 19 nolu bağımsız bölümde yer alan, brüt 260,62 net 187,99 m2, 5+1 konut niteliğinde olduğu belirtilen taşınmazın “sözleşme imzalama tarihinden itibaren 36 ay içinde” davacıya teslim ve tapu sicilinde tescil edilmesi, alıcı davacının da sözleşmede öngörülen takvim uyarınca taşınmaz satım bedelinin davalılara ödemesi konusunda anlaştıklarını, davacı tarafından, söz konusu sözleşmede öngörülen şekilde ödemeler yapılarak konut bedeli satıcıya ödeme takvimi dahilinde ödenmiş ise de, davalı satıcı, taşınmazların hukuki ve fiili yapımını tamamlayamadığından olsa gerek, sözleşmede taahhüt ettiği zaman olan “sözleşme imzalama tarihinden itibaren 36 ay içinde”, diğer deyişle 23.08.2019 tarihinde taşınmazı fiilen davacıya teslim etmediği gibi taşınmazın mülkiyetini veya kat irtifakını davacı adına tapu sicilinde tescil etmemiş olup, mevcut durumda söz konusu taşınmazın mülkiyeti veya kat irtifakı hukuken davacı adına tescil edilmediğini ancak 15.05.2020 tarihinde anahtarı verilmek suretiyle ancak fiilen teslim edilebildiğini, davacı söz konusu konutların davalı tarafından zamanında teslim edilmemiş olması nedeniyle maddi zarara (kira kaybı) uğramış olup, taşınmaz zamanında teslim edilmiş olsa idi maddi anlamda bir zararın olmayacağını, davalılar, taraf oldukları sözleşme uyarınca taşınmazı zamanında davacı adına teslim ve tescil etmeyerek, asli ifa yükümlülükleri olan taşınmazın davacıya tescil ve teslim edilmesi edimleri bakımından temerrüte düşmüş olup, TBK’nın 106. hükmüyle temerrütün temelini ortaya koyduktan sonra karşılıklı borç yükleyen sözleşmeler bakımından 123, 124 ve 125. maddesinde, karşılıklı yükümlülükleri içeren sözleşmelerde borcun yerine getirilmemesi halinde, alacaklının hakkını, nasıl kullanacağı düzenlendiğini, söz konusu konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle davacının uğradığı zararı talep hakkı bulunmakta olup, konutların hukuken teslim ve tescil edilmemiş olmasına dair talep hakları saklı olmak üzere, davacının uğradığı zararın tam olarak belirlenerek davalılarca müşterek ve müteselsilen davacıya ödenmesi gerektiğini, davanın kabulü ile, şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini fazlaya ilişkin her türlü hak saklı olmak kaydıyla talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı…Konut A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tacir tüzel kişinin müvekkil şirket aleyhine ikame etmiş olduğu mahkemeniz huzurundaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkil şirketin, bu projede arsa sahibi konumunda olup projenin imalat, satış-pazarlama, teslim vs. her türlü sorumluluğu diğer davalıların oluşturduğu yüklenici iş ortaklığı üzerinde olduğunu, sözleşme kapsamında inşa edilen konut, ticari ünite vs. diğer tesislerin de yine sözleşmenin 13.1. maddesi gereğince yüklenici ortak girişim tarafından pazarlanmış ve satıldığını, projenin imalat, satış-pazarlama teslim vs. her türlü sorumluluğunun yüklenici iş ortaklığı üzerinde olduğunu, nitekim bu hususun davacı tarafça sunulan 23.08.2016 düzenleme tarihli “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi”lerine de ayrı ayrı işlenmiş ve davacı şirkete karşı da ileri sürülebilir nisbi bir hak haline getirildiğini, davacının henüz sözleşmenin imzası safhasında, sözleşmeden kaynaklanan her türlü tazminat taleplerinden yüklenici Ortak Girişimin sorumlu olduğunu bilmekte ve bu durumu kabul etmekte olduğunu, davacı şirketin huzurdaki dava ile müvekkili şirkete husumet yöneltmesi, tazminat talebinde bulunmasının taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın, sözleşmesine ve onaylı planına uygun olarak satılmış ve teslim edildiğini, her ne kadar davacı şirketin dava dilekçesinin 15.05.2020 tarihinde teslimin gerçekleştiğini beyan etmiş olsa da, teslim tutanaklarından da görüleceği üzere teslim tarihinin D-1 Blok 16 ve 19 nolu bağımsız bölümlerin tesliminin 14.03.2020, D-1 Blok 9 nolu bağımsız bölümün tesliminin de 15.03.2020 tarihi olduğunu belirterek pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, aksi halde esastan reddine ve yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. Yatırım A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; hukuki yarar eksikliği giderilebilecek bir dava şartı olmadığından ve mahkemece davacıya olmayan hukuki yararın tamamlattırılması için süre verilemeyeceğinden huzurdaki mesnetsiz davanın öncelikle usulden reddedilmesi gerektiğini, taraflar arasında akdedilen Konya . Noterliği’nin 25.08.2016 tarih, ….yevmiye numaralı 3 adet Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile Konya İli, Meram İlçesi, … Ada, . Parselde kain D-1 Blok 9-16-19 numaralı bağımsız bölümlerin davacıya satışı hususunda mutabık kalındığını, dava konusu projenin yapımı sırasında birtakım politik ve ekonomik belirsizliklerin meydana gelmesine sebep olan 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrasında gerçekleştirilen soruşturmalar kapsamında kamu kurumları ve özellikle de belediyeler nezdindeki FETÖ/PDY örgütü üyesi kişilerin, kurumlardan ihraç süreçleri başladığını, açıklanan durumda, müvekkili şirket kusurundan kaynaklanmayan ancak bağımsız bölüm teslim tarihlerinin gecikmesine neden olan olağanüstü halin geçici hukuki imkansızlık niteliğinde olduğu ve olağanüstü halin devam ettiği sürelerin, bağımsız bölüm teslim sürelerine eklenmesi gerektiğinin açık olduğunu, mahkeme tarafından, somut uyuşmazlıkta bulunan var olan geçici hukuki imkansızlık halinin Türk Borçlar Kanunu genel hükümlerine göre çözülmesi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta müvekkil şirketin hiçbir kusuru bulunmaksızın gerçekleşen ve proje inşasının devamına engel teşkil eden nedenler dolayısıyla geçici hukuki imkansızlık ve mücbir sebep halinin oluştuğunun sabit olup sözleşme hükümleri gereğince teslimde temerrüte düşen tarafın davacı olduğunu, davacı tarafından mesnetsiz bir şekilde bağımsız bölümlerin hukuken teslim ve tescilinin yapılmadığının iddia edildiğini, ancak bağımsız bölüm teslim tutanakları ile sabit olduğu üzere davacı tarafından D-1 Blok 16 numaralı bağımsız bölümün 14.3.2020, D-1 Blok 19 numaralı bağımsız bölümün 14.3.2020, D-1 Blok 9 numaralı bağımsız bölümün 15.3.2020 tarihlerinde teslim alındığını, taraflar arasında alınan düzenlemeye göre davacı tarafından satıma konu bağımsız bölümlerin toplam satış bedellerinin tamamı ödenmeden tapu tescil işlemlerinin yapılmayacağı açıkça belirtildiğini, davacının, toplam 241.854,81 TL taksit ödemesi bulunduğunu, huzurda ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın usulden reddine, her halükarda davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. Cevap dilekçesinde özetle; .. Konut tarafından düzenlenen yazıdan da anlaşıldığı üzere müvekkilinin 13.10.2016 tarihinde adi ortaklıktan ayrıldığını, adi ortaklıkla herhangi bir ilgisi olmadığını, TBK 633. maddesinin ortaklara adi ortaklıktan ayrılma hakkı verdiğini, davacının ise huzurdaki davada 23.08.2019 tarihinde kendisine teslim edilmesi gerektiğini ifade etmiş olduğunu, bahsi geçen tarihin müvekkilimizin adi ortaklıktan ayrılmasından 3 sene sonra olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin taşınmazı teslim yükümlülüğünde olmadığı gibi böyle bir imkanı da olmadığını, bu bakımdan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, diğer yandan dava konusu sözleşmenin TBK 470.maddesi uyarınca eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davacının taşınmazı 15.05.2020 tarihinde teslim aldığını ifade ettiğini, TBK 477. hükmü uyarınca davacının teslim anında “geç teslimden doğan zararının” teslim anında saklı tutulması gerektiğini, müvekkilinin ortak olmadığı gibi davacının da teslim anında haklarını saklı tuttuğunu kanıtlanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… Davanın davalılardan … A.Ş., yönünden değerlendirilmesinde; davalının davaya konu taşınmazların bulunduğu projede arsa sahibi konumunda olduğunun, projenin imalat, satış-pazarlama, teslim vs. her türlü sorumluluğun diğer davalıların oluşturduğu yüklenici iş ortaklığı üzerinde olduğunun, bu nedenle sözleşme kapsamında inşa edilen konut, ticari ünite vs. diğer tesisler de yine sözleşmenin 13.1. maddesi gereğince yüklenici ortak girişim tarafından pazarlanmış ve satıldığının anlaşılması, davacı tarafça sunulan 23.08.2016 düzenleme tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmelerinde Sair ve Özel Hükümler“ başlıklı 18.13. Maddesinde, “İşbu sözleşme, temelinde sözleşme konusu bağımsız bölümün bulunduğu projenin yapılacağı arsanın maliki olan …..I A.Ş. ile bu arsa üzerinde yapılacak projenin yapımı ve pazarlanması dahil tüm gider, masraf, her türlü vergi, resim, harç, fon vs. tüm harcamaları üstlenen YÜKLENİCİ arasında yapılan Bakırköy … Noterliği’nin 10.06.2015 tarihli, … yevmiye no’su ile tasdikli “Konya Meram Yenice Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi”’ne göre yapılmasına ait SÖZLEŞME’nin olduğu, ARSA MALİKİ’nin, projenin yapımı, pazarlanması, satışı ve satış sonrası dahil hiçbir safhasında, hiçbir ad altında ve hiçbir koşulda gider, masraf, vergi, resim, harç, fon vs. harcamada bulunmayacağı ve mevzuatın amir düzenlemeleri ile ALICI’nın SÖZLEŞME gereklerini yerine getirmesi halinde bağımsız bölümün tapu devrini vermesi dışında hiçbir yükümlülüğü olmadığı, alıcı’nın işbu satış vaadi sözleşmesi nedeniyle doğacak tüm tazminat ve talep haklarının muhatabı olarak yüklenici’yi kabul edeceği ve her türlü ayıp, kusur ve eksik imalatlar ile gecikmeden doğabilecek muhtemel zararlardan yüklenici’nin sorumlu olduğunu peşinen kabul etmeleri esasına dayanmaktadır.” hükmünün bulunduğu da nazara alındığında, davacının henüz sözleşmenin imzası safhasında, sözleşmeden kaynaklanan her türlü tazminat taleplerinden yüklenici Ortak Girişimin sorumlu olduğunu bilmekte olduğu ve bu durumu kabul ettiği, bu nedenle davalı … A.Ş’ nin pasif husumet (davalı) ehliyetinin bulunmadığı, benzer uyuşmazlıklarda yargıtay ve istinaf mahkemeleri’nin yerleşik uygulamalarının bulunduğu anlaşıldığından davanın iş bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davanın diğer davalılar yönünden değerlendirilmesinde; her ne kadar davalı … A.Ş., dava konusu …. Projesi’nin yapımı sırasında 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin gerçekleştiği, 21 Temmuz 2016 tarihinde tüm ülkede olağanüstü hal ilan edildiğini, OHAL süresi boyunca birçok kararname çıkarıldığını, bu kararnameler çerçevesinde ülkemizde kamu kurum ve kuruluşlarında birçok ihraç gerçekleştirildiğini, üçer aylık sürelerle uzatılan olağanüstü hal süreci 18 Temmuz 2018 itibariyle sona erdiğini, müvekkil şirket kusurundan kaynaklanmayan ancak bağımsız bölüm teslim tarihlerinin gecikmesine neden olan olağanüstü halin geçici hukuki imkansızlık niteliğinde olduğu ve olağanüstü halin devam ettiği sürelerin, bağımsız bölüm teslim sürelerine eklenmesi gerektiği, dolayısıyla geçici hukuki imkansızlık ve mücbir sebep halinin oluştuğu, geçici ifa imkansızlığının mevcut olduğu sürelerin bağımsız bölümün teslim süresine eklenmesi gerektiği iddia etmiş ise de; dosyada toplanan delillerden ve dava dışı Konya Büyükşehir Belediyesi ve Meram Belediyesi müzekkere cevaplarından da anlaşılacağı üzere Taşınmazların bulunduğu … projesindeki imar değişikliklerinin bahsedilen 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden önce olduğu, ayrıca davacı ile imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmelerinin tarihinin 23.08.2016 tarihi olmakla hem bu tarihten hem de olağanüstü hal ilan tarihlerinden sonra akdedildiği anlaşıldığından, davalının mücbir sebep ve olağan üstü hal savunmalarına itibar edilmemiş ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları ile geç teslimin sözleşme ve yazılı teslim belgeleri de dikkate alındığında gerçekleştiği anlaşılmakla hesaplanan miktarlardan davalının sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Her ne kadar diğer davalı ….Tic. A.Ş,. Emlak Konut tarafından düzenlenen yazıda davalının 13.10.2016 tarihinde adi ortaklıktan ayrıldığını, adi ortaklıkla herhangi bir ilgisi olmadığını, taşınmazı teslim yükümlülüğünde olmadığı gibi böyle bir imkanı da olmadığını, iddia etmiş ise de; ortaklar arasında gerçekleşen ayrılığın ancak iş ortaklığına dahil olan kişi/şirketlere karşı ileri sürülebileceği, iş ortaklığı dışındaki 3. Kişilere karşı bu iddiaların ileri sürülemeyeceği bu nedenle, dava konusu davacı ile imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmeleri kapsamında yükümlülük altına giren davalının davacıya karşı sorumluluğunun devam ettiği kanaatine varıldığından …” gerekçesiyle davacının davalılardan….ı A.Ş.’ ye yönelik davasında davalının pasif husumet ehliyeti olmadığından ve bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, davacının davasının diğer davalılar yönünden kabulü ile, 70.466,67 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ….. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın HMK 109 uyarınca kısmi dava niteliğinde olduğu ve davacının belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu yönündeki beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, dava konusu gayrimenkule ait projenin tasarım sürecinin, hem yerel belediye hemde Konya BB’nin imar uygulamaları nedeniyle yeniden tasarlandığını, bunun sonucunda ortaya çıkan ciddi maliyetlerin proje sürecini negatif etkilediğini, geçici hukuki imkansızlık halinin devam ettiği süreler dahilinde dava konusu bağımsı z bölümün geç tesliminden söz edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda geçici hukuki imkansızlık savunmalarının dikkate alınmamış bu yönde herhangi bir inceleme yapılmamış, mahkeme tarafından da eksik incelemeye dayalı rapor alınarak hüküm kurulmuş olduğunu, davacının kira taleplerinin fahiş nitelikte olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin adi ortaklıktan 13/10/2016 tarihinde ayrıldığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin taşınmaz teslim borcu bulunmadığının açıkça ortada olduğunu, ancak ne hükme esas alınan bilirkişi raporunda ne de mahkemenin gerekçeli kararında bu konuya ilişkin hiçbir değerlendirme ve araştırma yapılmadığını, davacının teslim edilmesi gereken tarih nazara alındığında bu tarihin müvekkilinin ortaklıktan ayrıldığı tarihin neredeyse 3 sene sonrası olduğunu, müvekkilinin iş ortaklığıyla hiç bir ilgisi olmadığını, müvekkilinin TBK 633 maddesi uyarınca ortaklıktan ayrılma hakkını kullandığını, sözleşme sürecinde ülkede Ohal ve Covid 19 salgını yaşanmış olup mücbir sebep bulunduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı düzenlendiğini, yalnızca davacı delilleri göz önüne alındığını, hükme alınan raporda tespit edilen kira bedellerinin fahiş olduğunu, raporların birbiri ile çelişmekte olduğunu, projenin OHAL dönemine denk geldiği iddiasının bulunduğu ancak dosyada belediye meclis kararına rastlanılmadığı gerekçesi ile mücbir sebebin varlığına rastlanılmadığı şeklinde değerlendirme yapıldığını, halbuki meclis kararının dosyada yer almamasının meclis kararının bulunmadığını, yeniden proje yapılmadığını ya da mücbir sebep olmadığını göstermediğini, dosyada yer alan 14.10.2021 tarihli Meram Belediyesi İmar Ve Şehircilik Müdürlüğünün E-72923346-310.07.01.02-18152 taşınmaz Hk. konulu yazısı ile Konya İli, …. İlçesi, tapunun … ada, 5 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tüm bloklara ait; yapı ruhsatları, ruhsat başvuru dilekçeleri, tadilat dilekçeleri ve tüm projelerinin CD ortamına aktarılarak mahkeme dosyasına sunulduğunu, dosyada yer almasına karşın raporlarda belediye cevabı ve CD içeriği hakkında hiçbir inceleme yapılmadığını, bu durumun kabul edilemez olduğunu, kayıtlar incelenmeksizin yapılan değerlendirmenin hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, dosyanın heyete verilmesindeki amacın öncelikle sözleşmesel konulardaki ve taraf iddiaları hakkındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması olduğunu, mahkeme ara kararları ile uyuşmazlığın çözümü için oluşturulan soruların yanıtsız kaldığını, bilirkişi heyetinin uyuşmazlık konusunu doğru analiz edemediğini, kök raporda sadece hesaplama yapmakla yetinildiğini, dosyadan özellikle sözleşmeler hukuku konusunda uzman bilirkişinin de dahil edildiği yeni bir heyetten yeni bir rapor alınması gerektiğini, rapora itirazlarının göz ardı edildiğini belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı geç teslim nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında, Konya İli, Meram İlçesi, … Mahallesi, … ada . parsel sayılı taşınmazda yapılacak ….Konutları .. Blok, 9, 16 ve 19 bağımsız bölüm sayılı taşınmazların davacıya satışına ilişkin olarak Konya.. Noterliğince 23.08.2016 tarihli Gayrimenkul Satış vaadi Sözleşmeleri yapıldığı, sözleşmenin 13/1.maddesi uyarınca sözleşme konusu bağımsız bölümlerin teslim tarihinin sözleşme imzalama tarihinden itibaren 36 ay olduğunun kararlaştırıldığı, bağımsız bölümlerin 14.03.2020 ve 15.03.2020 tarihinde davacıya fiilen teslim edildiği, esasen bu hususlarda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, ancak davacının, taşınmazların adına tescil edilmemiş olması nedeniyle hukuken teslim edilmiş sayılmayacağına ilişkin olarak talepte bulunma hakkını saklı tutarak, geç teslim nedeniyle zarar (kira kaybı) isteminde bulunduğu, anlaşılmış olup, mahkemece yazılı şekilde karar verilmiştir.
Davalı …. Ticaret A.Ş. adi ortaklıktan ayrıldığı, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı sebebine dayalı olarak istinaf isteminde bulunmuş ise de; herhangi bir nedenle sona eren adi ortaklığın tasfiye işlemleri tamamlandıktan sonra adi ortaklık ilişkisi tamamen ortadan kalkar. Ancak adi ortaklığın son bulması üçüncü kişilere karşı olan taahhütleri etkilemez (TBK m. 645). Ortaklar bu kişilere karşı zamanaşımı süresince müteselsil ve sınırsız olarak sorumlu olmaya devam eder. Bu nedenle ortaklıktan ayrılan …..t Ltd. Şti’nin davacıya karşı sorumluğunun devam ettiği kabul edilmelidir. Bununla birlikte …. Ltd. Şti davalı ….Ticaret A.Ş. tarafından devralınmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 202. maddesine göre; Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Davalı şirket tarafından ….. Ltd. tarafından devralınmış olup devir 26/11/2019 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. Buna göre davalı…ş Ticaret A.Ş’nin sorumluluğu devam etmektedir ve husumetin bu şirkete yöneltilmesi de doğrudur.
Türkiye’de 21/07/2016 tarihinde OHAL ilan edilmiş ve 18/07/2018 tarihinde kaldırılmıştır. Ancak, OHAL sürecinde, OHAL, KHK’ları ile alınan kararlar, günlük ekonomik ticari hayatın durdurulmasına, kısıtlanmasına ilişkin kararlar olmadığı gibi, bu süreç içerisinde ülkede tüm ekonomik faaliyetler OHAL öncesi süreçteki gibi aynen devam etmiştir. Öte yandan davaya konu sözleşme darbe girişiminden ve bu nedenle ilen edilen OHAL’den sonra yapılmış olup davalının basiretli bir tacir olarak teslim süresini öngörmüş olması gereklidir. Dolayısıyla, OHAL nedeniyle taşınmazın teslim tarihine ek süre verilmesi haklı kılınamayacağından bu yöne değinen istinaf nedeni yerinde değildir. Bu bağlamda teslimde gecikme nedeniyle TBK’nın 125/2. maddesi uyarınca, gecikme tazminatından davalıların sorumlu olduğuna yönelik ilk derece mahkemesi kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Davalılarca projenin tasarım süreci hem yerel belediye hem de büyükşehir belediyesinin imar uygulamaları nedeniyle yeniden tasarlandığı, bunun sonucu olarak ortaya çıkan ciddi maliyetlerin proje sürecinin negatif etkilemesinden kaynaklı olarak teslimin sözleşmede kararlaştırılan süreden sonra olduğu sebebine dayalı istinaf isteminde bulunulmuş iseler de; davalılar cevap dilekçesinde bu savunmada bulunmadıkları, beyan dilekçesi ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde bu hususu ileri sürdükleri, sonradan ileri sürülen imar değişikliğine ilişkin gecikme sebebinin savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu ve davacı tarafça buna muvafakat edilmediği, kaldı ki dosya arasında yer alan kayıt ve belgelerden, taşınmazda projelendirme işlemlerinin taraflara arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden önce tamamlandığı anlaşıldığından, bu konuda mahkemece yapılan değerlendirmelerde bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle ve ayrıca mahkemece mahallinde yapılan keşif neticesinde taşınmazların özellikleri nazara alınarak belirlenen gecikme tazminatı usul ve yasaya uygun şekilde hesaplanmış olup, davalıların gecikme tazminatının miktarına ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davalı .. Yatırım A.Ş ve davalı … Ticaret A.Ş.’nin tüm istinaf istemlerinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalılar … A.Ş ile … Ticaret A.Ş.’nin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 4.813,58 TL harçtan peşin alınan 1.203,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.610,18‬ TL karar ve ilam harcının davalı … Yatırım A.Ş’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Alınması gereken 4.813,58 TL harçtan peşin alınan 1.203,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.610,18‬ TL karar ve ilam harcının davalı … Ticaret A.Ş.’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinafa başvuran davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
7- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/12/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan .
e-imzalıdır
Üye .
e-imzalıdır
Üye .
e-imzalıdır
Katip .
e-imzalıdır